İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin grup toplantısında konuştu. Akşener konuşmasında şunları söyledi:
"AK Parti iktidarının beceriksiz ellerinde bugün gittikçe daha da derinleşen devlet krizinin tam ortasındayız. Bugün özgürlüğü, hakkı ve vicdanı mumla aratıyorlar. Hukuku ve adaleti kirli emelleri emanet ediyorlar. Kadınları sahipsiz bırakmaya çalışıyorlar. Pınar kızımızı vahşice elimizden alan katile haksız tahrik indirimi uyguluyorlar. Bir psikopatın 14 yıl sonra sokaklarda gezmesine göz yumuyorlar. Sapıkları yüreklendiriyorlar. Yuh olsun hepsine. Türk yargısı için utanç vesikası bu kararda imzası bulunan herkesi bugün Allah'a havale ediyorum, yarın iki elimde yakalarında olacak. Umarım yarın bu katillerin, psikopatlarının başkalarının kardeşlerini, eşlerini değil bu karara imza atanların kardeşini, eşinizi bulabileceğinin farkına varırsınız. Umarım bir gün girdiğimiz vebalin, aldığınız ahın bir de ahiretin olduğu gerçeğine varırsınız.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ MESAJI
Bizi yok sayarak unutturacaklarını sandılar, bizi yaralayarak yok sayacaklarını sandılar. İktidar kadınları her fırsatta hor görse de kadınlara yönelen şiddete her fırsatta göz yumsa da biz biliyoruz ki artık günleri sayılı. Artık çok az kaldı, o sandık gelecek ve bu kirli zihniyet gidecek. O gün geldiğinde yaralarımızı birlikte saracağız. İYİ Parti iktidarında İstanbul Sözleşmesi yeniden yaşatacak, milletimiz yeniden huzur bulacak.
SÜLEYMAN DEMİREL'İN VEFATININ YILDÖNÜMÜ
Geçtiğimiz hafta 9'uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in vefatının 7'nci yıldönümüydü. Eğitimde fırsat eşitliği, devlette liyakat vardır. Süleyman Demirel de genç Cumhuriyetin millet olma idealiyle yetişmiştir. Türk demokrasisi için verdiği mücadeleyi, milletle beraber yürüyen siyaset anlayışını ve milletimizin gönlündeki sarsılmaz yerini unutmayacağız.
Türk devletinin Cumhuriyet değerlerimizle yeniden canlanmasına çok az kaldı. Türk demokrasisinin Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemle yüceltilmesine çok az kaldı.
İLAVE BÜTÇE
Her geçen günü yeni bir zamla açıyor, yeni bir kaygıyla bitiyoruz. Bay kriz ve Nebati Bakan'ın saçma açıklamalarıyla günleri geçiriyoruz. Bay krizin bütçesinde çiftçilere ve öğrencilere ayrılan paranın kur korumalı mevduat sisteminden daha az olduğuna ibretle şahit olduk. Hatta bu sisteme ödenen para sosyal yardımların iki katından fazla. Kur korumalı mevduat sisteminin maliyeti 230 milyar lirayı bulacak. Bay kriz ve arkadaşları fantastik fikirleri bir gün daha yaşayabilsin diye bu ülkenin kaynaklarını heba edip gidiyor.
Bir de damat bakan vardı. O da affını istemeden önce, dahiyane bir fikirle Hazine'yi dolar ve altın üzerinden borca sokmuştu. Bunun maliyeti 710 milyar lira oldu. Nebati Bakan'ın gideceği çok yol var. 710 milyar liranın 110 milyar lirasını ödedik, 600 milyar daha var. Bir komedi dans üçlüsünün dahiyane fikirlerinin maliyeti 940 milyar lira. Vatandaşımız ve şirketlerimizden toplanan verginin yüzde 90'ı.
Türkiye'nin CDS puanı son 19 yılın en yüksek seviyesine çıkmış ama bu arkadaşların rahatı yerinde. Enflasyon milletin belini bükmüş bay kriz maaşına zam derdinde.
SOSYAL MEDYA DÜZENLEMESİ
Önümüze sosyal medya yasası diye yasak getirdiler. Neymiş yalan habere önleme alacaklarmış. Neymiş sosyal medya yalancıymış. Bu yasa internet sitelerini hizaya çekme yasasıdır. Bu yasa yeni bir RTÜK oluşturma çabasıdır. Bu yasa bir istibdat yasasıdır.
Gerçeklerden, adaletten korkuyorlar. Herkesin doğruları, gerçekleri öğrenmesinden korkuyorlar. Rant düzeninin dağılmasından korkuyorlar. Saray sefasının bitmesinden korkuyorlar. Öyle bir panik halindeler ki havuz medyasındaki düzeni sosyal medyaya taşımak için uğraşıyorlar. Biz kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet demeye devam edeceğiz.
Ne kadar kadersiziz. Dön baba dönelim, kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet. Kaç yıl olmuş söyleneli, hala söylüyoruz. Bu zihniyeti değiştirmek için az kaldı. Milletin haber alma hakkına göz dikenleri unutmayacağız. Emanete hıyanet edenleri unutmayacağız. Milletimizin temel hakkını sonuna kadar savunacağız.
ORMAN YANGINLARI
İklim krizinin yol açtığı felaketleri izliyoruz. Geçen sene yaşadığımız korkunç günlerin tekrar yaşanmaması için dua ediyoruz. Dün akşam Marmaris'ten felaket haberi geldi. yine hazırlık yok, yine uçak yok. İktidarı bir kez daha uyarmak istiyorum. Yangınları unutmadık. Muğla'daki yangınlarda İl Başkanımız ağlayarak, 'Ormandan bir çığlık yükseldi ki bunu nasıl unutacağım' dedi. Onu unutmayalım ki bunlar unutmasın. Muhterem iktidar siz de unutmayacaksınız. 13 uçağınız olmasına rağmen 'Yangın söndürme uçağımız yok' denilen kepazeliği unutmayacağız, siz de unutmayacaksınız.
