Efe Can TAN/GERÇEKİZMİR - Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) İzmir Milletvekili Tacettin Bayır ülke ve İzmir gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu.
Anketlerde AK Parti’nin birinci parti olarak gözükmesinin nedenini "İnsanların anketlere doğru yanıt verdiklerini düşünmüyorum" diye açıklarken, CHP Genel Başkanı hakkında ise "Kılıçdaroğlu ilginç bir insan" sözlerini kullandı. Bayır, CHP’nin son dönemde artan saha çalışmalarını ise "Ben 38 yıldır aktif siyasetteyim CHP’nin bu kadar sahada, bu kadar aktif olduğunu ilk defa görüyorum" sözleriyle anlattı.
CHP İzmir Milletvekilli, 4 ilçede yapılacak kongreler ve Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü’nün İzmir Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclis Grup Başkan Vekilliği adaylığı açıklaması hakkında da çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
"ESNAFA DOKUNUYORSUN AĞLIYOR!"
CHP İzmir Milletvekili Bayır sözlerine son dönemde kentte gerçekleştirilen esnaf, saha çalışmalarını ve ortaya çıkan ekonomik manzarayı değerlendirerek başladı.
Bayır, "Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun talimatıyla önce milletvekilimizin olmadığı illerde çalışmalar yaptık. 25’er milletvekili zayıf olduğumuz ya da hiç milletvekili çıkaramadığımız illere gittik. Odaları, dernekleri gezdik, sanayi sitelerini gezdik. 2 yıldır yoğun biçimde yapıyoruz. 38 yıldır aktif siyasetteyim Trabzon’dan İskenderun’a bir çizgi çektiğinde öbür tarafa çok fazla gitmezdi parti çalışmaları ama bu Kemal Bey ile bu iş kırıldı. Hakkari’ye örneğin gittiğinizde ‘neredesiniz siz kardeşim’ diye sitemler duyuyorduk. Şimdi çok sık gidilir oldu. Ekonomi masası, enerji masası gibi gruplar oluştu, bu gruplar da çalışmalar yapıyor. Bu şekilde çalışmalar yapılınca tabi kendi bölgemizin insanları İzmirliler sitem etmeye başladı İzmir’e gelmiyorsunuz diye ve son dönemde İzmir’de de bir çalışma başladı. İl Başkanı ve milletvekilleri bir toplantı yaptık metropolde bir çalışma yapalım dedik. Son günlerde Kemalpaşa, Konak, Karabağlar, Gaziemir buralarda çalışmalar yaptık. Saat 10’da başlıyoruz 4’e, 5’e kadar sürüyor her dükkana girip, esnafa soruyoruz tabi bir dokunuyoruz, bin ah işitiyoruz. Neden? Yılbaşında biliyorsunuz fiyat artışları ve enflasyona paralel asgari ücrette artış yapıldı. Memurlarla ilgili de yüzde 30’a yakın bir zam oldu, emeklilere de yüzde 26, 27 civarında bir zam geldi ama tabi bunlar aynı anda kaşıkla vatandaşa verdikleri artışları kepçeyle geri aldılar. Elektriğe yüzde 127 zam yapıldı mesela. Benzini, mazotu takip etmek mümkün değil. Diğer taraftan doğalgazdaki zamlar… Vatandaş biraz nefes alacağım derken özellikle dolaylı vergide benzine, mazota getirilen ek vergilerle, sigaraya ve içkiye gelen ek vergilerle millet ne olduğunu şaşırdı. Esnaf şunu söylüyor, benim en büyük giderim kiramdı diyor. Dükkan sahibi bana ortak gibiydi diyor, esnaf şimdi hesapta olmayan bir büyük ortak daha çıktı diyor. Elektrik faturası dükkan kirasının iki katı geldi. Dolayısıyla adet adamın biri geldi ‘kardeşim bana da kazandığınız yarısını vereceksiniz’ dedi. Anormal bir şey oldu. Tabi esnaf hemen tedbir alıyor, dört buzdolabı varsa ikisinin fişini geri çekmiş mallar içinde ama çalışmıyor. Dondurma satanlar filan telefon etmişler dondurmacıya bunları geri al diye. Ampulleri led ampule çevirmişler. Asıl çarpıcı olan şey şu; Dükkan kapalı bir mekanda adam bakıyorsun üstünde kazak var ama bir de mont giymiş, klima var klimayı kapatmış garibim, ödeyemeyeceğim diyor çünkü. Ben bin lira verirken, üç bin lira elektrik parası geldi bana ben nasıl çıkarıcam bunu küçücük dükkanda diyor. Hele hele öbür tarafta o gevrek üreten, börek üreten kurabiye üretenlerde bazılarının fırınları elektrikliymiş onlar 26 bin lira, 28 bin lira faturalar ödemişler. Esnaf ziyaretlerimizde dokunuyorsun ağlıyor… Ben diyor battım diyor. Ne yapacaksın dediğimde sökücem bunu diyor, fırının içine odun atıcam, odun fırını yapıcam diyor. Baca sorunu ne olacak dediğimde o da bacayı nasıl halledeceğini bilemiyor. Yani bu tür çözümler üretmeye çalışıyorlar. Kemeraltı’ndaydık geçtiğimiz günlerde orada boş dükkan bulmak çok zordur ama devren kiralık diye bir sürü ilan gördüm. Adam tezgahı ile sistemiyle ne iş yapıyorsa devredeceğim kiralık, satılık diye notlar var. Bu şunu gösterir özellikle küçük esnafın hali perişan. Özellikle akaryakıta gelen zamların küçük esnafla ilgisi yok gibi gözükse de nakliyeden doğan fiyat farkları var’’ dedi.
