Çiğli'nin Köyiçi Mahallesi'nde, 15 Ağustos 2017 tarihinde meydana gelen olayda, Buket- Serkan Sakin çiftinin oğulları Alperen, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı Çiğli Özel Sevgi Yumağı Anaokulu'na götürülmek üzere servis sürücüsü Tamer İ. (47) ile rehber personel D.K.'ye (17) teslim edildi. Öğrenciler indirildiği sırada D.K., ağlayan bir öğrenciyi alarak, okula girdi. Serviste uyuyan Alperen'i fark etmeyen sürücü, aracı okulun yanında bulunan ve otopark olarak kullanılan boş arsaya çekti. Alperen'in kreşte olmadığını saatler sonra fark eden öğretmenler ile görevliler, okul ve bahçesini aramaya başladı. Aramadan sonuç alınamayınca, okulun güvenlik kamerası kayıtları incelendi ve Alperen'in okula girmediği görüldü. Bunun üzerine okul servisine bakan görevliler, minik Alperen'in, sabah oturduğu koltukta cansız bedenini buldu.
Okul yöneticileri, polise verdikleri ilk ifadelerinde gerçeği saklayarak, Alperen'in uyku saatinde uyutulduğunu ve bir daha uyanmaması üzerine hastaneye götürüldüğünü söyledi. Bu durumdan şüphelenen polis, bir görevlinin ifadesinden yola çıkarak, olayı aydınlattı. Alperen'in kreş servisinde unutulduğu için öldüğü ortaya çıkarıldı. Soruşturma kapsamında, servis sürücüsü Tamer İ. ile eşi okul işletmecisi Yurdagül İ., tutuklandı. Kamuoyunun tepkisine neden olan olayın ardından cumhuriyet savcısı tarafından hazırlanan iddianamede, tutuklu sanıklar servis sürücüsü Tamer İ. ile eşi Yurdagül İ., tutuksuz sanıklardan servis görevlisi D.K. ve sorumlu müdür B.G. hakkında 'bilinçli taksirle ölüme neden olmak' ile 'suç delillerini yok etmek' suçlarından toplam 14'er yıl hapis cezası istendi. Öğretmen A.G. hakkında, 'taksirle ölüme sebebiyet vermek'ten 6 yıla kadar hapis cezası, okul çalışanı A.S. hakkında ise 'suç delillerini yok etmek'ten 5 yıla kadara hapis cezası talep edildi.
BİLİRKİŞİ RAPORU OKUNDU
Karşıyaka 2'nci Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki davanın bugünkü duruşmasına, minik Alperen'in babası Serkan ile annesi Buket Sakin, tutuklu sanıklar Yurdagül İ. ve eşi Tamer İ., tutuksuz sanıklar D.K. ile A.G. katılırken, sorumlu müdür B.G. ve A.S. gelmedi. Davaya müdahil olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın avukatı ile İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün avukatı da duruşmada hazır bulundu. Duruşmada Alperen Sakin'in ölümünde ihmali olduğu ileri sürülen sanıkların kusur oranına ilişkin 3 iş güvenliği uzmanınca hazırlanan 17 sayfalık bilirkişi raporu okundu. Raporda, olayın meydana gelmesinde tutuklu sanık servis şoförü Tamer İ., servis görevlisi D.K. ile öğretmen A.G.'nin birinci derece asli kusurlu, anaokulu sahibi tutuklu sanık Yurdagül İ. ve anaokulu müdürü tutuksuz sanık B.G.'nin ikinci derece asli kusurlu, sanıklar arasında bulunmayan öğretmen N.A.'nın da tali kusurlu olduğu belirtildi. Sakin ailesinin avukatları, bilirkişi raporunu celse öncesi aldıklarını belirterek, incelemek üzere ek süre talebinde bulundu.
TUTUKSUZ 2 SANIK İÇİN TUTUKLAMA TALEBİ
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın avukatı Müjgan Bilgen Özen, bilirkişi raporuna kısmen katıldıklarını, sanık Yurdagül İ.’nin ikinci derece asli kusurlu olmasını kabul etmediklerini, aksine birinci derece kusurlu olduğunu düşündüklerini belirterek, bu nedenle yeni heyet tarafından bilirkişi raporu hazırlanmasını talep etti. Özen, ayrıca bilirkişi raporuna göre, servis görevlisi D.K. ile öğretmen A.G.'nin birinci derece asli kusurlu olması dolayısıyla tutuklanmalarını istedi.
AVUKATIN SÖZLERİ TEPKİYE NEDEN OLDU
Sanıklardan Yurdagül İ. ve eşi Tamer İ.’nin avukatı Yasin Yiğit, bilirkişi raporunda Tamer İ.’nin birinci dereceden asli kusurlu sayılmasına katılmadıklarını belirterek, şunları söyledi: "Dinlenen tanıkların ifadelerine göre Tamer İ.’nin sadece şoför olarak görevli olmasına ve çocukların indirilip bindirilmesine, emniyet kemerinin bağlanması gibi görevlerinin olmamasına rağmen birinci dereceden asli kusurlu olmasını kabul etmiyoruz. Bilirkişiler bu konuda uzman kişiler değildir. Yurdagül İ. ise ilk raporda asli kusurlu, ikinci raporda ise ikince dereceden asli kusurlu gösterilmiştir. Mahkemenin nasıl karar vereceğini bilmiyorum. Daha önceki raporda asli kusurlu olarak gösterilen sanıklar dışarıdayken, benim müvekkillerimin tali kusurluyken içeride kalması kabul edilemez. Bilirkişi heyetinde kimya mühendisi, inşaat mühendisi ve makine mühendisi yer almaktadır. Bilirkişi heyeti, olayı raporlama hususunda yeterli ve yetkin değildir. Bilirkişinin bu olayı iş kazası olarak değerlendirmelerinin ortaya koyduğu bir şeydir. Alkollü araç kullanıp 8-9 kişinin ölümüne neden olan insanlar bile 10 ay yatıp çıkarken, müvekkillerimin bu kadar uzun süre tutuklu kalması adil değildir."
