AK Parti İzmir İl Danışma Meclisi’nde konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, İzmir’deki belediyeleri sert sözlerle eleştirerek “İzmir’in dağlarında çiçekler değil, çöp yığınları büyüyor” dedi. Işıkhan, belediyelerin işçilerin haklarını hiçe saydığını belirterek, “Bu borçların ve ekmeğine göz dikilen işçilerimizin sorumlusu devlet değil, CHP belediyeleridir. SGK borcunuzu ödemekte zorluk çekiyorsanız borcunuzu taksitlendirelim dedik. Her türlü kolaylığı sağladık" diye konuştu.
AK Parti İzmir İl Danışma Meclisi Toplantısı, Balçova Kaya Thermal Otel’de gerçekleştirildi. Toplantıya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan da katıldı. Bakan Işıkhan, konuşmasında İzmir’deki belediyeleri sert sözlerle eleştirdi.
“Toplantımızın İzmir başta olmak üzere tüm parti teşkilatlarımız ve ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum” diyerek sözlerine başlayan Işıkhan, AK Parti’nin kuruluşundan bu yana istişare ve dayanışmayı siyaset anlayışının temeline koyduğunu belirtti.
Bakan Işıkhan şöyle konuştu:
“Kurulduğu günden bu yana istişareyi, danışmayı ve dayanışmayı siyaset anlayışının temel prensibi olarak benimsemiş bir parti olarak il ve ilçe danışma meclislerimizi çok kıymetli buluyor, bu toplantıları bir teşkilat buluşmasından daha ziyade, bir aile meclisi olarak görüyorum.
Bu sebeple, toplantı boyunca İzmir özelinde yapılacak değerlendirmelerin şehrimizin geleceği adına yapılacak çalışmalara önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum.
Bizler, Hamdolsun, 23 yıldır, davamızın lideri Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın riyasetinde, memlekete hizmet vazifesini gururla taşıyan, imha değil inşa etmek için görev yapan ve bu anlayışla aziz milletimiz için çalışmayı şeref sayan bir kadroyuz.
Bizler, vatandaşlarımıza karşı sorumluluklarımızı hakkıyla yerine getirmenin gayreti içerisindeyiz.
SÖZ KONUSU İZMİR OLUNCA KELİMELER KİFAYETSİZ KALIYOR
Malum, söz konusu, İzmir Büyükşehir ve ilçe belediyeleri olduğunda kelimeler kifayetsiz kalıyor.
Şehre adım attığınız andan itibaren, zaten söze gerek kalmıyor, karşılaştığımız tablo her şeyi açık seçik bir şekilde ortaya koyuyor.
Üzülerek söylüyorum ki, İzmir çöp dağlarından ve kokudan geçilmiyor.
Özellikle Çiğli’de, Karşıyaka’da, Buca’da, Bayraklı’da her gün yeni bir çevre felaketiyle karşı karşıya kalıyoruz.
İZMİR'İN DAĞLARINDA ÇİÇEKLER DEĞİL ÇÖP DAĞLARI BÜYÜYOR
Maalesef şimdi İzmir’in dağlarında çiçekler değil, çöp yığınları büyüyor.
CHP’nin çöp toplamayı, sokakları temizlemeyi, en basit belediye hizmetlerini dahi yerine getirebilmeyi öğrenmesi gerekiyor.
Türkiye olarak tüm teşkilatlarımızla gelecek yüzyıla damgasını vurmaya hazırlanırken, İzmir’de gündemin hala çöp, çukur, çamur ve susuzluk sorunu olması son derece vahim bir durumdur.
En acısı da, bizler neredeyse çeyrek asırdır, doğudan batıya kuzeyden güneye bütün şehirlerimiz için gece gündüz çalışan kadrolar olarak bu durumdan utanç duyuyoruz. Ancak, bu rezaletten sorumlu olanlarının yüzlerinin dahi kızarmaması düşündürücüdür. Ve ne yazık ki belediye başkanları illerinde, ilçelerinde, pişkin pişkin rahatlıkla dolaşabiliyor.
