Geçen yıl temmuz ayında Hayvanları Koruma Kanunu’nda yapılan düzenlemeyle ‘tehlikeli ırk’ diye nitelenen köpek türlerinin kısırlaştırma ve çip taktırma işlemleri için verilen tarih 14 Ocak’ta doldu. Altı aylık süre zarfında söz konusu türlerde hayvan sahibi birçok kişi yasal zorunlulukları yerine getirirken, maddi zorluk başta olmak üzere farklı gerekçelerden dolayı kısırlaştırma ve diğer işlemleri yapamayanlar ise 11 bin TL’lik cezayı ödememek için hayvanları sokağa, ormana ya da barınaklara terk etti. ‘Yasaklı’ ırkların da yaşam hakkı için çabalayan bir avuç hayvansever, son 1yıldır terk edilmiş köpekleri kurtarabilmek için gönüllü mücadele veriyor. Onlardan biri de İzmir’de yaşayan hayvan hakları savunucusu Füsun Yağcı.
YASAKLI IRKLARIN ANNESİ
İlkses'ten Çağla Geniş'in haberine göre son 1 yılda sokağa terk edilen 160 köpeği kurtaran Yağcı, bunların bir kısmının sahiplendirildiğini fakat çoğunun ise pansiyonlarda kaldığını anlattı. Nakil, pansiyon, veteriner ve mama masraflarını karşılamakta güçlük çekmesine rağmen farklı illerden gelen ihbarlara da kayıtsız kalamayan Yağcı’nın şu an dört farklı kliniğe toplamda 350 bin lira borcu bulunuyor. Kendi imkanları ve hayvanseverlerin desteğiyle masrafların bir kısmını karşılamaya çalışan Yağcı, 3 ay önce Alsancak’ta açtığı ‘iyilik’ dükkanında ise bağış yoluyla gelen kıyafet ve takı gibi eşyaları satarak borçları ödemeye çalışıyor. Yağcı, bu mücadeleye destek olmak isteyen tüm duyarlı vatandaşlara çağrı yapıyor.
EVİMİ ARABAMI SATMAK ZORUNDA KALDIM
Çocukluğundan bu yana hayvanlarla iç içe yaşadığını söyleyen Yağcı, uzun yıllardır sokaklardaki sahipsiz canlara yardım eli uzatıyor. “Önceleri daha çok çevremdekileri yani gözümün gördüğünü kurtarıyordum” diyen Yağcı, son 15 yıldır bu mücadelesinin daha da yoğunlaştığını belirtiyor. Bütün bunları kendi imkanlarını da seferber ederek yapan Yağcı, “Yıllar içerisinde evimi, arabamı satmak zorunda kaldım. Çok fazla hayvan var çünkü masraflarına yetişemiyordum. Duyuldukça ve zamanla çok fazla ihbar gelmeye başladı sokaklardan. Mesela son 1 yılda 160 yasaklı köpeğe ulaştık. Bir kısmı sahiplendirildi ancak çoğu pansiyonlarda kalıyor. Evimde de kurtarılmış 7 köpeğim var. Bazılarına da geçici yuvalık yapıyorum” diyor.
VETERİNERLERE 350 BİN LİRA BORÇ
Şu an 160 yasaklı cana sahip çıktıklarını ancak masraflara yetişmekte zorlandığını anlatan Yağcı, “İhbar geldiğinde özellikle yasaklı ırklar, eski sahipleri ve bir süre sokakta kaldıkları için perişan durumda oluyorlar. Önce kliniğe nakilleri yapılıyor. Ocak ayına kadar 50 köpeğim vardı bakımını üstlendiğim. Ocak ayından sonra ise sokağa terkler arttığı için bu sayı 160’a çıktı. Şu an dört ayrı veterinere 350 bin lira borcum var. Yardım etmek isteyenlere direkt kliniklerin hesap numarasını veriyorum. Klinikten sonra taburcu olurken yine pet nakil ya da gönüllü bir araç bulup pansiyona gönderiyorum. Çünkü geçici yuva çıkmıyor bu hayvanlara maalesef. Son 1 yılda terkler çok artı. Devlet kanunu çıkardı ama altyapı yok. Barınaklarda yer yok, olsa bile durumları ortada. Her şeyi görmüştük ama kürekle öldüreni ilk kez gördük Konya’da. Katliamlar her yerde, hala devam ediyor. Konya’da gördüğümüz buz dağının görünen yüzü. Türkiye’de barınaklar belediye çalışanlarının sürgün yeri olarak kullanılıyor. Hayvan sevmeyen insan da barınakta çalışınca anca bu kadar oluyor!” diyerek barınaklardaki durumu özetliyor.
