Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İzmir programı kapsamında Kemalpaşa Adalet Sarayı Temel Atma Töreni'ne katıldı. Törene İzmir Valisi Süleyman Elban ve AK Parti İzmir milletvekilleri de katıldı. Törende konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Kemalpaşa Adliyemizin biraz uzun süren ihale süreçleri oldu ama sonunda temel atma ve inşa sürecine geldik. Kemalpaşa Adliyemiz Türk mimarisine de uygun bir şekilde gerçekleştirilecek. Altta 2 bodrum kat, zemin kat, üstte de 5 kat şeklinde ve Kemalpaşa ilçemizin ihtiyacına uzun yıllar cevap verebilecek bir mimaride yapı olacak. Hakim odaları, kalemleri, savcı odalarıyla ve duruşma salonlarıyla beraber modern bir adalet sarayını Kemalpaşa ilçemize kazandırmış olacağız. 22’nci dönemden itibaren ceza mevzuatımız, ceza kanunlarımız, Ceza Muhakemesi Kanunumuz, sonrasında Ticaret Kanunumuz, Borçlar Kanunumuz, Hukuk Muhakemeleri Kanunumuz, tüm temel kanunlarımızı yeniledik, çağın ihtiyaçlarına uygun hale getirdik" dedi.
'HAKİM VE SAVCILARIN 8 BİN 871'İ KADINLARDAN OLUŞUYOR'
8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutlayan Bakan Tunç, "Onlar bizler için çok önemli. Dolayısıyla kadın elinin değdiği her yerde başarı vardır. Kadınlarımızın özellikle yargı teşkilatına çok fayda sağladığını da hep beraber görüyoruz. Adliye personelimiz, yazı işlerinde çalışan kadın personellerimiz, yaz işleri müdürlerimiz, katiplerimiz, adalet teşkilatımıza büyük bir hizmet veriyorlar. Tabii kürsüde görev yapan kadın hakim ve savcı sayımız da her geçen gün artıyor. Şu anda kürsüde görev yapan kadın hakim ve savcı sayısı yüzde 40'a ulaştı. Bugün baktığımız zaman 24 bin hakim ve savcımız var. Toplam hakim ve savcı sayısı içerisinde 8 bin 871'i kadınlardan oluşuyor. Yani yüzde 38 oranında yargı teşkilatımızda, adaleti tecelli eden kişilerin yarıya yakını neredeyse kadınlardan oluşuyor" diye konuştu.
'BUGÜN 366 MÜSTAKİL ADLİYEMİZ VAR'
Son dönemde yapılan iyileştirmeler ve düzenlemeleri de aktaran Tunç, "Özellikle ülkemizde bir daha darbe olmasın, ülkenin ve demokrasinin önü kesilmesin diye anayasamızda çok önemli yapısal reformları hayata geçirdik. Bunları milletimizin onayıyla yaptık. Milli Güvenlik Kurulu'nun yapısının sivilleştirilmesi, Yüksek Askeri Şura'nın yine hukuk devleti ilkesine uygun hale getirilmesi, Anayasa Mahkemesi'nin yapısının, Hakimler Savcılar Kurulu'nun yapısının yine hukuk devleti ilkelerine uygun hale getirilmesi, devlet güvenlik mahkemelerinin kaldırılması, özel yetkili mahkemelerin kaldırılması, yine askeri mahkemelerin kaldırılması gibi yenilemeler yaptık. Dolayısıyla ülkemizde bir yargı birliğinin sağlanması noktasında önemli reformları hayata geçirdik. Anayasamızda, 'Darbeciler yargılanamaz' diye bir madde vardı. Sizin onayınızla bunlar kalktı. 'Gerektiğinde sıkıyönetim ilan edilebilir' diye bir madde vardı. Bunları milletimizin desteği ve milletimizin onayıyla kaldırdık. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçerek de önemli bir yönetim reformunu hayata geçirdik. Elbette ki yeterli görmemiz mümkün değil. Darbe anayasasıyla Türkiye Yüzyılı'na başlamak istemiyoruz. O nedenle yeni sivil demokratik bir anayasayı inşallah 28’inci dönem parlamentomuzda bir uzlaşma sağlanarak gerçekleştirilmesini istiyoruz. Bu milletimize olan bir borcumuzdur. Anayasamızın darbeciler tarafından yazılmış olması bile yeter bir sebeptir" dedi.
Mesleğinin ilk yıllarında nasıl bir tabloyla karşı karşıya kaldığını ifade eden Bakan Tunç, "Merdiven altlarında kiralık binalarda yapılan duruşmalar, eski köhne binalarda, adaletin vakarına yakışmayan fiziki mekanlardı. Tüm bunları artık tarihe karıştırdık. Şimdi inşallah Kemalpaşa'da da eski adliyemizin yerine modern bir adalet sarayını yapacağız. İzmir'imizin diğer ilçelerinde de çok sayıda adalet binasını hizmete açmıştık. Yeni yatırımlarımız da var. Adli tıptan denetimi serbestlik müdürlüklerine varıncaya kadar çok sayıda yatırımı daha İzmir'imize kazandırmanın gayreti içerisinde olacağız. 2002 yılında müstakil olarak bütün Türkiye genelinde sadece 78 adliyemiz vardı. Bugün 366 müstakil adliyemiz var. Ve bunlar eski adliye binalarına göre çok daha modern" diye konuştu.
