İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin grup toplantısında konuştu. Rüzgargülü Projesi'nin pilot uygulamasına başlandığını açıklayan Akşener, "Geçtiğimiz sonbaharda Rüzgargülü Projemizi tanıtmıştık. Kırsal ve bölgesel kalkınmayı geliştirecek, çocuklarımızın sağlıklı gıdaya erişimini sağlayarak gelişimlerini güvence altına alacak projeydi. Pilot uygulamayı Demre'de gerçekleştirdik. 10 farklı okulda, 152 okulöncesi öğrencimize sağlıklı yemek kutularını ulaştırdı. Çok güzel geri bildirimler alınmış" dedi.
Akşener, "Önce Demre genelinde yaygınlaştıracağız. Seçime kadar farklı belediyelerde hayata geçirmeyi planlıyoruz. İktidara geldiğimizde tüm Türkiye'de uygulayacağız. Yetkiyi aldığımızda hiçbir öğrencimiz sağlıklı gıdaya erişim sorunu yaşamayacak" diye konuştu.
"BAŞKA BİR ÜLKEDE Mİ YAŞIYORUZ?"
İYİ Parti lideri Akşener, "Ülkemizin uzun zamandır içinde bulunduğu kara komedi, başroldeki bay krizin Oscarlık performansıyla tam gaz devam etti" derken, "Vatandaşla iki kelam edemeyen Sayın Erdoğan 'Birileri aç kaldık diyor, vicdansızlık yapma, ne aç kalması. Aç kalan falan yok' dedi. Bu sözler bu ülkenin Cumhurbaşkanı'na ait. En son 'Şükürsüz' demişti, şimdi 'Vicdansız' oldu. Yahu biz başka bir ülkede mi yaşıyoruz? Semt pazarlarında akşamı bekleyen, Halk ekmek önünde kuyruğa giren insanlarımız başka bir ülkede mi yaşıyorlar? Belli ki sarayda oturan milletin halinden anlamıyor. Bu arkadaşımız ülkesinde yaşananları bile bilmiyor. Ayıptır, günahtır böyle bir kibir olabilir mi? Hiç mi yüzün kızarmıyor, hiç mi vicdanın sızlamıyor? Yazıklar olsun" dedi.
"GÜNEY AMERİKA EKONOMİLERİNİ GERİDE BIRAKTIK"
Akşener sözlerini şöyle sürdürdü:
"TÜİK'e göre bile nisan ayında gıda fiyatları yüzde 89 arttı. Sen ve tapınak şövalyelerin 'Tüm dünyada enflasyon var' diyeceksiniz. Peki bizi kim takip ediyor yüzde 62 ile iflas etmiş Arjantin, yüzde 26 ile Kolombiya. Güney Amerika ekonomilerini bile geride bırakmışız. Yunanistan'da yüzde 10, AB ortalaması yüzde 8,5, Almanya'da yüzde 8. Matematik, tarih ve ekonomi gibi senin kuvvetli olduğun bir alan değil.
Geçen sene nisan ayında 1000 liraya aldığımız gıda ürünlerini bu sene almak için 1890 lira gerekiyor. Almanya'da ise 1000 Euroluk alışveriş, 1080 Euro'ya çıkmış. Açlık sınırı bu sene 6 bin 18 lira olmuş. Toplam 3 bin 121 lira yükselmiş. Asgari ücret artışı 1427 lira, yani açlık sınırındaki artışın yarısı bile değil. Söyle bakalım vicdansız kimmiş görüyor musun? Gördüğün rüyadan uyan, gerçeklerle yüzleş. O saraydan çık. Böyle devlet yönetilmez."
SOSYAL MEDYA DÜZENLEMESİ
Sosyal medya düzenlemesine tepki gösteren İYİ Parti lideri Akşener, "Türkiye artık bir sorunlar yumağı haline geldi" diyen Akşener, "Hayat pahalılığı, sığınmacı, adalet sorun. Bu sorunların hiçbiri iktidarın gündemine giremiyor. İktidara göre en önemli sorun, internette yayın yapan haber siteleri. Meclis'e sosyal medya kanun teklifi getirdiler. Beğenmediklerini yasaklamaya ve ortadan kaldırmaya bayılan AK Parti, sosyal medyanın idam fermanıyla karşınıza çıktılar. Bu arkadaşlara yandaş medya yetmiyor. Televizyonlara sipariş yayın yaptırdıkları gibi, gazetelere sipariş manşet attırdıkları gibi internet sitelerine sipariş haber yaptırmak istiyorlar" dedi.
Akşener sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sayın Erdoğan eğer yalan haber yasaksa iftira atan, yalan söyleyen yandaş kanallarını kapatacaksın. Trol çiftliklerini kapatacaksın. Enflasyon tahminleri yanlış çıkan Merkez Bankası Başkanı'nı görevden alacaksın. Milleti kandıran TÜİK Başkanı'nı hemen kapının önüne koyacaksın. Emeklilere ve asgari ücretlilere zam için 1 Mayıs'ı işaret eden Çalışma Bakanı'nın affını isteyeceksin. Sen önce kendi öfkeni dizginle, sen önce kendi kapının önünü temizle. Yıllardır milletimizi birbirine düşürerek kutuplaşmadan beslenen sen değil misin? Bu kanunu geriye işletsen senin müebbet alman gerekiyor."
