GERÇEKİZMİR - Yeni dönemde yeniden aday olan AK Parti İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar Bir TV’de yayınlanan Politika Durağı’nda Gazeteci Sercan Avcı’nın sorularını yanıtlarken, önemli açıklamalarda bulundu.
’YENİDEN ADAYLIK’ MESAJLARI
İlçe başkanlığından parlamentoya uzanan AK Parti İzmir Milletvekili Kırkpınar, ‘Yeniden aday gösterilmeyi bekliyor muydunuz?’ sorusunu, “Ben partimizin kuruluşundan beri AK Parti içerisinde yer alan biriyim. Çalışmayı çok seven biriyim, bana verilen görevi en iyi şekilde yerine getirme arzusu içindeydim hep. Bunu ilçe başkanlığım döneminde yaptım, 8 yıl ilçe başkanlığı yaptım Kemalpaşa’da. Ardından vekil olma fırsatı bulduk cumhurbaşkanımızın takdirleri ve milletimizin teveccühleriyle seçildim. Milletvekilliği çok kutsal bir görev ve İzmir’i temsil ediyorsunuz. Parlamentoda katılım nokrasında ciddi katılım gösterdim. Geçen gün baktım, komisyonlarda ve genel kurulda 150’ya yakın konuşma yapmışım. Bunun yüzde 30’u İzmir’in sorunlarıyla ilgili. 5 yıl içerisinde İzmir’i temsil noktasında mutlu oldum. Yeniden aday gösterilme konusunda da ciddi gayretim olmadı. Demek ki buna benzer çalışmalar takdir ediliyor. Sayın Cumhurbaşkanımız bir kez daha vekil olmamız yönünde irade beyanında bulundu. Mutluyum, gururluyum” sözleriyle yanıtladı.
USTALIK DÖNEMİ VURGUSU
AK Parti İzmir Milletvekili Kırkpınar seçilmesi durumunda ikinci dönemin farklı olacağının altını çizerken tecrübe vurgusu yaptı ve şunları kaydetti: Birinci dönem tecrübe ettiğimiz çok şey oldu. İkinci dönemin daha farklı boyut olacağına inanıyorum. Daha yoğun ve verimli çalışmalar yapacağımıza inanıyorum. Çünkü birinci dönem çok ciddi tecrübeler ve kazanımlar elde ettik. Bunu bir ustalık dönemi olarak görüyorum. Daha iş yapabileceğimiz bir dönem olacağını tasarlıyorum.
LİSTELERDEKİ DEĞİŞİM VE ‘YILDIRIM-DAĞ’ YORUMU
Kırkpınar, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım ve Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ’ın 3 dönem kuralına takılmalarının teşkilatta bir motivasyon kaybına yol açıp açmadığı yönündeki soruyu ise, “Hem Hamza Bey hem de Binali Bey en az bizim kadar sahadalar. Yoğun bir şekilde çalışıyorlar. Partimizde böyle bir kültür var. Aynı zamanda bir dava hareketi olarak gördüğümüz için tüm Türkiye’de yeniden aday gösterilen ve gösterilmeyen bütün milletvekillerimiz sahadalar. Bizimle beraber çalışıyorlar onlara da program yapılıyor. Milletimizde de bir değişim talebi vardı. Oranlara baktığımızda yüzde 65’in üzerinde yenilenme oldu. En çok yenilenme bizim partimizde gerçekleşti. Kadın adaylar konusunda en ciddi şekilde bu talebe cevap veren bir partiyiz ve yine gençleştirme il alakalı da aynı şekilde bu talebe cevap veren bir partiyiz. Kaldı ki İzmir’de Gençlik Kolları Başkanımızı birinci sıradan aday gösterdik. Bu gençlere verdiğimiz önemi ifade ediyor. Yine birinci bölge birinci sırada Gençlik ve Spor Bakanımız var. Gençlere, gençliğe, yenilenmeye, motivasyona verdiğimiz önemin bir göstergesi. Listelerimizin de gayet anlamlı olduğuna inanıyorum. Çok başarılı bir yönetim sergileyeceğimiz kanaatindeyim önümüzdeki dönem inşallah” sözleriyle yanıtladı.