Bu sözler üzerine, davayı takip edenler, avukata tepki gösterdi. Tepki gösterenlerin kendi aralarında söylenmesi üzerine hakim, duruşmayı izleyenleri sessiz olmaları konusunda uyardı.
Sanıklardan A.G.’nin avukatı Musa Taş ise bilirkişi raporuna katılmadıklarını belirterek, "Alperen 2,5 yaşında gösterilerek, müvekkilim 2,5 yaş çocuklardan sorumluymuş gibi bir rapor düzenlenmiştir. Bilirkişi raporunda çelişkiler vardır. Müvekkilim için tutuklanma talebi var bunu asla kabul etmiyoruz" diye konuştu.
BİRBİRLERİNİN TAHLİYESİNİ İSTEDİLER
Sanık Tamer İ., olay nedeniyle aileden özür dilerken, eşinin ya da kendisinin tahliye edilmesini isteyerek, "Böyle olmasını hiç istemezdim. Bu olaydan dolayı derin üzüntü içindeyim. Keşke böyle bir olay yaşanmasıydı. Aileye tekrar baş sağlığı ve sabır diliyorum. Yaklaşık 10 aydır tutukluyuz. Her ikimizin ya da sadece eşimin dağılan aile birliğimizi toplaması için tahliyesini istiyorum" dedi.
Diğer tutuklu sanık Yurdagül İ. de eşinin talebine katıldığını belirterek, "Aileye baş sağlığı diliyorum; ama ben şunu da belirtmek istiyorum. Ben de bir anneyim. Dışarıda 17 yaşında bir oğlum var. Üniversite sınavlarına hazırlanıyor. Yaşlı annem ve babamın yanında kalıyor. 17 yaşındaki çocuk, kuşak çatışması yaşıyor. Geleceğinin etkilenmesi bakımından eşimin de dediği gibi ikimizden birinin en ağır şartlarda dahi olsa tahliye edilmesini istiyorum" diye konuştu.
'BENİM OĞLUM İLKOKULA GİDEMEDİ'
Baba Serkan Sakin ise sanıkların samimi olmadığını dile getirerek, şunları söyledi: "17 yaşında çocuklarının olduğunu ve zor durumda kaldığını söylediler. Benim ve eşimin yaşadığı yıkımın tabiri yoktur. Oğlum 3 yaşında ve mezarda yatıyor. Üniversiteyi bırakın, ilkokula gidemedi. Oğlum için 112 dahi aranmadan özel bir hastaneye götürülmek için bekletilirken, acil yardım yapmayı bilmeyenler, bu okulda görev yapmaktadır. Oğlumun üzerine bir kova su dökülmüştür. En yakın devlet hastanesi seçilmemiş, trafiğin yoğun olduğu özel bir hastane seçilmiştir. Sanıkların samimiyetine inanmıyor, tutuklanmalarını istiyorum."
Mahkeme başkanı, verilen aranın ardından tutuksuz sanıkların tutuklanmalarına ilişkin taleplerinin reddine, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına ve bilirkişi raporunun incelenmesi için ek süre verilmesine karar vererek, duruşmayı erteledi.
'ADALETE GÜVENMEK İSİTİYORUZ'
Duruşma öncesi açıklama yapan minik Alperen’in acılı babası Serkan Sakin, bilirkişi raporuna göre, olayın ihmaller zincirinden meydana geldiğini söyledi. Sakin, "Bilirkişi raporunu ben de okudum. Bu kadar eksikler, tedbirsizlikler varken bizim hala 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde bulunmamız gerçekten bizi çok üzüyor. Bu kadar ihmal varken, bu kreşin bu zamana kadar ayakta kalması Alperen'in ölümüne kadar çok düşündürücü. Birinci dereceden asli ve tali kusurlu gibi kelimeler gerçekten onur kırıcı; çünkü burada skandal bir zincir var. Bu işin talisi, aslisi yok. Suçlu varsa suçludur ve suçlu cezasını çekmek durumundadır. Bugüne kadar 'Adalete güveniyoruz, adalete güvenimiz tamdır' dedik. Bugün son kez söylemek istiyorum. Adalete güvenmek istiyoruz" diye konuştu.
Sakin ailesine destek vermek amacıyla duruşmayı takip eden ve kamuoyunda ‘Saadet öğretmen’ olarak bilinen Saadet Özkan ise "Minik Alperen'in ailesinin acısını hafifletebilmek için adaletin yerini bulması için buradayız. Bu ülkeyi anneler kurtaracak. Ev hanımları çocuklarıyla buraya geldiler. Çocuklar yalnız değil; çocuklar ihmal edilmesin, ihmal zincirinden ölmesin. Ailenin acısı hafiflesin. Her çocuk için birlik olup, kenetleneceğiz; adaletin yerini bulması için mücadele edeceğiz" dedi. (DHA)