İzmir Barosu, Adalet Bakanlığı’nın 24 Kasım 2019 tarihinde düzenlediği Arabuluculuk Sınavı’nın ardından yaşanan mağduriyetlere dikkat çekmek için basın açıklaması yaptı.
Aradan 2 yıl geçmesine rağmen arabuluculuk sınavının nihai bir sonuca ulaştırılmamasının eleştirildiği açıklamayı mağdur avukatlardan Bettula Turan okudu. Hatalı soruların iptali istemiyle açıdan davanın ardından sınavın iki kez değerlendirildiğini ve aynı puanı alan hukukçulardan bir kısmının kazanılmış haklarının korunarak iki yıldır arabuluculuk faaliyeti yaparken onlarla aynı başarıyı göstermiş olmalarına rağmen birçok hukukçunun ise başarısız ilan edilerek ‘eşit işlem’ ilkesine aykırı davranıldığını savunan Turan, mağduriyetin giderilmesini istedi. Sürecin takipçisi olacaklarını dile getiren İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel ise, “Bir sınavı yapmayı beceremeyeceksiniz, sınav sonuçlarını değerlendirmeyi beceremeyeceksiniz, eşit konumda olan insanların bir kısmını sistemin içine alacaksınız bir kısmını dışında tutacaksınız ve sonra da bununa adına hukuk devleti ya da demokrasi diyeceksiniz. Böyle bir anlayışı kabul etmemiz mümkün değil” değerlendirmesinde bulundu.
SÜREÇ ÇOK KÖTÜ YÖNETİLDİ
24 Kasım 2019 tarihinde Adalet Bakanlığına bağlı Arabuluculuk Daire Başkanlığı tarafından Hacı Bayram Veli Üniversitesi aracılığıyla arabuluculuk sınavı yapıldığını hatırlatan Bettula Turan, “Bu sınav sonucunda 6 bin 271 kişi başarılı sayılarak arabuluculuk siciline kayıt edilmiştir. Ancak bu sınavda sorulan soruların bir kısmının hatalı ve birden fazla cevabı olan sorular olması sebebiyle bu soruların iptali istemiyle sınava katılan birçok avukat tarafından idari davalar açılmıştır. Açılan davalar sonucunda Ankara 9.İdare Mahkemesi kararı ile üç soru hatalı bulunarak iptal edilmiştir. Mahkeme kararı, hatalı üç soru puanının diğer sorulara dağıtılarak yeniden değerlendirme yapılması yönünde olmuştur. Soruların iptali üzerine Arabuluculuk Daire Başkanlığı tarafından yeniden değerlendirme yapılmış, 88 puan ve üzeri alan adaylara sicil kaydı için UYAP portal üzerinden kayıt başvurusunda bulunması ve aidatların ödenmesi için 07.10.2021 tarihinde kısa mesaj gönderilerek bilgilendirme yapılmıştır” dedi.
BARAJIN YÜKSELTİLMESİ MAĞDURİYETE YOL AÇTI
Sürecin baştan sona şeffaflıktan uzak yürütüldüğüne dikkat çeken Turan, “Gelen bilgilendirme üzerine arabulucu adayları başvurularını tamamlamış ve gereken aidat ödemelerini gerçekleştirmişlerdir. Kendilerine Daire Başkanlığı tarafından bir aday sicil numarası da verilmiştir. Bu süreçte ilgili kurumla her iletişime geçildiğinde tüm adaylar için güvenlik soruşturmasının başladığını sonuçlandığında sicile kayıt işleminin tamamlanacağı bilgisi verilmiştir. Gelinen aşamada sürecin sonlanması beklenirken Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nin yeniden puanlama yaptığı belirtilmiş, bu puanlamaya dayanılarak, 07.10.2021 tarihinde mesaj gönderilen ve sicil aidatını ödeyerek başvuruda bulunan 3 bine yakın adaydan 431 kişi hariç geri kalanı yine başarısız ilan edilmiştir. İlk değerlendirmede 91 olan baraj puan ikinci değerlendirmede 92,78’e çıkarılmıştır. İptal edilen soru sayısı dikkate alınarak baraj puanının 91’in altına indirilmesi gerekirken aynı sınava iki farklı baraj puanı uygulanarak barajın yükseltilmesi bu kez ilk değerlendirmeden de daha büyük bir hukuki garabete ve mağduriyete yol açmıştır. Ankara 9. İdare Mahkemesi’nin iptal kararı gereği gibi yerine getirilmemiştir. Tek bir sınav yapılmış, bu sınav iki kez değerlendirilmiş ve aynı puanı alan hukukçulardan bir kısmı kazanılmış hakları korunarak iki yıldır arabuluculuk faaliyeti yaparken onlarla aynı başarıyı göstermiş olmalarına rağmen birçok hukukçu başarısız ilan edilerek Eşit İşlem ilkesine aykırı davranılmıştır. Üstelik bu süreç baştan sona şeffaflıktan uzak yürütülmüş, sınav kitapçığı ve cevap anahtarı sınavdan 2 yıl sonra yayınlanmıştır. Yine yapılan ikinci değerlendirme sonrası kazanılmış hakkı korunan arabulucuların yeni puanları da açıklanmamıştır” ifadelerini kullandı.
