AK Partili İnan, Soyer'in böyle bir savunma yapmak zorunda kaldığını, kullandığı dilin kendi iç sesi ve partisinin iç muhalefetini hedeflediğini, CHP tabanını konsolide etmeyi hedeflediğini aktardı. Soyer'i eleştiren İnan, "Kendisi ve siyasi geçmişi bir o kadar babası ve ailesinin darbeci geçmişi muhtemelen Sayın Soyer’in hassasiyetinde önemli bir faktör teşkil etmiş olabilir. Şu da bir başka etken olabilir. Bu canhıraş savunusunun nedeni Belediye Başkanlığı koltuğunda bulunuşunu gerek parti içi yarışta ve gerekse Yerel seçimde sanatın, kültürün, demokrasinin başkenti güzel İzmir’imizi adeta Alamut kalesine çeviren 15 Temmuz’un banilerinin katkısından kaynaklı bir mahcubiyet ve mecburiyetten de kaynaklı olabilir." diye konuştu.
İnan, Türkiye'de son 20 yıl içinde Balyoz ve Ergenekon süreçlerinde operasyonel bir işlev gören Soros projesinin Taraf gazetesinin sabıkası olduğunu, bunu Tüm Türkiye gibi İzmir kamuoyunun da bildiğini aktardı.
Bu gazetede bulunan herkesi şaibe altına sokmak gibi bir düşüncesinin asla olmadığını vurgulayan İnan, şunları kaydetti: "Mutlaka demokrasi ve insan hakları perspektifi ile bu platformda fikir beyanında bulunanlar da olmuştur. Veya zaman içinde bir aydınlanma yaşayarak bu zemindeki kalemini kıran, yazdıklarından imtina edenler olmuştur. Fakat Soyer'in canhıraş bir şekilde savunduğu Taşkın'ın serencamına dikkat kesildiğimizde Onun için bu masumiyet karinesini atfedecek malzeme maalesef yok. Sayın başkanın ya Taşkın ile bizim tanıdığımızdan daha fazla tanıyacak özel bir hukuku var ki böyleyse bu durum başkan için daha büyük bir sorunu teşkil eder. Veyahut da yukarılardan gelen bir emir var ve emir demiri kesiyor Sayın Soyer için. İronik olan ise Soyer'in Taşkın’ı savunurken kullandığı dil, överken adeta gömen,1. Sıra milletvekillerinin, yani siyasetin amiral koltuğuna oturttukları şahsın şecaatini arz ederken merd-i kıptinin sirkatini söylemesi tadında ‘hepimizin yaşamında olduğu gibi bir değişim geçirdi’ ifadesidir.
Burada hem Yüksel Taşkın’ın sirkati ve hem de Soyer’in sirkati mevzuubahistir ki sayın başkan güzel İzmir’imizin suhuletli ikliminde ya siyasi retoriği bilmiyor, bilmeye ihtiyaç duymuyor ya da başkanın siyasi dil, yine başkanın gark olduğu rehavetten kaynaklı paslanmış ve mantığı dumura uğramıştır. Allah aşkına 'hepimizin değiştiği gibi' ne demek. Değişen darbecilik geçmişi mi Sayın Başkan. Değişen operasyonel eleman olmaktan teberri etmek mi. Biz biliyoruz ki darbecilik ruhtur. Değişmez."
İnan, Soyer'in açıklamalarında yer verdiği "Genel başkanımız Taşkın’ı genel başkan yardımcısı yaptıysa" ifadesini kullandıktan sonra başkan yardımcılığını hakketmeyi "sadakate" bağladığını hatırlattı.
Soyer'in sözlerini eleştiren İnan, "Dikkat edin sadakat diyor. Liyakat, ehliyet demiyor. Entelektüel birikim, akademik kariyer demiyor. Biz ülkeye sadakat dışında tüm sadakatleri reddediyoruz. Bir cemaat değiliz, bir milletiz. Müridin şeyhine sadakati bizim jargonumuz değil. Biz siyasetçiyiz. Abdülhamit’in maiyetindeki bir bürokrata dediği gibi 'siyasetçinin sadakati devletine milletinedir. Siyasetçinin efendisi hoca efendiler değil millettir, devlettir." diye konuştu.
Eyyüp Kadir İnan, Soyer'in dediği "Taraf Gazetesi yazarı olarak kalmaya devam etseydi genel başkan onu
başkan yardımcısı yapar mıydı? sözlerine ilişkin ise şunları kaydetti:
"Soyer'e şunu hatırlatmakta fayda var. Taraf gazetesinin kapandığı tarihle Taşkın'ın başkan yardımcısı olduğu tarih arasında Adalet ve Kalkınma Partisi'nin bir düzine seçim başarısı var. Birkaç darbe teşebbüsü ve milletimizin lideri ile göğüs göğüse siper olarak engellediği, akim bıraktığı meşum 15 Temmuz var. Soyer sanırım gazete okumuyor. Youtube sayfalarında sörf edip, danışmanlarının edit ettiği mesajlar ve Twitler ile iktifa ediyor. Sayın Başkan taraf’ bertaraf olalı yıllar oldu.
Soyer'in 'O kendi ideolojisini, kendi siyasi tarihlerini, tanımlamalarını demek ki belli bir yerde değiştirmiş ve başka bir şey olmuş. Yüksel Beyin bu partiye kazandırdıklarının çok kıymetli olduğunu düşünüyorum.' Ve son olarak başkan 'o nedenle geçmişte yaptıklarını çok fazla da önemsemiyorum' diyor. Sayın Başkan biz sizin de CHP tabanında homurdanarak karşıladığı 1. Sıra adayınızın da geçmişini önemsiyoruz. Ve CHP'ye gönül vermiş İzmir’imizin değerli halkına şunu söylemeyi bir borç biliyoruz. Birileri kendi kısır mücadelelerine, sığ gündem ve hedeflerine sizi esir etmek istediklerinde biz sizin safınızdayız. Trajikomik olan bir durum da şu ki Soyer partinizin selameti için siz şu seçim sürecinde kimseyi savunmayın. Lütfen ama lütfen Kordon'da oturun, meşrebinizce bir şeyler için, dans edin, işgal ettiğiniz makamın son günlerinde yorulmayın, yormayın. Ama savunmayın. Çocuktan al haberi tadında bizim bilmediğimiz şeyler söylüyorsunuz. Sayın Başkan biz Yüksel beyi akademisyen biliyorduk. Siz diyorsunuz ki geçmişte yaptıklarını çok da önemsemiyorum. Akademisyen yapmaz, yazar Sayın Başkan. Yüksel bey acaba geçmişte ne yaptı."
İnan, İzmir haklının bu siyaset kalitesini hak etmediğini, İzmirlinin her konuda en iyiyi hak etmesi için ellerinden ne gelirse yapmaya devam edeceklerini vurguladı.