"Buradaki amaç çok başka" diyen Akşener, "Ülkemizde yaşanan sorunları dile getirenleri, ekonomide kötü gidişata dikkat çekenleri, sığınmacıdan seçmen devşirmeye çalışmalarını susturmak istiyorlar. Biz daha buradayız. Siz yalana sığındıkça biz de sizi gerçeklerle yüzleştirmeye devam edeceğiz. Siz George Orwell romanlarına özendikçe biz demokrasiyi savunmaya devam edeceğiz. Siz özgürlüklerin karşısında durdukça biz 'Kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet' demeye devam edeceğiz" diye konuştu.
KOCAELİ ZİYARETİ
Kocaeli'nde yaptığı ziyaretleri aktaran İYİ Parti lideri Meral Akşener, "Birçok dükkanda yine ışıklar açık değildi. Esnaf yine siftahsızdı. Vatandaşlarımız mutsuz, umutsuzdu" dedi.
UZAY ÇALIŞMALARI
Akşener, uzay çalışmalarına da konuşmasında yer verirken, "Döviz kuru, enflasyon, gıda fiyatları uzaya çıktı. Mars'ı geçti, Jüpiter'e varmak üzere. Siz seçim tarihini açıklayın da millet sizi uzaya mı gönderiyor, başka bir yere mi gönderiyor görün. Artık lami cimi yok. Bugün milletimizin ihtiyacı seçimdir. Getirin sandığı bu çile bitsin, milletimizin yüzü gülsün" ifadelerini kullandı.
DİJİTAL DÖNÜŞÜM VE YÖNETİM SİSTEMİ
Ekonomide 4'üncü sanayi devrimiyle birlikte, sanayi ve toplumdaki değişimi anlatan Akşener, "4'üncü sanayi devriminin, Teslism tartışıldığı dönüşüm dönemindeyiz. Eskiden üretimin odağı üründü, sonra tüketicinin ihtiyaçları görünür oldu. Sonra markaların tüketicilerle konuşması geldi, marka aidiyeti geldi. Artık bu saydıklarımın yanında insan merkezli yeni bir anlayış iş dünyasına girdi. Markalar sürdürülebilirlik, karbon ayak izi, cinsiyet eşitliğini de benimseyerek müşterilerle insani alanda iletişime geçiyor" dedi.
Akşener, "Bu gelişmeler doğrultusunda hayatımızda dijitalleşmenin tetiklediği yönetim anlayışı var. Bir anlamda dijital meşveret. Biz bunu başaracağız. İYİ Parti dünyanın gerisinde kalan, 1920'lerin dünyasına giden bu anlayıştan Türkiye'yi kurtaracak" diye konuştu.
İYİ Parti lideri, "Biz her bir soruna önce tespit yapıp, sonra çare üreten; iş başına geldiğimizde de bu ülkeyi kalkındıracak tek siyasi hareketiz" dedi.
Akşener sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cumhuriyetimizin yönetim anlayışında bir çocuk köyde okuyup, yaşasa, büyüse bile doktor, mühendis olabilirdi. Cumhuriyetimizin yönetim anlayışına göre devlet; herbir vatandaşına eşit yaklaşmak, eşit fırsatlar sunmak zorundaydı. Bugün şartlarımız aynı değil, bugün demokrasi ve devlet kültürümüzünden çok uzaktayız. Artık köydeki çocuğu bırakın büyükşehirdeki çocuklar doktor, mühendis olmayı hayal edemiyor.
Biz bu duruma mülakat sistemiyle geldik. Atatürk ve İnönü'ye iki ayyaş diyenler, o döneme savaş açanlar; siz kınadıklarınızı bugün yapıyorsunuz. Onları kınarken onlara imreniyorlarmış. 80-100 sene öncesine imreniyorlarmış. Biz anlamadık.
Bu ucube sisteme geçiş için bahaneleri; prangalardan kurtulmak, Türkiye'yi şaha kaldırmak, uçurmak, hızlı karar almak. Türkiye'yi daha özgür, hür, mutlu, huzurlu hisseden var mı? Tek bir kişinin keyfine göre alınan kararların en küçük faydasını gören var mı? Vatandaşlığımızın değer kaybettiği bu sistemde Türkiye'nin hangi alanda şaha kalktığını bilen var mı? Yok ama, Türkiye'nin uçurma doğru uçtuğunu görüyoruz.
İlk günden beri bu ucube sistemin karşısında duruyoruz. Eksikleri yanlışları vardı ama çözüm 150 yıllık sistemi çöpe atmak değildi. Koltuk kavgası uğruna Türkiye'yi uçurumun kenarına getirdiler. Biz de bu sebeple 6 parti olarak, birlikte çalıştık. Farklılıklarımıza saygı duyarak, ortak aklı ve istişare kültürünü çalıştırarak Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi imzaladık."