İzmir’de aile hekimliği yönetmeliğindeki değişikliği protesto eden aile hekimleri iş bıraktı. Söz konusu yönetmelikle aile hekimlerinin meslek güvencelerinin ortadan kaldırılmak istendiği vurgulanan aile hekimleri, Konak Eski Sümerbank önünde basın açıklaması düzenledi. Çeşitli sağlık meslek örgütlerinin katılımıyla gerçekleşen açıklamada bir araya gelen aile hekimleri, “İnsanca yaşamak insanca çalışmak istiyoruz”, “Alkışlar balkonda haklar askıda” ve “Birleşe birleşe kazanacağız” yazılı dövizler açtı. Açıklamayı okuyan İzmir Aile Hekimleri Derneği (İZAHED) Başkanı Funda Mütfüoğlu, yönetmelikle ödül beklerken ceza alan tek hekim grubu olduklarına dikkat çekti. İş güvencesinden ve insan onuruna yaraşır bir ücretten yoksun bırakan, yoksulluk sınırının altında ve hatta açlık sınırında yaşamaya zorlayan bu yönetmeliği kabul etmeyeceklerini vurgulayan Müftüoğlu, “Uygulanabilir bir yönetmelik yürürlüğe girene dek, iş bırakma dahil her tür eylemle mücadeleye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
ASLINDA CEZA YÖNETMELİĞİDİR!
Yeni yönetmelik ile aile hekimliği uygulamasında karanlık bir süreç başladığını belirten Mütfüoğlu, “Sağlık Bakanlığı, 29.06.2021 tarihinde bir gece yarısı, toplum sağlığının mihenk taşı olan birinci basamakta, görev yapan Aile Hekimleri ve Aile Sağlığı Merkezi çalışanı sağlık emekçilerinin temsilcisi olan sendika, dernek, federasyon ve demokratik kitle örgütlerini muhatap almadan, sahanın sorunlarını en iyi bilen sağlık çalışanlarının toplum sağlığının kalitesini en üst seviyeye çıkarmayı önceleyen görüş ve değerlendirmelerinden yararlanılmaksızın bir yönetmelik yayınlamıştır. ‘Ben yaptım... Oldu...’ mantığı ile sahanın gerçekliklerinden uzak ve kapalı kapılar ardında hazırlanan bu yönetmeliğin, adı her ne kadar, ‘Aile Hekimliği Sözleşme Ve Ödeme Yönetmeliği’ olsa da, aslında ceza yönetmeliğidir. Ne acıdır ki 2021 Türkiye’sinde maaşı azalan ve kesintiye uğrayan tek meslek grubu aile hekimliği sisteminde çalışan hekim ve aile sağlığı çalışanlarıdır. Bu yönetmelikle yalnızca göstermiş olduğumuz özveri ve harcadığımız emeğin karşılığı olarak aldığımız maaşımızın düşürülmesi planlanmamış, özlük haklarımız ve iş güvencemiz de, hakkaniyetli olmayan ceza uygulamaları ve puanları ile tehdit altına girmiştir” dedi.
HAKLARIN ÖNÜ KAPATILMAYA ÇALIŞILMAKTA
Yönetmeliğin keyfi uygulamalarının önünü açtığını savunan Müftüoğlu, “Kamuda çalışan tüm bürokratlar, sosyal medyadan basına açıklama yapabiliyor, Sayın Bakanımız her duyuruyu twitter üzerinden halkla paylaşabiliyorken çıkartılan yönetmeliğe göre, bir aile hekiminin ‘Aşı olun’ şeklinde basına ve sosyal medyaya demeç vermesi bile 50 ceza puanı alması ile sonuçlanacaktır. Aynı aile hekimi ikinci kez benzer bir konuda demeç vermesi durumunda, iki katı puanla yani 100 ceza puanı ile cezalandırılacak ve sözleşmesinin feshedilmesi ile karşı karşıya kalacaktır. Bu yönetmeliğe göre, entegre olarak hizmet vermekte olan Aile Sağlığı Merkezlerinde, hastalık gibi bir sebeple raporlu olsa bile 5 kez nöbete gelmemek, sözleşme fesih sebebi sayılmıştır. Bu durum en basit insan hakkı olan, yaşam ve sağlık hakkının gasp edilmesi demektir. Bir aile hekimi, rahatsızlığı sebebiyle hastalansa bile, bu yönetmeliğe göre cezaya maruz kalacaktır. Bu yönetmelikle keyfi uygulamaların önü açılmakta, yasalarla güvence altına alınmış olan hakların önü kapatılmaya çalışılmaktadır. Her devlet memurunun Anayasal