İzmir'de 30 Ekim 2020'de meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depremde yıkılan binalardan Doğanlar Apartmanı'nın B bloku için yürütülen soruşturma kapsamında haklarında "bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olmak" suçundan dava açılan biri tutuksuz, 2'si tutuklu, biri de firari 4 sanığın yargılanmasına devam edildi.
3. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada tutuklu sanıklardan binanın statik-betonarme proje müellifi M.S.B. hazır bulunurken, tutuklu sanık müteahhit Ç.D, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.
Tutuksuz sanık, müştekiler ve taraf avukatları da salonda hazır bulundu.
Mahkemede ilk olarak depremzedeler ve mağdurlar dinlendi.
Deprem sonrası yıkılan binadan eşi ile aralarında enkazdan 65 saat sonra çıkarılan Elif'in de bulunduğu 3 çocuğu çıkarılan, bir çocuğunu ise kaybeden Oğuz Perinçek, davaya katılmak istediğini belirtti.
Perinçek, "Bu olaya sebebiyet veren müteahhit ve sorumlularla kontrol ve denetim sorumlularından, bize tebligat vermeyen yöneticiden şikayetçiyim" dedi.
Hatice Savran da depremde kızı Eda ve damadı Mert ile torunu Ateş Küçükyumuk'u kaybettiğini belirterek, suçluların cezalandırılması ve davaya katılma talebinin olduğunu belirtti.
"Ben projeyi hazırladım ama yapanlar uygun yapmadılar"
Sanıklardan binanın statik-betonarme proje müellifi M.S.B. ise savunmasında, binanın projesini kendisinin yaptığını ve hatalı olmadığını savundu.
Üzerine atılan suçlamaları kabul etmediğini bildiren M.S.B, "Şikayetçiler haklılar. Ben projeyi hazırladım ama yapanlar uygun yapmadılar. Bina ilk yapıldığında 28 gün bebek gibi bakılması gerekir. Bayraklı Belediyesinin fizik mühendisi binada 'hata yok' dedi. Beton uygulamasında bir hata olabilir. Demir uygulamasında hata yok. 40 yıllık inşaat mühendisiyim. Projeyi o yıllardaki teknik şartnamelere göre yaptım. Devletin verdiği teknik şartnamenin çok üstünde proje yaptım. O civarda 8 katın üzerinde çok yapı yaptım. Statik projeyi verdim. Sonrası şantiye şefinin takibinde." diye konuştu.
Tutuklu sanık müteahhit Ç.D. ise inşaatta kullanılan malzemelerinin kaliteli olduğunu iddia etti.
Mahkemede tanık olarak dinlenen E.A. da 2018 yılında Bayraklı Belediyesi Fen İşleri Dairesi Deprem Etüt Merkezinde inşaat mühendisi olarak çalıştığını ve bina yönetiminin talebi üzerine binada incelemelerde bulunup rapor hazırladıklarını söyledi.
Binada ultrasonik cihazlarla inceleme yapıldığını, proje ve mimariye aykırı durum gözlemlenmediğini ancak gözlemsel testlerde bazı hususların gözlerine çarptığını anlattı.
E.A, şöyle devam etti:
Raporumda dükkan kapılarında sıkışma olduğunu ve tabanlarında bombeler oluştuğunu yazdım. 2 binanın birleştiği noktada blokasyon derzi noktasında dökülmeler olmuştu. İki bina ayrı ayrı hareket etmişti. Binadaki gözlemsel testlerden sonra rapor hazırladık. Binanın performans testine tabi tutulması gerektiğini tavsiye ettik.
Sanıkların tutukluluklarının devamına karar veren mahkeme başkanı, sanık avukatlarının sunduğu raporlara ilişkin de bilirkişi raporu talep etti.
Öte yandan tanıklar dinlenirken sık sık elektrik kesilmesi üzerine mahkeme başkanı bu durumun da tutanaklarda yer almasını istedi. (AA)