Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Anadolu Ajansı'nın Editör Masası'na katıldı. Bakan Akar son gelişmelere ilişkin açıklama yaptı.
Bakan Akar yeni bedelli askerlik sisteminin son halini de paylaştı.
Akar'ın açıklamalarından satır başları;
Yeni askerlik sistemi gerçekten üzerinde çok çalıştığımız ve olabildiğince modern verileri kullandığımız bir çalışma. Burada öncelikle risk tehdit ve tehlikelere karşı TSK'nın caydırıcılığına halel getirmeyecek şekilde ve gençlerimizi engellemeyecek şekilde bir optimizasyona çalıştık. Bunun kalıcı olmasına gayret gösterdik. Büyük ölçüde bunun modern, öngörülebilir, sürdürülebilir, TSK'nın caydırıcılığına katkı sağlayacak bir noktaya geldiğimizi söyleyebilirim.
YENİ ASKERLİK SİSTEMİ
En önemli parçalar şunlar bir yükümlü kaynağımız var. Takriben her sene 700 bin gencimiz askerlik çağına geliyor.
Yeni askerlik sistemi dağılımı bedelli askerlik, yükümlü erbaş ve erler, yedek astsubaylık, yedek subaylık ve dövizli askerlik şeklinde olacak
Lise mezunu gencimiz bir ay temel askerlik yapacak. İhtiyaçtan fazla bedelli talebi olursa kura çekilecek. Bir aylık eğitimin sonunda bedelliye ayrılacaklar ve askerlikle ilişlileri kesilecek. Lise mezunu gençlerimiz 6. aya kadar askerlik yapacaklar bu süre zarfında aharçlık alacaklar. Eğer talep ederlerse ve sınavları geçerlerse bir altı aylık daha askerlik yapacak ve bu maaşlı olacak. Eğer bir yılın sonunda başarılı olurlarsa profesyonel askerliğe devam edebilecek.
Meslek Yüksek Okulu mezunlarımız iki ay temek askerlik eğitimi alacak bu sürede harçlık olacak. Yedek astsubaylığa geldiğimizde meslek yüksekokulu mezunlarımız yedek astsubay olacaklar. 'Mesleğinden kopma, elektrik, torna, otomobil, kimya, sağlık ne varsa o mesleğinize devam edin, bunun bir karşılığı var' diyoruz. Burada kendilerini yedek astsubay olarak istihdam ediyoruz. Sonra kıtalara gittiğinde 10 ay maaş alacak. Ardından isterse ve durum ve şartları sağlarsa askerde devam edebilecekler.
Lisans ve lisansüstü eğitim yapan gençlerimiz yedek subay olacaklar. 2 ay temel ve sınıf eğitimi alacaklar, 10 ay kıtalarda maaşlı olarak görev yapacaklar ve daha sonra terhis olacaklar. Ama isterlerse subaylığa geçecekler, istek ve ihtiyaç durumuna göre.
Diyelim ki lisans ve lisans üstü kadrolar doldu, isterse bu arkadaşlarımız yedek astsubay olabilecekler. Bu lisans ve lisans üzeri, meslek yüksek okulu bitiren arkadaşlarımız isterlerse 6 ay erlik yapabilecekler.
İsteyenlere ise askerliği tanıyarak ve isteyerek biz subay astsubay kitlesinin oluşmasını sağlayacak. Bugün detayları Milli Savunma Bakanlığı'nın sitesine koyacağız. Bu yaptığımız bir çalışma, bunu Sayın Cumhurbaşkanımıza sunulacak. Maaş ve harçlık için rakamlar subay maaşlarıyla tamamen orantılı olacak.
BEDELLİ ASKERLİK ÜCRETİ
Yeni askerlik sisteminde uygulanacak bedelli askerlik ücreti ise belirlendi. Düzenlemeye göre bedelli askerlik ücreti 31 bin 343 liraya yükseltildi. Bu miktar her altı ayda bir memur maaşına gelen zam oranında artacak. Yurtdışında bulunanlar için paralı askerlik ücreti ise 5 bin 113 euro olarak belirlendi.
Rejim İdlib'te saldırı halinde, bunun önlenmesi için Rusya'yla çalışıyoruz. Saldırılar devam ederse İdlib'ten bir göç ihtimali bulunuyor. Saldırılar devam eder, göç başlarsa 3,5 milyon nüfusun göçünün sadece Türkiye'ye, Avrupa'ya değil Amerika'ya ulaşabileceğini değerlendiriyoruz.