“NALBANTOĞLU VE POLAT DIŞINDAKİLERİ İZMİRLİLER DE TANIMIYOR!”
AK Parti’de 2.Bölge 4.Sıra Adayı olan Kırkpınar, CHP’nin aynı bölgedeki listesi ve rekabete yönelik çarpıcı mesajlar verdi. Kırkpınar, “CHP’nin ikinci bölge milletvekili listesinde bir İzmirli olarak bir ya da iki kişiyi tanıyorum. Sayın Nalbantoğlu, eski bir siyasetçi. Bir de Mahir Bey var. Onun dışındaki adayları ben tanımadığım gibi İzmirliler de tanımıyorlar. Dışarıdan gelen arkadaşlarımız. Dolayısıyla bizim listemizle asla karşılaştırmıyorum ve kıyaslamıyorum. Bunu İzmirlinin takdirine sunuyorum. Kaldı ki diğer bölgelere de baktığımızda CHP’ye bu anlamda üzülüyorum. CHP Atatürk’ün kurduğu bir parti, Atatürk bizim ortak değerimiz. Kırmızı çizgilerimizden birisi. Dolayısıyla böyle bir partide birinci sıra milletvekili adayının Atatürk ile ilgili söylemlerinin ortada olduğunu biliyoruz. Yine FETÖ ile iltisaklı bir yapısı olduğunu herkes ifade ediyor. Bu beni üzdü gerçekten. Bunun oya yansıması İzmirlilerin vereceği karar ama Atatürk’ün partisinde birinci sıradan böyle bir adayın gösterilmiş olması beni çok üzmüştür” dedi.
“CHP’Lİ SEÇMENDE BİR MAHCUBİYET, ÜZÜNTÜ VAR”
Kırkpınar liste konusunun saha yansımaları hakkında da, “CHP’li seçmende bir mahcubiyet, üzüntü var. CHP’liyim ama listelerden dolayı kararsızım diyenler var. Bize oy vereceğini ya da başka partilere vereceğini söyleyenler de var. Mesela milletvekili seçimlerinde Memleket Partisi ya da Türkiye İşçi Partisi’ne vereceğini söyleyenler var. Ciddi manada belli ki listelere bir tepki var. İkinci bölgede Kamil Okyay Sındır gibi, Atila Sertel gibi yakından tanınan isimler yerine konan isimlere baktığımızda hakikaten tepkiyi hak eden bir liste olduğunu ifade etmek isterim” dedi.
“HİÇ BİR TEREDDDÜDÜM YOK”
AK Parti’de 2.Bölge 4.Sıra Adayı olan Kırkpınar, sırasına dair kritik eşik yorumları için ise, “Bu seçim diğer seçimlere göre farklılık arz eden seçimler. İttifaklarda farklılıklar var, yeni partiler var. Bir de bu ittifakların genel siyasete, ekonomiye bakışları… Bayrakla, terörle ilgili durdukları yerlere bakıyorum. Dolayısıyla bu seçimlerin sonuçlarının çok farklı olacağını milletin içerisinde gezerek görebiliyoruz. Benim dördüncü ve sonraki sıralarla ilgili hiçbir tereddüdüm yok. Bu seçimlerde biz rekor oyla milletvekili çıkaracağımıza inanıyorum” mesajını verdi.