"PARAYI KULLANMAYAN DEĞERİNİ BİLEMEZ"
CHP’li Bayır konuşmasının devamında Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ‘Oturduğu sarayda elektrik parası ödemeyen, alışveriş için pazara çıkmayan bir insan piyasada Türk parasının değerinin ne olmadığın bilemez ki’’ sözleriyle eleştirdi.
Bayır şöyle konuştu: 20 yıldır iktidardalar. Bu sıkıntılar yeni değil ki. Bu artık bıçağın kemiğe dayandığı nokta. Çünkü anlayış farkı var. Ne diyor? Güçlü görünmemiz lazım diyor, 13 tane uçağı var adamın, sarayları var yenileri yapılıyor. Şimdi böyle bir anlayışın har vurup harman savuran sanki dedesinden miras kalmış gibi arazileri satan bir anlayışın, oturduğu sarayda elektrik parası ödemeyen, alışveriş için pazara çıkmayan bir insan piyasada Türk parasının değerinin ne olmadığın bilemez ki! Çünkü parayı kullanmıyor, parayı kullanmayan değerini bilemez. Onlar vatandaşın durumunu bilemezler. Şu anki enerji fiyatlarımız Avrupa’da satılanla aynı para diyor doğru aynı para abe kardeşim sendeki asgari ücret 4250 lira, oradaki asgari ücret 2000 bin euro yani 30 bin lira. Şimdi senin paranla onun parası bir değil ki? 30 bin lira alan bir adamı o elektrik faturası, doğalgaz faturası koymaz! Kişi başına düşen gelir anlamında ona ucuz geliyor ama ben öyle bir para kazanmıyorum. Ekonomiyi düzeltmek için yapabildikleri tek şey vatandaşı nerede sıkıştırıp vergi alabilirim! Eğer aldığımız teneffüs hava için bir aparat bulup burnumuza takabilseler aldığımız nefesten de vergi alacaklar. Her şeyimiz vergi, attığımız adım vergi. Uçağa biniyorsun vergi, benzin alıyorsun vergi. Elektrikte TRT payını komisyonda kavga dövüş kaldırdık onu büyüttüler sanki çok büyük bir şey yapılmış gibi hava attılar öbür tarafta yüzde 127 bindirdiniz!’’
"AK PARTİ BENİM ÇOCUĞUMU İŞİNDEN EDER Mİ’ DİYE DÜŞÜNÜYORLAR!"
2021 yılının son döneminde yaşanan döviz krizi ile başlayan, yılbaşında gelen zamlarla devam eden ekonomik darboğaza rağmen AK Parti’nin anketlerde oy düşüşü yaşamasına karşın birinci parti olarak kalmasını iki nedene bağlıyor Bayır:
Bunun iki nedeni var; Birincisi son zamanlarda yapılan anketler bundan 1 yıl önceki, 6 ay önceki anketlere benzemiyor. İttifak bazında baktığında Cumhur İttifakı oylarının ciddi bir düşüşte olduğu net, yüzde 10’dan aşağı değil.
