MENÜ
İzmir 13°
Gerçek İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
13 bin hayat yandı... Yardım yerine biber gazı!
Güncel
11 Eylül 2020 Cuma 09:43

13 bin hayat yandı... Yardım yerine biber gazı!

Moria mülteci kampının yanmasıyla 13 bine yakın göçmenin artık sığınacak yeri yok. Bölgeyi yakından takip eden Dr. Begüm Başdaş, “Binlerce mülteci yollarda, temel ihtiyaçlara erişemeden bekliyor. Şehre gitmeye çalışanlara polis biber gazı ile saldırıyor. Burada korkunç bir travma yaşanıyor” dedi.

Midilli Adası’ndaki Yunanistan’ın en büyük mülteci kampı Moria, Salı’yı Çarşamba’ya bağlayan gece bilinmeyen bir nedenle çıkan yangın sonucu kül oldu. İlk belirlemelere göre yaklaşık 13 bin mültecinin artık sığınacak yeri yok! Yangın nedeniyle hayatını kaybeden ya da yaralanan olmadı ancak yaşam alanları yok oldu… Polis ve güvenlik güçleri, alanı ulaşıma kapattığı için gönüllüler bölgeye yardım ulaştıramıyor. Binlerce mülteci sokak ortasında kalmış vaziyette, yerlerde yatıp kalkıyorlar. Şehir merkezine ulaşmaya çalışan mülteciler ise polisin biber gazlı müdahalesiyle karşılaşıyor. Kampta çıkan yangını Yunanistan adalarındaki mülteci kamplarını yakından takip eden Humboldt Üniversitesi’nden Akademisyen Dr. Begüm Başdaş anlattı.

YARDIM YERİNE DAHA FAZLA POLİS!
İlkses Gazetesi'nden Çağla Geniş'e konuşan ve Moria Kampı’nda yangından önce yaklaşık 13 bin mülteci ve sığınmacının barındığını belirten Başdaş, “Burası önceden askeri alan olarak kullanılan bir bölgeydi. En fazla 3 bin insanı barındırabilecek bir kapasiteye sahip fakat 13 bin insan, o bölgeye sığmadığı için kampın etrafındaki zeytinlik alana yayılmış vaziyetteydi. Kamp alanının içerisinde konteynırlar da vardı fakat birçoğu derme çatma çadırlarda kalıyordu. Kampta geçmişte de çok sık yangınlar çıkıyordu ama bu kadar büyük ölçekte değil. Kampta çıkan yangın gerekli tedbirler alınsaydı önlenebilirdi. Kamp alanında yanan şeylerin arasında insanların belgeleri, hatıraları, sahip oldukları iki üç parça şey vardı. Cana bir şey gelmedi diyerek rahatlamamalıyız. Bu insanların yaşam alanları yandı. Yunanistan ve Avrupa Birliği, Moria gibi mülteci kamplarını acilen boşaltması ve Avrupa içerisinde yeniden yerleştirmesi gerekiyor. Ancak Yunan Hükümeti’nin bunu bir güvenlik problemi olarak gördüğünü ve yakın bir zamanda insani yardım yerine daha fazla polis göndereceğini öğrendik. Şu anda binlerce insan sokak ortasında kalmış vaziyette. Polis güçleri, alanı ulaşımı kapattığı için kimse mültecilere yardım ulaştıramadı. Akşam saatlerinde çeşitli sivil toplum kuruluşlarından gönüllülerin bir kısmı alana geçebildi ama genel olarak mültecilere erişimimiz çok az” dedi.

