AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "CHP'ye ve adaylarına açık bir şekilde söylüyorum; hesap makinesiyle gezeceğinize Anayasa ile gezin." dedi.
Çelik, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İstanbul'daki seçim sonuçlarına yapılan itirazlara değinen Çelik, "İkide bir 'Biz kazandık' diyorlar. Peki bu kadar rahatsanız, oyların sayılması konusunda bu telaşınız niye?" iffadesini kullandı.
"15 seçimdir vatandaşımız bizi birinci parti yaptı, bu bir rekordur." diyen Çelik, şunları kaydetti:
"Cumhur İttifakı'nın ve partimizin birinciliğinin açıkça tescil edildiği bu durumda, CHP yöneticilerinin kendilerine bakması ve kendilerine verilen uyarıyla uğraşması gerekir. YSK'nın varlığına dönük tehdit açıklamasıyla esasında kendi varlığınızı da oluşturan siyasi partileri de oluşturan hukukla kavga ediyorsunuz, o hukuka meşruiyetini veren millet iradesiyle de kavga etmiş oluyorsunuz. CHP'ye ve adaylarına açık bir şekilde söylüyorum; hesap makinesiyle gezeceğinize Anayasa ile gezin."
Çelik, itiraz sürecine ilişkin, "Bu sürece saygı gösterme meselesi, demokrasiye kimin ne kadar saygılı olduğunu ifade etme sürecidir." şeklinde konuştu.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Batı Şeria ile ilgili sözlerini eleştirerek, "İsrail Başbakanı, yine pervasız saldırganlığını ortaya koydu." dedi.
Çelik, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, değerlendirmelerde bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
İsrail'deki seçim sürecini hatırlatan Çelik, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun bir televizyon kanalına verdiği röportajda Batı Şeria'nın ilhak edilmesi meselesini gündeme getirdiğini hatırlattı.
"İsrail Başbakanı, yine pervasız saldırganlığını ortaya koydu. Seçimleri kazanması halinde Batı Şeria'daki yasa dışı yerleşim yerlerini de ilhak edeceğini söyledi." diyen Çelik, şunları kaydetti:
"Öteden beri söylüyoruz Trump'ın cesaretlendirmesini... Kudüs konusundaki yanlış kararlarla ilgili cesaretlendirmesini, Golan tepeleri konusundaki cesaretlendirmesinin işgalciliği kışkırtacağını, bunun arkasından başka işgal arayışlarının geleceğini ve bunun dünyanın her yerine yayılacağını..."
Ömer Çelik, Netanyahu'nun sözlerinin tehlikeli olduğunu vurgulayarak, "Bütün bir Orta Doğu'yu ateşe verecek, bütün bir dünyayı ateşe verecek çılgınca sözleri seçim malzemesi olarak İsrail'in içindeki aşırı sağcılardan destek alma amacıyla söyledi. Bu ilhak kararı, dünyanın başka yerlerinde de başka unsurları tetikleyecektir. Netanyahu'nun zihniyetini cesaretlendirenler bundan sorumludurlar, saldırmadığı bir değer, hukuk ilkesi yok Netanyahu'nun." şeklinde konuştu.
BM'YE ELEŞTİRİ
"BM ne işe yarıyor, BM Güvenlik Konseyi ne işe yarıyor? Uluslararası toplum diye bir kavramın varlığından bahsedebilecek miyiz?" diye soran Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Hukuksuzluğu devlet politikası haline getirmiş, terörü devlet politikası haline getirmiş bu kişinin Başbakan olarak dünya tarafından çeşitli toplantılarda ya da çeşitli kararlarda bir şey söylememesi gerekir. Kararların sadece 'Kınıyoruz' ya da 'Kaygı' duyuyoruz şeklinde bir söylem düzeyinde kalması maalesef dünyanın görmediği bir saldırganlığın ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Bunun sonucunda 'uluslararası toplum' diye bir şey kalmayacaktır ve dünyanın çeşitli yerlerinde sorunlu bölgelerde gücü yeten diğer tarafın alanını işgal edecektir. İsrail Başbakanı'nın yaptığı resmen dünyada büyük çatışmaları tetikleyecek, büyük gerilimlere imza atacak ve geri dönüşü olmayan gelişmelere yol açacak bir olaydır."
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, İstanbul'daki itiraz sürecine ilişkin, "Yasal süreci itibarsızlaştırmak, esasında millet iradesiyle kavga etmektir. Biz, YSK'ye karşı kullanılan bu dili kesinlikle kabul etmiyoruz ve kınıyoruz." dedi.
Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Seçim sürecinde kurulan iletişimle, pozitif ilişkilerle, kutuplaşmadan uzak durmakla ilgili samimiyetin ölçüsünün hukuka saygı gösterilip gösterilmemesi olduğuna işaret eden Çelik, "Toplumsal, siyasal ilişkilere dönük her gün onlarca sempati mesajı göndereceksiniz, kutuplaşmadan, ihtirastan uzak durmakla ilgili ama sonra getireceksiniz konuyu 'yasal, meşru haklarınızdan vazgeçin, YSK işini yapmasına." diye konuştu.
Ömer Çelik, şunları kaydetti:
"Mesele bizim meselemiz değil. Mesele, milletin verdiği oyun tecelli etmesi meselesi. Dolayısıyla burada vatandaşa karşı bir duruş içinde bulunmamızı, vatandaşın verdiği oyun tam olarak ortaya çıkmasını elde etme şeklindeki yaklaşımımızın sona ermesini kimse beklemesin. Siyasetin varlık sebebi milletin taleplerini siyasal temsile dönüştürmektir."
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak'ın, "Vatandaş iktidar partisini uyardı." dediğini hatırlatan Çelik, vatandaşın uyarmasının bütün siyasiler için geçerli, son derece güzel bir şey olduğunu vurguladı.
Çelik, Türkiye tarihinde, iktidara gelirken kulağını vatandaşa dayayan, sonrasında iktidara geldiğinde vatandaşın sesine kulak kapatarak birtakım vesayet odaklarına teslim olanların çok görüldüğünü ifade ederek, "Kendi siyasetimizde iktidara yürürken, seçime giderken ne kadar çok vatandaşın sesini dinliyorsak, sözünü dillendiriyorsak, seçimden sonra da bunu yapacağız prensibiyle hareket ettik. Ve o sebeple de 15'inci seçimdir vatandaşımız partimizi birinci parti yapmıştır. Bu dünya tarihine geçecek bir rekordur. Dolayısıyla biz vatandaşın talimatını almak için zaten seçimlere, ayağına gidiyoruz. Bu küçümsenecek bir şey değil, başımızın üstünde taşımamız gereken bir şeydir." şeklinde konuştu.
"YİNE KAVGA EDİYORSUNUZ"
Hem merkezi yönetim hem de yerel yönetim seçimlerinde vatandaşın 15 yıldır hiçbir şekilde birinci parti unvanını vermediği CHP'nin sadece AK Parti'nin uyarı aldığından bahsettiğine dikkati çeken Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yine her zaman olduğu gibi aynaya dönüp bakmıyorlar. Tabii burada da Cumhur İttifakı ile yüzde 52, AK Parti olarak yüzde 44-45'e yakın oy almış partimizin.... Cumhur İttifakı'nın ve partimizin birinciliğinin açıkça tescil edildiği bu durumda esasında CHP yöneticilerinin dönüp kendilerine bakması gerekir ve kendilerine verilen mesajla, uyarıyla uğraşması gerekir.
CHP'nin sözcülerinin ve yöneticilerinin her seçimden sonra 'vatandaş AK Parti'ye ne mesaj verdi' diye değerlendirmelerde bulunmaları, onların da odak noktasının CHP değil, AK Parti olduğunu gösteriyor. Bu hafta son derece vahim açıklamalar yaptı CHP sözcüsü ve adayları. Bir yandan 'sürecin demokratik bir süreç olduğunu ve YSK'nin kontrolünde olduğunu' söylüyorlar, fakat öbür taraftan açıkça YSK'yi tehdit eden, psikolojik baskı kurmaya çalışan, 'bunun altında kalırsınız' gibisinden YSK'nin yapmadığı bir işi onlara atfederek, daha sonra da tehdit cümlesi kurarak YSK'ye dönük bir tavır içerisine girdiler. Bu, bizim çok yakından tanıdığımız, Türk siyasi tarihini çok yakından bilenlerin bildiği bir iştir. Milletle ve Anayasa'yla kavga eden CHP geleneğinin bir kere daha tecelli etmesidir. Anayasa'nın 138'inci maddesiyle, hukuk devletinin temel prensibiyle, milletin verdiği iradeyle yine kavga ediyorsunuz."
"MİLLETİN HUKUKUNU İHLAL ETMEYİN"
YSK'ye yönelik telkin, talimat ve tehdit içeren açıklamaların hem suç hem de milletin hukukuna karşı açık bir suikast girişimi olduğuna değinen Çelik, "Milletin hukukunu ihlal etmeyin. Milletin hukukuna, iradesine karşı tavır almayın." dedi.
