MENÜ
İzmir
Gerçek İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
38 maddeden oluşan 11. Yargı Paketi komisyonda
Güncel
3 Aralık 2025 Çarşamba 19:25

38 maddeden oluşan 11. Yargı Paketi komisyonda

İnfaz düzenlemeleri, nitelikli dolandırıcılık suçunun yargılanması gibi hususlarda birçok değişiklik öneren "Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi", TBMM Adalet Komisyonu'nda görüşülmeye başlandı. Komisyon başkanı AK Partili Yüksel, düzenlemelerin 'sadece bugünün sorunlarını çözmeyi değil, yarının güçlü ve adil Türkiye’sinin hukuki altyapısını kurmayı hedeflediğini' iddia etti.

TBMM Adalet Komisyonu, kamuoyunda '11'inci Yargı Paketi' olarak bilinen, "Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi"ni görüşmek üzere AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel başkanlığında toplandı. Yüksel, "Çağın getirdiği yeni suç tiplerine karşı savunmasız kalan, dijital dünyanın tehditlerini görmezden gelen veya mağduriyetleri etkili bir şekilde gideremeyen bir hukuk sistemi, idealimizdeki 'güçlü toplum, güçlü devlet' ilkesiyle asla bağdaşmaz. Siber suçlardan organize suçlara, toplumsal huzuru bozan eylemlerden ekonomik düzeni tehdit eden girişimlere kadar her alanda, mevzuatımız vatandaşımızı koruyacak güçte ve yeterlilikte olmalıdır. Değişen ve gelişen toplumsal dinamikler, teknolojik yenilikler ve ekonomik hayatın gereksinimleri gözetilerek, ceza adalet sisteminin etkinliğinin ve caydırıcılığının tahkim edilmesi amaçlanmaktadır. İşte bu vizyonla hazırlanan düzenlemeler, sadece bugünün sorunlarını çözmeyi değil, yarının güçlü ve adil Türkiye’sinin hukuki altyapısını kurmayı hedeflemektedir" ifadelerini kullandı.

HAT SAYISINA SINIRLAMA GETİRİLİYOR

Yüksel, teklifle GSM aboneliklerinde değişikler yapıldığını kaydederek, "Vatandaşların bilgisi dışında açılan ve suçlarda kullanılan 'sahte ve açık hat' sorunu çözüme kavuşturulmaktadır. GSM aboneliklerinde çipli kimlik veya biyometrik doğrulama zorunluluğu getirilmekte, bir kişi adına açılabilecek hat sayısına sınırlama konularak, hat kullanımı disipline edilmektedir. Bu kurallara uymayan işletmecilere ağır idari para cezaları öngörülmekte ve dolandırıcılık gibi suçlarda kullanıldığı tespit edilen hatların bağlantısının derhal kesilmesi sağlanmaktadır. Benzer şekilde ödeme ve elektronik para kuruluşlarında da hesap açılışlarında biyometrik yöntem veya çipli kimlik kullanımı zorunlu hale getirilmektedir" diye konuştu.

"NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK" SUÇU AĞIR CEZADAN ASLİYE CEZA MAHKEMELERİNE ALINIYOR

Dolandırıcılık suçunun engellenmesi adına yeni düzenlemelerin hayata geçirileceğini vurgulayan Yüksel, "Nitelikli dolandırıcılık suçunun yargılaması, ihtisaslaşma sağlanması amacıyla ağır ceza mahkemelerinden asliye ceza mahkemelerine alınmaktadır. Covid-19 düzenlemesi kapsamında; 31 Temmuz 2023 tarihi ve öncesinde işlenen suçlar bakımından hükümlülerin 3 yıl daha erken açık cezaevine ayrılabilmesi ve 3 yıl daha erken denetimli serbestlikten yararlanabilmesi imkanı getirilmektedir. Böylelikle teklifle, aynı veya daha önceki tarihte işlenmiş suçlar dolayısıyla yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar bakımından hükümlüden kaynaklanmayan nedenlerle meydana gelen gecikmelerin sonucundan hükümlünün olumsuz etkilenmemesi ve infaz adaletinin sağlanması amaçlanmaktadır" dedi.

1 OCAK 2016 ÖNCESİ GSS BORÇLARI TAHSİL EDİLMEYECEK

Yüksel, teklifle suç işleyen tam akıl hastalarının toplum içine karışmadan önce yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında geçirecekleri asgari sürelerin belirlendiğini öne sürerek ve kısmi akıl hastalarının ise cezalarını infaz kurumunda geçirmesinin sağlanacağını ekledi. Yüksel, "Ayrıca, vatandaşların üzerindeki yükü hafifletmek adına, 1 Ocak 2016 öncesine ait ödenmemiş Genel Sağlık Sigortası prim borçlarının tamamının tahsilinden vazgeçilmektedir. Bu teklif; suçlunun cesaretini kıran, mağdurun hakkını koruyan, siber dünyada vatandaşını yalnız bırakmayan ve yargısal süreçleri hızlandıran bir reform paketidir" dedi.

