Asgari ücret 1999 – 2015 yıllarını kapsayan dönemde ocak ve temmuz aylarında olmak üzere yılda iki defa belirlendi. 2016 yılından bu yana ise sadece ocak ayında artırılmak üzere yılda bir defa asgari ücret belirleniyor.
2022 yılında uygulanmakta olan net asgari ücret geçen yıla göre yüzde 50.5, brüt asgari ücret de yüzde 40 oranında artırıldı. Yeni asgari ücretin belirlendiği sırada yıllık enflasyon yüzde 21.31 seviyesinde iken, aralık ayında enflasyonun fırlamasıyla 2021 yılı enflasyonu yüzde 36.08 oldu. Bir önceki yılın aynı ayına göre hesaplanan yıllık enflasyon ocakta yüzde 48.69, şubatta yüzde 54.44, martta yüzde 61.14, nisanda yüzde 69.97 ve mayısta yüzde 73.50’ye tırmandı.
Ücretle geçinenlerin en önemli gider kalemini oluşturan gıdada yıllık enflasyon yüzde 92, ulaştırmada ise yüzde 108’e ulaştı.
Yüksek enflasyon, mart ayından itibaren asgari ücrete ara zam tartışmasını gündeme getirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gazetecilerin sorusu üzerine, “Yıl ortasına geldiğimiz zaman Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanım önüme mevcut durumu getirir. Zaten Vedat Bey sendikalarla bugüne kadar samimi görüş alışverişinde bulunmuştur. Yapılacak görüşmeler neticesinde de yıl ortasında böyle bir değerlendirme gerektiğinde biz kesinlikle vatandaşımızdan, hele hele işçimizden böyle bir şeyi esirgemeyiz. Veren el alan elden hayırlıdır” diyerek kapıyı açık bırakmıştı. Son olarak AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, asgari ücrete ikinci zam üzerinde çalışıldığını söyledi.
Habertürk'ten Ahmet Kıvanç'ın haberine göre AK Parti kurmayları, asgari ücret artışının önceki yıllarda olduğu gibi sadece aralık ayında yapılması halinde yüksek oranlı artış gerekeceğini, bu durumda seçim öncesi 2023 yılının ilk yarısında enflasyonda artış olacağını değerlendiriyor. Temmuz ayında ara zam yapılması halinde aralık ayında tek seferde yüksek oranlı zam ihtiyacının da azalacağı görüşü dile getiriliyor.
Temmuz ayında yapılması öngörülen ara zam oranı konusunda bir netlik olmamakla birlikte, beklenti, yüzde 10 – 20 aralığında artış olması yönünde. Asgari ücrete yapılacak zammın, asgari ücretin üzerinde ücretle çalışanlar için de artışı gündeme getirmesi bekleniyor.
2023 YILI ENFLASYONUNA BAZ ETKİSİ AVANTAJI
2022 yılı enflasyon açısından kayıp yıl olarak görülüyor. Asgari ücrete ara zam yapılması halinde, halihazırda yüzde 73.50 düzeyindeki yıllık enflasyonun bu yıl daha da yükselmesinin, baz etkisi dolayısıyla gelecek yıl enflasyonun oransal olarak daha düşük çıkmasını sağlayacağı değerlendiriliyor. Böylece bir taşla iki kuş vurulması amaçlanıyor. Bir yandan kamuoyunun asgari ücrete ara zam beklentisi karşılanacak, bir yandan da bu yıl enflasyonun daha da yükselmesinin yaratacağı baz etkisiyle gelecek yıl daha düşük enflasyon ile seçime gidilmesi sağlanacak.
İŞVERENİN MALİYETİ NASIL AZALTILACAK?
Temmuz ayında asgari ücrette artış yapılabilmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nu toplantıya çağırması gerekiyor. Komisyonda işçi kanadını temsil eden TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, daha önce yaptığı açıklamada asgari ücrete ara zam için temmuz ayını beklemeye gerek olmadığını, aylık enflasyon farkının her ay ücretlere yansıtılmasını istedi.
İşveren kesimini ikna etmek için de ara zammın işveren üzerindeki maliyetini azaltacak formüller aranıyor. Formüller arasında sosyal güvenlik primi işveren payında indirim yer alıyor.
Asgari ücretli işçi için aylık 775 TL tutarında sosyal güvenlik primi işveren payı alınıyor. İşveren priminde indirimin sadece asgari ücretliler ile sınırlı tutulmayıp, tüm çalışanların asgari ücrete kadar olan kazançlarına uygulanması gerekiyor. Bu durumda 18 milyon işçinin asgari ücrete kadar kazançları için ödenen işveren priminin tamamının karşılanması durumunda yıllık 167 milyar TL maliyet ortaya çıkacak. İşveren priminde 5 puanlık indirim yapılmasının da yıllık 54 milyar lira maliyeti olması bekleniyor.
HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, prim indiriminin İŞKUR tarafından karşılanmasını önerdi. İşsizlik Sigortası Fonu’nun varlıkları 103 milyar lira düzeyinde bulunuyor. Fonun ortalama aylık gelirleri 7 milyar, giderleri ise 3.5 milyar lira.
Arslan’ın bir başka önerisi ise asgari ücreti aşan kazançlardan alınan, yüzde 15 vergiye tabi birinci vergi diliminin bir yıl süreyle uygulanmaması oldu. Bu da asgari ücreti aşan kazancın 32 bin liralık kısmının vergi dışı bırakılması anlamına geliyor. (Habertürk)