İzmir gibi bir şehrin, tek derdi şahsi çıkarları olan bu zihniyetin elinde heba olmaması için bizler devlet olarak, bugüne kadar elimizden gelen her türlü adımı attık, atmaya da devam ediyoruz.
İzmir’deki su sorununu, Tarım ve Orman Bakanlığımız, çevre sorunlarını Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız çözüyor.Çünkü biz ülkemize ve milletimize sunduğumuz hizmetleri, bir siyasi hesaplaşma aracı olarak görmüyoruz.
Bizler hiçbir ayrım gözetmeksizin bütün vatandaşlarımızın, en iyi hizmetleri eşit derecede hak ettiğine inanıyoruz.
Bakınız İzmir sadece Ege’nin değil, Türkiye’nin ve bölge coğrafyamızın da göz bebeğidir.
Şehrimizde yaşanan tüm bu çevre felaketlerinin temelinde yatan asıl nedenlerden birisi de, malumunuz, belediye çalışanlarının haklarının teslim edilmemesi, işçinin, emekçinin alın terinin hiçe sayılmasıdır.
GREVE GİTMEK ZORUNDA BIRAKILAN İŞÇİLERE HER GEÇEN GÜN YENİSİ EKLENİYOR
Maalesef, İzmir Büyükşehir ve ilçe belediyelerinde haksız, hukuksuz bir şekilde işten çıkarılarak greve gitmek zorunda bırakılan işçi sayısına her gün bir yenisi daha eklenmeye devam ediyor.
Yolsuzluklarla, rüşvetle, irtikapla, hiç kimseye faydası olmayan fuzuli harcamalarla çarçur ettikleri belediye bütçelerinin verdiği açığın faturasını, işçimize emekçimize kesmeye çalışan utanmaz bir siyaset anlayışıyla karşı karşıyayız.
Biz yıllarca yorulmadan dinlenmeden aziz milletimizin istikbali için çalışırken, birilerinin de maalesef yıllarca, yorulmadan dinlenmeden milletin alın terini emeğini, hakkını çalma, gasp etme derdinde olduğuna hep birlikte şahit oluyoruz. Tüm bunları, aziz milletimizin vicdanına bırakıyorum.
SGK'YI SÖMÜRME YARIŞINA GİRENLER...
Altından kalkılamayacak boyutlara ulaşmış borç yüküyle, 86 milyon vatandaşımızın hayat garantisi olan SGK’yı sömürme yarışına girenler, işçinin maaşını ödeme konusunda ne yazık ki hiçbir gayret göstermiyorlar.
"SGK’ya olan prim borçlarımız yüzünden çalışanların maaşlarını ödeyemiyoruz” diyerek, özrü kabahatinden beter bir söylemle günü kurtarma derdinde olanlara şunu, buradan bir kez daha ifade ediyorum; bu borçların ve ekmeğine göz dikilen işçilerimizin sorumlusu devlet değil, CHP belediyeleridir.
Kadın erkek, genç yaşlı demeden kapı dışarı edilen çalışanlarımızın hakkını koruyacağımızı ve emekçimizin yanında olmaya devam edeceğimizi tekrar vurgulamak isterim.
Biz bugüne kadar Sosyal Güvenlik Kurumu’muzun bütün tahsilatlarını adaletle ve iyi niyetle gerçekleştirmek için elimizden gelen her türlü kolaylığı sağladık.
HER TÜRLÜ KOLAYLIĞI SAĞLADIK
İl müdürlüklerimiz aracılığıyla “Gelin SGK’ya olan borcunuzu ödeyin, ödemekte zorluk çekiyorsanız borcunuzu yapılandıralım, taksitlendirelim” dedik. Bu çağrımıza yapıcı bir şekilde karşılık veren belediyelerimize gereken kolaylığı sağladık.
Ancak tüm bunlara rağmen hala kabahatlerinin faturasını devlete ve millete kesme çabasında olan belediyeler için şartların daha fazla esnetilemeyeceğini bir kez daha ifade ediyorum."