GERÇEKİZMİR - İzmir’de geçtiğimiz 30 Ekim’de Kandilli Rasathanesi’nin verilerine göre 6.9 şiddetinde gerçekleşen deprem sonrasında yaralar sarılıyor. Merkezi ve yerel iktidar mensupları 116 kişinin vefat ettiği deprem sonrasında geride kalan vatandaşların barınma ihtiyacını gidermek için çalışmaları sürdürüyor. Ayrıca sivil toplum temsilcilerinden de destekler geliyor. Bu kapsamda deprem olduğu günlerde koronavirüs hastalığıyla mücadele eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu kente karantina süreci sonrasında geldi. Bakan Soylu'yu havaalanında İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger ve beraberindeki heyet karşıladı.
Bakan Soylu kentte deprem değerlendirme ve koordinasyon toplantısı yaptı. İzmir Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) İl Müdürlüğünde basına kapalı düzenlenen toplantıya, Bakan Soylu'nun yanı sıra Vali Yavuz Selim Köşger, Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ ve diğer ilgililer katıldı.
Toplantıda, depremin ardından verilen çadır ve konteynır kent hizmetleri, hasar tespit ve yardım çalışmaları ile kentsel dönüşüm konusunun görüşüldüğü öğrenildi.
Toplantının ardından konteynır kent alanına giden ve açıklamalarda bulunan Soylu şunları söyledi:
NE AMERİKA NE GELİŞMİŞ BİR ÜLKE YAPABİLİRDİ!
Bu memleketin bir evladı olarak ifade etmek isterim, bir bakan olarak söylemekten de edep ederim ama, depremde ve afetlerde Türkiye’nin aldığı aksiyonu dünyanın en gelişmiş ülkelerinin alabilmesi söz konusu değildir. Kendi kurumlarımızla, devletimizle, milletimizle ortaya konulmuş olan müdahalede etkinliğiyle sebebiyle şükranız. Bugün bu görevlerdeyiz, yarın biz de bu meseleleri takip eden insanlar olacağız. Elbette ki özellikle son 1 yılda, Elazığ’dan Van Başkale’ye kadar Bingöl’den Giresun Dereli’ye kadar Hatay’daki orman yangınlarının etkilediği mahallelere kadar saydığımız sayamadığımız birçok afetle karşı karşıya kaldık. Milletini sahipsiz bırakmayan, acısında yanında olan ve bunu mümkün olduğu ölçüler içinde yaraları sarmaya çalışan bir tabloyla karşı karşıyayız. Ben bu ülkenin vatandaşı olarak gurur duyuyorum. Bunu ne Amerika ne Avrupa’nın gelişmiş herhangi bir ülkesi yapabilir. Bir kasırgada bile birçok gün patinaj yapan gelişmiş ülkeleri hep beraber görüyoruz. Onun için başta burada bulunan değerli İzmir Valimiz olmak üzere, Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla ilk günden itibaren burada bulunan Çevre Şehircilik Bakanımız Murat Kurum, Bekir Bey, Binali Ağabey milletvekillerimize, genel başkan yardımcımıza, İzmir Büyükşehir Belediyemize, ilçe belediyelerine, STK’lara ve burada bulunan herkese minnetlerimizi sunuyoruz. Böyle bir tabloyla karşı karşıya kaldığımız zaman hem milliyetimizin hem dinimizin gereği nasıl bir durumda olmamız lazım geldiğine yönelik bir örnek ortaya koyuyoruz.
DEVLET VE MİLLET OLMANIN GEREĞİ BUDUR
Afet öncesi, afet sonrasında ve sonrasında yapılacaklar var. Bu konuda çok önemli adımlar atıldı. Cumhurbaşkanımızın talimatıyla, koordinasyonunda ve bize verdiği güçle beraber hakikaten bütün afetlerde sonuç alınıyor. 22 Ocak’ta Elazığ depremi oldu. Biz Elazığlılara 2021 Haziran’ında sizi ev sahibi yaparız dedik. Şu anda evlerinde oturanlar var. 2-3 içinde hemen hemen hepsi evlerinde oturacaklar. Yine Dereli’de bir afetle karşılaştık. Planlamaları yapıldı, ihaleleri yapıldı, bir daha bu afetin olmayacağı bir tablonun oluşturulması için çok ciddi bir yenileme ve dönüşüm çalışması gerçekleştiriliyor. Türkiye’nin bu konularda çok yetkin bir noktada olduğunu belirtmek istiyorum. Sadece devletle değil, oluşturduğumuz iklimle birlikte şunu ifade etmek gerekir; sivil toplum kuruluşları, beraber çalıştığımız kuruluşlar ilk dakikada buradalar. Bizim ulaşamadığımız bir takım alanlara ilk anda ulaşan, sıcak elimizi vatandaşla buluşturan bir anlayış içindeyiz. Devlet ve millet olmanın gereği budur.
İZMİR’DE CİDDİ BİR UYUM VAR!
Çadır kentler kuruldu. Burada çok mahir bir çalışma var. Arama kurtarma çalışmaları hep birlikte yürüdü. Göz yaşartıcı tablolar vardı. Milletimizin, afetzedelerin vakur tavırları, mesele karşısında o ortaya koymuş oldukları hem sorumlu hem bir taraftan da devletle, milletle birlikte olan ve bu meselenin bir an önce ortadan kaldırılmasına yönelik ortaya koymuş oldukları vakur tavırlarına minnetlerimizi sunmak isteriz. Bir taraftan çadır kentler yapıldı. Bir yandan yemek ihtiyaçları karşılandı. Bunlar hep birlikte yapıldı. İzmir’de ciddi bir uyum var. Buna ait de büyük memnuniyetimiz belirtmek isterim. Bundan sonra da devam eder. Depremde ufak tefek eksiklikler olabilir mi? Evet. Buna yönelik olumlu olayların çok fazla vatandaşımıza yansıması yüksek oldu. Olumsuzların da hep birlikte ortadan kaldırılması için çaba sarf edildiği, devletin idari bütünlüğü içinde bunu sağladığı bir döneme geçtik. Şimdi konteynır kentteyiz. Bu Cuma bitmiş olacak, Pazar günü de taşınmalar başlar.
"KİMSE KENDİNE ÇOK FAZLA GÜVENMESİN"
Öte yandan geçtiğimiz günlerde koronavirüse yakalalan Bakan Soylu bu konuda da çarpıcı açıklamalarda bulundu. Soylu, "Evin içine dikkat edersek birçok meseleyi çözebilme kabiliyetine sahip oluruz. Nefes almaya şükrettiğiniz bir hale geliyorsunuz. Ben 24 saatin 18 saati çalışan bir insanım. 'En çok bana dokunmaz' diye düşünüyordum ama bu işe öyle delikanlılık falan dayanmıyor, onu söyleyeyim. Kimse kendine çok fazla güvenmesin" dedi.