İzmir'in Urla ilçesinde yaşayan 3 kız arkadaş, binicilik sporuna dikkati çekmek amacıyla ilçede atlarla dolaşıyor.
Urla'ya 7 kilometre uzaklıktaki Kuşçular Mahallesi'nde yaşayan Ayşegül Vardar, Semra Şahin ile Sude Şekeroğlu, geçen yıl bir çiftlikte binicilik eğitimi almaya başladı. Aradan geçen sürede önemli mesafe kateden 3 arkadaş, profesyonelliğe adım atarak Balıkesir ve Ödemiş'te rahvan at yarışlarına da katıldı.
Lise öğrencisi arkadaşlar, binicilik sporuna dikkati çekmek amacıyla yaz döneminde her yere atla gitme kararı aldı.
Binici pantolonları ve çizmelerini giyip başlarına poşularını bağlayan "Urla'nın atçı kızları" güne çiftlikte "Fırtına", "Yağmur" ve "Sahra" adını verdikleri boylarından büyük atları tımar edip bakımlarını yaparak başlıyor. Çiftlikte kısa bir antrenmanın ardından kızlar ilçenin sahillerinden tarihi mekanlarına kadar her bölgeyi nal sesleri eşliğinde dolaşıyor.
Görenlerin merakla izlediği kızların alışverişlerini de at sırtında yapması ilginç görüntüler oluşuyor. İlçe sakinlerinin "Urla'nın atçı kızları" ismini verdiği gençler, şimdiden ilçenin sembolü oldu.
"Ata binmek babamdan gelen bir alışkanlık"
17 yaşındaki Sema Şahin, lisanslı bir binici olduğunu, 91. Gazi Koşusu'nda Kadın Binici Dostluk Kupası Koşusu'nu kazandığını söyledi.
Atlarıyla dolaşmak için sokaklara çıktıkları ilk gün herkesin çok şaşırdığını belirten Şahin, şöyle konuştu:
"Ata binmek babamdan gelen bir alışkanlık. Atlar insanlara sadık dost canlısı. Sürekli onlarla vakit geçiriyoruz. Şehre onlarla gidiyoruz. Kültürümüzde atlar çok önemli bir yere sahip. Neredeyse günün 24 saati onunlayım. Giydiğim tişörtlerimde hatta ve hatta battaniyemde bile at resmi var. Bize bazen kovboy diyenlerde oluyor ama daha çok 'Urla'nın atçı kızları' ismiyle anılıyoruz."
Zaman zaman küçük kazalar geçirdiğini dile getiren Şahin, buna rağmen hiçbir zaman atından ayrılmayı düşünmediğini bildirdi.
"Bütün yaz atlarımızla geçti"
15 yaşındaki Ayşegül Vardar ise kadınların da erkekler kadar iyi ata binebileceğini gösterdiklerini ifade etti.
Urla'da dolaşmaya başladıktan sonra atlara olan ilginin arttığına değinen Vardar, şunları söyledi:
"Bütün yaz atlarımızla geçti. Her sabah yataktan çıkar çıkmaz atlarımızın bulunduğu haraya geliyoruz. Bütün günümüzü burada geçiriyoruz. Urla'yı atlarımızla geziyoruz, alışverişimizi ve bazı ihtiyaçlarımızı at üzerinde yapıyoruz. Çok farklı bir duygu."
Ayşegül Vardar'ın babası Şaban Vardar da kızının küçük yaşından bu yana atları çok sevdiğini kaydetti.