İkincisi; Kamuoyu araştırması yapan şirket ne diyor, 5 bin kişiyi bölüyor vilayetlere ondan sonra açıyor telefonu ‘Alo, araştırma şirketinden arıyorum. Bu Pazar seçim olsa kimse oy verirsiniz’ diye soruyor. Telefonun ucundaki adam ‘Karşıdaki arayan araştırma şirketi dedi ama kim bu, sivil polis mi, bizi mimleyecek mi, ben CHP dersem bunlar bize oy vermiyor deyip AK Parti benim çocuğumu işimden eder mi’ diye düşünüyor çünkü bunu yapıyorlar. Dolayısıyla bu insanların da bu anketlere doğru yanıt verdiklerini düşünmüyorum. Son zamanlarda gezdiğim yerlerde Kırşehir, Kastamonu ve Hakkari’de daha önce devletin memurundan korkarak konuşamayan insanlar en yüksek sesle konuşmaya başlamışlar. ‘Ne olacaksa olsun, asacak değiller ya beni’ diyorlar artık. Herhalde dünyanın hiç bir yerinde bir Cumhurbaşkanı kendi vatandaşına bu kadar dava açmamıştır, bunun başka örneği yoktur. Kendi vatandaşı ile kavga eden bir Cumhurbaşkanımız var bizim şu anda. Burada toplumun haber alma özgürlüğünü kısıtlamışsın, Allahtan sosyal medya var da kısıtlayamıyor tam olarak ki onu da terbiye etmek için RTÜK sopası var, cezalar veriyorlar. İnsanları korkutmak için Sedef Kabaş’a yaptıkları gibi olayları bir iki tane numune yapıyorlar diyorlar ki ‘ben bunu bile alır atarım’ mesaj veriyor, benim hakkımda konuşma diyor. Zaten 10 yıldır yapılıyor. Ben il başkanıyken yargılanmıştım Cumhurbaşkanına hakaretten hem de o kadar haksız bir şeyden. Bu tek adam diktatörlüğünün bir politikası insanları sindirmek zaten medyayı kendine bağlı hale getirmek için hem ilan verirken hem de RTÜK’le ceza keserken herkesi kendine tabi hale getirmeye çalışıyorsun...
10 TANE HABERE BİR BUZDOLABI!
Saha mesaisinde bir esnaf ile yaşadığı diyaloğu anlatan Bayır, ‘’Konak’ta bana bir bakkal bana bir mesaj gösterdi medya grubundan gelmiş, Hürriyet, Milliyet, Posta grubu var ya sayın iş ortağımız etrafınızda belediye hizmetleri ile ilgili su patlağı, çöpün alınmaması, çukur, budanmamış ağaçlarla ilgili şikayetlerinizi fotoğraflayın tespit edin adresle bize iletin 5 bin puan kazanın. Ne bu 5 bin puan bunu sordum. Bakkal dedi ki 10 tane haber gönderirsek böyle sonunda bize bir tane buzdolabı geliyor dedi. Esnafı gazete muhabiri gibi kullanıp ama sadece ve sadece CHP’nin yerel yönetimleriyle ilgili şikayetleri bize fotoğraflayın bildirin diyor. 40 yıl düşünsem böyle şeytanlık aklıma gelmez! Bunları bile hesaplayacak kadar ileri gidiyorlar!’’ dedi.
"62 YAŞINDAYIM HİÇ BÖYLE ÇALIŞMADIM!"
CHP İzmir’in artan aralıklarla yaptığı saha çalışmalarına değinen Bayır, ‘’Sen mutfaktaki bu yangını söndüremediğin sürece, bu ücretlerle sandıkta sana bunun yanıtını verirler. İnsanlar onlar bizi elektrikle çarptı biz de onları sandıkta oylarımızla çarpacağız diyorlar. Sloganlar geliştirmişler. Ben 38 yıldır aktif siyasetteyim CHP’nin bu kadar sahada, bu kadar aktif olduğunu ilk defa görüyorum. Toplum bizden iktidar olmamızı bekliyor artık. Hiç böyle çalışmadım ben 62 yaşındayım, günde 8 kilometre yürüyor, bin kişinin elini sıkıyorum! Bugün neredeyse her ailenin içinde bir kişi işsiz. İzmir’de 300 bine yakın işsiz insan var. Nasıl olacak bu iş? İşsizlik bu seviyedeyken, mutfaktaki yangın bu kadar yoğunken, bir anne benim iki evladım var, daha önce iki evladıma birer patates ve birer yumurta kaynatabiliyordum ama bugün kocamın bana verdiği para ile bunu yapamıyorum diyorsa bu kadın elbette sandığa gidince çocuklarını besleyememenin, onların yatağa aç gitmesinin hesabını sorar bu iktidardan. Bunun önüne kimse geçemez" diye konuştu.
