İzmir’in Bornova ilçesinde yaşayan Eren Yılmaz, esnaf bir baba ve ev hanımı bir annenin oğlu olarak 2002 yılında dünyaya geldi. Yılmaz ailesi, doğumundan kısa süre sonra down sendromu teşhisi konulan oğulları Eren’in, iyi bir eğitim alabilmesi için tüm imkanlarını seferber etti.
İlkses Gazetesi'nden Çağla Geniş'in haberine göre okul hayatı boyunca kaynaştırma öğrencisi olarak eğitim gören Eren, spora ilgili olduğu fark edilince; yüzme, basketbol ve atletizm gibi farklı branşlarda eğitimler aldı. Kısa sürede hem sosyal yaşantısında hem de spor alanında büyük bir gelişme kaydeden Eren, 9 ay boyunca haftanın 4 günü antrenman yaparak spor lisesi sınavına hazırlandı. Yaşıtlarına göre üstün performans sergileyerek 2017 yılında Buca Atatürk Spor Lisesinde okumaya hak kazandı. Azmiyle herkese örnek olmayı başaran Eren, kısa süre içerisinde Down Sendromu Futsal A Milli Takımı’na seçildi. Katıldığı müsabakalarda önemli başarılara imza atan Eren, 2018 yılında Avrupa Futsal Şampiyonası’nda takımıyla birlikte üçüncülük kürsüsünde yer aldı. Liseden mezun olduktan sonra spor hayatına Down Basketbol Milli Takımı’nda devam eden Eren, Ekim ayında İtalya’da düzenlenen Down Sendromu Avrupa Oyunları’nda takımıyla birlikte bu kez ikincilik gururunu yaşadı. Spordaki başarısı sayesinde eğitim hayatını da önemli okullarda sürdürme imkanı bulan Eren, Ege Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi ‘Antrenörlük Eğitimi Bölümü’nü kazandı. Bir zamanlar ‘takla bile atamaz’ denilen Eren, kendisi gibi özel bireylere örnek olabilmenin gururunu yaşıyor.
HAYAL KURMAKTAN ÇEKİNMİYORUZ
Eğitim hayatı boyunca aşılması güç engellerle karşılaşsa da pes etmeyen Eren’in ablası Seval Yılmaz, “Liseye başladığında bazı uyum problemleri yaşadı. Özellikle öğrencilerin akran zorbalığı ile karşılaştı. Ama sonrasında herkes Eren’i tanıdı ve kaynaştılar. Aslında her geçiş döneminde bazı sorunlar yaşadık diyebilirim. Hatta belki üniversitede de olacaktır, bilemiyoruz. Sürekli bir engel ve umutsuzluk hali ilk zamanlar çok zordu. ‘Eren ne yaparken mutlu’ diye düşünürken, spora olan ilgisini fark ettik. Katıldığı müsabakalarda çok sayıda başarı elde etti. Kısa sürede lisanslı sporcu oldu. Artık Eren için hayal kurmaktan çekinmiyoruz! Üniversiteyi bitirdikten sonra antrenör olmayı çok istiyor, bunun için çok heyecanlı. Kazandığını öğrendiğinde ise çok büyük bir mutluluk yaşadı. Tüm hocalarını aradı, herkese haber verdi. Şimdi ona üniversite ile ilgili bilgiler veriyorum. Liseden farkının ne olacağını anlatmaya çalışıyorum. Şu an dersler online olarak devam ediyor, sadece haftanın 1 günü fakülteye gidecekler. Geçiş dönemi için faydalı olacağını düşünüyorum” dedi.
SEVDİĞİ ŞEYLERİ GÖZLEMLEYİN
Özel çocukları olan ailelere de tavsiyelerde bulunan Yılmaz, “Aslında doğrudan tek bir formül yok ama çocuğun sevdiği şeyleri doğru gözlemlemek gerekiyor. Bizim de o kırılma noktasındaki motivasyonumuz buydu. Bu güzel bir çıkış noktası olabilir. Kaldı ki spor bence hep hayatında içinde devam etmesi gereken bir şey. Özellikle down sendromlu bireylerde metabolizma yavaş, kilo almaya meyilli oluyorlar. Bu konuda zaten spor bir kolaylaştırıcı olabilir. Aileler, çocuklarını ne mutlu ediyorsa oraya yönelsinler. Spor iyi bir yol... Tanıştığım ailelere de sporun Eren’in hayatındaki etkilerini anlatıyorum” ifadelerini kullandı. (Çağla Geniş / İlkses Gazetesi)