Ömer Çelik, AK Parti'nin pek çok yerde yaptığı itirazın reddedildiğini hatırlatarak, "Biz eleştirebiliriz, siz de eleştirebilirsiniz ama sonuçta YSK'nin varlığına dönük tehdit açıklamasıyla esasında kendi varlığınızı da oluşturan, siyasi partileri de oluşturan hukukla kavga etmiş oluyorsunuz. O hukuka meşruiyetini veren millet iradesiyle kavga etmiş oluyorsunuz." ifadelerini kullandı.
CHP'ye "hesap makinesiyle gezeceğinize, Anayasa ile gezin" çağrısında bulunan Çelik, "Yanılmayalım diye hesap makinesiyle çıkıyorsunuz ama tipik bir şekilde eski zihniyetini devam ettirerek, toplayacağınız yerde çıkarma yapıyorsunuz, böleceğiniz yerde çarpma yapıyorsunuz." diye konuştu.
"HEBA OLMUŞ BİNLERCE OY SİSTEME GİRDİ"
Çelik, bazı yerlerde seçimlere yaptıkları itiraz sürecine ilişkin şu bilgileri verdi:
"CHP bir kere daha millet idaresiyle ve hukukla kavga ediyor. Bu işi buraya getirmenize gerek yok. Ortada hukuk süreciyle yürüyen, milletin önünde şeffaf bir şekilde gerçekleşen bir sayım var. Kendinize güveniyorsanız, her gün ifade ettiğiniz sözlerin arkasında duracaksanız, kendinizden eminseniz, süreci saygılı bir şekilde beklemekten başka bir şey yok. Yasal süreci itibarsızlaştırmak, esasında millet iradesiyle kavga etmektir. Biz, YSK'ye karşı kullanılan bu dili kesinlikle kabul etmiyoruz ve kınıyoruz."
"Diyorlar ki 'Herhangi bir yanlış bulunamadı.' Peki herhangi bir yanlış bulunamadıysa, bu kadar heba olmuş oy, sisteme yeniden girecek şekilde nasıl tespit edildi bu itiraz sürecinde?" diye soran Çelik, bu süreci başlatarak bütün vatandaşların haklarına sahip çıkmış olduklarını, böylece heba olmuş binlerce oyun sisteme yeniden girdiğini söyledi.
Çelik, YSK'nin herhangi bir parti tüzüğüne göre değil, temel prensiplere ve kanunlara göre karar vereceğinin altını çizdi.
"SAYGI GÖSTERMENİZ DEMOKRASİYE BAĞLILIĞIN GÖSTERGESİ"
CHP yetkililerinin seçim sonuçlarına ilişkin açıklamalarına eleştirilerde bulunan Ömer Çelik, 15 yıldan bu yana her seçimden sonra "hile var" diye sesini en çok yükseltenin CHP olduğunu herkesin bildiğini dile getirdi.
"Sonuçta onlar da itiraz etti, sayıldı. Geçmişte bizde olan belediyelerin bir kısmını geçmişte kaybettik, devrettik." diyen Çelik, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu seçimde de bizde olup kaybettiğimiz belediyeler de oldu. Hatta hatırlayın geçmiş seçimlerde bizim olduğu ilan edilmiş Yalova'daki seçimde tekrar sayım yapıldı, 1 oy ile belediyeyi devretmek durumunda kaldığımız bir tablo ortaya çıktı. Yani bunu beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz ama saygı göstermeniz, demokrasiye bağlılığınızın göstergesidir. Bu kadar telaşa gerek yok."
Çelik, CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'nun "Bu süreç demokrasiye zarar veriyor." sözlerini şu sözlerle eleştirdi:
"Demokratik meşruiyet, hukuki meşruiyet ve sayısal meşruiyet temelinde oluşuyor. Hukuki meşruiyet sürecin yargı denetiminde yapılmasıyla gerçekleşiyor. Sayısal meşruiyet de nihayetinde sonuçların ortaya çıkması ve YSK’nin 'sonuç budur' demesiyle tecelli edecek. Bunun neresi demokrasiye zarar veriyor? Tam tersine, seçim sürecinin parçası olan ve aslında heba olmuş bazı oylar varsa bunların ortaya çıkmasını sağlayan bu emniyet siboplarına sahip olmamız demokrasimizin, hukukumuzun gücünü gösteriyor, seçim sistemimizin gücünü gösteriyor. Dolayısıyla bu zaten bunun için koyulmuştur. Yani bu tip durumlar için konulmuştur. Atlanan bir şey varsa bunu tashih etmek için koyulmuştur.
