GERÇEKİZMİR - İzmir Büyükşehir Belediyesi Konak Meydanı'ndaki ana hizmet binasının inşasına karşılık Basmane Çukuru olarak anılan yerdeki hisselerini devretmeye hazırlanırken yaşanan tartışmalara ilişkin TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu tarafından bir açıklama yapıldı.
TMMOB tarafından yapılan açıklamanın tamamı şöyle;
FERAGAT “HAK SAHİBİ OLUNAN BİR ŞEYDEN” VAZGEÇMEK DEMEKTİR!
BASMANE ÇUKURU; KAMUYA, İZMİRE VE İZMİRLİYE AİTTİR!
KAMUYA AİT OLANDAN FERAGAT EDİLEMEZ!
İzmir Büyükşehir Belediyesi resmi internet sitesinde yayımlanan, 20.08.2024 tarihli “Belediye binasının yapımına karşılık Basmane Çukuru’ndan şartlı feragat” başlıklı haber ile [1]; “TMSF ile imzalanacak anlaşmaya göre İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Basmane Çukurundaki payından vazgeçeceği, karşılığında ise 2020 yılındaki depremde hasar gördüğü için yıkımına karar verilen Büyükşehir Belediyesi Ana Hizmet Binası’nın TMSF tarafından yeniden aynı yerinde inşa edileceği” kamuoyuna duyurulmuştur. İlgili haber ile; Basmane Çukuru’nun ve Belediye Hizmet Binasının “kentin iki önemli sorunu” olduğu ve söz konusu “feragatin” “yüksek kamu yararı” içerdiği ifade edilmiştir.
Evet, Basmane Çukuru da Belediye Hizmet Binası da “iki önemli sorundur”. Ancak, sorunu doğru tarif edebilmek, soruna yönelik bilimsel ve teknik bir çözüm üretebilmenin ilk ve en önemli aşamasıdır:
Basmane Çukuru, kamuya ait olan bir mülk iken süreç içerisinde türlü yetki ihlalleri ile kamunun elinden çıkarılmış ve adeta sermayeye teslim edilmiştir. Buradaki asıl sorun kamuya ait olandan kamunun vazgeçmesidir!
Belediye Hizmet Binasını sorun yapan ise 12.012 km²’lik büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde Büyükşehir Belediyesinin hizmet binası için bir mülkiyeti bulamamasıdır!
Her iki konuyu birlikte ele aldığımızda görüyoruz ki; iki sorunun da temel kaynağı kamu mülklerinden vazgeçilmesidir!
Bu doğrultuda da çözümün “feragat” olmadığı oldukça açıktır!
Basmane Çukuru’nun hikâyesi gerçek sorunu da çözümü de olduğu gibi yansıtmaktadır!
Basmane Çukuru’nun hikâyesi “yerel yönetim olanaklarının kamu yararına aykırı olarak sermaye yararına kullanılması sonucunda kamuya ait olan bir mülkün yasal dayanak ve meşruiyet açısından oldukça problemli, soru işaretleri içeren bir kent suçu olarak sermaye için nasıl çukur haline getirildiğinin” hikâyesidir!
Sürecin başlangıcı, 102 yıl öncesine tarihlenmektedir. Basmane Çukuru olarak adlandırılan bölgede, 1922 tarihli İzmir Yangını öncesinde Ermeni Hastanesi yer almaktadır. Yangın sonrasında ise bu alan uzun bir süre şehiriçi ve şehirlerarası ulaşımın gerçekleştirildiği garaj alanı olarak kullanılmıştır. Basmane Çukuru’nun sermayeye teslim edilişine yol açan ilk adımlar 1990’lı yıllarda atılmıştır. 1990’lı yılların başında Belediye tarafından “Kültürpark Mimari Proje Yarışması” açılmış ve yarışmayı kazanan proje ile alanda “borsa binaları, otel, kongre merkezi, açık sergileme alanları” gibi yapılaşma hedefleri gündeme getirilmiştir.
