GERÇEKİZMİR - Konak Belediye Başkanı CHP’li Sema Pekdaş, Gerçekizmir’de Kafe Siyaset programında Gazeteci Sercan Avcı’ya konuk oldu.
BİR DÖNEM YETMİYOR
Göreve devam etmek istediğini ifade eden Pekdaş, “4,5 yıldır kentte yapmaya çalıştıklarımız var. Bunların yerleşmesi içselleştirilmesi, istikrarlı hale gelmesi için sürekli yapmak sürekli söylemek gerekiyor. Bir dönem o anlamda yetmiyor” dedi.
İZMİR KAMUOYUNDA SİYASİ FİGÜRLÜĞÜMÜ KANITLADIM
Aday adaylarıyla ilgili soruya ise Pekdaş şu yanıtı verdi: Demokrasilerde güzel olan bir şey var herkes aday adayı olabilir. Ben de kendimi anlatacağım diyorum, anlattığımda verdiğim enerji, mesaj anlaşılır anlaşılmaz, iyi anlatabilirim anlatamam, kabul görürüm görmem o ayrı bir şey. Cumhuriyet Halk Partisi her türlü eleştiriye rağmen demokrasiyi yaşatmaya çalışıyor. Herkes aday adayıyız diye ortaya çıkıyor, bundan vazgeçmemek gerekir. Yukarıda bir adam 'Oturun, durun ben belirlerim’ demiyor. İnsanlar kendilerini anlatmaya çalışıyor, seçim dönemi çok aday adayının olması iyi bir şeydir. Siz yoğunlaşırsınız o döneme… Kentle ilgili düşünceler, ülkeyle ilgili düşünceler, öneriler, projeler, fikirler… Bunlar yeni fikirlerin ortaya çıkmasını, uygulanabilir örneklerin olmasını da sağlar. Seçim dönemleri geliştirici, atak yapılan dönemlerdir, herkes bu konu üzerinde düşünür. Anlatırım, anlatamam onu bilemem, kabul görür görmez ben ‘’olmak istiyorum’’ diyorum, ‘’gerekçeleri bunlar’’ diyorum. Ben bu yaşıma kadar hep toplumsal mücadele içinde oldum; öğrenci derneklerinden başlamak üzere, kadın dernekleri, insan hakları dernekleri, belediye meclis üyeliği, baro, baro başkanlığı, şimdi belediye başkanlığı… Ben bir siyasi figürüm, İzmir kamuoyunda siyasi figürlüğümü kanıtladım, ben devam edeceğim.
ADAMCILIK DEĞİLDİR CHP’LİLİK
Parti rozetini ve ideolojisini kenara koymadığını ifade eden Pekdaş, şunları söyledi:
Benim ideolojim, benim parti rozetim; sosyal adaleti, eşitliği, insan haklarını söylüyor. Bu Cumhuriyeti savaşarak kuranlar, bu ülkenin bağımsızlığı için savaşanlar bağımsız bir ekonomisi olsun bu ülkeye demokrasi gelsin, bu ülkede laiklik olsun, bu ülkede kadınlar özgür bir şekilde okuyup çalışsınlar diyerek devrim yaptı. Bu nedenle deminden beri söylediğim tüm şeyler benim ideolojime, partimin programına, tüzüğüne, ilkelerine uygun şeyler… Kadınların eşitliği laikliktir, Cumhuriyet bir kadın devrimidir, karma eğitimler gelmiştir. Çocuklar teşvik edilmiştir, köy enstitüleri açılmıştır, harika çocuklar yurt dışına eğitime gönderilmiştir, devlet opera balesi, devlet tiyatroları açılmıştır, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası kurulmuştur, Büyük Atatürk, İnönü o konserleri sürekli izlemişlerdir. Ülkenin gelişmiş bir kültür sanat hayatı olsun istemişlerdir. Ülkede kız çocukları, çocuklar herkes okusun, köylere kadar eğitimi götürmüşlerdir. Eğitimli bireyler olsun demişlerdir, fabrikalar açmışlardır, insanlar çalışsınlar onurlarıyla maaşlarını kazansınlar kimse sadakaya muhtaç olmasın demişlerdir. Dolayısıyla benim anlattığım şey partimin ideolojisi, yurttaşlık çabası, yurttaşlık kimliğinin herkes tarafından kabul edilmesi ve içselleştirilmesine çalışmak. Laikliğin özgürlükler için ne kadar önemli olduğunu anlatmak, kadınlar olmadan toplumsal hayat ve demokrasi olmaz demek, kız çocuklarının özgüven sahibi olmasını sağlamak… Tüm bunlar beni partimin ideolojisi zaten. Adamcılık değildir Cumhuriyet Halk Parti’lilik, Cumhuriyet Halk Parti’li olmak toplumsal adalet, sosyal adalet, insan hakları demektir, herkesin yurttaş olmasını sağlamaktır.”
