Meclis kürsüsünden teklifi eleştiren CHP Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi ve İzmir Milletvekili Mahir Polat, “Önümüze hangi kanunu getirirseniz getirin hukukunuza, ekonominize, insan kaynağınıza, demokrasinize güven duyulmuyorsa para da finans da gelmez, kalkınma da olmaz” dedi.
SAYIŞTAY DENETİMİ ŞART
Teklife göre Türkiye Varlık Fonu tarafından kurulan ve İstanbul Finans Merkezi’nin her türlü yönetim faaliyetini 20 yıl süreyle yönetecek olan anonim şirkete değinen Polat, “Bu ülkenin kanunlarıyla kurulan, bu ülkenin kaynaklarıyla, kamu kaynakları kullanılarak kurulacak şirketlerin Sayıştay denetimine tabi tutulmamasını kabul etmek mümkün değil” dedi.
İBB’NİN YETKİSİ ELİNDEN ALINIYOR
Polat, 31 Mart 2019'dan bugüne yapılan her kanunda mutlaka, belediyelerin yetkilerini ya da gelirlerini gasp edecek bir kanun maddesi olduğuna dikkat çekerek, “Burada da böyle. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin uhdesinde olması gereken yetkilerin kırpılarak, gasp edilerek Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na devredilmesi kabul edilebilir bir durum değil” yorumunu yaptı.
EN LAYIK KENT AMA…
Finans merkezi olarak İstanbul’u değerlendiren Polat, “İstanbul; tarihsel geçmişi, coğrafi konumu, iklimi, kültürel mirası itibarıyla dünyada uluslararası finans merkezi olmaya en layık kentlerden bir tanesi. Birçok pozitif parametre bu konuda varken bir tane negatif parametre var, o da bütün bu pozitif durumu yok eden bir parametre; yirmi yıllık AKP iktidarı” dedi. Küresel Finans Merkezleri Endeksi’nin temel faktörlerine dikkate çeken Polat, “Siyasi istikrar ve hukukun üstünlüğü kavramları açısından ele alacak olursak; ülkemiz dünyada benzeri görülmeyen tek adam rejimi, demokrasi dışı despotik tüm uygulamalara sahip bir yönetimle yönetiliyor. Mesela, İstanbul seçimlerinin iptal edilmesi, tekrarlanması, hatta kamuoyu baskısı olmasa bir daha tekrarlanma ihtimallerinin olması; siyasi istikrarsızlığın en somut kaynaklarından bir tanesi. Hukukun üstünlüğü olarak baktığımızda Dünya Adalet Projesi Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde 2017-2018'de 101'inci sıradayken, 2021 yılında 139 ülke içerisinde 117'inci sıraya gerilemiş hukuksuz bir ülkeyle karşı karşıyayız” yorumunu yaptı.
PARA GÜVENLİ LİMANI SEVER
Polat, “Eğer uluslararası bir finans kurumu kuracaksanız güvenli liman olmak zorundasınız; para gelir ve güvenli bir şekilde gitmek ister. Mahkemeleriniz hukuka dayalı kararlar veremiyorsa, talimatla ve taraflı kararlar veriyorsa para buradan ürker ve gelmez. Bugün 3 haneli enflasyon rakamlarına ulaşmış bir Türkiye gerçeğiyle karşı karşıyayız. Her gün Türk Lirası’nın değer kaybedişi, 2022'nin birinci çeyreğinde 11,4 işsizlik oranının oluşu uluslararası sermaye açısından, finans sektörü açısından ürkütücü bir noktadır. Türkiye, 2015'te 18 milyar dolar civarı doğrudan yatırım alırken bugün, aldığı 14,2 milyar dolar seviyesine gerilemiş durumda. Türkiye'de maalesef kaynak ve ham madde ihracatının yoğun olduğu; teknoloji, ileri teknolojinin ihracatımızdaki payının yetersiz olduğunu göz önüne alırsak bu da önemli bir eksi parametredir. Altyapı faktörlerinin ilerleyişi de maalesef yeterli değildir” yorumunda bulundu.
NİTELİKLİ EĞİTİMDEN UZAĞIZ
Uluslararası Finans Merkezi olmak için gerekli ‘insan kaynağı’ faktörünü de irdeleyen Polat, “Böyle bir finans merkezi kuruyorsunuz, kimi çalıştıracaksınız? Ülkemizde çok fazla Yüksek Öğretim Kurumu var, bir sürü gencimiz buralarda eğitim görüyor fakat uluslararası, gelişmiş ülkelerdeki eğitim kalitesiyle, niteliğiyle bizdeki nitelik aynı değil. Sırf ‘barış bildirgesine imza attı’ diye barış akademisyenlerini üniversitelerimizden kovduk biz, sırf siyasi saiklerle ODTÜ'ye yaptıklarımız, Boğaziçi'nde rektör atamalarımız ve üniversite öğrencilerimize, parlak beyinlere gösterdiğimiz cezaevi sopasıyla nitelikli eğitimden uzak durumdayız. Hasbelkader nitelikli olan öğrencilerimiz de maalesef Türkiye'de durmuyor, ülkemizi terk ediyor” diye konuştu.
YOL BELLİ
Polat, “Bazı verileri istediğimiz kadar saklayalım, yanlış yönetelim, algı yönetelim fakat istatistik bilimi gerçekleri saklamaz. Mesela, 2014 yılında Küresel Finans Merkezi Endeksi'nde eylül raporuna göre, İstanbul Finans Merkezi dünyada 42'nci sıradaymış, 2022'de 64'üncü sıraya gerilemişiz. Dolayısıyla önümüze hangi kanunu getirirseniz getirin hukukunuza, ekonominize, insan kaynağınıza, demokrasinize güven duyulmuyorsa para da finans da gelmez, kalkınma da olmaz. Kalkınma için iyi bir hukuka, özgürlüğe, adalete, evrensel kurallara göre işleyen bir ekonomiye ve demokrasiye ihtiyacımız var. Maalesef yirmi yıllık tecrübeyle sabit; bunu da gerçekleştirecek olan siz değilsiniz, biziz. Sandıktan korkmayın, sandık bütün sorunları çözer. Geliyor gelmekte olan!” diyerek sözlerini tamamladı.