GERÇEKİZMİR - Aliağa Çaltılıdere Mahallesi'nde, MHP’li Belediye Başkanı Serkan Acar’ın başkan olduğu belediyeye ait 597.5 dönümlük denize sıfır arazinin encümen kararıyla küçük hissedara satılma girişimi üzerine CHP ve AK Parti cephesinden tepkiler yükselmiş, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocoağlu devreye girerek araziyi almaya hazır olduğunu ve rekreasyon alanı oluşturmaya talip olduklarını duyurmuştu.
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin, şufa hakkının (önalım) Aliağa Belediyesi tarafından süresinde kullanılması ve küçük hissedarın arazisinin alınması koşuluyla Büyükşehir Belediyesi'nin araziyi almaya hazır olduğunu belirten yazısına karşın, Aliağa Belediye Meclisi'nde arazinin sadece Büyükşehir'e satışı gündeme alınmış, Aliağa Belediyesi süreçte şufa hakkını (önalım) kullanmamıştı.
Satış krizi geride kalan hafta CHP Aliağa İlçe Başkanı Özcan Durmaz'ın yaptığı sert açıklamayla geri dönmüş, Durmaz Başkan Acar'ın arsayı ihalesiz olarak bir işadamına devrettiğini açıklamıştı.
Başkan Durmaz'dan bugün bir çarpıcı açıklama daha geldi. CHP Aliağa İlçe Başkanı, Çaltılıdere'deki arazinin tapusunun M.G. adlı kişiye devredildiğini açıkladı.
"Bu 'oldu-bitti'yi kabul etmiyoruz" sözleriyle konuyu yargıya taşıyacaklarını açıklayan Durmaz, Belediye Başkanı Acar hakkında da sert ifadeler kullandı.
İŞTE DURMAZ'IN AÇIKLAMASI
Nihayet amaçlarına ulaştılar.
Kamu malına göz dikmiş gözü dönmüşler en sonunda Çaltılıdere’deki arazinin tapusunu yandaşlarına devrettiler, “mutlu son”a erdiler.
Altı aya yakın süredir Aliağa’nın tartıştığı Çaltılıdere’deki arazinin tapu devir işlemi 09.01.2018 Salı günü tamamlandı. Belediye Başkanı kamuoyunun gözü önünde; tüm Aliağa halkının malı olan eşsiz kıymetteki araziyi, gerçek değerinin onda birinden bile daha ucuza, ihalesiz ve adrese teslim şekilde, bir yandaşa satış kisvesi altında devir etti.
247.399 m2’lik belediye hissesi, 5.876 m2’lik hisse sahibi olan Murat Gülibrahimoğlu adlı kişiye ihalesiz ve adrese teslim şekilde 50,- TL/m2 bedelle, toplamda ise 12 milyon 350 bin TL bedelle ve büyük bir acele içinde verildi.
Satış kisveli bu devir işinin hukuken ve ahlaken yanlış olduğunu aylardır söylüyoruz. Ancak belediye malına gözünü dikmiş gözü dönmüşler, hukuk ve ahlak tanımıyorlar.
Bu satışın hukuka ve kamu yöneticiliği ahlakına aykırı olarak yapıldığını, yapılan işlemin usulüne uygun kamu malı satışı değil, bir peşkeş olduğunu bir kere daha söylüyorum. Nedenlerini ve bu işi yapanları, Aliağa unutmasın diye ve tarihe not düşmek için bir kez daha hatırlatıyorum.
1-Burası imar terkleri yapılarak, müstakil ve inşaat yapmaya uygun hale getirilmiş bir arsa değildir, yani ham toprak vasfındadır. Bu nedenle başkan Acarın iddia ettiği gibi diğer hissedara encümen kararıyla satılamaz. Hisseli dahi olsa bu vasıftaki arazinin satışı için meclis kararı gerekir. Bu vasıftaki bir arazinin tapu devri yapılırken, Tapu Müdürünce Encümen satış kararı ekinde Meclis kararı aranmalıdır. Satan Belediye Başkanı ve satışı yapan Tapu Müdürü yasaya, hukuka aykırı işlem yapmıştır.
2- Hazine arazilerinde, hazine hissesinin % 40’ı aşması durumunda diğer hissedara doğrudan satış yapılmaz ve ihaleye çıkılır. Bu arazide belediye hissesi %98, alıcı hissesi %2 dir. Belediye de hazine gibi kamu kurumudur, sahip olduğu büyük hisseyi ancak ve sadece ihale ile satabilir. Kamu hakkı ancak ihale ile korunur. Belediye başkanı ihale yapmayarak kamuyu zarara uğratmıştır. Bu satışta %98’lik aslan payı, %2’lik kediye boğdurulmuştur.
3- Belediye Meclisi 2017 Eylül toplantısında, kamu çıkarının korunması için Belediye Başkanına ön alım hakkı ile küçük hisseyi satın alma görevi vermiştir. Belediye Başkanı kendisine verilen görevi yerine getirmemiş, kamu zararına yol açmıştır.
Başkanın ön alım hakkını kullanmama sebebinin ise hisseli satış yoluyla araziyi yandaşına devir etme amaçlı olduğu şu anda açıkça görülmüştür.
Anlattığım nedenlerle bu satış işlemi, hukuka, kamu hakkına ve ahlaka uygun değildir.
Belediye başkanı, bizim belediye malı satışına itiraz ettiğimizi iddia ederek, “CHP’li belediyelerde mülk satıyor ama bize sattırmıyorlar” diyor. Bizim bu satışa itirazımızın nedeni başından beri söylediğimiz gibi; tüm Aliağa halkına ait bir malın, ihalesiz bir şekilde, gerçek bedelinin onda biri bile olmayan bir fiyata, adrese teslim şekilde, bir yandaşa satış kisvesi altında devredilmesidir.
Yapılan işin şaibeli olduğu başından beri açıkça ortadadır. Bu işlemde başkan hem alıcı hem de satıcı durumuna gelmiştir. Bunu kezlerce söylememize rağmen, başkan ihale yolunu seçerek bu şaibeyi ortadan kaldırmak yerine, tam tersine başından beri dile getirdiğimiz tüm iddialarımızı doğrulayacak şekilde belediye malını yandaşına devretmiştir. Bu şaibeli ve satış kisveli devir işini yapanlar, emanetlerine teslim edilmiş olan Aliağa halkının malına el koyanlar, Aliağa halkının yüzüne nasıl bakacaklar. Gerçekten merak ediyorum.
Bu oldu bittiyi kabul etmiyoruz. Belediye meclis üyelerimiz ile birlikte, kamu hakkının ve Aliağa halkının ortak malının açıkça gasp edildiği bu satış işlemini yargıya taşıyacağımızı hemşerilerimize ve kamuoyuna duyuruyorum.