"İLGİNÇ BİR İNSAN SAYIN KILIÇDAROĞLU"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili son yaptığı açıklamada Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nu kastederek ‘görevlerinde kalacaklar’ sözlerini kullandı. Kılıçdaroğlu Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı kim olmalı anketlerinin genelinde ise oy oranı olarak Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gerisinde...
CHP’li Bayır ‘Kılıçdaroğlu’nun adaylığı seçimi kazanma açısından bir risk mi?’ sorusuna şöyle yanıt verdi, "Birincisi anketler tamamen yüzde yüz doğru bilgi vermiyor. Toplum çünkü korkuyor, dolayısıyla sapmalar olabilir. İkincisi CHP bu ülkede ne zaman demokrasinin önü tıkansa, ne zaman çıkmaz yola girse ekonomik anlamda hep fedakarlık yapan parti olmuştur. Siyasi partilerin barajın yüksek olmasından dolayı baraja takılma riskleri olduğunda önlerini açmak için gün gelmiştir MHP’ye bile omuz vermiştir. Gün gelmiştir HDP’ye omuz vermiştir. gün gelmiştir demokrasinin önünü açmak için 15 milletvekilini gönderip İYİ Parti’nin seçime girmesini sağlamıştır. Bunları hep CHP düşünmüştür. Bunun zaman zaman da ceremesini çekmiştir. Hala Tayyip Erdoğan’ı başımıza Deniz Baykal sarmadı mı diyorlar, evet doğru ama Deniz Baykal bunu demokrasinin önünü açmak için yaptı. Recep Tayyip Erdoğan olduğu için yapmadı. Biz de şimdi İYİ Parti’nin seçime girmesini engellemek isteyen Recep Tayyip Erdoğan’a karşı demokrasi adına 15 kişi gitti oraya ve İYİ Parti’nin meclise girmesini sağladık. Olaya bu boyutta baktığımızda Cumhurbaşkanı adayı kim olmalı noktasında gayet katılımcı, şeffaf, demokratik bir biçimde birlikteliğimiz Millet İttifakı ve 6 tane parti oturup masada konuşuyor. Tabi ki bu partinin kimisinin boyu 5 santim, kimisinin 50 santim, kimisinin boyu 5 metre o ayrı bir şey ama ortak anlaşılan bir şey bu ülkede demokrasi için bu ülkenin aydınlık günlere çıkması ve ekonomik darboğazdan sıyrılması için bu terör belasından kurtulması için bir araya gelme zorunluluğumuz var yani helalleşme dediği Sayın Kılıçdaroğlu’nun. Geçmişteki toplumun devlete, askere, polise, orduya, siyasetçiye olan kızgınlıklarını unutarak birbirimize sarılmamız, helalleşmemiz lazım. Bunu yaparken Kürt, Türk; Alevi, Sünni demeden yapmamız lazım. Din, dil, ırk düşünmeden yapmamız lazım. Devamlı özveride bulunan ilginç bir insan Sayın Kılıçdaroğlu herhalde dünyanın siyasi tarihinde görülmemiş bir örnekle kendisine parti içinde rakip olmuş, kendisini genel başkanlıktan devirmeye kalkan bir adama elini kaldırdı Cumhurbaşkanı adayı gösterdi. Bunu herkes yapmaz. Görülmemiş bir şey bu. Sonucunda şöyle olmuştur, o anlamıştır anlamamıştır o ayrı bir şey bizim gündemimizde yok şimdi ama bir şey var ortak olarak bu insanlar bir araya gelenler bugün bu ülkenin Tayyip Erdoğan’dan kurtulması gerektiği tezinde hem fikir. Biz bu tezde asgari müştereklerde bir araya gelerek yüzde yüz anlaşarak değil" açıklamasını yaptı.
HDP NEDEN 6’LI MASADA YOK?
