6 yaşında evlendirilmesinin ardından kendisine tecavüz etmekle, şiddet uygulamakla ve bu duruma sessiz kalmakla suçladığı kişileri hakim karşısına çıkarmayı başaran H.K.G.'nin mücadelesi, Türkiye'nin en önemli gündem maddesi. Siyasi partiler ve toplumun tüm kesimleri genç kadına destek veriyor. Birkaç başarısısz denemenin ardından evden kaçmayı başaran H.K.G. şu an yeni bir hayat sürüyor.
Genç kadın, 6 yaşındayken, 29 Şubat 2004 tarihinde, babası tarafından cemaat üyesi bir adama gelin olarak verildi. Bu tarihten itibaren de 16 yıl boyunca kendi ifadesine göre, tecavüz ve şiddete maruz bırakıldı. 2020 yılında evden kaçan genç kadın tamamen yeni bir yaşamı sürdürmeye çalışıyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, NTV'de genç kadına ilişkin şu bilgiyi paylaştı:
İLKOKUL DİPLOMASI ALDI MESLEK ÖĞRENDİ
"Bize geldiği zaman ilkokul diplomasını aldırmışız. Açık ortaokul kaydı yapılmış. Bu arada meslek öğrenmiş, aşçılık kursuna devam etmiş. Çocuğunun sağlık hizmetleri, aşı vesaireye erişimi sağlanmış."
Peki, genç kadın ikinci hukuk müdadelesine ne zaman başladı, devlete ne zaman sığındı? Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, bu süreci şöyle anlattı:
"30 Kasım 2020'de Cumhuriyet Savcılığına müracaat ediyor. Bugün işte açılmış olan davanın ilk suç duyurusu aşaması. Akabinde Cumhuriyet Savcılığı konuyu bize ihbar ediyor. 2 Aralık 2020'ydi galiba. İstanbul İl Müdürlüğümüze ihbar ediyorlar ve biz beraberindeki süreçte mağduru, kurum bakımımıza alıyoruz. Gizliliğini sağlıyoruz. Daha sonra hem mağdurla alakalı hem çocuğuyla alakalı gerekli her türlü psikososyal destek sürecini işletiyoruz. "
GİZLİ ORTAM OLUŞTURULDU
Genç kadın 2020 yılından itibaren devlet koruması altında ancak, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Yanık'ın verdiği bilgiye göre, yakınları bir şekilde genç kadına yine ulaşmış. Yanık, genç kadın için yeniden gizli ortam oluşturulduğunu da şöyle anlattı:
"Mağdurun kendisinin vekaletname verdiği, yetkilendirdiği özel bir avukatı var. Dolayısıyla süreç zaten mağdurun eliyle devam eden bir süreç. Bizim burada mağdura yapacağımız tek şey, daha doğrusu en önemli katkı, gizliliğinin sağlanması. Yani açık kaynaklara da yansıdı O yüzden artık söylemekte bir beis görmüyorum. İşte yerinin deşifre olması, kök aile üyelerinin gelmesi vesaireden sonra tekrar o gizliliği sağlamak için biz Bakanlık olarak ciddi bir mesai harcıyoruz"
YILLARDIR MÜCADELE EDİYOR
H.K.G. şu an dava açılmış olmasına karşın ilk mücadelesine yıllar önce başladı. Genç kadın bu durumu şöyle anlatmıştı:
"K. ile aynı evde yaşamaya başladıktan sonra bana bir telefon almışlardı. Geceleri hiç uyumuyordum. Bir tane radyo programına denk gelmiştim. Burada konuşan kişi, kız çocuklarının evlendirilmelerinden bahsediyordu. Ben de Facebook üzerinden bu kişiye ulaştım. Evden kaçmaya karar vermiştim. Tam kaçacakken ailem beni yakaladı. Babam beni darp etti. Elimden telefonu aldılar. Babam bana 'büyük günah işledin, kalbin kirlenmiş, tövbe et' dedi. Ben o günden sonra içime kapandım. İtaat etmeye, bana söylediklerini yapmaya çalıştım. Sözlerinden çıkmadım. Bu olaylar olurken hala 14 yaşlarındaydım. 17 yaşıma gelince hamile kaldım. Hamile kaldıktan 3 ay sonra resmi nikah yaptılar. Sonra çocuğumu doğurdum. Onunla biraz huzur buldum. Ancak daha sonra yine insanlardan soğumaya başladım. Çocuğum 2 yaşına gelince ailem onu benden aldı."
H.K.G. eşi ve ailesinin kendisine karşı cephe almasına rağmen, mücadelesini bırakmıyor. Genç kadın ifadesinde hukuk mücadelesine nasıl başladığını şöyle anlattı:
"Bir gün alışveriş için dışarı gitmiştim. K.'ye 'arabada bekle ben AVM'den kıyafet alacağım' demiştim. O arabada beklerken ben AVM'den bir telefon aldım. Sonra birlikte eve döndük. Telefonumdan araştırmaya başladım. Çünkü ailem bana 6 yaşında evlendirilmenin normal olduğunu anlatıyordu. Yaptığım araştırmalar sonucunda Wattpad isimli kitap uygulamasında bir abla ile tanıştım. Ona her şeyi anlattım. O da bana 'delilleri topla devlete sığın, devlet seni korur' dedi. Ben de ses kaydı almaya karar verdim. Beş tane ses kaydı aldım. Delilleri topladım. Sonra bir akşam annemi aradım. Oğlumu çok özlediğimi, bir gece bende kalmasını istediğimi söyledim. Annem de 'tamam' dedi. Oğlum o gece benimle kalmıştı. Saban uyanınca saat 07.30'da oğlumu uyandırdım. Dışarı çıktım, adliyeye geldim. Yaşadıklarımı savcılıkta anlattım. Sonra savcılık beni İstanbul' da bir süre kaldığım yere gönderdi. Daha sonra (X iline) sevk edildim. Bu sırada oğlumu da yanımda götürdüm. (X iline) gelince tedavi olmaya başladım. Oğlumu kreşe yazdırdım. İş bulup çalışmaya başladım." (NTV)