Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'de ''Devlet Üstün Fedakarlık Madalyası Tevcih Töreni''nde konuştu.
Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerde fedakarlık gösteren yerli ve yabancı arama kurtarma ekipleriyle Devlet Üstün Fedakarlık Madalyası Tevcih Töreni vesilesiyle bir araya gelindiğini ifade eden Erdoğan, davete icabet ederek, salonda hazır bulunanların büyük bir mutluluk yaşattığını söyledi.
Yurt dışından gelen misafirler başta olmak üzere, herkese ayrı ayrı teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Biliyorsunuz devletimizin 3 farklı kategoride nişan ve madalyası bulunuyor. Kısa süre önce Madalyalar ve Nişanlar Kanunu'nda yaptığımız değişiklikle buna bir tane daha ekleyerek, Üstün Fedakarlık Madalyası ve Nişanı'nı ihdas ettik. Amacımız deprem, sel gibi doğal afetler ile salgın hastalıklara karşı mücadelede kahramanlık sergileyenleri bu madalya ve nişanla ödüllendirmektir. İnşallah biraz sonra takdim edeceğimiz madalya ve nişanlarla yeni uygulamanın ilk adımını atmış olacağız.
Elbette duamız ne ülkemizin ne de dünyadaki bir başka devletin 6 Şubat benzeri felaketlerle asla karşılaşmamasıdır. Biz, kimsenin bizim yaşadıklarımızı yaşamasını da böyle ağır kayıplar ve yıkımlarla sınanmasını da istemeyiz. Ama afetlerin hayatın bir gerçeği olduğunu da unutmuyoruz. En zor günlerimizde yanımızda olan sizler gibi fedakarlık abidelerini ihmal edemeyiz. Gayreti, fedakarlığı, iyiliği karşılıksız bırakmamak bizim kadim kültürümüzün bir gereğidir. İnsanlara teşekkür etmeyen Allah'a da şükretmez. İşte bugünkü törenimizle sizlere teşekkür borcumuzu ödemek istiyoruz."
Deprem sonrası çalışmalarda sembolleşen isimler, kurumlar ile ekiplerin yerli ve yabancı temsilcilerine Devlet Üstün Fedakarlık Madalyası ve Nişanı takdim ederek, deprem bölgesindeki çabaları dolayısıyla şükranlarını sunduğunu belirten Erdoğan, madalya ve nişan alanlarla birlikte arama kurtarma ekiplerine, madencilere, itfaiyecilere, belediyelere, kamu görevlilerine, sivil toplum kuruluşlarına, gönüllülere, yardım çağrısına destek veren tüm yabancılara teşekkür etti.
Salondaki misafirlerin, madalya ve nişana layık görülenlerin ilk grubunu teşkil ettiğini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Asrın felaketine karşı kadını erkeği, genci yaşlısıyla milletimizin tüm fertlerinin tam bir seferberlik ruhu ile harekete geçtiğini biliyoruz. Sadece arama kurtarma ekibi olarak 35 bini aşkın personel bölgede bilfiil görev aldı. Dünyanın 90 farklı ülkesinden gelen 11 bin 320 arama kurtarma ekibi de bizlere omuz verdi. Destek personeli ile beraber toplam 275 bin kamu görevlimiz depremzedelerimizin yardımına gitti. Gönüllülerle birlikte yaklaşık 650 bin insanımız adeta bölgeye akın etti."
Dünyanın her tarafından insanların duasını, desteğini de hissettiklerini belirten Erdoğan, "Kimi elinde avucunda ne varsa göndererek kimi yardım kampanyaları düzenleyerek kimi ülkemize bizzat gelerek acımızı paylaştı, taziyesini sundu, dayanışmasını gösterdi. Biz, daha önce hiçbir karşılık beklemeden kimin imdadına koştuysak onlar da bu zor günlerimizde bizlerin yanında oldu. Afetin ardından 60 ülke ve uluslararası kuruluş bölgeye 250 bine yakın çadır sevk etti. Ayrıca 14'ü halen aktif durumda olan 34 sahra hastanesi kuruldu." dedi.
55 BİN KİŞİYE MADALYA VE NİŞAN
Afrika'dan Asya'ya, Amerika'dan Avrupa'ya dost ve kardeş ülkelerin mali destek taahhüdünde bulunduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bunların hepsini kalbimize yazdık. Kara gün dostlarımızın hepsini tanıyoruz. Yapılan her fedakarlığa, gösterilen her gayrete, verilen her emeğe, depremzedelerimize uzanan her yardım eline minnettarlığımızı farklı şekillerde ifade etmeyi sürdüreceğiz. Üstün Fedakarlık Madalyası ve Nişanı takdim programlarımızı illerimizde valilerimiz, yurt dışı misyonlarımızda da büyükelçilerimiz bizi temsilen devam ettireceklerdir. Yerli-yabancı toplam 55 bin kişiye inşallah bu madalya ve nişanları takdim edeceğiz. Tabii burada bir hususun altını çizmemiz gerektiğini de inanıyorum; bugün tevcih ettiğimiz madalya ve nişanlar manevi birer hatıradır, taltiftir. Ülkemiz ve milletimiz adına edilmiş samimi bir teşekkürün ifadesidir.