KİMSENİN ADAMI OLMADIM
Bir çok konuda iktidarı eleştirmekten, eylemlerde yer almaktan çekinmediğinin sorulması üzerine Pekdaş, “Yurttaşlık görevi böyle bir şey… Ben kamu görevi yapıyorum. Bazı kamu görevlileri hükümet tarafından atamayla geliyor, ( gerçi hükümet kalmadı o sistem bitti) bazı kamu görevlileri ise seçimle geliyor. Biz siyasal kimliklerimizle seçime girerek kamu görevi yapmaya adayız. Ben rozetimden hiç çekinmiyorum, rozetim bana güç veriyor. Rozetim bana ayrımcılık yapmamayı öğretiyor, herkesi sarıp sarmalamayı öğretiyor. Benim rozetim özgür biçimde birleştirici bir güç. Biz Türkiye’nin çınarıysak, bu rozet bize güç veriyor. Adamcılık başka bir şey partinin programına tüzüğüne uygun davranmak başka bir şey. Ben adamcı olmadım, kendim de kimsenin adamı olmadım, adamım olsun da istemedim, istemem… Ben herkesin yurttaş olmasını, kendi fikrini özgürce söylemesini isterim. Çalışırken tüm arkadaşlara düşüncesini sorarım. Bu o kadar geliştiren bir şey ki, baroda da öyleydim. Gençlerden o kadar çok şey öğrendim ki” dedi.
ÇARPICI BARO MESAJLARI
İzmir Eski Baro Başkanı olan ve Çağdaş Avukatlar Grubu Üyesi Pekdaş, önümüzdeki ay yapılacak baro başkanlığı seçimlerine yönelik flaş mesajlar verdi.
Pekdaş şunları söyledi:
Belediye başkanlığına göre baro başkanlığı daha zordu. Çünkü ülkedeki bütün kanunlaşma hareketlerini takip etmek zorundasınız. Bir de bağımsız yargının olmadığı adaletin ayaklar altına alındığı yerde siz yargının kurucu unsuru avukatlık mesleği ve barolardır diyorsanız yargının kurucu unsuru olarak göreviniz adaletsizliğe karşı mücadeleyi gerektiriyor. Söz söylemeniz gerekiyor. Söz söylemek için de çalışmanız gerekiyor. Baroculuk hamasetle olmaz ders çalışarak olur.
Benim kalbim Çağdaş Grup için atıyor. Ben o grup içinde avukatlığa başladım. Çağdaş Avukatlar Grubu 12 Eylül öncesi faşizmin baskıcı günlerinde bu işin avukatların mücadelesi olmadan olmayacağını düşünen faşizme karşı duruş gösteren avukatların bir araya gelmesini düşünen üstadlarımızın kurduğu bir gruptu. Çağdaş Avukatlar Grubu mesleğin gündelik sorunlarının çözümünün ancak bağımsız yargı ve hukuk devletiyle mümkün olduğunu, bu mücadelenin birbirine paralel gitmesi gerektiğini, meslek sorunlarıyla birlikte hukuk devleti ve bağımsız yargı için mücadele etmenin olmazsa olmaz olduğunu söyler. Hukuku ortadan kaldırırsanız avukatlık mesleği kalmaz. Avukatlık mesleği bakkal dükkanı açılır gibi yapılmaz. Ülkenin teminatı mesleklerden biridir. Her alanda kavga verecek ülkedeki her türlü hukuksuzluğa karşı söz söyleme basiretine sahip bir yönetimle mümkündür.
Baro da hep adaylar çok olmuştur. Benim zamanımda da çok aday vardı. Adaylar gruplar iyidir. Yeter ki bunlar kişisel bir takım tartışmalar içinde dönmesin. Ülkenin hukuk sorunu var, bağımsız yargı sorunu var. Bunlara ilişkin ciddi anlamda ufuk açıcı yol gösterici bir mecrada seyredebilsin. Maalesef Türkiye’de eğitim bozuldu. Bozulan eğitimden hukuk eğitimi de nasibini aldı. Hukuk felsefesini sosyolojisini bilmeden hukuk fakültesinden mezun olmak mümkün değil. Bunlar unutuldu. Türkiye’de yeniden hukuk eğitiminin teknik eğitimden ziyade içerik anlamında gözden geçirilmesi gerekir. Türkiye’de olması gereken hepsinde yeniden demokrasi aşkıyla toplumsal adalet aşkıyla yapılanma. Ülkenin kutuplaşmadan uzak bir siyasetin hakim olması gerek. Hukukçulara da büyük görev düşüyor. Bu nedenle Çağdaş Avukatlar Grubu diyorum.
YÜZDE 50 İDDİASI
2014 seçimlerinde yüzde 46-47 bandı arası seçildiğini hatırlatan Pekdaş, aday olması halinde 2019 seçimlerinde yüzde 50’nin üzerinde alacağını iddia etti.
KESTELLİ YORUMU: YARIŞMAK İSTERİM
2014’te AK Parti İzmir Milletvekili İlknur Denizli’yle yarışan Pekdaş, 2019 için İzmir Ticaret Borsası Başkanı Işınsı Kestelli’nin isminin AK Parti’den adaylık için geçmesinin sorulması üzerine, “Kendisiyle yarışmak isterim. Çok da güzel olur” dedi
Mustafa Ruhan Erdem’e 19 Eylül 2018 Çarşamba 18:57
|
Konak 19 Eylül 2018 Çarşamba 16:31
|
hesap zamanı 19 Eylül 2018 Çarşamba 13:49
|
Mustafa Ruhan Erdem 19 Eylül 2018 Çarşamba 13:48
|