CHP, İYİ Parti, SAADET, Demokrat Parti, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi’nin genel başkanlarının bir araya geldiği muhalefet masasında HDP’nin olmamasına değinen Bayır, ‘’HDP’liler bize neden 6 partinin başkanlarının bir araya geldiği masada yokuz dediler mesela. Ben de kendilerine şunu söyledim sizin o masada olmamanız kadar doğal bir şey yok. Bir kere siz rüştünüzü zaten ispat etmişsiniz. Meclise girmiş bir partisiniz. O masadakilere dikkat ederseniz bizim dışımızda İYİ Parti’yi de bizim sürüklediğimizi düşünürsek temsiliyet anlamında rüştünü henüz ispat etmiş bir parti yok. Ben seni muhatap olarak alacaksam farklı gözle bakmam lazım, şu kadar milletvekilin var elini kaldırdıkları zaman parlamentoda o farklı ama bugün henüz Davutoğlu’nun milletvekili yok, Babacan’ın yok, diğerlerinin de yok. Belki bu çalışma bittikten sonra yapacağız hesap kitabı bu yüzde 51 işi HDP olmadan olmadığını göreceğiz diyeceğiz ki biz HDP’yi de bu ittifakın içine almak zorundayız beğenirsin beğenmezsin. O gelirse ben kaçarım diyenler çıkacak belki ama onun zamanı bugün değil onun zamanı var. Sayın Kılıçdaroğlu çok güzel götürüyor. Senin oyun yüzde 1 diye tepeden bakmıyor" dedi.
"İL BAŞKANININ HİÇ KARIŞMAMASI GEREKİYOR"
CHP İzmir’de gözler önümüzdeki günlerde gerçekleşecek Bayraklı, Kınık, Torbalı ve Tire ilçe kongrelerine çevrilirken hangi adayı, kim destekliyor kulis ve tartışmaları konuşulmaya devam ediyor. Bayır bu konuda net mesaj vererek ‘İl başkanının bu işe hiç karışmaması gerekiyor’ sözlerini kullandı.
Bayır, ‘’Siyasette il başkanları genel başkanı temsil eder dolayısıyla herhangi bir adayın çıkıp da il başkanlığı beni destekliyor demesi doğru değil, tarafsız olmak zorunda il başkanı. İl başkanı da çıkıp ben bunu destekliyorum demesi de doğru değil. Eğer demokratik bir biçimde ki yarışacaklarsa ki öyle, o ilçenin delegasyonu oyunu verecek kimin bu işi doğru yapacağına inanıyorsa onu seçecek bu kadar basit. Burada il başkanının bu işe hiç karışmaması gerekiyor. Yorum da yapmaması gerekiyor. Ben Deniz Bey’in zaten buna karışacağını düşünmüyorum. Aksi takdirde o zaman seçim yapmaya gerek yok. Genel başkan, talimat verir Deniz Bey atar geçer ama seçim yapıyorsan o zaman demokratik bir biçimde sandıktan çıkanı kabul edeceksin, doğrusu bu. Birini atadığın zaman diğer grup ‘ya bak yine merkezi atama ile tepeden bunu yaptılar, bizim görüşümüzü almadılar’ diyecektir.
‘’HİÇ GÖRMEDİM, OLMAZ YANİ…’’
CHP İzmir’de son günlerin bir numaralı gündemi ise Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü’nün İzmir Büyükşehir Belediyesi Grup Başkan Vekili adaylığını açıklamasından sonra beraberinde gelen tartışmalar. CHP’li Bayır Gümrükçü’nün adaylığı konusunda ‘’Başkan vekilliği için metropol belediye başkanlığının ben hiç bırakıldığını görmedim! Olmaz yani…’’ sözlerini kullandı.
Bayır, ‘’Bizde parti tüzüğümüze göre büyükşehir belediyesinin meclis grup başkanvekili il başkanıdır bunun şu andaki mevcut il başkanımızla Tunç Soyer’in arasının açık olduğu algısı bir kesim tarafından sürekli dile getiriliyor. Bu hep böyle olmuştur benim de Aziz Bey’le çalışırken aramın açık olduğu ifade edilmiştir. Ne hikmetse büyükşehir belediye başkanları ile il başkanları hep birbirlerine karşıymış gibi bir hava doğurulur bunu medya da yapar partililer de yapar. Başka türlü de haber çıkmaz zaten! Burada meclis üyesi olan tüm arkadaşların Tunç Soyer’in başkan vekilliğine aday olmak gibi de bir hakkı var ama tabi bir de bizim geleneklerimiz var. Bir kere bir metropol belediye başkanı kendisi yerine vekalet edecek adamı bilmek ister, tanımak ister teslim ettiği adamın işi doğru yapmasını ister. Dolayısıyla onun fikri alınmalıdır. Tunç Bey’in fikri alınmadan vekalet söz konusu olmaz. İl başkanının da fikri alınmalıdır, onun da onayından geçmelidir. Onların fikri alınmadan yapılacak bir adaylık zorlama her iki tarafı da karşı karşıya getirir. Utku arkadaşımız zaten söylemiş Tunç Bey ‘ben istemiyorum mevcut belediye başkanı’ derse çekilir. İşin doğrusu geleneklerimizde meclis üyeliği bırakılır ama başkan vekilliği için metropol belediye başkanlığının ben hiç bırakıldığını görmedim! Olmaz yani… Çünkü şöyle bir sıkıntı var; Atıyorum sizin 7 tane metropol ilçeniz var Karşıyakası, Bornovası, Bucası bir ilçe belediye başkanı başkan vekili olabiliyorsa büyükşehirde ötekiler niye olmasın ben niye olmayayım diye hepsi aday olmaya kalkar ama geleneğimizde böyle bir talepte bulunulmadı bugüne kadar diye o arkadaşımız ikna edilebilir, kenara çekilebilir’’ dedi.
