Cumhurbaşkanlığı himayesinde ve Sağlık Bakanlığı tarafından İstanbul'da 24-27 Nisan tarihlerinde Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Kongresi (GETAT) düzenlenecek. Kongre Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT) uygulamalarının bilimsel bir zemine oturtulması hedefini taşıyor.
Tamamen doğal bitkisel yöntemlerle uygulanan ve alternatif tıp yöntemi olarak kabul edilen fitoterapi yöntemiyle tedavi son zamanlarda oldukça popüler hale geldi. İnternetten, aktarlardan "fitoterapi ilacı" adı altında pek çok ilaca ulaşmak mümkün.
Bezmialem Üniversitesi Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı'ndan ve aynı zamanda Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Kongresi (GETAT) 2019 Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Abdurrahim Koçyiğit, "Halkımız fitoterapi ilacı diye aldıkları ürünlere dikkat etsinler" uyarısında bulundu.
Milliyte gazetesinden Mert İnan'ın sorularını yanıtlayan Koçyiğit, "Ciddi riskler söz konusu. Ürünlerin mutlaka hekim kontrolünden geçmiş üzerinde araştırmaların tamamlanmış ve Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılması gerekir" dedi.
Piyasadaki fitoterapi ilaçlarının Sağlık Bakanlığı'ndan izninin yok denecek kadar az olduğuna işaret eden Koçyiğit, "Tarım Bakanlığı'nın ruhsatlandırdığı 3500'ün üzerinde bitkisel ürün var, üzerinde 'İlaç değildir, gıda takviyesi' yazıyor. Ancak fitoterapi uzmanları bu ürünleri ilaç gibi kullanıyor. Bu işten anlamayan sertifika almadan bu işi yapan insanlar mevcut. Sağlık Bakanlığı'ndan ruhsatlı bitkisel ilaçlar üretmeyi hedefliyoruz. Devletin vizyon ve teşviki de önemli. Bitkisel ilaç ve geleneksel tıp yöntemlerine hükümet destek veriyor ancak uygulanan yöntemlerde sıkıntı var. Fitoterapi ürünlerinde ciddi riskler söz konusu. Satılan ürünlerin içerik analizi ve endikasyonları yok. Sadece Sağlık Bakanlığı onaylı ürünlere güvensinler. Çok tanınmış bir firmanın Anadolu'daki fabrikasını gezdik. 150'den fazla ürünü var ancak sadece 7, 8 ürün Sağlık Bakanlığı onaylı. Piyasada herkes kendi adına ilaç üretir hale geldi. Meşhur isimler var. Tarım Bakanlığı'ndan onay alıp kendi ürünlerini piyasaya sürüyorlar. Tedaviye gelen vatandaşlara olası risklere karşı onay formu imzalatıyorlar. Böylelikle yasal sorumluluktan kaçmış oluyorlar. Bazı bitkilerde sıkıntılar olabiliyor. Eczacı Prof. Dr. Erdem Yeşilada araştırma yayınladı. 50 aktarlardan papatya topladı ve ürünlerden sadece birinin gerçek olduğunu ortaya koydu. Aktardan papatya alıp tıbbi ürün yapan kişiler acaba bunun farkında mı? Hastaya gerçekten tıbbi papatya verip vermediğini nereden bileceğiz. "Bitkiden kanser ilacı yaptım' diyorsan, normal ilaç prosedürünü yerine getirmen gerekiyor."
Haberde, kendilerine başvuran bir şirketle yaşadıklarını aktaran Koçyiğit, "Bir bitki özütü getirdiler. Bize gelmeden önce 1 ton ürünü piyasaya sürmüşler. Özütten alakasız ürünler çıktı. Buraların çok iyi denetlenmesi lazım" dedi.
İnsanların yanlış tedavi edildiğini de söyleyen Koçyiğit, fitoterapi uygulamasıyla ilgili de, "Yüksek doz zerdeçal verirsen kanser yaparsın, düşük doz verirsen bu kez kanseri beslersin. Kemoterapi esnasında düşük doz zerdeçal verdiğinde tedavinin etkinliğini azaltmış olursunuz. Bu uygulamaları yapanların eğitimi, bilgisi çok iyi analiz edilmeli. İnsanlar yanlış tedavi ediliyor. Ozon tedavisi oldukça popüler hale geldi. Ozon terapisi uygulayan bir kişiye dozu nasıl ayarladıklarını sorduğumda, 'Hasta kötü hissederse azaltıyorum' cevabını verdi. Ozon tedavisinin laboratuvar ortamında yapılması, hastanın kan düzeyinin sürekli ölçülmesi gerekir" dedi.