"SUÇ ÖRGÜTÜ YÖNETİCİLERİNE VERİLEN CEZALAR ARTIRILIYOR"

Teklifin ilk imza sahibi olan AK Parti Tokat Milletvekili Mustafa Arslan, teklifin 38 maddeden oluştuğunu belirterek, "Suç örgütleri; gençlerin ve ailelerin düzenlerini bozan, toplumun birlik duygusunu hedef alan karanlık odaklardır. Bizler gençlerimizin suç örgütlerinin gölgesine teslim olmaması için bu zamana kadar ne gerekiyorsa yaptık, yapmaktan imtina etmiyoruz" ifadelerini kullanarak ‘23 yıl boyunca suç örgütlerine karşı yürüttükleri kapsamlı mücadeleyle birçok suç örgütünü çökerttiklerini’ iddia etti. Arslan, "Bugün suç çetelerinin başta gençlerimiz olmak üzere vatandaşlarımıza yönelik toplumsal huzur ve güvenliği bozucu faaliyetler içerisinde olduklarını görüyoruz. Teklifte; suç örgütleriyle mücadele bakımından önemli adımları atıyoruz. Bu kapsamda örgütlerin faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarda çocukların araç olarak kullanılması halinde örgüt yöneticilerine verilecek cezanın yarısından bir katına kadar artırılacağı öngörülmektedir. Ayrıca örgütün silahlı olması halinde ceza dörtte birisinin yarısı oranında artırılacaktır. Dün olduğu gibi bugün de kararlılıkla hareket edeceğiz ve suç çetelerinin başını ezeceğiz. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın" diye konuştu.

 

"MESKUN MAHALDE ATEŞ AÇMAYA 5 YIL HAPİS"

Arslan, suç işlenmesinin önlenmesi ve toplumsal huzurun güçlenmesine dönük adımlar attıklarını öne sürerek, "Bu kapsamda meskun mahalde silahla ateş etme suçunun cezası 6 aydan 3 yıla kadar hapisken 1 yıldan 5 yıla kadar hapis olarak düzenlenmektedir. Ayrıca ses ve gaz fişeği atabilen silahlar da suç kapsamına alınmakta ve bu suçun cezası 6 aydan 3 yıla kadar hapis olarak düzenlenmektedir. Bu suçun; düğün, nişan, asker uğurlaması gibi kişilerin toplu olarak bulundukları yerlerde işlenmesi halinde verilecek cezaların yarı oranda artırılması sağlanmaktadır. Bu nitelikli hal bakımından seri muhakeme usulünün uygulanmayacağı ve doğrudan kamu davası açılacağı da kabul edilmektedir. Bazı sorumsuz davranışlar, ne yazık ki her yıl masum canların yitirilmesine, yaralanmalara ve ocakların sönmesine neden olmaktadır. Sevinç günlerinde havaya ateş açmak ne gelenektir ne de eğlencedir. Bizim sevincimiz başkasının acısına dönüşmesin" dedi.

"TRAFİKTE ARACI DURDURANA 3 YIL HAPİS"

Trafikte yol kesmenin müstakil bir suç olarak düzenlendiğini ve bu kapsamda işlenen fiillere ağır yaptırımların uygulanacağını söyleyen Arslan, "Hukuka aykırı bir davranışla bir aracı durduran veya hareket etmesini engelleyen kişiye 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilmesi öngörülmektedir. Böylelikle kişilerin can ve mal güvenliğine kasteden şehir eşkıyalarının trafikteki saldırganlık fiilleri bakımından caydırıcı cezalar verilmesini sağlıyoruz. Teklifle taksirle yaralama suçunun ceza miktarlarını artırmak suretiyle kişilerin davranışlarını gerçekleştirirken gerekli dikkat ve özeni göstermeleri sağlanması amaçlanmaktadır. Buna göre cezalar 3 yıldan 1 yıla kadar hapisle, 4 aydan 2 yıla kadar, birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma halinde verilecek ceza 6 aydan 3 yıla kadar hapisken 9 aydan 5 yıla kadar hapis cezası olarak değerlendirilmektedir" değerlendirmesinde bulundu.

