İzmir Barosu Başkanı Yücel, sürecin 'evde kalamayanları'na yönelik önemli mesajlar verdi. Yücel, “Bize gelen başvurularda, özellikle enfekte olmuş işyerine girip girmeme konusundaki başvurularla ilgili aydınlatma yapıyoruz. Kimse enfekte olmuş işyerine, enfekte olmuş insanların bulunduğu bir işyerine girmeye zorlanamaz. İnsanlar iş ya da ölüm seçenekleri arasına hapsedilmemeli!” diye konuştu.
Gizem TABAN/GERÇEKİZMİR - Dünyayı tehdit eden koronavirüs salgınına karşı Türkiye’de de topyekün mücadele sürüyor. Ancak salgının fizyolojik ve psikolojik anlamda verdiği hasarların yanında en büyük çıkmazlardan biri de ekonomik süreç… Koronavirüs salgını, başladığı günden bu yana birçok can alırken birçok insanın da işini elinden aldı. Birçok kurum ve kuruluş salgın nedeniyle ekonomik yetersizlik yaşadığı gerekçesini öne sürerek çalışanlarını ücretsiz izne çıkarıyor. Acil olmaması kaydıyla adli süreçler askıya alındığı için insanlar hukuki yoldan haklarını arayamıyor. Devletin, vatandaşların işsiz kalmaması kapsamında açıkladığı kısa çalışma ödeneğinden ise herkes yararlanamıyor. Bu kapsamda, İzmir Baro Başkanı Avukat Özkan Yücel, salgının etkilerinin hukuki boyutuna dair önemli açıklamalarda bulundu. Merkezi Hükümetin aldığı tedbirlerin yeterli olmadığını belirten Yücel, vatandaşların ekonomik ve sosyal güvencelerinin sağlanması gerektiğini vurguladı.
UZUN BİR SÜREÇ BEKLİYOR
İşyerinden ücretsiz izne çıkarılarak mağdur olanlar vatandaşlarla ilgili İzmir Barosu İş Hukuku Komisyonu olarak bir çalışma içerisinde olduklarını belirten Avukat Yücel, “Ancak şunun altını çizmek istiyorum; ülkemizde hukuki süreçler maalesef kısa sürede sonuç alınan süreçler değil. Yurttaşlar hukuki bir süreç için başvuru yaptığında dahi oldukça uzun zamana ihtiyaç olacak. Acil işler dışında tüm yargılama faaliyetleri zaten askıya alındı. O nedenle bu yurttaşlarımız başvurmak isteseler dahi başvuracak bir merci bulamayacaklar. Belki bir süre sonra çalışanlar haklarına kavuşabilirler ama bu zaman alacaktır. Bu süre zarfında ekonomik anlamda yeterli birikime sahip olmayan işçilerin daha fazla mağdur olmasına sebebiyet verecektir. Koronavirüs sonrasında işsizlik sayısında artışın had safhaya çıktığını göreceğiz. Dolayısıyla davalarda da artış olacak. Bu olay, gerekli tedbirler alınmadığı takdirde yargı sistemini de kilitleyecek bir duruma gelebilir” açıklamasında bulundu.
İNSANLAR İŞ YA DA ÖLÜM SEÇENEKLERİ ARASINA HAPSEDİLMEMELİ!
İşyeri enfekte durumdaysa bütün işçilerin işe gitmeme hakkı bulunduğunu kaydeden Yücel, “Bize gelen başvurularda özellikle enfekte olmuş işyerine girip girmeme konusundaki başvurularla ilgili aydınlatma yapıyoruz. Kimse enfekte olmuş işyerine, enfekte olmuş insanların bulunduğu bir işyerine girmeye zorlanamaz. Bu insan haklarına da aykırı bir durumdur. O nedenle kabulü de mümkün değil! Bütün işçiler açısından işe gitmeme hakkı var. Ama devlet bu konuda birtakım tedbirler getirmediği sürece maalesef mevcut hukuki prosedürler uzun bir süreç anlamına geliyor. Bu nedenle insanlar iş ya da ölüm seçenekleri arasına hapsedilmemeli!” diye konuştu.
