"Afet yönetiminde eşit temsil sağlanmalı!"
İzmir’de ‘İklim Eyleminde Kadın Liderler Topluluğu’ tarafından iklim değişikliği ve afet yönetiminde toplumsal cinsiyet eşitliğinin güçlenmesi amacıyla diyalog toplantısı düzenlendi. Toplantıda uzman isimler, toplumsal cinsiyet eşitliği ve iklim değişikliği arasındaki bağlantıyı ele aldı.
İzmir, geride kalan hafta sonu iklim değişikliği ve afet yönetiminde toplumsal cinsiyet eşitliğinin güçlenmesi amacıyla düzenlenen önemli bir diyalog toplantısına ev sahipliği yaptı. Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı’nın katkıları ve Kalkınmada Kadının Sağlık Hakkı Derneği kolaylaştırıcılığında katılımcı bir şekilde kurulan ‘İklim Eyleminde Kadın Liderler Topluluğu’ tarafından düzenlenen toplantı, farklı disiplinlerden akademisyenler, sivil toplum temsilcileri, uzmanlar ve aktivistlerin katılımıyla gerçekleşti. Toplantı, toplumsal cinsiyet eşitliği odaklı iklim değişikliği ve afet yönetişimi hakkında önemli bir diyalogun başlangıcı olarak dikkat çekti. Toplantıda farklı disiplinlerden konuşmacılar ve panelistler, toplumsal cinsiyet eşitliği ve iklim değişikliği arasındaki bağlantıyı ele aldılar.
UZMAN İSİMLERDEN ÖNEMLİ SUNUMLAR
Toplantıda Prof. Dr. Gül Ertem ‘Afet Durumlarında Kadın ve Üreme Sağlığı’, Av. Fatma Işık Öz ‘Afet Hukuku ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’, Sosyal Hizmet Uzmanı Berfin Egeli ‘Çoklu Krizlerde Psikososyal Destek Sürecinin Yönetilmesi’, Uzm. Hem. Emine Gök ise ‘Afet Riski ve Dayanıklılığın Cinsiyet Dinamikleri’ konulu sunumlar gerçekleştirdiler. Toplantının ikinci gününde ise “Toplumsal cinsiyete duyarlı afet yönetimi için neler yapılmalı?” teması altında politika önerileri geliştirme atölye çalışması yapıldı.
DAHA İYİ BİR GELECEK İÇİN ÖNEMLİ ADIM
Etkinlik hakkında konuşan İklim Eyleminde Kadın Liderler Topluluğu Kurucusu ve Kalkınmada Kadının Sağlık Hakkı Derneği Başkanı Emine Gök, toplumun kadın liderlerinin, iklim değişikliği etkilerine karşı dayanıklılığın artırılmasında kilit bir rol oynadığını vurguladı. Gök, “Toplantının öne çıkan konularından biri kadın liderlerin iklim eylemi ve afet yönetişimi alanlarında nasıl daha fazla temsil edilmesi gerektiği konusuydu. Katılımcılar, karar alma süreçlerinde kadınların daha fazla söz sahibi olması gerektiğine dikkat çekti ve bu noktada yapısal değişikliklerin önemini vurguladılar. İzmir’deki bu diyalog toplantısı, iklim değişikliği ve afet yönetişimi alanlarında ilham verici bir değişim yaratma amacı taşıyor. Katılımcılar, toplumsal cinsiyet eşitliği odaklı stratejilerin ve politikaların geliştirilmesine yönelik somut adımlar atmışlardır. Aynı zamanda, bu tür toplantılar, farkındalık yaratma ve iş birliği sağlama konusunda da büyük bir rol oynamaktadır. Toplumsal cinsiyet eşitliği, iklim değişikliği ve afet yönetişimi konularındaki bu önemli diyalog, sadece İzmir’de değil, ulusal düzeyde de daha fazla toplumsal cinsiyet eşitliği bilinci yaratma ve uygulamada daha fazla dikkat çekme amacı taşıyor. İzmir’deki bu etkinliğin ardından, katılımcılar kendi yerellerinde ve topluluklarında benzer inisiyatifler başlatma ve daha fazla insanı bu önemli konularda eğitme konusunda kararlıdır. Bu diyalog toplantısı, iklim değişikliği ve afet yönetişimi konularında toplumsal cinsiyet eşitliğini gündeme getirerek, daha iyi bir gelecek için önemli bir adım atıyor” ifadelerini kullandı.