Arslan'ın teklif üzerine yaptığı değerlendirmelerin ardından toplantıda, milletvekilleri teklifin tümü üzerine değerlendirmelerde bulunuyor.

"NERESİNDEN TUTSAK, NE YAPSAK ELİMİZDE KALIYOR"

CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, teklifin Anayasa'ya aykırı olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

"Anayasa 2, 7, 9, 10, 11, 13, 20, 22, 25, 26, 34, 35, 36, 38, 88, 153; o kadar çok aykırılık var ki neresinden tutsak, ne yapsak elimizde kalıyor. Anlatamadığımız mesele şu: Anayasa'ya aykırı olduğu için daha önce getirmiş olduğunuz yargı paketindeki maddeleri çekiyorsunuz, daha sonra bir bakıyoruz, sekizde çekilen on birde geliyor, dokuzda çekilen on beşte geliyor. Niye ısrar ediyorsunuz? Anayasa Mahkemesi karar vermiş 'BTK konusunda bir idareye siz yargı yetkisi veremezsiniz' demiş, 'Anayasa’nın 9'uncu maddesine aykırı' demiş, açık ve net söylemiş, siz gene 30, 31, 32'yi getiriyorsunuz.

"CAN ATALAY, SELAHATTİN DEMİRTAŞ, FİGEN YÜKSEKDAĞ, OSMAN KAVALA NEREDE?"

Anayasa Mahkemesi iptal ediyor 'Hakaret suçlarındaki eşitlik konusunda ön ödeme konusunda ayıramazsın' diyor, bir bakıyoruz, kamu görevlisine hakarette hemen uzlaşmayı da kaldırıyorsunuz, ön ödemeyi de kaldırıyorsunuz. Neden, neden? Nedeni şu: Cumhuriyet Halk Partisinin kurumsal kimliğine, Cumhuriyet Halk Partisinin belediye başkanlarına, Cumhuriyet Halk Partisinin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun önünü kesmek amacıyla çıkarıyorsunuz.

Kendisine mazbata verilen, danışman verilen, oda verilen ve İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunda Komisyon üyesi seçilen Can Atalay nerede? 'İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 18'inci maddesine göre siyasetin yargıya yönelik müdahalesiyle tutukluluk ve yargı süreci kabul edilmiş' diye karar verilmiş AİHM'de. Nerede Demirtaş? Cezaevinde. Figen Yüksekdağ nerede? Cezaevinde. Kavala nerede? Cezaevinde. 19 Martta kumpas İBB davasıyla, 15,5 milyon kişinin oyuyla Cumhuriyet Halk Partisinin adayı olan Ekrem İmamoğlu nerede? Boş iddianamelerle cezaevinde 15 belediye başkanımızla beraber."

"11 paket geldi. 11 pakette de hiçbir şey yok" diyen Bülbül, şunları kaydetti:

"Yokları sayalım mı? İBB iddianamesi nasıl boşsa bu paket de boş. Bu getirdiğiniz paketlerle toplumsal barışın inşaası için ifade özgürlüğünü mü genişletiyorsunuz? Hayır. Kürt sorununun çözümünü demokratik siyasetle mi çözüyorsunuz? Hayır. 19 Mart Darbesi kapsamında CMK ve TCK'ya aykırı savunma hakkı ihlallerine ilişkin, tutuklanmış siyasetçi ve bürokratların tutukluluğuna çözüm mü getiriyorsunuz? Hayır. Gezi Davası'nı kafaya takmışsınız. Tayfun Kahraman'dan tut pek çok kişi cezaevinde. Terörle Mücadele Kanunu'nda hukuki belirlilik ilkesini mi getiriyorsunuz? Hayır. Hakkını arayan her yurttaş terörist. Sizden olmayan herkes terörist. Ne diyor AİHM içtihatlarında? Terör konusunda kapsamın geniş tutulması insan hakları sözleşmesine aykırıdır. Bunun dahi düzenlemesini getirmiyorsunuz. Cumhurbaşkanı'na tehdit diye suç ihdas ediyorsunuz.

Gazetecilere 'susun' diyorsunuz.

'Kadına ve çocuğa şiddetle etkin mücadele' diyordunuz. Getirdiğiniz infaz kanunuyla ne yapıyorsunuz? Kadın cinayeti işleyenler, istismar, tecavüz gibi suçları işleyenler, gasp, yaralama, kaçırma suçları ve en önemlisi ne biliyor musunuz, iki gün önce beni üç çocuğunu depremde kaybeden bir anne aradı. Daha sonra firar eden kişiler bir AK Parti milletvekilinin damadının evinde yakalanmış. Kadın bağırıyor 'Adalet istiyorum' diyor. Düşünebiliyor musunuz? Daha dün gelen bir vatandaşın oğlu da Maraş Depremi'nde avukat oğlu vefat etmiş. Biz adalet arıyoruz. Siz bu infazda 'eşitlik-adalet' yok diyorsunuz. Onlarca gazetecinin yargılandığı davalar, örgüt suçları adı altında kapsam dışında. Yani burada da adalet yok."

