MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli'nin açıklamalarının satırbaşları şöyle:
"Son 1,5 aydır yaşanan gerilim dolu hadiseleri baz alarak sadece Türk gençliği üzerine konuşmak, dertleşmek arzusundayım.
Hararet düzeyi yüksek gündem konuları içinde olması gerektiği kadar temas edilmeyen mühim meselelerimiz olduğu gerçektir. Bu kapsamda siyaset kurumunun özeleştiri yapması ahlaki sorumluluğudur.
Geleceği planlamayı ihmal edenler, başkalarının planlarında yalnızca bir nesne olurlar. Dünün mahsulü nasıl bugünse, geleceğin de kapısı, bugün telakkisidir. Gelecek demek var olmak, hayata tutunma iddiası demektir. Geleneği ile geleceği arasında bağ kurumayan toplumların sonlarına tarih ibretle şahitlik etmektedir. Ne geçmişi unutma lüksümüz, ne geleceğimizi ihmal etme hakkımız vardır.
Boğaziçi Üniversitesi'nde yeşeren muzır oyunlar, Türk gençliği üzerinde oynanan oyunları deşifre etmiştir. Gençlik gelecek ümidi, geleceğin kendisidir. Biz kuşakları X, Y, Z diye ayırmıyor, kategorize etmiyoruz. Milleti bir görüyor, adına Türk milleti görüyoruz. Gençliği bir değerlendiriyor, adına Türk gençliği diyoruz.
Düşüncesi siyasi ve ideolojik aidiyeti ne olursa olsun Türk gençliği bizim has bahçemiz, parlak yüzümüzdür. Biz, Türk gençliğinin ruh kökünü, asaletle yoğurulan hamurunu kendimizi bildiğimiz kadar iyi biliyoruz. Hiç ayırt etmeksizin, fark gözetmeksizin her genç kardeşime elimi uzatıyor, alayını kucaklıyorum.
Onlar bizim her şeyimizdir. Gençlik hür istikbalimizin mimarı, mirasçısı, mihrabıdır. Haykırışın kendisidir Türk gençliği. Gözümüze nasıl bakıyorsak onlara da öyle bakmalıyız. Diri umutlarımızı Türk gençliğiyle örtüştürdük. Onlar sayesinde milli hedeflerimizin daha yükseğe çıkarılması için cari imkanlarımız nispetinde üzerimize düşen görevleri yerine getirmenin heyecanı ile dolduk.
Gençlerimiz üzerinde hesap yapan çakal sürülerini görüyoruz. 15-24 yaş grubunda 13 milyon kardeşimiz bulunmaktadır. Türkiye'nin genç nüfus oranı, Avrupa Birliği ülkelerinden çok daha fazladır. Bu tablo potansiyel, mukayeseli ve stratejik gücümüzün delilidir.
Türk gençliğinin aklını bulandırmaya, geleceğini karartmaya çalışan iç ve dış mihrakların ana gayesi bu gençlerden çekinmesindendir. Hayatın olağan ilerleyişinde her birimizin karşısına zorluklar çıkabilir, sıkıntılar doğabilir. Teminatımız ve tesellimiz Türk gençliğidir. Gençliğimizi esir etmek için kuyruğa girenlere izin vermeyeceğiz.
Biz gençlerimizin gözbebeklerinde derin teessür uçurumları görmek istemiyoruz. Onun bunun şiddet aparatları olmalarına tahammül edemiyoruz. Herhangi bir kaygıya kapılmalarını aklımızın ucuna getirmiyoruz. Şunu iyi bilsinler ki, bizim ne dağa gönderecek, üniversitedeki eylemlerde kaybedecek, ne sokakta molotof atacak tek bir evladımız yoktur. Devşirdiklerinin eline silah tutuşturanlar, üniversitelere tezgah kuranlar bunun bedelini ağır bir şekilde ödemelidir.
Sis bulutu dağılıp, pişmanlık yerini aldığında aklı kiralanan, aldatılan, hayatı sönen gençlerimizin müteessir ve muhtaç hallerine en başta anaları ve babaları kahrolacaktır. Türk gençliği uyanık ve dikkatli bir şuura, devletine karşı sorumluluğa, ailesine ve arkadaşlarına karşı saygılıdır.
İnsani niyet ve hevesler karanlık ideolojilerin hedeflerine verilmemelidir. Bir anlık gaflet, bunalım, yanlış vahim ve hayatı boyunca tesirini koruyacak mahiyetlere davetiye çıkarabilecektir. Kötü alışkanlık yaygın kötülüktür. Türk gençliği milli ve manevi değerlerle tesis edilirse, hiçbir kötülük semtine dahi uğramayacaktır. Örnek genç, dostluk ve kardeşliği özümsemiş örnek insandır.
Hepimize düşen vazifeler vardır. Gençlerimize özellikle hatırlatmak isterim ki, haklı olmak en güçlü silahtır. Hukuka bağlılık haklı olmanın yanında durmaktır. İnsanı insan yapan şahsiyetidir. Haklı olan şahsiyetiyle öne çıkacaktır.
Fikir, bilgi, eğitim, kariyer hedefleri şahsiyet haline gelmedikten sonra herhangi bir anlam ifade etmeyecektir. Şahsiyetli olanın hedefi vardır. Boğaziçi Üniversitesi'ndeki her gelişme çarpıtılmıştır. Bu işin içinde ne yazık ki bazı siyasi partiler de yer almıştır. Bu çürük ve günahkar zihniyet failleri sürekli bocalıyorlar. Hiçbiri sırtında taşıdığı mevki veya paye ile ahenk içinde yaşamıyor. Şahsiyetleri kırpıntı bohçası gibidir. Her şeyleri iğretidir. Çirkin manzara aynısıyla bunu göstermektedir.