HAKLARI SAKLI KALMAK KAYDIYLA TÜM İŞYERLERİ KAPATILMALI
Acilen bütün işyerleri için işçi çıkarımlarının yasaklanması gerektiğini belirten Avukat Özkan Yücel, “Mevcut kadroların mevcut hakları saklı kalmak kaydıyla tüm işyerleri için kapatma kararı verilmeli. Aksi takdirde şöyle bir sonuç ortaya çıkıyor; yurttaşlara ‘sokağa çıkmayın, temasta bulunmayın, sosyal mesafenizi koruyun’ diyorsunuz ama işyerinde çalışan insanlar sokağa çıkmayıp ne yapacak?” dedi
KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİNİN ŞARTLARININ İYİLEŞTİRİLMESİ KAÇINILMAZ!
Hükümetin açıkladığı ekonomik destek paketinde yer alan kısa çalışma ödeneği şartlarına ilişkin de değerlendirme yapan İzmir Baro Başkanı, “Kısa çalışma ödeneğinin şartlarının iyileştirilmesi kaçınılmaz. Ödenekten yararlanmak isteyenler için sürenin kaldırılması, herhangi bir yerde çalıştığını kanıtlayan her kişiye bu ödeneğin sağlanması gerekiyor” açıklamasını yaptı.
KILIÇDAROĞLU’NUN ÖNERİSİ MAKUL VE ANLAŞILABİLİR
Yapılması gereken uygulamalar noktasında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na atıfta bulunan Yücel, “CHP Liderinin bu sürece yönelik iktidara ; ‘Köprülere, yollara verdiğiniz garantileri ortadan kaldırın ve buraya aktardığınız parayı doğrudan işçilere aktarın, ekonomiye aktarın. İnsanların sağlığına aktarın’ şeklinde bir açıklaması olmuştu. Bu bizce de çok makul ve anlaşılabilir bir öneri… Şuan itibariyle devletin tüm ekonomik varlığını, insanların iş güvencelerinin sağlanması ve hayatlarının korunması noktasındaki tedbirlere ayırması gerekiyor” dedi.
SOKAĞA ÇIKMA YASAĞINA İHTİYAÇ VAR
‘Tedbirler en başta alınmış olsaydı, belki 15-20 bir sokağa çıkma yasağı uygulanması bu kadar yurttaşımızın ölmesinin önüne geçmek ya da ölümleri azaltmak da mümkün olacaktı’ diyen İzmir Baro Başkanı, “Maalesef gerekli önlemler yerine getirilmedi. Bugün itibariyle sokağa çıkma yasağına çok büyük bir ihtiyaç olduğu kanaatindeyim. İnsanları, ‘bireysel olarak kendi tedbirinizi alın’ diyerek devletin sorumluluğunu ortadan kaldırmak, bu işteki sorumluluktan kurtulmak mümkün değil. Sorumluluk siyasi iktidarındır! Devlet, bu konuda yurttaşların ekonomik ve sosyal güvencelerini sağlayacak tüm tedbirleri almak zorundadır! Bu konuda çok kararlı bir tutum alması gerekiyor” diye konuştu.
İKTİDAR İŞÇİLER İÇİN DE GEREKLİ ÖNLEMLERİ ALMALI
Yücel şöyle devam etti, “İlk olarak açıklanan ekonomik önlemler, çalışanlardan ziyade işverenler için getirilmiş önlemlerdi. Oysa işverenlerin varlığını sürdürebilmesi dahi işçilerin var olabilmesine bağlı. O yüzden işçilerin sağlıklı ve uygun bir ortamda çalışacakları bir zeminin hazırlanması kaçınılmaz. Ama burada sorumluluk siyasi iktidara düşüyor. Bu zemini oluşturmamak; işveren, ertesi gün çalışanı işe çağırdığı takdirde ‘gelmiyorum’ deme şansını ortadan kaldırmışsınız demektir. İşçi, kendi karantinasını ilan etmek ihtiyacında olsa bile bunu gerçekleştirecek imkanlardan yoksun bırakıyorsunuz demektir. Burada, maalesef ki, yoksul insanlara, çalışan insanlara, emekleriyle var olan insanlara fatura kesilmiş oluyor! Siyasi iktidar bu konuda işverenlere yardım paketleri açıklamanın yanı sıra işçiler için de gerekli önlemi almak zorunda.”