MENÜ
İzmir 22°
Gerçek İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
''Ege müsilaj değil, farklı plankton türlerinin tehdidi altında''
Güncel
10 Haziran 2021 Perşembe 15:37

''Ege müsilaj değil, farklı plankton türlerinin tehdidi altında''

Dokuz Eylül Üniversitesi'nde görevli Prof. Dr. Doğan Yaşar, Ege Denizi’nde, kirliliğe bağlı pek çok plankton patlamasının gözlendiğini ancak bunun müsilajdan farklı olduğunu belirterek, “Ege Denizi müsilajın sevdiği bir ortam değil, çünkü burada ağır sanayi bulunmuyor. Ege Denizi yine de farklı plankton türleri bakımından tehdit altında" dedi.

Dokuz Eylül Üniversitesi'nde görevli Prof. Dr. Doğan Yaşar, Ege Denizi’nde, kirliliğe bağlı pek çok plankton patlamasının gözlendiğini ancak bunun müsilajdan farklı olduğunu belirterek, “Ege Denizi müsilajın sevdiği bir ortam değil, çünkü burada ağır sanayi bulunmuyor. Ege Denizi yine de farklı plankton türleri bakımından tehdit altında" dedi.

Marmara Denizi’nde görülen müsilaj istilasının yurt genelinde farklı noktalarda da yaşanabileceğine ilişkin tartışmalar sürerken İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden açıklama yapıldı. Açıklamada, yapılan araştırmaların ilk verilerinde müsilaj ihtimalinin uzak olduğu belirtildi.

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar da Ege Denizi'nde kirliliğe bağlı pek çok plankton patlamasının yaşandığını ancak bunların müsilajdan farklı olduğunu ifade etti. İlk plankton patlamalarının 1950’li yıllarda Ege Denizi’nde görüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Yaşar, "Önceleri 8-10 yılda bir görülen patlamalar nüfus arttıkça sıklaşıyor. Marmara’da da Ege’de de görülenlerin hepsi plankton patlamalarıdır. Kimi kırmızı, kimi beyaz, kimi deniz marulu şeklinde görülür. Bunlar türsel olarak değişse de hepsinin nedeni kirliliktir. Ege Denizi müsilajın sevdiği bir ortam değil, çünkü burada ağır sanayi bulunmuyor. Yine de farklı plankton türleri bakımından tehdit altında. Ege Denizi için Büyük Kanal Projesi ile evsel atıklar önlendi, ancak büyük kaçaklar var. Kasım ve mayıs ayında deniz marullarını gördük. Ege'de önce erozyon önlenmeli, ardından bütün arıtma tesisleri sıkı kontrol edilmelidir" diye konuştu.

‘MARMARA MÜSİLAJ ÜRETEREK DOYDUĞUNU SÖYLEDİ’

Müsilajın deniz sıcaklığından etkilendiğini ifade eden Prof. Dr. Yaşar, şöyle devam etti: “Müsilaj dediğimiz olay, deniz suyu sıcaklığında besleyici elementin çok olduğu ortamlarda gerçekleşen bir olaydır. Müsilaj olayına 85’li yıllardan beri aşinayız. Tehlikeyle ilgili zaman zaman uyardık. Marmara’nın doyduğunu ifade ettik. 2007 yılında Marmara, müsilaj üreterek doyduğunu söyledi. Bunu kulak arkası edince günümüze geldik. Bütün sanayimiz Marmara bölgesinde. Bunların hepsi soğuma suyu alıyor ve yerine sıcak su atıyor. Enerji santrallerimiz de Marmara’da bulunuyor. Bunların hepsi denize sıcak su bırakıyor. Bu yüzden denizlerin özellikle kıyı kesimleri ciddi şekilde ısınıyor. Bu sıcaklık da bu tür canlılar için ideal bir ortam."

Müsilajın iklim değişikliğine bağlı oluşmadığının altını çizen Prof. Dr. Yaşar, “Müsilaj olayını doğaya ve iklim değişikliğine bağlayanlar var. Bu kişilere soruyorum; Size iklim mi bütün sanayinizi oraya kurun, bütün atıklarınızı hiç arıtmadan atın dedi? Bütün bunların değişmesi lazım" ifadesini kullandı. (DHA)

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gerçek İzmir