'CEZAEVLERİMİZİ ARTIK BİRER FABRİKAYA DÖNÜŞTÜRDÜK'
'Türkiye geneli toplam kapalı alan müstakil adliye 569 bin metrekareyken bugün 6 milyon metrekare' diyen Bakan Tunç, şöyle devam etti:
"Şu an Ankara'da inşaatı başlayan 600 bin metrekare kapalı alanı olacak tek bir adliye yapılıyor. Yine mahkeme sayılarının arttırılması noktasında da çok sayıda mesafe aldık. 2002'de 3 bin 581 mahkeme varken, artan iş yükünü karşılayabilmek için de bugün itibariyle de 7 bin 118 mahkemeye ulaşılmış oldu. İdari yargıda da 146'dan 221 çıkarıldı. Yine bölge adliye mahkemelerini 2016'dan itibaren devreye aldık. 2018'de açılışları gerçekleştirildi. 15 bölgemizde de bölge adliye mahkemelerimiz görev yapıyor. Bunlardan birisi de İzmir'imizde ve çevre illere hizmet ediyor. Denizli'de, Tekirdağ'da ve Malatya'mızda da bölge adliye mahkemelerimizi önümüzdeki süreçte inşallah devreye alacağız. Adli Tıp Kurumu da adalet teşkilatımızın en önemli kurumlarından, bilirkişilik yapan tarafsız ve kamunun da özellikle denetiminde olan kurumumuz. Onun da kapasitesini de artırdık. Adli Tıp 6 grup başkanlığı olarak hizmet verirken, Türkiye genelinde 15 bölge grup başkanlığına yükselttik. Sadece 25 ilde adli tıp hizmeti verilirken, bugün 81 vilayetimizin hepsinde de şube müdürlükleri vasıtasıyla adli tıp hizmetleri veriliyor. Özellikle ceza adaletini önemsiyoruz. Soruşturma, kovuşturma, dava aşaması bunlar hepsi önemli ama tabii toplumu suçtan korumak için ceza alanların infaz sırasında topluma alıştırılması ve ıslahına önem veriyoruz. Destek olmaları için cezaevlerimizi artık birer fabrikaya, birer tarımsal tesislere dönüştürerek hem onların ekonomimize katkı sağlamasını istiyoruz hem de orada vakitlerini daha iyi değerlendirmelerini istiyoruz. Hem cezalarını çeksinler hem de artık suç işlemeyecek şekilde bir meslek kazanarak cezaları bittiğinde topluma karışsınlar."
'İNSAN HAKLARINA VE STANDARDA UYGUN 299 CEZAEVLERİ AÇILDI'
Uygun olmayan 394 cezaevinin kapatıldığını aktaran Bakan Tunç, "İnsan haklarına ve standarda uygun bir şekilde yeni 299 cezaevi açılmış oldu. Tabii teknolojinin bütün imkanlarını yargı teşkilatımıza sunmanın gayreti içerisindeyiz. UYAP sistemimizden vatandaşlarımız da girerek dava açabiliyorlar, davalarını takip edebiliyorlar. Avukatlarımız, hakim, savcılarımız, elektronik duruşmadan elektronik tebligata varıncaya kadar dijital olarak yapabiliyorlar. Artık cezaevlerinden yakınlarıyla görüntülü duruşma gibi teknolojinin bütün imkanlarını da yargı teşkilatımızın hizmetine sunmanın gayreti içerisindeyiz. 2002'de 9 bin 349 hakim ve savcımız varken, bugün 23 bin 826 hakim ve savcımız var. Avrupa Konseyi ülkelerinin biraz aşağısındayız. Kısa süre içerisinde yeni sınavlarla, yeni alımlarla da bu kapasiteyi sayı olarak da yakalamış olacağız. Mevcut hakim ve savcılarımızın ve meslek öncesi hakim ve savcılarımızın eğitilmeleri için ve daha güçlü bir şekilde kürsüde karar verebilmeleri anlamında da önemli uygulamaları başlattık. Artık hemen diplomayı alır almaz avukatlığa başlanılmayacak ya da diplomayı alır almaz hakimlik savcılık sınavına girilmeyecek. Okul bittikten sonra bir ön elemeden geçilecek. Hukuk mesleklerine giriş sınavını kazanması lazım. Onu da 2024'ün Ekim ayından itibaren uygulamaya başlatıyoruz. Hakim ve savcı adaylığını kaldırdık. Hakim savcı yardımcılığını başlattık ve o da 3 yıl sürecek. Bir yılı Adalet Akademisi'nde eğitim, iki yılı da tecrübeli hakim ve savcılarımızın yanlarında çalışarak öğrenecekler. Şimdi Kemalpaşa'daki Adalet Sarayı'nın açılışı 2025'in Haziran ayı gibi görünüyor. Ama inşallah 2025'in bu aylarında beraber açılışını yapmak nasip olur" dedi.