"6 ŞUBAT DEPREM DAVALARINA İLİŞKİN YARGILANAN SANIKLAR BU DÜZENLEMEDEN MUAF TUTULSUN"

DEM Parti Şırnak Milletvekili Nevroz Uysal Aslan da 11. Yargı Paketi teklifinin Anayasa'ya aykırı olduğunu belirterek, paketin yasalaşması halinde ceza ve infaz adaletinde ciddi sorunlar yaratacağını söyledi. Aslan, "Tıpkı diğer paketler gibi, bu paketin de Türkiye'deki hukuk, yargı, ceza ve infazda ne adalet ne eşitlik bağlamında gerçekten bir derde deva yaratıp yaratmayacağı tartışması halen sürüyor çünkü bize göre Türkiye'nin ceza ve infaz yasalarının tamamı oluşturulurken daha en başından eşitlik sistemine, ilkesine aykırı bir biçimde incelendiği için paketlerle, reformlarla, strateji belgeleriyle belli noktaları sıkışınca, toplumsal baskı artınca getirilen değişikliklerle gerçek anlamda ne Anayasa'ya uygun bir sistem ne insan onuruna ne de hukukun üstünlüğünü esas alabilecek bir ceza ve infaz adaleti sağlamak mümkün değil" dedi.

Teklifin 27. ve 32. maddelerine de karşı olduklarını belirten Aslan, şöyle konuştu:

"Belirli suç tiplerinde infaz indirimi ya da örtülü bir af görünümü sağlarken ve bunun ileriye dönük kapsamını da genişletirken daha peşinen, düzenleme itibarıyla, yazımsal itibarıyla kapsam dışı bırakılmasını ve dışlama mantığının ne şekilde gerçekleştiğinin açıklanmamasının, daha en başından Anayasa'daki eşitlik ilkesine aykırı olduğunu düşünüyoruz. 'Örgütlü suçlar kapsam dışıdır' cümlesinin altında gizlenen gerçek neden, fiilin niteliği ve toplum üzerindeki etki meselesi midir yoksa iktidarın tercihen tercih ettiği ikili hukuk sistemini bir devamı mıdır diye sormak lazım. Eğer bir toplumsal etkiden söz edeceksek asıl toplumdaki en büyük kırılma, en derin yara teklifte kapsam içerisine dahil edilerek ifade etmiş olduğunuz kadına yönelik şiddet, kadın katliamları, cinsel saldırı suçları, çocuğa yönelen istismar ve diğer suçlar bakımından toplumun adalet duygusunu ortadan kaldıran, zedeleyen, cezanın caydırıcılığını hedef aldığınızı söylediğiniz ama bu yönüyle caydırıcılığı ortadan kaldıran hükümler olacaktır."

DEM Partili Aslan, 6 Şubat deprem davalarına ilişkin yargılanan sanıkların bu düzenlemeden muaf tutulmasını talep ederek, şunları kaydetti:

"2023 Temmuz öncesinde, depremde yakınlarını kaybeden aileler -ki bununla ilgili hem çokça sosyal medyada hem de hepimizi mail yağmuruna tuttular, tek tek aradılar da bizleri- kadın cinayeti mağdurlarının aileleri, işçi ölümleri cinayetlerindeki sorumluları arayan emekçiler, kamu görevlisi ihmalleri nedeniyle adalet talep eden herkes açısından gerçekten caydırıcı bir toplumsal zedelenme ve etkiyi düşünmek gerekir. Bilhassa 6 Şubat depreminde binlerce insanın ölümüne yol açan müteahhitlerin, fenni mesul ve denetim sorumlularının bu düzenlemede... Yargılamalar devam ediyor olduğu için belki de hiç hapishaneye girmeyecek ya da bir ay, iki ay, üç ay gibi çok kısa süreler içerisinde içeri girip tamamlayabilecek bir etkiden ve sonuçtan söz ediyoruz. Bu, açıkça adaletin sağlanması değil, tam tersine, cezasızlık politikası diye sistemik olarak eleştirmiş olduğumuz bu kültürün kurumsallaşmasını doğuracaktır." (DHA)

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2025 Gerçek İzmir