Radikal unsurların oradan toparlanması ve ayrıştırılması için gayretlerimizi sürdürüyoruz.
Bütün araziye yayılmış bir radikal gruplardan bahsediliyor. Burada bir husus daha var; Biz verdiğimiz taahhütlerin arkasındayız ve bunların gerçekleşmesi için de çalışıyoruz.
Bizim rejimle herhangi bir temasımız söz konusu değil. Görüşmemiz tamamen Ruslarla ve gerektiği zamanlarda İran'la. Rejimden en büyük şikayetimiz ateşkesin bozulması. Ateşkese uymalarını bekliyoruz. Ruslardan rejimi durdurmalarını istiyoruz. TSK İdlib'de devriye faaliyetlerine başladı. Afrin ve İdlib'de uçuş tahdidi kaldırıldı.
Burada PKK'dan hiçbir farkı olmayan YPG/PYD var. Bu gerçek çerçevesinde bunlara silahlar verildi. Biz bunların elindeki silahları alın, bunları Fırat'ın Doğusu'na geçirin. Münbiç'in idaresinine lokal güçlere devredelim. YPG'nin baskısıyla bölgeyi terketmek zorunda kalan Suriyeli kardeşlerimizin de bu güvenli bölgelere dönmesi.
Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatları sonucu bölgenin teröristlerden temizlenmesiyle 314 bin 590 kişi evlerine dönmüş durumda. YPG'nin ve rejimin buradaki insanlara zulmettiği BM raporlarına girmiştir. YPG'nin sürekli kalmasına müsaade etmeyeceğimizi söyledik. Biz bu süreci barışçıl bir şekilde götürülmesi taraftarıyız ama sınırlarımıza bu kadar yakın bir bölgede bir PKK, bir YPG terörist grubunun yaşamasını kendi ülkemiz ve halkımız için bir tehdit, tehlike olarak görüyoruz. Buna da müsaade etmeyeceğimizi muhataplarımıza defaatle söyledik, söylemeye devam ediyoruz.
DEAŞ'la göğüs göğüse mücadele eden, en radikallerini etkisiz hale getiren tek devlet Türkiye Cumhuriyeti devleti. Biz başından beri şunu söylüyoruz. YPG, PKK, DEAŞ, FETÖ, El Kaide gibi teröristlere karşıyız. Başta Kürt kardeşlerimiz, hiçbir etnik grupla problemimiz söz konusu değil. YPG'nin içinde bildiğiniz gibi çok değişik unsurlar var. Bizim yegane hedefimiz terörle mücadele, teröristle mücadele. Onun dışında bizim Arapları, Kürtleri hedef almak gibi bir amacımız söz konusu değil.
GÜVENLİ BÖLGE PLANI
Orada kim olacak? Türk Silahlı Kuvvetleri unsurları olacak. Burası kesin. Taktik ve teknik bakımdan bakıldığında orası 440 kilometre uzunluğunda talep ettiğimiz derinlik ise 30-40 kilometre. Burada 13 kilometrekarelik bir alan oluşuyor. Buranın 300-400 kişiyle kontrolü mümkün değil. Komşularımızın toprak bütünlüğüne saygılıyız, Türkiye'nin amacı güvenlik.
Örgüt droneların bir kısmını kendi üretiyor ama yurtdışı desteği olmadan bunu sürdürmeleri mümkün değil. Bunu izliyoruz ve takip ediyoruz. İstihbaratımız bu durumu takip ediyor.
Biz planlarımızı hazırladık ancak şimdilik barışçıl bir şekilde halletmeye çalışıyoruz. Eğer olmazsa daha önce olduğu gibi kendi göbeğimizi kendimiz keseriz. Bunu da gerekirse yapmaya hazır olduğumuzu söyledik. ABD ile mutabakat sağlanmasına gayret ediyoruz. Bunun altını bir daha çiziyorum orada hiçbir şekilde Kürt kardeşimize mücadelemiz söz konusu değil. Bu tamamen yalandır, yanlıştır. Bizim tek hedefimiz var teröristler. Güvenlik söz konusu olduğu zaman elimizden geleni yaparız.