Demokrasiye zarar vermek yerine tam tersine gücünü gösteren bir tutumdur. Sonuçta YSK karar verecek, biz de diyeceğiz ki 'Vatandaşımızın talimatı budur, bize bunu emretmiştir' ve netice itibarıyla o şekilde yolumuza devam edeceğiz. Kim sandıktan çıkarsa da ona saygı duyacağız. Sürece saygı gösterenlerin, sonuca saygı gösterme açısından herhangi bir problemleri olmaz ama bugün sürece saygı göstermeyenlerin süreci bulandırmaya çalışanların açık bir şekilde sonuçlar kendi istedikleri gibi çıkarsa saygı gösterecekleri, çıkmazsa saygı göstermeyecekleri açıktır."
İSTANBUL'DAKİ GEÇERSİZ OYLARIN SAYIMI
İstanbul'daki geçersiz oyların sayımına ilişkin de bilgi veren Çelik, "Hepimiz sonuçta çıkacak karara saygı duyacağız. Şu ana kadar binlerce oyun heba edildiği ortaya çıktı. Bazı yerlere bizim oyumuz fazla çıktı, bazı yerlerde sizinki çıktı. Bu kadar net. Bu sürece saygı gösterme meselesi demokrasiye kimin ne kadar saygılı olduğunu ifade etme sürecidir. Dolayısıyla sempatik cümlelerin arkasına saklanmış zihniyetin gerçekte ne kadar hukuka saygılı olduğunu, gerçekte ne kadar demokrasiye saygılı olduğunu göstermesi bakımından bir turnusol kağıdıdır." diye konuştu.
Ömer Çelik, Avrupa Konseyi Başkan Yardımcısı Frans Timmermans'ın açıklamalarına şu yanıtı verdi:
"Avrupa Konseyi Başkan Yardımcısı Timmermans Bey'den bir açıklama geldi. Timmermans seçimin sonuçlanması ve sonucu hükümetimizin, partimizin tanıması gerektiği yönünde bir açıklama yaptı. Tabii Timmermans arkadaşımızdır, dostumuzdur, kendisini gayet iyi tanırız. Avrupa'daki demokrat siyasetçilerden biridir. FETÖ’nün Türkiye'de gerçekleştirdiği darbenin pek çok kimse adını koyamazken kendisi çıkmış bunu FETÖ’nün yaptığını ifade etmiştir. Bu bakımdan demokrat hakkaniyetli bir kişiliği olduğunu değerlendiriyorum. Bu konuda yanlış bilgi aldığını düşünüyorum. İtiraz sürecinin Avrupa'daki birçok ülkede olduğu gibi Türkiye'de de demokratik bir hak olduğunu, hukuki bir hak olduğunu, seçim sürecinin parçası olduğunu değerlendirmelidir."
THY'yi, İstanbul Havalimanı'nın taşınma süreciyle ilgili tebrik eden Çelik, "Küresel havacılık tarihinde benzeri görülmemiş bir taşınma operasyonudur. Türkiye'nin büyük işlere imza atma konusundaki lojistik kapasitesini de göstermektedir." dedi.
Ömer Çelik, AK Parti'nin Ankara'daki bazı seçim sonuçlarına ilişkin YSK'ye yaptığı itirazın hatırlatılması üzerine beklentileri doğrultusunda olduğu gibi beklentilerinin dışında olmayan kararların da çıktığını anlattı.
"Arkadaşlarımız il seçim kurullarının verdiği kararları tabii YSK'ye taşıyacaklardır." ifadesini kullanan Çelik, sözlerini şöyle tamamladı:
"Sonuç olarak kazanan bu şekilde ortaya çıkacaktır. Sonucun ne olacağını ben bilemem, orada sayılıyor. YSK’nin ne karar vereceğini de bilemem. Biz sonucu değiştirecek sayımlar neticesinde bir tablo ortaya çıkarsa başarımızın tescil edildiğini düşüneceğiz, sonucu değişmeyecek bir şekilde tablolar ortaya çıkarsa da burada da diyeceğiz ki 'en azından aldığımız oyu bizim de rakiplerimizin aldığı oyu tam olarak gördük, milli irade bu şekilde tecelli etti.' diye düşüneceğiz."