hakkı olan Doğum izni, babalık izni, Vefat izni gibi en temel kanuni haklar bile, Aile Sağlığı Merkezi çalışanlarına ya hiç verilmemekte ya da diğer devlet memurlarına verilenden daha az verilmektedir. Süt iznine çıkacak personelin yerine görevlendirme yapılmaması izin hakkının görmezden gelinmesi anlamına gelmektedir. Yönetmelik ile Bakanlık tarafından, Kronik Hastalık Takibi adı altında kurulmaya çalışılan sistemin, Aile Sağlığı Merkezleri’nin şu anki fiziksel, teknolojik ve kayıtlı hasta sayıları açısından uygulanabilir bir tarafı yoktur. Henüz zorunlu sevk sisteminin bile kurulamamış olduğu bir sağlık sisteminde, aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarından yapılması istenilen izlemlerin, büyük bir çoğunluğunun pratik olarak ASM şartlarında yapılması mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
ASM’LER ŞİDDETE MARUZ KALINAN YERLERE DÖNÜŞTÜ
Süreçte yaşanan sıkıntılara değinen Müftüoğlu, “Bu yönetmelikle yapılması gereken izlemlere dair, insan/hasta faktörü göz önünde bulundurulmamış, vatandaşa izlemlere gitmesi hususunda hiçbir sorumluluk yüklenmemiş ve olası aksaklıkta doğrudan sağlık çalışanlarına yaptırım uygulanması hedeflenmiş, kişi başı 300 ile 1400 TL arasında bir kesinti bordrolarımıza yansıtılmıştır. Aile Sağlığı Merkezleri devreye girmeden önce, istenen aşılama hızına ulaşamayan COVID aşı uygulama oranları, aile sağlığı merkezlerinde aşılamaların başladığı günden itibaren günlük 1 milyon doza çıkmış olup, bu oran gün geçtikçe artmaktadır. Aile Sağlığı Merkezlerinde hastaların hangi hekimde kayıtlı olduklarına ve nerede oturduklarına bakılmaksızın müracaat eden herkese aşı uygulanmıştır. Bu süreçte, Bakanlığın gerek randevu sistemine yaptığı plansız müdahaleler ve gerekse lojistik destek açısından yarattığı karmaşa bizzat sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin artmasına sebebiyet vermiştir. Aşı tedariğinde yaşanan sıkıntılar nedeniyle, aşı verilmeyen aile sağlığı merkezlerine, dışarıdan verilen randevular sonucu, aşıya ulaşamamanın faturası aile sağlığı çalışanlarına kesilmiş, önlenemeyen hasta yoğunluğu ile karşı karşıya kalan Aile Sağlığı Merkezleri, her tür şiddete maruz kalınabilen yerlere dönüşmüştür. Sağlık Hizmetlerine yaptıkları katkı açıkça gözler önünde olmasına rağmen, Aile Sağlığı Merkezi çalışanlarına reva görülen mevcut ücret politikası, göstermiştir ki ‘Hakkınız ödenmez’ söylemi ile kastedilen gerçekten hakkımızın ödenmeyeceği ve var olan haklarımızın da elimizden alınacağıdır.
Bu şartlarda tek taraflı olarak aile hekimlerini, Aile Sağlığı Merkezi çalışanı sağlık emekçilerini iş güvencesinden ve insan onuruna yaraşır bir ücretten yoksun bırakan, yoksulluk sınırının altında ve hatta açlık sınırında yaşamaya zorlayan bu yönetmeliği kabul etmeyeceğimizi, sahanın dinamikleri göz önünde bulundurularak ve sağlık emekçilerinin geri bildirimlerinden yararlanılarak, cezai uygulamaları değil, çalışanların hak ve hukukunu ve çalışma barışını gözeten, adil, uygulanabilir bir yönetmelik yürürlüğe girene dek, sahadan aldığımız güçle, iş bırakma dahil her tür eylemle, mücadeleye devam edeceğimizi kamuoyuna duyuruyoruz” açıklamasında bulundu.
Basın açıklamasına destek veren sağlık meslek örgütleri arasında Birlik Dayanışma Sendikası, Birlik Sağlık Sendikası, Genel Sağlık İş Sendikası, İzmir Aile Sağlığı Çalışanları Derneği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası yer aldı.