Biz bir şekilde teröristleri etkisiz hale getireceğiz ama asıl problem bunların yurtdışındaki hamileri.
Bu alanın güvenliğini temin edebiliriz.
ASKERİ TATBİKATLAR
Askerin işini yapabilmesi için bu çalışmaları yapabilmesi için. Herhangi bir coğrafyayı hedef almıyoruz. Bu tatbikatlar gizli de değil, bunları komşularımızla önceden paylaşıyoruz. 15 ülkeden 258 kişi bu tatbikatları gözlemci olarak takip ettiler.
15 bin 621 kişi TSK'dan ihraç edilmiş bulunuyor. Bunlardan 358'i çeşitli aşamalardan sonra TSK'ya döndü. TSK'da herhangi bir ayrı gayrı yok. FETÖ'yle mücadele bir bütünlük içinde devam ediyoru. Türkiye Cumhuriyeti devletinin yasaları ve esasları neyse TSK da aynı esaslarla mücadeleyi sürdürüyor.
Ankesörlü ve büfe telefonlarından 3 bin 703 kişi şu anda ihraç oldu. 6 bin 486 TSK mensubunun adli ve idari işlemleri devam ediyor. Yapılması gereken neyse yapıldı ve yapılmaya devam edilecek.
TERÖR OPERASYONLARI
Ülkemizin jeopolitik konumundan doları terör eksik olmadı. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla milletimizi terör belasından kurtaracağız. TSK artan bir şiddetle mücadelesini sürdürüyor. Türkiye, Irak ile Suriye'nin kuzeyinde toplam 17 bin terörist var. 750'si yurt içinde, 3 bini Irak'ın kuzeyinde, 13 bini Suriye'nin kuzeyinde.
Sincar, Mahmur ve Karaçak var teröristler burada kamp kuruyorlar. Irak bunlara tedbir alamadığı için biz almak zorundayız. BM anlaşmasının 51. maddesi bize bu tedbiri alma hakkı veriyor. 1984'ten beri kayıtlara göre 66 bin 568 terörist etkisiz hale getirildi.
Hem Irak'ın kuzeyinde Sinat-Haftanin'de, Metina'da, Zap'ta, öbür taraftan da Avaşin-Basyan'da ve Hakurk'ta, onun gerisinde Gara'da, onun gerisinde Kandil ve Asos'ta yapılması gereken neyse bunları yapacağız, yapmak zorundayız. Niçin? Ülkemizin ve milletimizin güvenliği, egemenliği ve bağımsızlığı için, bekası için.
En son terörist etkisiz hale getirilene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu teröristleri biz er ya da geç bitireceğiz. Fakat mesele bunların yurtiçi ve yurtdışındaki hamileri.
S-400 BATARYALARI
Türkiye, 90'lı yıllardan itibaren ciddi, önemli bir hava ve füze tehdidi altında. Bunu biz öngördükten ve değerlendirdikten sonra hava sistemlerinin temini ve tedariki için çalışmalar yapıldı ve bunlar 2011'den sonra daha yoğunluk kazandı. (S-400'ler) Ekimden itibaren kurulmaya başlanacak. Nerelerde olacağı konusunda Hava Kuvvetleri çalışmaları sürdürüyor.
Türkiye artık pazar olmaktan bıktı. Ortak üretim yapacağız, teknoloji transferi yapacağız, biz de üretici olacağız. Dolayısıyla biz de artık geldiğimiz noktanın bilincindeyiz.
Bizim S-400 almamız bir tercih olmanın ötesinde zorunluluk. 82 milyon vatandaşımızı korumak ve kollamak zorundayız.
Mili politikalarımız çerçevesinde dün neysek bugün de oyuz. Bunun en tipik göstergesi, NATO'ya karşı sorumluluklarımızı yerine getiriyoruz, NATO Genel Sekreteri de bunu her zaman teyit ediyor.
Suriye krizinin başlangıcında NATO'ya yaptığımız müracaat çerçevesinde Amerika, Almanya, Hollanda'dan bataryalar gelmek suretiyle bizim buradaki güvenliğimize katkı sağladılar. Fakat şunu da gördük, belli bir süre sonra onlar buradan ayrıldılar. Şu anda ülkemizde hava savunmamıza katkı sağlayan bir İspanya var bir de İtalyanlar var. Şunu gördük, bizim mutlaka bunlardan sahip olmamız lazım.