Salgınla mücadelede en etkili yöntem olarak, ülkemizde de uygulanacak Covid-19 aşısı gösteriliyor.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Aşı zorunlu olmayacak. Vatandaşımızı aşının etkisine ve güvenilirliğine ikna ederek aşılamak istiyoruz. İlk aşıyı sağlık çalışanlarımızla birlikte ben olacağım" açıklaması yaptı.
İşverenler çalışanlarına corona virüs aşısı zorunluluğu getirebilir mi?
Çalışan "corona virüs aşısını reddettiği" gerekçesiyle işten çıkarılabilir mi?
Aşıyı reddetmek işverene iş sözleşmesini "haklı fesih" (tazminatsız) hakkı verir mi?
"Gönüllülük" esasına dayalı aşı için gün sayılırken, Hürriyet gazetesinden Oya Armutçu bugünkü yazısında bu sorulara cevap aradı.
BOŞLUK VAR, YORUMA AÇIK
Salgın nedeniyle işçi-işveren arasındaki işleyecek yeni hukuki süreç, işyerinde aşı zorunluluğu yoruma açık kalıyor. Çünkü dünya ve Türkiye yepyeni bir durumla karşı karşıya. Küresel salgın (pandemi) durumunda aşının zorunlu yapılacağı şeklinde bir yasal düzenlememiz yok. Hatta Anayasa Mahkemesi (AYM) zorunlu aşıyı Anayasa’ya aykırı buldu ve ihlal kararı verdi. Mevzuatta düzenleme yapılması gerektiğini de ihlal kararında kayda geçirdi. Ancak aradan geçen beş yıla rağmen aşıyla ilgili bir düzenleme hala yapılmadı.
HUKUKÇULAR FARKLI GÖRÜŞTE
Bazı hukukçulara göre işe alım ve devamda işveren aşıyı zorunlu tutulabilir. Aşıyı reddetmek “geçerli” hatta “haklı fesih” nedeni sayılarak, işten çıkarmaya kadar gidebilir.
Bazı hukukçulara göre ise yasal boşluk ve AYM kararı var. Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’ndaki bulaşıcı hastalık listesinde Covid-19 yer almıyor. Bu nedenlerle işverenin corona virüs aşısı zorunluluğu getirmesi mümkün değil.
AVUKAT ALYANAK: GEÇERLİ FESİH NEDENİ OLARAK DÜŞÜNÜLEBİLİR
Ankara Barosu avukatlarından Görkem Alyanak’a sordum. Alyanak, işverenin corona virüse karşı tüm tedbirleri alıp aşıyı da sağlamasına rağmen işçinin aşıyı reddedip hastalanması, hastalık bulaştırmasını "iş güvenliğine aykırı" ve İş Kanunu’na göre "geçerli fesih" nedeni sayılabileceğini söyledi. Alyanak, “geçerli fesih”te “haklı fesih”ten farklı olarak ihbar, kıdem tazminatının kanundaki hükümler ışığında ödeneceğini vurguladı.
ÇALIŞAN CORONA VİRÜS NEDENİYLE İŞTEN AYRILABİLİR Mİ?
"Bir çalışan aşıyı reddeden iş arkadaşını gerekçe gösterip ‘Hayatım riske girdi’ gerekçesiyle tazminatını alıp işten ayrılabilir mi?” sorusuna ise avukat Alyanak, İş Kanunu’nun 24/1-b bendi ışığında yanıtladı. Bu madde şöyle:
“İşçinin sürekli olarak yakından ve doğrudan buluşup görüştüğü işveren yahut başka bir işçi bulaşıcı veya işçinin işi ile bağdaşmayan bir hastalığa tutulursa, işçi, süresi belirli olsun veya olmasın, iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir.”
Alyanak’a göre bu durumda, işçinin çalıştığı ortamda sürekli olarak yakından ve doğrudan buluşup görüştüğü işveren veya başka bir işçinin koronavirüs gibi “işçinin işi ile bağdaşmayan bir hastalığa tutulması” halinde işçi, iş sözleşmesini haklı sebeple feshederek, kıdem tazminatı talep edebilir. Alyanak, bu konuların yeni, tartışmalı ve yoruma açık olduğunu da belirterek, yargı kararları ile şekilleneceğini de vurguladı.
İŞÇİ SAKINCALI BULUNURSA, İŞVEREN ÖNLEM ALMAZSA
Bazı hukukçulara göre de Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Sağlık Bakanlığı kabulüne göre kanunda olmasa da koronavirüs “bulaşıcı hastalık” şeklinde yorumlanabilir. İş Kanunu hükümleri ışığında, “sağlık sebepleri” ile “iş güvenliği açısından tehlike oluşturması” halinde işverene tazminatsız ve derhal “haklı fesih” hakkı tanıyor. İşçi, “tedavi olmayı kabul etmeyip karantinaya uymaması, aşı olmaması, işyerinde çalışmasında bulaş durumu nedeni ile sakıncalı bir hal oluşturduğunun sağlık kurulu raporu ile kanıtlanması halinde”, tazminatsız işten çıkarılabilir. Hastalığın bulaşmaması ve tedavisi için işçinin aşı olmak istememesi, işverenin sorumluluklarını yerine getirmesine engel teşkil edeceği için de “haklı fesih” yolu açılabilir. Aynı şekilde, iş sağlığını ve güvenliğini sağlamaması durumunda diğer işçiler de işverene karşı “haklı fesih” hakkını kullanabilir. Tazminat talep ederek işten ayrılabilir.