EŞİT İŞLEM İLKESİ VURGUSU
Gelinen noktada mahkeme kararının gerektiği gibi uygulanmaması nedeniyle bireysel itiraz ve dava yoluyla işlemin iptali için yargı yoluna başvuruda bulunmaya başladıklarını kaydeden Turan, “Ancak bu durum hem devletimiz aleyhine mali külfetlere neden olacak hem de arabuluculuk müessesesinin getiriliş amacına aykırı olarak yargı organlarının yüklerini artıracaktır. Bugün burada toplanmamızın amacı Mahkeme kararı sonrası başarılı bulunduğu için aidat ödemesi yaparak sicile kayıt başvurusu yapan 3 bine yakın arabulucu adayı adına, 2019 yılında yapılan sınavda hatalı soruları doğru yaparak sicile kayıt hakkı kazanan meslektaşlarımıza verilen hakkın Eşit İşlem ilkesi gereği bizlere de verilmesi konusundaki haklı talebimizi kamuoyuna duyurmak ve mevcut arabuluculardan ve tüm hukuk camiasından bu konuda destek beklediğimizi bildirmektir” açıklamasında bulundu.
GÜVNELİK SORUŞTURMASI GARABETİ
Açıklamanın ardından konuşan İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel ise, şunları söyledi: “Bir sınavı yapmayı beceremeyeceksiniz, sınav sonuçlarını değerlendirmeyi beceremeyeceksiniz, eşit konumda olan insanların bir kısmını sistemin içine alacaksınız bir kısmını dışında tutacaksınız ve sonra da bununa adına hukuk devleti ya da demokrasi diyeceksiniz. Böyle bir anlayışı kabul etmemiz mümkün değil. Her yurttaş tarafından nasıl bir uygulama ile karşı karşıya olunduğunun bilinmesi gerekir. Aidat yatırılması istendikten sonra meslektaşlarımızdan istenen bir başka garabet daha var. Yıllardır avukatlık yapan, belli bir sicilin üzerindeki avukatlara ‘Sizin hakkınızda güvenlik soruşturması yapıyoruz’ demek kimsenin haddine değil. Bir güvenlik soruşturmasına tabii tutarak avukatları arabuluculuk yaparsın ya da yapamazsın değerlendirmesine tabii tutmak kimsenin haddine değil. Sayı kotasının konulma amacı da ya da bugün itibarı ile o sayı kotasının geçerli olup olmadığı da tartışılır bu noktada. Çünkü sınavı yapılmasının üzerinden iki yıldan fazla bir zaman geçti. Geçen zaman içinde çok sayıda dosyanın arabuluculuk müessesine taşındığı, bütün itirazlara rağmen alanların genişletildiği, yeni yeni alanların arabuluculuğa dahil edildiği hepimiz tarafından biliniyor. Sayının neye göre belirlendiği, görevlendirmelerin neye göre yapıldığı konusunda da şeffaflıktan uzak bir yaklaşım var.”