1991 yılında Yüksel Çakmur döneminde onaylanan 20.08.1991 tarihli 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planında “Basmane Çukuru” ile Kültürpark’ın da içinde olduğu üç farklı bölge belirlenmiştir. Bu bölgeleme ile Basmane Çukuru yani o zamanki Eski ESHOT garajı alanı ,"C" Bölgesi - “Otel-Kongre Merkezi” olarak belirlenmiştir.
1995 yılında Burhan Özfatura döneminde 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği onaylanmış ve yarışma projesi ile hedeflenen kullanımlar ile benzer ancak hazırlanan projeden yaklaşık iki kat fazla olacak şekilde (162.579 m²) inşaat hakkı öngörülmüştür. Kısacası plan aracılığıyla alanın rantı oldukça yüksek bir düzeye çekilmiş ve Basmane Çukuru adeta “yatırımcısını bekler hale” getirilmiştir.
1997 yılında ise İBŞB; kamuya ait olan Basmane Çukuru mülkünü kat karşılığı inşaat sözleşmesi karşılığında ihale etmiştir. Bu ihale ile hem Belediyenin para kazanması hem sözleşmeye konu alanda belediyeye ait kullanımların inşa edilmesi hem de Alsancak Bölgesinde yer alan Kahramanlar Otoparkının iki yıl içinde inşa edilerek 15 yıl işletildikten sonra belediyeye devredilmesi öngörülmüştür.
Ancak; ihaleyi kazanan sermaye grubu ve İBŞB arasındaki kat karşılığı sözleşmeye göre tamamı kamuya ait olan mülkün yalnızca %11’i belediyede kalmış, kalan %89’u ise 1999 yerel seçimlerinin hemen öncesinde, seçimlere yaklaşık bir ay kalmışken “ihaleyi alan sermaye grubuna” teslim edilmiştir! Öyle ki, tapudaki devir işlemine dayanak kabul edilen inşaat projesinin onaylandığı tarihte, yürürlükte olan bir uygulama imar planı bulunmamaktadır.
2000 sonrası yaşanan krizle birlikte ihaleyi kazanan firmanın hisselerine ise TMSF tarafından el konulmuş ve Basmane Çukuru için yeni bir süreç başlamıştır.
2009 yılında Aziz Kocaoğlu döneminde TMSF ve İBŞB arasında yeni bir anlaşmanın yapıldığı, belediye hissesinin %11’den %30’a çıkarıldığı bilgisi paylaşılmış, imar planı notlarına alandaki inşaatın %30’unun “Belediye Hizmet Alanı” olarak kullanılacağı ifadesi eklenmiştir. Ancak söz konusu plan notuna ekleme yapılmasına karşın tapu mülkiyetindeki %11 - %89’luk kat irtifakı dağılımı değişmemiştir.
Süreç içerisinde farklı dönemlerde TMSF tarafından yapılan hisse satışı sonucunda başka bir sermaye grubu ihaleyi almış ancak alana ilişkin imar planlarının iptal edilmesi ve süresi içerisinde inşaata başlanmaması nedeniyle ihaleyi kazanan firma hisselerini TMSF’ye tekrar iade etmiştir. Hatırlanacağı üzere; projeyi kazanan firma tarafından basınla paylaşılan görseller ile Kültürpark Revizyon Projesinin aynı dönemde gündeme gelmesi İzmir kamuoyundaki önemli tartışma konularından biri haline gelmiştir.
2019 yılı sonrasında, Tunç Soyer döneminde, önce, TMSF ile çeşitli görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Görüşmelerin içeriği, belediye mülkiyetindeki kimi taşınmazların Basmane Çukuru karşılığında TMSF’ye devredilmesini kapsamaktadır. TMSF ile Soyer idaresindeki İzmir Büyükşehir Belediyesinin anlaşamaması üzerine, İBŞB tarafından 1997 tarihli sözleşmenin geriye doğru feshi davası açılarak kat irtifakı kurularak devredilen tapuların iptali istenmiştir. Söz konusu dava sürecinde, devredilen tapuları alması yönünde bilirkişilerin İBŞB lehine görüşü olduğu bilinmektedir.