YOLLAR KAPATILDI: BİBER GAZLI MÜDAHALE
Yangının ardından çaresizlik içerisinde sokaklarda kalan mültecilerin yaşadığı durumu aktaran Başdaş, “Salı akşamı çıkan yangında sığınmacılar kamp alanından çıkarak Midilli şehrine giden otoyola kaçtılar ve geceyi sokaklarda geçirdiler. Geceleri serin ve aşırı rüzgarlı, gündüz ise 30 dereceye yakın bir asfalt sıcağı var. Polis engelinden dolayı mültecilere yeterli su ve gıda ulaştıramıyoruz. Buldukları kartonlara, yangından kurtarabildikleri battaniyelere veya birbirlerine sarılarak uyuyorlar. İkinci yangının ardından Midilli’ye doğru kaçmaya çalışan sığınmacılara polis ve güvenlik güçleri biber gazı ile saldırdı. Düşünün sokaklarda kalmışsınız ve hiçbir şey yok elinizde… Ve polis üstünüze, ‘Şehre gitmeyin, güvenli bir alana ulaşmayın’ dercesine biber gazı sıkıyor! Yangından sonra Yunanistan yetkilileri açıklamalarda bulundular. Çıkan yangının, kapalı kamplara ne kadar ihtiyaç olduğunu gösterdiğini ifade ettiler. Yunanistan ve Avrupa politikalarının, insanları bu kadar yoğun bir şekilde bu alanlarda tutmaya çalışmasının sonucu olduğunu görmüyorlar. Geçtiğimiz hafta Moria’da koronavirüs vakalarının çıkmasıyla tamamen kamp alanlarını kapattılar ve bu yangın aslında bunun sonucu. Fakat hükümet politikaları tam tersi olduğunu söylüyor. Yangından kaçarak kurtulan mültecilerin şu an kalacak yerleri yok. 13 bine yakın insandan bahsediyoruz… Dün bir grup refakatsiz çocuk, Atina ve Selanik’e gönderildi. Toplam 400 çocuğun bugün ana karaya gönderilmesi ve daha sonra başka ülkelere yerleştirilmesini bekliyoruz. Diğer sığınmacılar için ise donanma gemisi ya da yolcu gemisi gibi yerlerin geçici olarak verileceği, bu süreçte de başka bir kamp alanının yapılacağı iddia ediliyor. Hükümet bu yangını mültecilerin çıkardığını söylüyor ama gerçek sebebi henüz bilmiyoruz. Fakat çok ortada ki, bu yangının sorumlusu Yunanistan ve Avrupa Birliği’nin politikalarıdır” ifadelerini kullandı.

KORKUNÇ BİR TRAVMA YAŞANIYOR
Adadaki mülteci karşıtı söylemlere karşın bazı yerel halk ve gönüllülerin ise mültecilerle büyük bir dayanışma ağı ördüğünü kaydeden Başdaş, şunları söyledi: “Yerel yetkililer, kamp alanında tekrar inşaat çalışması başlatmayı planlıyordu fakat yerel halk tekrardan burada kamp yapılmasını istemediği için iş makinaların bölgeye girmesini engelliyor. Şehir merkezine giden yol hala kapalı tutuluyor. Çünkü mülteciler bütün yola yayılmış vaziyette. Esas amaç mültecilerin şehir merkezine ulaşmasını engellemek fakat temel yardımların ve sağlık kontrollerinin yapılması için kurumların girişlerini de engelleniyor. Midilli’de hep yükselen mülteci karşıtı söylemlere rağmen adada hala mültecilerle dayanışabilmek için elinden ne geliyorsa yapmaya çalışan kalabalık bir insan grubu var. Dünden beri nasıl yardım ulaştırabiliriz diye kafa yoruyorlar. İnsanlar yerlerde, temel ihtiyaçlara erişemeden, sevdiklerine bile haber veremeden bekliyor. Bazıları yangından kaçarken birbirlerini kaybetti… Burada korkunç bir travma yaşanıyor. Avrupa Birliği’nin 2016 yılında başlattığı, mültecilerin sığınma başvuruları süresince geldikleri adalarda tutma politikası, onları kalabalık alanlarda, temel ihtiyaçlara erişimleri olmadan yaşamaya mecbur bırakmaları kabul edilemez bir politika. Moria yanmışken yerine yeni bir cezaevi yapıp sığınmacıları tekrar oraya kapatmak çözüm değil. Bu nedenle bir an evvel Avrupa Birliği ve Yunanistan adalardaki sığınmacıların durumlarının iyileştirilmesi için kalıcı çözümler yaratmak zorunda. Fakat ben de dahil olmak üzere adadaki sivil toplum kuruluşları, gönüllüler ve mülteciler artık umudumuzu kaybetmek üzereyiz. Çok üzgünüz fakat buna rağmen dayanışmayı büyütmeye çalışıyoruz.” (Çağla Geniş/İlkses Gazetesi)

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gerçek İzmir