Fakat takdir ve taltifin asıl büyüğü, sizlerin depremzedelerimiz başta olmak üzere, 85 milyonun gönlünde edindiğiniz müstesna yerdir. Her biriniz, sergilediğiniz olağanüstü fedakarlıkla adınızı tarihe yazdırdınız. İnanç, köken, dil, kültür farklılıklarına rağmen acımızın, kaderimizin ortak olduğunu bir kez daha gösterdiniz. Ayaza, soğuğa, yağmura ve pek çok imkansızlığa meydan okuyarak, asrın felaketiyle mücadelemizin sembolleri haline geldiniz. Kendi hayatınızı tehlikeye atma pahasına, enkazdan çıkardığınız her canla sayısız mucizeye gözyaşları içinde şahitlik etmemizi sağladınız."
Arama kurtarma ekiplerinin, Türkiye'nin yaşadığı en büyük felakette, yıkıntıların altında sevdikleri kalanlarla birlikte herkese umut aşıladığını vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yerli yabancı ekipler olarak çalışmalarınızla hem milletimizin hem bizim hem de sizleri Türkiye'ye gönderen ülkelerin gurur kaynağı olduğunuz. Rabb'im hepinizden razı olsun. Sizlerin eksikliğini bizlere göndermesin. Ne biz ne de binaların altından çekip aldığınız kardeşlerimiz ne de milletimiz sizlerin bu insanüstü gayretlerini hiçbir zaman unutmayacaktır. Bilhassa deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın sizleri daima minnetle şükranla hayır duasıyla yad ettiğini bilmenizi istiyorum."
Erdoğan, devlet olarak afetle mücadelenin tüm kahramanlarını övünçle, büyük bir iftiharla ve teşekkürle anmayı sürdüreceklerini söyledi. Kahramanmaraş merkezli depremlerinin sadece Türkiye'nin değil insanlık tarihinin en yıkıcı doğal afetlerinden biri olduğunu anımsatan Erdoğan, oldukça geniş bir alana yayılan 11 ili ve 14 milyon vatandaşı derinden sarsan bu depremlerde 50 bin üzerinde kişinin hayatını kaybettiğini belirtti.
Gençleri, ciğerpare evlatları, eli öpülesi anneleri, kamu görevlilerini, işçisinden esnafına, iş adamından sağlıkçısına, çiftçisinden ev hanımına, sporcusundan siyasetçisine kadar nice canı kara toprağın bağrına verdiklerini söyleyen Erdoğan, ardından yaşanan sellerde de 21 kişinin hayatını kaybettiğini hatırlattı.
"BAZI İL VE İLÇELERİMİZDE NEREDEYSE HASAR GÖRMEYEN BİNA KALMADI"
Depremde ve sellerde hayatını kaybeden tüm vatandaşlara Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır dileyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Depremde vefat eden kardeşlerimizin, yarın ruz-i mahşerde şehitlerimizle beraber haşrolacağına yürekten inanıyoruz. İnancımıza göre hükmi şehit sayılan bu kardeşlerimize en büyük mükafatı Rabb'imiz onları cennetiyle, cemaliyle müşerref ederek verecektir. Gerçekten de 6 Şubat depremlerine bizzat maruz kalanlarla, afet sonrasında bölgeye gidenler, şahit olduklarını 'küçük kıyamet' ifadesiyle tarif ettiler. Bilim insanları bu felaketi dünya üzerinde, karada meydana gelen en şiddetli sarsıntı olarak tanımlıyor. İlk depremden sonra 47 tanesi 5 ila 6 büyüklüğü arasında toplam 29 bin 600 artçı sarsıntı meydana geldi. Depremin vurduğu bazı il ve ilçelerimizde neredeyse hasar görmeyen bina kalmadı. Depremler sebebiyle bölge genelinde son güncellemelere göre toplam 872 bin bağımsız kısımdan oluşan 311 bina kullanılamaz hale geldi."
''KONTEYNERLER VE PREFABRİK YAPILARLA BARINMA SORUNLARINI ÇÖZÜYORUZ"
Erdoğan, depremin hemen ardından yaptıkları ziyaretlerde karşı karşıya oldukları afetin büyüklüğünü kendi gözleriyle gördüklerini dile getirdi.