“MİLLET İTTİFAKI VE ADAYI BAYRAĞIMIZI, DEVLETİMİZİ, SINIRLARIMIZI TARTIŞMAYA AÇIYOR”
AK Partili Kırkpınar sahadaki 14 Mayıs atmosferi hakkında da konuşurken, Millet İttifakı’na ‘kırmızı çizgi’ çıkışında bulundu. Kırkpınar, “Aslında biz sahada gezerken şunu tasarlıyordum. Biz çok büyük işler yaptık, sanayide, dış politikada, iç politikada, tarımda, üretimde. 21 yıl içerisinde devasa işler yaptık. Sahada bunları anlatmayı tasarlıyordum. Eskiden seçim dönemlerinde hiç devletin üniter yapısı, bayrağımız, Atatürk tartışılmazdı. Bunlar sağın da solun da kırmızı çizgileriydi. Ama bu seçimlerde ilk kez maalesef bunlar tartışılıyor. Bunu da çok tehlikeli buluyorum. Bu şundan dolayı tartışılıyor. HDP’li Mithat Sancar, ‘Biz Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğiz’ diyor. Bizim isteklerimizle Kılıçdaroğlu’nun ortaya koyduğu maddeler örtüşüyor diyor. Bu maddeler arasında özerklik var, Kılıçdaroğlu büyük kongrede biz iktidara geldiğimizde ‘özerkliği ilan edeceğiz’ diyor. HDP’nin talebi de özerlik, örtüşüyor. Kılıçdaroğlu, ‘Selahattin Demirtaş’ı ve diğerlerini gelir gelmez serbest bırakacağız’ diyor. ‘Kayyumları kaldıracağız’ diyor. HDP de diyor ki, ‘İçeridekileri serbest bırakacağız ve Apo’ya özgürlük’. ‘Apo’nun heykelini dikeceğiz’ diyorlar, bu da örtüşüyor. Bunlar bir masada devletin üniter yapısını tartışmaya açıyorlar. Bütün bunlar vatandaşların gözü önünde oluyor ve insanlar bunları değerlendiriyorlar. Dolayısıyla artık burada insanlara TOGG’u anlatamıyoruz, savunma sanayisinde şuraya geldik falan. Birinci gündem maddesi devletin üniter yapısı, bayrağımız ve Atatürk oluyor. Tartışma noktası haline getiriliyor ve bunu biz yapmıyoruz. Millet İttifakı ve onun adayı, bizim bayrağımızı, devletimizi ve sınırlarımızı tartışmaya açıyor” dedi.
“HÜDA-PAR’LA HDP YA DA PKK’YI KARŞILAŞTIRMAK ABESLE İŞTİGAL”
Kırkpınar, Cumhur İttifakı’na yönelik HÜDA-PAR çıkışlarına ise, “HÜDA-PAR’ın geçmişte belli bagajı olabilir. Şu an savunuculuğunu yapmak da benim işime gelmiyor da. Ama şunu ifade edeyim. HÜDA-PAR ile HDP ya da PKK’yı karşılaştırmak abesle iştigal. HÜDA-PAR şu an Hizbullah’a terör örgütü diyebilen, vatana millete sahip çıktığını ifade edebilen bir yapısı var. Bir de bizim HÜDA-PAR ile böyle bir ittifakımız yok. Netice itibariyle birkaç milletvekili belki bizim listelerden girebilir. Kılıçdaroğlu ve HDP gibi oturup anlaştığımız bir şey yok. Her gün Kandil’den Kılıçdaroğlu’nun adaylığına destek geliyor. HDP’nin yüzde 12’ye yakın oyu var. Bunlarla baktığınızda kıyaslanamaz. Eleştirilebilir, ihtiyacınız mı vardı, ne kadar oyu vardı ki denebilir. Ama HDP ve PKK ile karşılaştırmak, ikisini aynı kefeye koymak adil değil. Kaldı ki HÜDA PAR şu an hem bayrağımız, hem milliğimiz, hem de üniter yapımızla ilgili söylemleri net. Terörü, Hizbullah’ı kınıyorlar. Ve terörle iltisaklarının olmadığını açık ve net ifade ediyorlar. Kaldı ki ittifak de değiliz onlarla...” dedi.