PIRLANTANIN KDV’Sİ YOK MAMANIN VAR
Yağcı, hayvanseverlerin desteği olmasa tüm bunları yapamayacağını şöyle dile getiriyor: “Sayı çok fazla, kimse baş edemez bu kadar hayvanın masrafıyla. Sadece aylık mama giderimiz 45 bin lira. 170-180 çuval arası mama gidiyor. Mama fiyatları zaten çok arttı ve en azından KDV’sini indirin diyoruz ama onu da yapmıyorlar. Pırlantanın KDV’si yok, mamanın var. Kaldı ki mama dışında bir de pansiyon ücretlerimiz var. Her ay pansiyon ve mama ücreti neredeyse 80 bin lirayı buluyor. Dolayısıyla sürekli borçlanıyorum. Pansiyonda kalan köpeklerin hepsi yasaklı ırk. Sokakta yaşayamazlar, barınaklarda ise zaten yaşatılmıyorlar. Dolayısıyla onlar için kurtuluş bir nebze pansiyon.”
CAN DOSTLAR İÇİN İYİLİK DÜKKANI
Önceleri masrafları karşılayabilmek için sokaklarda açtığı stantlarda kendi kıyafet ve takılarını satan Yağcı, şimdilerde bu iyilik hareketini 3 ay önce Alsancak’ta açtığı dükkanında sürdürüyor. Bağış yoluyla gelen eşyaları satarak giderlerin bir kısmını karşılamaya çalışan Yağcı, “İnsanlar bu konuda çok duyarlı, çok fazla bağış eşya geliyor. Ben de onları burada satmaya çalışıyorum. Satışlardan gelen parayla acil durumlarda mama alabiliyorum, pet nakil ya da pansiyon ücreti ödüyorum. Bütün hayatım onlar diyebilirim. Önceden az da olsa sosyal hayatım vardı ama son 5 yıldır o da yok. Onları bırakıp hiçbir yere gidemiyorum” diyor.
1 YILDA 120 KÖPEK KISIRLAŞTIRDI
Hayvana yönelik şiddetin önüne geçebilmek için mevcut yasaların yetersiz olduğunun altını çizen Yağcı, “Kanunda hala daha hayvana işkence kabahatler kanununda. Yere sigara izmariti atmanızla, hayvanı işkenceyle öldürmeniz aynı suç! Hala suç kapsamında değil. Dolayısıyla kimsenin korkusu yok, istediklerini yapıyorlar. Ceza almayacaklarını bildikleri için cesaretleniyorlar. Hayvansever insan çok fazla ama biraz daha motive edilmeleri gerekiyor. Bu kadar olaya rağmen bence çok az sayıda insan sokağa çıktı. Tepkiler artmadıkça ne yazık ki kanuni düzenlemeler yapılmayacak. Öldürmekle hayvanları azaltamazsınız! Tek çözüm kısırlaştırmak. Sokaklarda kısır olmayan hayvanın kalmaması lazım. Ben bile tek başıma ocak ayından beri 120 köpek kısırlaştırdım. Ciddi maliyet ve hepsi özel veterinerlerde. Ben bile tek başıma, borçla bunu yapabiliyorsam, belediyeler de çok rahat yapabilir” sözleriyle yetkililere çağrı yaptı. (Çağla Geniş/İlkses Gazetesi)