AFET YÖNETİMİNDE EŞİT TEMSİL SAĞLANMALI
İki gün boyunca süren toplantıdan çıkan politika önerileri ise şu şekilde sıralandı: “Afet yönetiminin tüm süreçlerinde eşit temsil sağlanmalı; kadınların, afetlerin sadece mağduru değil, afet yönetiminin her aşamasında, sürecin etkin bir toplumsal aktörü olduğu kabul edilmelidir. Afet yönetimi ile ilgili tüm mevzuat toplumsal cinsiyet eşitliğine uygun hale getirilmeli ve etkin uygulanması için süreçte yer alan tüm aktörler tarafından benimsenmelidir. Bir krize ya da doğal afete müdahale ederken kimseyi geride bırakmayacak ve farklı kesimlerin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde planlama yapılmalıdır. Kadınların ve kızların afet sonrası toparlanma sürecinde öz-dirençliliklerini destekleyecek alanlar yaratılmalıdır. Kadınların iklim değişikliği ve afet yönetimi politika ve programlarındaki tüm karar alma süreçlerine katılma hakkı güvence altına alınmalıdır. Afet riskinin azaltılması ve iklim değişikliği politikalarında kadınlara karşı çoklu kesişen ayrımcılık türleri de dahil olmak üzere her türlü ayrımcılığı ortadan kaldırılmasına yönelik yapısal önlemler alınmalıdır. Yerel ve toplumsal planlama, iklim değişikliği, afete hazırlık, müdahale ve kurtarma bağlamında çeşitli düzeylerde özellikle kadın örgütleri aracılığıyla sivil toplum örgütlerinin sürece katılımını sağlayacak mekanizmalar hazırlanmalıdır. Afet risk değerlendirmeleri yaparken cinsiyet perspektifini dahil etmek ve risk faktörlerini cinsiyete duyarlı bir şekilde analiz etmek için kamusal irade ortaya konulmalıdır. Acil durum planları ve müdahale stratejileri cinsiyete duyarlı bir şekilde oluşturulmalıdır. Afet iletişim stratejileri cinsiyet duyarlı hale getirilmelidir. Afet sonrası toparlanma süreçlerinde eğitim, sağlık, istihdam, barınma gibi hizmetler yapılandırılırken cinsiyet eşitliği gözetilmelidir. Afet yönetimi ve yardım programlarında cinsiyet duyarlılığı sağlanmalıdır. Kadınların özel ihtiyaçları ve güvenlik endişeleri göz önünde bulundurulmalıdır. Afet sonrası şiddeti önlemek için kadın ve çocuklara yönelik şiddeti önleyici tedbirler alınmalıdır. Kadınların cinsel ve üreme sağlığı hizmetlerine erişimi kolaylaştırılmalıdır. Gebelik ve doğum hizmetleri afet döneminde de sağlıklı ve güvenilir bir şekilde devam etmelidir. Kadınların afet sonrası hukuki destek ve adalet erişimine kolayca ulaşabilecekleri mekanizmalar oluşturulmalıdır. Kadınların afetlere karşı dayanıklılığını artırmak için beceri geliştirme programları oluşturulmalıdır. Afetlerin etkilerini azaltmak ve afet politikalarının sürdürülebilirliğini sağlamak için toplumsal cinsiyete duyarlı finansman konusuna öncelik verilmelidir. Acil duruma ilişkin araç ve uygulamalar toplumsal cinsiyet temelli ihtiyaçlara uygun hâle getirilmelidir. Afet risk yönetiminin her aşamasına ilişkin esaslar, her aşama toplumsal cinsiyete duyarlı ve eşitlikçi bir yaklaşımla kurgulanarak detaylı bir şekilde belirlenmelidir. Bütünleşik, içerici ve hak odaklı afet riski yönetimi, toplumun afet risklerine karşı dirençliliğinin artırılması ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin gerçekleştirilmesi bakımından dönüştürücü bir etkiye sahiptir.”