'İZMİR'İMİZ KAZANACAK'
Son dönemde yapılan İzmir Adli Tıp Binası'nın da tamamlandığına dikkati çeken Bakan Tunç, şöyle devam etti:
"Açılışını henüz gerçekleştiremedik. İnşallah önümüzdeki günlerde gerçekleştireceğiz. 15 bin metrekare kapalı alana sahip İzmir'in, bölgenin de ihtiyacını karşılayacak kapasitede bir adli tıp binası. İzmir Denetimli Serbestlik Binası da yine tamamlandı. O da 17 bin metrekare kapalı alana sahip. Henüz açılışlarına fırsat bulamadığımız yatırımlarımız. Tabii 2024 yılı yatırım programında da yine İzmir'imizle ilgili projelerimiz var. Bunlardan birisi Aliağa Adalet Sarayımız. Yine İzmir Adalet binamızın deprem güçlendirmeyle ilgili çalışmalarımız olacak ve İzmir'deki mahkeme sayılarını da ihtiyaca göre artırdık. Bundan sonra da iş yükü arttıkça yeni mahkemelerin kurulmasıyla ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bugün temelini attığımız Kemalpaşa Adalet Sarayımız 10 bin 526 metrekare kapalı alana sahip. İçinde 13 duruşma salonu, 21 hakim odası, 21 mahkeme kalemi, 1 başsavcı, 20 savcı, 5 savcılık kalemi var. Sözleşme bedeli de 222 milyon lira. 31 Mart'ta da bir milli irade bayramını hep beraber kutlayacağız. Kemalpaşa'da daha güçlü kutlamamız lazım. Kemalpaşa'ya yakışan da odur. Kemalpaşa'nın kazanması lazım. İzmir'imiz kazanacak, Türkiye'miz kazanacak. Özellikle şehirlerimizin imarı yerel yöneticilerimiz hükümetimizle bakanlarımızla milletvekillerimizle uyumlu bir şekilde çalışarak şehirlerini yaşanılabilir hale getirmeye çalışacaklar."
'SÜRATLE SONUÇLANAN BİR YARGI İŞLEYİŞİ OLDU'
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, temel atma törenin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Bakan Tunç, İzmir'de öldürülen taksici Oğuz Erge'nin katili Delil Aysal'a verilen cezaya ilişkin konuştu. Tunç, “Bugün duruşması yapıldı. Süratle sonuçlanan bir yargı işleyişi oldu. Soruşturma aşaması da hızlı bir şekilde tamamlandı. Kovuşturma aşaması dediğimiz dava aşaması da bugün itibarıyla karar verildi. Bütün Türkiye'yi ayağa kaldıran bir cinayetti. Vatandaşlarımız gerçekten öfkelendi. Kamu vicdanı yargının sonucunu merakla bekledi. Nitelikli adam öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Yine yağma suçu, silahla ilgili suçlardan da ayrıca süreli hapis cezalarına çarptırıldı. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı. Mahkemenin kararı bu şekilde" dedi.
Eylem Tok'un oğlu T.C. ile birlikte yurt dışına kaçmasına ilişkin ise “1 kişinin ölümüne 4 kişinin de yaralanmasına sebebiyet veren 18 yaşından küçük şüpheliye, 'suça sürüklenen çocuk' diyoruz. Olaydan sonra hemen 2-3 saat içerisinde yurt dışına kaçtığı tespit edildi. Önce Mısır'a hareket ettiği, Mısır adli makamlarıyla yaptığımız görüşmeler devam ederken bize geri dönüş yapıldı. Biz Interpol aracılığıyla şüphelilerin iadesini hem sürücünün hem de suçluyu kayırma suçundan annesinin ülkemize iadesiyle ilgili Mısır makamlarıyla irtibata geçtik. İlgili belgeleri gönderdik iade için. O süreçte Mısır makamları şahısların ABD'ye kaçtıklarını ifade ettiler. Hemen aynı süreci ABD ile de adli makamlarına ulaştırdık. Hem diplomatik yollardan hem de Interpol vasıtasıyla Türkiye'ye iadelerini istiyoruz. O süreci takip ediyoruz" diye konuştu.
'ADALETİN OLMADIĞI YERDE TOPLUMUN BİR ARADA OLMASI MÜMKÜN DEĞİL'
İzmir Valisi Süleyman Elban ise törende yaptığı konuşmada, "Adalet, toplumları, milletleri ve devletleri ayakta tutan en önemli unsur. Dolayısıyla adaletin olmadığı yerde millet, devlet ve toplumun bir arada olması, yaşaması mümkün değil. Onun için adalet hizmetlerini verileceği yerlerde insanların karakterine, hizmet alma ile ilgili kültürlerine ve yaşadıkları toplumun geldiği seviyeye uygun kaliteli mekanlar olması gerekiyor. Orada adalet hizmetini veren insanların da hızlı ve sağlıklı karların verileceği bir mekan olmasına ihtiyaç var. Bu nedenle binamız yapılıp inşallah kısa bir süre içerisinde de siz hemşerilerimizin ve adliye camiasının hizmetine sunulacak diye düşünüyoruz" dedi. (DHA)