MANİSA ZİYARETİ
Memleketimizi il il gezmeye devam ediyoruz. Geçtiğimiz hafta da Manisa'daydık. Butik işleten bir esnaf, 'Alım gücü düştü. Mal almaya gittiğimde elimdeki para da gitmiş. Her ürün üç katı fiyatı' diyor. Kebapçı esnafı 'Aldığımızı yerine koyamıyoruz. 15 lirayken para kazanıyordum, 30 liradan satarken kazanmıyorum. Yıllardır bu işi yapıyorum böyle bir şey görmedim. Rahmetli Ecevit'e yazarkasa atıldığı zaman bile böyle değildi' diyor.
Marmara Gölü kurumuş, çiftçiler perişan. 'Göl Marmara oldu, çöl Marmara' diye tarif ettiler.
GENÇLERİN SORUNLARI
KYK mağduru gençlerimizle buluştuk. Yedikleri yemekten, yattıkları yatağa kadar zor koşullarda yaşayan gençlerimizle dertleştik.
29 yaşındaki gencimiz, 'İlk sene kredi almadım ama sonra ailemden daha fazla para isteyeceğimi gördüm. 3 sene aldım. Askere gitmeden önce birkaç taksit ödedim. İş bulana kadar tüm ödediklerim boşa gitti. Yapılandırdık, evlilik sürecine girdim. Artık tüm umudumu kaybettim. Eşim de psikolog onun borcu daha fazla. Bize reva görülen bu mu?' diyor.
20 yaşında KYK bursu kullanan ve yurtta kalan kızımız, '4 kişilik odada kalıyorum 7-8 kişilik odalar var. Çıkmayı düşündüm ama kiralar yüksek' diyor. Yemeğin azlığından büyük şikayet var. Doymuyorlar. 'Çalışıyorum' diyor bu kızımız '11'de yurda girmek zorundayım. Nasıl yetişeyim. Kafamda tamamen gitmek var' diyor.
20 yaşındaki bir oğlumuz, 'Bir evde 7 kişi kaldık, kredi aldım o da ev masraflarına gidiyor. Yol masrafı yüzünden 4-5 arkadaşım okulu bıraktı. Ben 2 sene kredi aldım 51 bin lira borcum var' diyor.
Yurtta kalan bir gencimiz, 'KYK yurduna yerleştirip pandemi nedeniyle gelemeyenler oldu. Ama pandemi sürecinde yurt yapılmamış. Odada kalanların sayısı artırılmış' diyor.
Gencecik evlatlarımıza yurt dışına gitmekten başka çare bırakmayan bu çaresizliğin esas sebebi, kapsayan bir devlet anlayışından mahrum kalmaları. AK Parti iktidarı kendisini devlet gibi gördüğü için, ilgili kişşi de şahsım eşittir devlet dediği için, milletimizin devlet anlayışını da zehirliyor. Devlet-millet bağına zarar veriyor. Millet egemen unsurdur, kurucu değerdir, bağımsızlığın teminatıdır.
DEVLET KAVRAMI VE KADIN HAKLARI
Cumhuriyetimizle birlikte devlet-millet egemenliği sağlanmıştır. Cumhuriyetimiz milletimize esas sahip olarak bakmıştır. Her birimiz bu ülkenin nüfus cüzdanını taşıyan herkes, bu ülkenin onurlu, şerefli vatandaşlarıdır.
Birileri bize kim olduğumuzu unutturmak istior. Kadınlara yönelik bunca hakareti, haksızlıkların görmezden gelinmesinin neye tekamül ettiğini söyleyim; Milli Mücadele'nin ilk adımını biz kadınlar attık. Eğer kadının geçmişini kadına unutturabilirseniz her bir Nayman Ananın Nayman Ana olduğunu unutturursunuz. Her birimiz Nayman Ana olarak hatırla, hatırla, hatırla diyeceğiz. Hem devlet, hem millet kavramının içini boşaltmaya çalışıyorlar. Pis, kirli bir zihniyetin stratejisi olduğuna inandım. Atatürk'e sövecek Saray'da karşılayacaksınız, Atatürk'ün anasına sövecek Saray'da ağırlayacaksınız.
Sayın Erdoğan yoluna çıkan her engeli züccaciye dükkanına girmiş gibi kırıp parçalıyor. Biliyor ki millet bir aradaysa bu ucube sistem yürüyeez. Eserinle gurur duy Sayın Erdoğan, bugün artık iki Türkiye var. Sayende bugün artık iki millet var. Bir tarafta milletçe gördüğümüz, duyduğumuz ve yaşadığıız bizim gerçeğimiz, diğer tarafta Saray danışmanlarının, yandaş medyanın, beceriksiz bakanların ve bizzat senin anlattığınız senin gerçeğin. Biz senin bela ettiğin bu yapıyla mücadele edeceğiz. İkiye ayırdığın milletimizi yeniden birleştirip, barıştıracağız.
AK Parti iktidarı ve bizzat Sayın Erdoğan eliyle Cumhuriyetimizin tüm kurumları, değerleri ve gelenekleri yozlaştırıldı. Günübirlik kavgalar, siyasal hırslarla komşu komşuya düşman edildi. Türkiye'nin liyakatsız ellerle sürüklendiği bu yol ayrımında İYİ Parti olarak üzerimize büyük sorumluluk düşüyor." (Habertürk)