Büyük kentlerde, kazı yapıldıktan sonra kapatılmayan çukurlar, yağış nedeniyle bozulan ve tamiri yapılmayan yollar, plansız yapılan kazılar, sürücülere trafikte zor anlar yaşatıyor. TÜİK verilerine göre 2022 yılında Türkiye'de toplam 1 milyon 232 bin 957 adet trafik kazası meydana geldi. Bu kazaların 1 milyon 35 bin 696 adedi maddi hasarlı, 197 bin 261 adedi ise ölümlü yaralanmalı trafik kazası olarak istatistiklere yansıdı. Her bin ölümlü yaralanmalı kazanın 4'ü ise yol hatalarından meydana geliyor. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu kapsamında bazı yollar Karayolları Genel Müdürlüğü'nün bazı yollar ise ilgili belediyelerin sorumluluğuna bırakılıyor. Hukukçular, bu kapsamda zarara yol açan çalışmayı yapan kamu kurumunun sorumlu olduğunu belirtti.
'İHMAL KİMDEYSE SORUMLU ODUR'
Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Onur Kaplan, “İdari makamlar tarafından yürütülen bayındırlık ve altyapı çalışmaları çerçevesinde yola açılan çukurların kapatılmaması, yol yapısı ve işaretleme yetersizliği, rögar kapağının gevşek bırakılması, yol çalışması yapılmasına rağmen herhangi bir uyarıcı levha ve benzeri işaretler konulmaması nedenleriyle kişilerin araçlarıyla seyir halindeyken kaza yapması ve çeşitli zararların meydana gelmesi söz konusu olabilir. Bu hallerde ilgili çalışmayı yapmak suretiyle kişilerin zarara uğramasına yol açan idarenin hukuki sorumluluğu söz konusu olacaktır. Çalışmayı belediye ya da Karayolları Genel Müdürlüğü'ne bağlı ekipler yani kim yapmışsa, yol çalışması yapmasına rağmen bu konuda uyarıcı levhaların konulması hususunda ihmal ederek hareket etmişse o kurumun sorumluluğu söz konusu olacaktır" dedi.
'DAVA AÇILABİLİR'
Yoldaki çalışma ya da ihmalden dolayı araçlarda meydana gelen hasar durumunda sürücülerin ne yapması gerektiğine değinen Dr. Kaplan, “Bu durumda araç kaskosu olmadığı için zararını sigorta şirketinden karşılama imkanı olmayan kişiler, yolun trafiğe uygun biçimde tutulmamasından dolayı kaza yapmaları halinde, kaza olgusundan ileri gelen zararlarının tazmini için yerine göre Karayolları Genel Müdürlüğü'ne veya belediyeye idari başvuru yapabilir yahut yargı yoluna başvurarak dava açabilir. Şayet, kişilerin uğradığı maddi ve manevi zararların tazmini için idareye yaptığı başvuru idare tarafından kabul edilirse, dava açmaya gerek olmayacaktır. Bununla birlikte, idare yapılan başvuruyu kabul etmez ve kişinin zararlarını ödemezse, bu durumda zarara uğrayan kişiler tarafından yargı yoluna başvurulması gerekecektir. Bu gibi davalar bakımından kusur oranının tespiti önem arz etmektedir. Yolda bırakılan çukurun kapatılmaması, çukurun açılmasına rağmen yeterli aydınlatmanın yapılmaması yahut yapılan çalışmaya rağmen uyarıcı levha konulmamasının idare açısından hizmet kusuru teşkil ettiği açıksa da kişilerin trafikte seyir halindeyken kusurlu davranışı, zararın kusur oranında idare lehine azalmasına neden olacaktır" açıklamalarında bulundu.
'HUKUKİ SORUMLULUĞUNUN TESPİTİ BAKIMINDAN ÖNEMLİ'
Dr. Kaplan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunun yanında bu kusur oranının tespiti için uyuşmazlık yargı yoluna taşınmışsa, bilirkişi marifetiyle tespit sağlanabilir. Adli yargıda açılacak davalar bakımından kişiler, dava açmadan önce delil tespiti müessesesinden yararlanabilirler. Ayrıca, zarara uğrayan kişiler zararın tazmini için açacakları davalarda yolun kaza anındaki durumunu tespit etmek için polis çağırmak suretiyle durumu tutanak altına aldırabilir. İmkan varsa, kazadan hemen sonra yolun mevcut durumunu görüntü kaydı yapma özelliği olan bilişim araçlarıyla kayıt altına alabilir. Bu durum özellikle idarenin, yolun seyir bakımından güvenli tutulması noktasındaki hizmet kusurunun ve buna bağlı hukuki sorumluluğunun tespiti bakımından önemlidir."
'TRAFİK ZABITASI ÇAĞIRILMALI'
Yaşar Üniversitesi Adalet Meslek Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Güven Süslü ise “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu, açılan bir çukurun kapatılmaması, çukurun açılmasına rağmen yeterli aydınlatmanın yapılmaması yahut yapılan çalışmaya rağmen uyarıcı levha konulmaması gibi sadece zararla sonuçlanmış olayları da trafik kazası kapsamında kabul etmektedir. Ayrıca trafik zabıtası tarafından kazanın oluş şekli ve kaza delillerini tespit etmeye yönelik tutanak düzenlemek üzere kazaya el konulur. Kanunun hükümleri birlikte değerlendirildiğinde belediyelerin sorumlu olduğu karayollarında belediyenin ihmali sonucu oluşan maddi hasarlı kazalarda trafik zabıtasının olay mahalline çağrılması, trafik zabıtası gelene kadar kaza mahallinin durumunun değiştirilmemesi ve meydana gelen kazanın trafik zabıtasınca tutanağa bağlatılarak delillendirilmesi önem taşımaktadır" diye konuştu.(DHA)