MENÜ
İzmir 11°
Gerçek İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Yenilenme nasıl?
İlker Ağın
YAZARLAR
19 Temmuz 2019 Cuma

Yenilenme nasıl?

Bir önceki yazımızda “yenilenme şart” dedim de bunun nasıl olacağı konusundaki düşüncelerimi bu yazıya bırakmıştım. Hep liyakat, performans falan denir de bu kararı  kim verecek?  Kime göre neye göre? Elbette partiyi oluşturan kitle, yani üyeler. Yani demokratik ve gerçek bir temsiliyet… Nasıl mı?

İş mahalleden başlıyor üye ve taban deyince... “Mahalle delege seçimleri çarşaf listeyle olsun” önerisine “ anahtar listelerle hegemonya kurulduğu”  gibi bir karşı argümanı da hep dillendirirler. Öyle olduğunu kabul edelim. Ancak mutlaka taban karşılığı olan , farklılık  farkındalık yaratacak birileri mutlaka bu listeleri delecek ve bir sonraki aşamada bu nitelikteki insanların sayısı artacaktır En azından gücü elinde bulunduran birilerine bir denge-fren unsuru oluşacaktır.
       
İlçe ve İl  Kongreleri ile partinin üst düzey karar organı  PM nin belirlendiği kurultaylar da aynı şekilde...  Kimi karşılığı olan değerli isimlerin il yönetimine ve PM ne girebilmeleri çarşaf listeli seçimler sayesinde olmadı mı? Bu arada bu işi mahalleden başlatmazsanız hep bir üstü tartışmalı olur.  Hiçbir anahtarın açamadığı kilitlere de ihtiyaç var… 
     
Örgütlerin, mahalleden başlayarak bu şekilde belirlenmesi küsme hakkını da ortadan kadırır. Örgütler bu şekilde belirlenirse güçlü olur. Üye yapısı da bu şekilde düzene girer, düzelir. Mevcut üye yapısını da tartışmaya açmak partiyi tartışmaktır. Parti denilen yapı üyelerden oluşur. Buradaki sıkıntıları aşmanın yolu da  bu şekilde demokratik katılımcı bir yapıdır.

Örgütlerin  bu sistemle belirlenmesinden sonra ise Belediye Başkanlığı ve Meclis Üyelikleri ile Milletvekilliği Adaylıkları da mutlaka üye bazlı önseçimle olmalıdır. Geçmiş dönemi hatırlayalım. O  çok tartışmalı önseçim olmasaydı kimi çok değerli isimleri belki parti binasına sokmak istemeyenler olacaktı. Sonra ne oldu. İlk seçim fırsat bilinip öncelikle önseçimle gelenler çizildi. Adaylıklarda istisna sayılıcak sınırlılıkta olmak koşuluyla  kontenjana da karşı değilim üstelik. 

Sistemi bu şekilde zorunlu kılarsanız ne olur ne olmaz? Aslında olmazları daha fazla. 
Güçlü ve liyakata dayalı bir örgüt olur. Yenilenmiş dinamik bir parti olur. Parti programlarını bilmeye zorunlu ve bunları tabana anlatacak yöneticiler olur. Örgütle yerel yöneticiler ve milletvekilleri daha içiçe ve koordineli olur.  Üye yapısı en azından birkaç yöneticisinin adını bilecek ve yazabileceklerden olur ; en fazla ikinci dönemde çok daha düzgün olur.  Seçilmişler örgüte üyeye ve tabana yakın olur. Daha çok sokakta, işte, eylemde olur.  Mücedeleci olur. Tabanda daha çok aidiyet olur.  Partiye ve yöneticilerine  güven olur. Omurgalı siyaset ve siyasetçiler olur. Bu kadar olur. 
     
Küskünlük olmaz ; küsmeye kimsenin hakkı olmaz. Kimseye bir kez  oturduğu  koltuk ömür boyu hak olmaz. Şu an belediye başkan ve milletvekillerinden çoğu olmaz. Yumuşak jöle kıvamında, cılız sesli, mış gibi yapan siyasetçiler olmaz. Devşirmeler ve beslemeler olmaz. Onun kızı, bunun oğlu, şunun yeğeni, bunamışlar, dinazorlar v.s. suyun başında olmaz.  Ömründe hiçbir şey üretmemiş, bir örgütlü mücadelenin içinde olmamış,  kolay yönetilebilmekten ve yönlendirilebilmekten, birilerinin maşası  olmaktan başka niteliği olmayanlar meclis üyesi ya da delege vs. olmaz. Mevcut  belediye başkanlarının, meclis üyelerinin, milletvekillerinin çoğu  olmaz. PM ve MYK yapısının da önemli bir kısmı orada  olmaz. Kendi yerelinde iki dönemi il olmak üzere yıllarca  yaptığı belediye başkanlığını rakip partiye kaptırıp bir daha kazandıramayan biri  “Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı “ olmaz. Malatya'da yaptıklarıyla Malatyalı seçmeleri bağlan birinin elinde İzmir listelerini onaylama yetkisi olmaz. Tutarsız güven kırıcı söylemler olmaz. Olmaz da olmaz.

Olurlara bir şey ekleyelim. İhtiyaç olan bu demokratik iklimle CHP olursa  ancak böyle  iktidar olur.
                                                  ***
Bu kadar siyaset bence de yeter.  Biraz da benden çok istenen “Tarım ve Gıda” konularında yazmak şart oldu. Özellikle  “Tarım ve Sağlıklı Gıdaya Erişim”  konulu, Sayın Tunç Soyer’in ortak akıl oluşturma amacıyla düzenlediği geniş katılımlı toplantıdan sonra…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gerçek İzmir