"KENDİLERİNDE OLMAYAN KENTE FARKLI DAVRANIYORLAR’’
İzmir siyasetinin önemli gündemlerinden birisi ise CHP ve AK Parti’li isimler arasında yaşanan iktidar İzmir’e gerekli yatırım bütçesini ayırmıyor tartışmaları. Bayır konuya dair şu açıklamalarda bulundu, ’’İzmir’in bir takım kalıcı sorunları var. İzmir’in bunu sadece kendi imkanları ile çözebilmesi çok kolay değil ama şöyle bir haksızlığı da yaşıyoruz. Örneğin biz Aziz Kocaoğlu döneminde de Ahmet Piriştina döneminde de metroyu harcamalarda devletin desteğini almadan yaptık. Oysa İstanbul ve Ankara AKP’nin elindeyken devlet destek verdi, harcamaların tamamı karşılandı ama biz örneğin İzmir’deki Fahrettin Altay metrosunu İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kendi bütçesi ile yaptık. Bu önemli, kendi göbeğini kendi kesti. Ödedi vergileri devlete, devlet kişi başına kişi başına düşen vergi payından iadesini yaptı o para ile biz başka yatırımlar yapabilirken metro yaptık ama AKP’nin İstanbul ve Ankara belediye başkanları devletten aldığı para ile yaptı. Kendine kalan diğer payla da başka yatırımlar yaptılar. Gönül isterdi ki Karabağlar Yeşillik Caddesi’nde battı çıktılardan iki tane daha olsaydı, gönül isterdi ki Alsancak’ta trafik sıkışmasına yönelik belki tramvayı havaya kaldırmak belki yerin altına almak şehir merkezindeki trafiği rahatlatmak, gönül isterdi ki Kemeraltı’nı gece yaşayan bir yer haline getirmek, turistlerin gezdiği eğlence merkezi haline getirmek bunları isterdi gönül. Gönül isterdi ki İnciraltı’ndaki restoranların önüne devasa yolcu gemileri turist getirsin oradan Teleferik ile yukarıya çıkarsaydık oradan yine tramvaya bindirip İkiçeşmelik’ten Kadıfekale’ye çıkarsaydık, turizm gelirlerimiz artsaydı. Bunlar Tunç Soyer’in projelerinde var, yapacak bunları ama yapmak için kaynak lazım. Örneğim şimdi bir kaynak buluyorsunuz yurtdışından ama bu kaynağı hemen alamıyorsunuz, Cumhurbaşkanlığınının onayına sunuyorsunuz o imzalarsa evet sen bu kaynağı kullanabilirsin diye alabiliyorsunuz. Şimdi bugün itibariyle İzmir halkı devletinden 40 lira vergi ödüyorsa bunun 1 lirasını geri alıyor ama aynı şeyi Kayseri, Rize’ye baktığım zaman öyle görmüyorum. Kayseri 30 lira vergi veriyorsa 15 lirasını geri alıyor. Kendilerinde olmayan kentlere daha farklı davranıyorlar. ‘Oraya yatırım yaparsak Cehape yaptı’ algısı oluşur diye orayı tam tersine cezalandırıyorlar. Şimdi İzmir yeni bir çevreyolu ister mi ister ama bunu devletin yapması lazım benim sana aslan payından bir miktar buna ayıracaksın.’’
Aysun Serenlim 24 Şubat 2022 Perşembe 09:39
|