Depremin haberini alır almaz devletin tüm kurumlarını seferber ettikleri gibi 6 Şubat'tan bu yana geçen 79 günlük süreçte de yaraları süratle sarmanın çabası içinde olduklarını anlatan Erdoğan, "Şu anda yaklaşık 3,5 milyon insanımızı, geçici barınma merkezlerinde, kamu tesislerinde ve yurtlarda misafir ediyoruz. Çadırlarının yanı sıra konteynerler ve prefabrik yapılarla barınma sorunlarını çözüyoruz. Bu çerçevede 321 ayrı noktada toplam 781 bin 500 çadırın ve 77 bin konteynerin kurulumunu yaptık. Tahrip olan altyapı ve üstyapıyı yeniden elden geçiriyoruz. Zemin ve diğer etütleri biten yerlerde konutlarımızın temellerini atıyoruz. Bölgedeki 57 bin enkazdan 50 binini kaldırdık. İnşallah Hatay'daki enkazın kalanını da çok kısa sürede tasfiye edeceğiz." dedi.
Erdoğan, şimdiye kadar hane desteği, taşınma ve kira yardımıyla, vefat edenlerin yakınlarına nakdi yardım olarak 28 milyar lira ödeme yaptıklarını dile getirdi.
Bunun dışında çeşitli ayni ve nakdi yardımlarla depremzedelere sahip çıktıklarını, zor günlerinde insanları yalnız bırakmayarak 2 milyon 375 kişiye psikososyal destek hizmeti verdiklerini dile getiren Erdoğan, her gün 4 milyon kişiye üç kap sıcak yemek dağıttıklarını aktardı.
"KÜÇÜK SANAYİ BÖLGELERİMİZİ DE 6 BİN YENİ İŞ YERİYLE AYAĞA KALDIRACAĞIZ"
Daha önce birkaç kez gittikleri deprem yaşanan illeri ramazan ayı boyunca tekrar tekrar ziyaret ettiklerini, bu ziyaretlerde hem depremde yakınlarını kaybeden, evleri yıkılan hayatları altüst olan vatandaşların acısını paylaştıklarını hem de deprem konutlarının temel atma törenlerini gerçekleştirdiklerini belirten Erdoğan, şunları söyledi:
"İlk kazmayı depremden sadece 15 gün sonra 21 Şubat tarihi itibarıyla zaten vurmuştuk. Bayramda da yapımı tamamlanan köy evlerimizi hak sahiplerine teslim etmeye başladık. Bu şekilde inşaat süreci başlatılan konut sayısı 113 bini, temeli atılan konut sayısı 47 bini buldu. Deprem bölgesinde 507 bin konut ve 143 bini köy evi olmak üzere toplam 650 bin yeni yuva yapmayı planlıyoruz. İnşallah 319 bin konutu 1 yıl içinde hak sahiplerine teslim edeceğiz. Küçük sanayi bölgelerimizi de 6 bin yeni iş yeriyle ayağa kaldıracağız.
Bu amaçla kurumlarımızla, belediyelerimizle, sivil toplum kuruluşlarımızla, gönüllülerimiz ve hayırseverlerimizle tam kadro sahadayız. Seçim gündeminden bağımsız olarak 7 gün 24 saat esasına göre deprem bölgesinde çalışıyoruz. Konutuyla, hastanesiyle, kamu binasıyla, tarihi ve kültürel varlıklarıyla, tüm şehirlerimizi eski ihtişamına kavuşturana kadar durmayacağız. Bunun için milletimizden 1 sene mühlet istedik. Nasıl bugüne kadar milletimize verdiğimiz tüm sözleri tuttuysak inşallah deprem bölgesindeki kardeşlerimize de mahcup olmayacağız. Gidenleri geri getiremesek de yaraları tamamen sarıncaya, depremin izlerini tamamen silinceye kadar koşturmaya devam edeceğiz."
İstiklal şairi Mehmet Akif'in "Yeis öyle bir bataklıktır ki düşersen boğulursun, ümide sarıl, sımsıkı seyret, ne olursun." dizelerini okuyan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Evet biz de millet olarak bu topraklardaki bin yılı aşan varlık yokluk mücadelemizde umudumuzu daima diri tuttuk. İmtihan günlerinin ardından müjdelerle dolu güzel günlerin geleceğine dair inancımızı asla kaybetmedik. Asrın felaketini yaşamış, 50 binin üzerinde canımızı toprağa vermiş olsak da bugün de irademiz, kararlılığımız, zorlukların üstesinden gelme azmimiz tamdır. Depremin izlerini süratle silerken ülkemizin hedeflerinin yıkıntıların altında kalmasına müsaade etmiyoruz. Rabb'imizin sabredenlerin, sabırla nusretini isteyenlerin ve yeniden başlayanların yardımcısı olduğuna tüm kalbimize inanıyoruz. Biz de Rabb'imizin rahmeti ve merhametinden asla ümidimizi kesmiyoruz. Tarih boyunca nice badireyi beraber atlattıysak dost ve kardeşlerimizin de desteğiyle bugünkü zorlukların üstesinden de 85 milyon olarak geleceğiz, buna inanıyoruz. Türkiye Yüzyılı'nı omuz omuza, gönül gönüle vererek inşallah hep beraber inşa edeceğiz. Rabb'im yolumuzu, bahtımızı açık etsin. Her birinize fedakarlıklarınız ve üstün gayretleriniz için tekrar teşekkür ediyorum."