Yunt Dağı antik dönemde önemli bir merkez durumundaydı. İon Birliği’ni oluşturan Kyme, Larissa, Neontheikhos, Temnos, Killa, Notion, Aigiroessa, Pitane, Myrina, Gryneion ve de Aigai şehirleri de Yunt Dağı etrafına yayılmıştı. Bu şehirler arasında Aigai yüksek surları, güvenli coğrafyası ile ayakta kalmayı başaran en önemli şehirdi. En yakın mesafedeki Anadolu Ana Tanrıçası Kibele Tapınağı bu şehirlerde yaşayanların kutsal alanıydı.
HARÇSIZ İNŞA EDİLDİ
Tapınağın Hellenistik dönemde M.Ö. 3. yüzyılın başlarında yapıldığı tahmin ediliyor. Ünlü antik dönem tarihçisi Strabon’a göre Ana Tanrıça onuruna Pergamon Krallığının kurucusu Philetairos tarafından granit ve büyük kesme kütle taşlardan harçsız olarak inşa edildi. Bugün Mamurt Kale olarak bilinen yerde, sur duvarları yıkıntıları arasında tapınak kalıntıları bulunuyor. Büyük kesme granit parçalar, büyük gövdeli sütunlar, sütun ayakları, alınlık parçaları harabe halde etrafa saçılmış durumda. Tapınağın 17. yüzyılda depremde yıkıldığı düşünülüyor. 1910’da Alman Arkeoloji Enstitüsü adına Alexander Conze ve Paul Schazmann’ın kazı çalışmaları sırasında ele geçen buluntular tapınağın mimari bakımdan Pergamon kutsal alanı Athena Tapınağı ile birebir benzerlik gösteriyor.
KÖSTEBEK YUVASI GİBİ
Tapınak Yunt Dağı’nın 1084 metredeki zirvesine inşa edildi. Sarp kayalık bölgedeki tapınak defineci tehdidi altında. Yasak olmasına rağmen defineciler coğrafi zorluklara rağmen alet edevatları da taşıyarak dağlık alana ulaşmayı başarıp Mamurt Kalesi ve tapınak alanını köstebek yuvasına çevirdiler. Tapınağa en yakın mesafedeki Aigai Antik Kenti Bilimsel Kazı Başkanı Prof. Yusuf Sezgin gelen bir ihbar üzerine gittiğinde gördüğü manzara karşısında şoka uğradı. Sezgin, binlerce yıllık geçmiş barındıran ve Anadolu tarihi için çok önemli bir arkeolojik alanın definecilere terk edilmeyecek kadar kıymetli olduğunu belirterek koruma altına alınmasını istedi. (Hürriyet-Ömer Erbil)