Gençlere tavsiyem, şahsiyetinizi kazanın, kazandıysanız sağlamlaştırın, kendinizi yetiştirin, mensubiyet bilincinizi müdafaa etmeyi göze alın. Cisminizle değil, ruhunuzla insan olacağınızı aklınızdan çıkarmayın. Gençlerimiz müsterih olsunlar, zaman öncelikleri hep değiştirmiştir. Hiç kimse kuyunun dibindeyim de üzülmemelidir.
Bugünün genci, yarının yetişkinidir. Hepimiz genç olduk. Hatalarımız, heyecanlarımız, hezeyanlarımız, hayal kırıklıklarımız oldu. İnsanız, beşeriz şaşmak bize özgüdür. Kanın damarlarda hızlı akan çağlarda dünyayı baştan aşağı değiştirecek bir cüretin misafiriydik.
Hayatın belli bir aşamasından sonra bazı aksiliklerin, eksikliklerin telafisi müşkülatlıdır. İhtimaldir ki her şey için çok geç kalınmıştır. Böyle bir açmaza sürüklenmemek için hayatın erken döneminde yapılması gereken ödevler ve görevler vardır. Bu konuda erken davranmak yerine geç kalınırsa hayatın zorlu yolları, sancılı süreçleri belirginleşecektir.
Gençlik manevi bir servet, geleceğin beşeri sermayesidir. Gençlerimizin safiyane düşünceleri, haklı istekleri muteberdir. Konuşmak, tartışmak, paylaşmak, daha iyiyi ve güzeli amaçlamak insan olmanın alametifarikasıdır. Mücadeleyi ahlaki hükümler halinde formüle edersek ne yoldan çıkmamız ne yolu şaşırmamız söz konusudur.
Tarih bize diyor ki, ahlaki ilkelerine değer vermeyen toplum ve milletlerin uzun süre yaşamaları imkansızdır. Türk gençliğinin devletine ve milletine söyleyeceği her söz akıl ve ahlakla perçinlenmelidir. Ufkun ötesini gören ve gösteren şuur, düşünülmeyenleri düşüneceklerdir. Çünkü Türk gençliği fıtratı gereği zekidir, çalışkandır. Bu yüzden yozlaşmış akımlar, yasadışı örgütler, marjinal çevreler, organize suç şebekeleri gençlerin peşindedir.
Sevgili gençler hiçbirinizi kaybedemeyiz, tesadüflere teslim edemeyiz. Öfkeniz, kızgınlığınız olabilir. Fakat sizler milletimiz için paha biçilmez öneme sahibiz. Analarınız sizleri ne zorlukla büyüttü biliyorsunuz. Biz de bu çağlardan geçtik, ne yaşadıysanız az çok yaşadık. Bir anlık öfkeyle geleceğinizi heba etmeyin, analarınız gözyaşlarını akıtmayın, babalarınızın ahını almayın.
Gelin yanlış bir tercihin içinde olan varsa dönsün. Gençlik üzerinde kumar oynayanları görün. Kavgaya değil, kitap okumaya çağıranlara koşsun. Üniversite kapılarında terör örgütünün dolduruşuna gelmeyin. Sizin yeriniz kapı değil, içeridir, anfilerdir, hocalarının dizinin dibidir.
2020 yılında küresel internet kullanıcı sayısı 4,5 milyardı. Dünya çapında e-ticaret içinde dakikada 1 milyon dolar harcandı. Facebook'a dakikada 973 bin giriş yapıldı. Google'la bir dakikada 3,7 milyon arama yapıldı. Zoom ile dakikada 208 bin kişi toplantı yaptı. YouTube'ta bir dakikda 4,3 milyon video izlendi. Şeylerin interneti, her şeyin interneti insan ve toplum ilişkilerini yoğun bir şekilde etkilemiştir. İnternete bağlı cihaz sayısı 35 milyarı aştı.
Türk gençliği endüstri 4.0'ın gereğini ne kadar yapıyor, endüstri 5.0 ve endüstri 6.0'ın hazırlığı için ne yapıyor?
M.Ö. 6'ncı yüzyılda ticaret merkezi olarak ortaya çıkan 1500 şehir devleti mevcuttu. Bugün birisi bile yoktur. Tarih harabelerle doludur. 1900'lü yılların başlarında genç olanlar Cumhuriyet'i kurdular. Bekamızı iman ve iradeyle kurdular. Halep, İstanbul'dan önce zerafet ve moda merkeziydi, şimdi geriye ne kalmıştır? Eski sevdalarımız, eski hakimiyet havzalarımız ne hallere düşmüştür? Bunları bir daha yaşatmamak Türk gençliğinin sözü ve yemini olmalıdır.
Türk gençliği bizim nazarımızda istikbalin kahramanıdır. Gençlerimiz yaptıkları ve yapacaklarıyla yalnız ırmakları yüreklerinde değil, fırtınalar koparmalıdır. Milli davalarımız Türk gençliğinin davasıdır.
Küresel süreç demokrasinin önüne çekilen setleri yıkıp, piyasaları serbestleştirecek, hukuk kurallarını özgürleştirecek tahliller suya gömülmüştür. Yıkıcı olmaktan sonra, hainlerin zehirli propagandası haline dönüşmedikçe saygımız vardır. Özgürlük manevi ve hukuki bir haktır. Hiç kimsenin lütfunu istemiyoruz, bağımsızlığımıza gölge düşürülmesine izin vermeyeceğiz. Devletime ve milletime tuzak kuran zalim çevreleri bozmak için Türk gençliği hazırda beklemelidir."