Geldiğimiz süreçte ise Basmane Çukuru pazarlık konusu edilmiş, sözleşmenin geriye doğru feshi davası devam ederken ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Basmane Çukurundaki hisselerin tamamına sahip olması gündemde iken, hisselerinin TMSF’ye devri hakkında protokol hazırlığı yapılması ve hisse devri karşılığında hizmet binası yapılması konuları İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi gündemine taşınmıştır.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Eski Hizmet Binasının yer aldığı Konak İlçesi, Ahmetağa Mahallesi, 7559 ada, 1 parsele ilişkin 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı Değişikliği, İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 11.07.2024 tarihli ve 17937 sayılı kararı doğrultusunda İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin 16.08.2024 tarihli ve 04.828 sayılı kararı ile onaylanarak 25.09.2024 tarihinde askıya çıkarılmıştır. Söz konusu plan değişikliği ile “Mülkiyeti İzmir Büyükşehir Belediyesine ait 7599 ada 1 parselin mülkiyet sınırı, imar ve kitle hattıdır” şeklinde plan notu eklenmiştir [2].
Bu kararın altında imzası olanlara soruyoruz:
Bu kentte geçmişte kamuya ait olan Tekel, TRT ve Hilton arazileri gibi çok sayıda alan teker teker satılmasıydı; belediye hizmet binası yapmak için mülkiyet bulmakta bu kadar zorlanılır mıydı?
Geçmişte tamamen kamunun mülkiyetinde bulunan ve yeniden bedelsiz olarak kamu mülkiyetine geçmesi mümkün olan bir alandan feragat edilmeseydi; belediye hizmet binası yapılamaz mıydı?
Meslek odaları olarak, yaşanan soruna bilimsel ve teknik çözüm üretebilmek ve gerçek “kamu yararının” sağlanabilmesi adına yapılması gerekenleri bir kez daha ısrarla ve kararlılıkla sıralıyoruz:
Basmane Çukuruna ilişkin imzalanan protokol, sözleşme, yazışma gibi her türlü belge eksiksiz olarak kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
1/5000 ölçekli Nazım İmar Planına uygun 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı onaylanmadan düzenlenen ihale ve sonrasındaki kat irtifakına dayalı tapu devri, iptal edilmelidir.
Sürece ilişkin ayrıntılı soruşturma süreci yürütülmeli, hukuka aykırı belgelerde sorumluluğu bulunanlar ortaya çıkarılmalıdır.
Aksi takdirde belediye; kendi hakkı olan bir taşınmazı satmış, hukuksuz işlemlerin tamamının üzerini örtmüş, “parası yetmediği” iddiası ile alanın satışına “meşruiyet” kazandırmaya çalışmış ve yeniden bütün bu yağma hikâyesinin bir parçası olmuş olacaktır.
Alanın yeniden bedelsiz olarak kamu mülkiyetine geçmesi ve kamusal hizmet sunumu için kullanılması sağlanmalıdır.
Meslek odaları olarak; kamuya ait olan Basmane Çukurunun tarihsel geçmişinden ve kent bütününden kopuk bir şekilde, hukuka ve kamu yararına aykırı olarak toplumun ortak yararından koparılıp bir grup azınlığın çıkarı haline getirilmesi karşısında sessiz kalmayacağız.
Kamuya ait olan mülklerin kamu yararına aykırı bir şekilde sermayeye teslim edilmesinin ne kamu yararıyla ne de “yüksek” kamu yararıyla herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır. Kamuya ait mülklerden vazgeçmek yalnızca geleceğe yeni ve geri dönüşü imkânsız kentsel sorunlar bırakmaktır. Bu nedenle, tüm İzmir halkını bize ait olanı hep birlikte savunmak, korumak ve kazanmak için mücadelemize davet ediyoruz!
BASMANE ÇUKURU; KAMUYA, İZMİR’E VE İZMİRLİYE AİTTİR!
KAMUYA AİT OLANDAN FERAGAT EDİLEMEZ!
EGS 10 Ekim 2024 Perşembe 14:18
|