“ONLARIN MİTİNGİNİN BİZE GÖRE DÜŞÜK OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”
AK Partili Kırkpınar’dan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İzmir mitingine dair ise şu değerlendirme geldi: Emeği geçen teşkilatlarımıza çok teşekkür ediyorum. Cumhurbaşkanımız çok mutlu şekilde İzmir’den ayrıldı. Çok ciddi bir katılım söz konusuydu. Çok kısa süre içerisinde hazırlıklar yaptık. Haftalar, aylar öncesi bir hazırlık değildi. Ben bu kadar yoğun bir katılım olabileceğini tahmin etmemiştim. Ama gerçekten hem teşkilatımızı hem bizi mutlu eden bir miting oldu. Vatandaşlarımız İzmirliler Sayın Cumhurbaşkanımıza ciddi bir teveccüh gösterdiler ve nitekim ertesi gün de CHP’nin mitingi oldu. Bize göre onların mitinginin sönük olduğunu düşünüyorum. Çünkü kıyaslama açısından baktığınızda daha önce kimse kıyasladı mı bilmiyorum ama… CHP’nin 5 yıl önceki cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin mitingiyle karşılaştırdığınızda yüzde 50 daha az katılım vardı. Çok ciddi de hazırlandılar yani. 5,6,7 parti falan… Onların mitingi ile bizim mitingi karşılaştırdığınızda biz başarılı bir miting düzenlediğimizi buradan ifade etmek isterim.
SOYER’E ELEŞTİRİ SELİ
Kırkpınar sözlerini Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve yerel idare-merkezi hükümet ekseninde yatırım tartışmalarını değerlendirerek tamamladı ve şunları söyledi: Sayın Soyer’in bu çıkışlarına ben şunu ifade etmek isterim. Anadolu’da bir tabir vardır, oynamasını bilmeyen gelin yerim dar dermiş. Sayın Soyer gerçekten İzmir’e hiç hizmet yapmadı. Bugün küçük bir yağmur yağdığında İzmir’i sular seller basıyor. İzmir trafik problemini çözemedi. Her geçen gün bu iş biraz daha zora giriyor. Körfez’i temizleyip yüzeceğim demişti, temizleyemedi. Yeşille, çevreyle, yollarla ilgili hiçbir yatırım yapmadı. Sadece bizim yapmak istediğimiz hastanelere, alt geçitlere, üst geçitlere, yollara, millet bahçelerine dava açtı. Zaten bu İzmir’in şanssızlığı.25 yıldan beri İzmir’i yöneten CHP’li irade maalesef en kötü yönetimini Soyer döneminde yaşamıştır. Bu içler acısı durumu zaten CHP’liler kendileri de ifade ediyor. Sayın Soyer bundan kaçmak, topu taca atmak için bir Kıbrıs, bir İzmir parası ve bayrağı ile ilgili çıkış yapıyor ya da alakası olmadığı halde ulusal gündemle ilgili söylemlerde bulunuyor. Dolayısıyla İzmirli hakikaten bir 4 yılını daha maalesef kaybetti. Bizim belediyeciliğimiz ile CHP belediyeciliği arasındaki farkı zaten vatandaşımız görüyor. Bunu İstanbul ve Ankara’dan da biliyor. Sayın Kılıçdaroğlu İzmir’i yakından takip etmedi hiç, buranın milletvekili olmasına rağmen. Şu an İzmirlilere anket yapın sorun, yerel yönetimlerin başarısını. Başarılı bulanların oranı yüzde 20’yi geçmez. Çünkü neyine geçer not versin hiçbir şey yapmadılar. Kılıçdaroğlu’nun, ‘Bize oy verin, bizi başa getirin; biz Türkiye’yi İzmir gibi yöneteceğiz’ diye bir söylemi var. Eğer Türkiye’yi İzmir’i yönettiğiniz gibi yöneteceksiniz buradan bütün herkese sesleniyorum. Vay halinize o zaman.
Sayfa başına git