Adnan Oktar ve grubuna yönelik başlatılan operasyonda, Kandilli’deki villa soruşturmanın merkezi oldu.
Emniyet birimleri günlerce 3 dönüm üzerine dağılmış İstanbul Boğazı manzaralı ‘yerleşke’de arama yaptı. Aramalarda silah ve tarihi eserler bulundu. Soruşturma kapsamında söz konusu alanda ‘kaçak’ yapılaşma da tespit edildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekipleri bölgede inceleme yaptı ve ardından 25 Temmuz 2018 tarihinde İBB Meclisi kararı ile yıkım kararı çıkarttı.
İmar ekipleri tarafından yapılan incelemede söz konusu 3 dönümlük alanda 25 yapı tespit edildi. Bu 25 yapı içinde bitişik nizam olan ana yapı ve buna yaklaşık 20 metre uzaklıktaki bina hariç 23 birimin kaçak olduğu belirlendi.
Yapılan incelemede 2 bina yasal olarak kabul edildi. Bu iki binadan birine ise veranda gibi kaçak eklemeler yapıldığı belirlendi. Ayrıca 3 dönüm üzerindeki alanda 2 tane iki katlı geri kalanı ise tek katlı 21 kaçak birim saptandı. Meclis kararı ile binanın sahibi olarak görünen Mustafa Cüre’nin varislerine 176 bin TL para cezası verilmesi kararlaştırıldı. Yıkımdan sonra ortaya çıkan maliyetin de yine varislerden alınması karara bağlandı.
Vatan gazetesinden Öge Demirkan'ın haberinde, 13 yıl Adnan Oktar Grubu’nun içinde kalan ve ardından gruptan ayrılarak hukuki işlem başlatan Ümit Kurucu'nun anlatımlarına yer verildi.
Kuruca, yapılarla ilgili şunları aktardı: Benim kaldığım 13 yılda 10-12 bina kaçak olarak yapıldı. Adnan Oktar’ın etrafından kalan ve yakınında olan kişiler burada kalırdı. Bunlar tek katlı 1+0 gibi değerlendirebileceğimiz bağımsız birimlerdi. Ancak hepsinin birbiriyle bağlantısı vardı. Odalar yatak odası ve banyodan oluşuyordu. Ayrıca bir de kıyafetlerin konulduğu ayrı birimler bulunurdu. Yaklaşık 8-10 binada erkekler; 10-12 binada ise kedicikler kalırdı. İhtiyaç oldukça da yeni birimler yapılırdı.