Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer Balçova Arsa Mağdurları olarak gündeme gelen yurttaşlarla Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde geniş katılımlı bir toplantı yaptı. Toplantıya İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Barış Karcı, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Suphi Şahin, Balçova Belediye Başkanı Fatma Çalkaya ve Büyükşehir Belediyesi bürokratları eşlik etti.
“Maalesef sorun hep halı altına süpürülmüş”
Toplantının açılışında ve sonunda bir konuşma yapan Başkan Tunç Soyer, “Gerçekten 1970’lerden beri yaşanan mağduriyet var. Bu memleketin insanları belediyelerine, devletlerine güvenerek onların satışa çıkardığı arsalardan satın alıyor. Fakat 50 yıl boyunca bu haklarıyla ilgili bir mağduriyet yaşıyorlar. Bu kabul edilebilir bir şey değil. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olmadan önce de bu benim kafamı kurcalayan, vicdanımı rahatsız eden, içime sinmeyen bir hadiseydi. O yüzden seçim kampanyasında da dile getirmiş ve çözmemiz gerektiğini söylemiştim. Başkan seçildikten sonra bu meseleyle ilgili nasıl bir hukuki süreç işlediğini bütün gelişmeleriyle incelemeye, anlamaya çalıştım. Bu 50 yıl boyunca maalesef sorun hep halı altına süpürülmüş. Kimse elini taşın altına sokmak istememiş, kimse gerçekten çözmek için bir adım atmamış. ‘Mış’ gibi yapılmış ve fakat sorun hep taca atılmış, hiçbir zaman gerçek anlamda bir çare aranmamış. Aransaydı bin kere çözülürdü. Bu meselenin çözümsüz kalması diye bir şey olamaz. Vatandaşların maaşlarından arttırdıkları paralarla sahip olmak istedikleri bir mülk şu veya bu nedenle teslim edilemiyor; kabul edilebilir bir şey değil. Biz bu meseleye çare bulmak zorundaydık” dedi.
“2011 yılı planları ile bunu yapmak mümkün değildi”
Göreve geldikleri günden bu yana 2011 yılında çıkan planla ilgili çalıştıklarını kaydeden Başkan Soyer, “2011 yılında çıkan plan neredeyse yüzde 76’lar civarında zayiat veren ve mutabakat sağlama imkanı ortaya çıkarmayan bir tabloydu. 200 metrekare arsanız var ve bununla ilgili inşaat hakkınız 20-30 metrelerde bitiyor. Herhangi bir şey yapılmasına imkan yoktu. Sakıncalı alanlar ve Maliye Hazinesi’nin 109 dönümlük arazisi üzerinde çalışılarak zayiat oranını yüzde 45’lere çekmek mümkün. Bu siyasi bir mesele değil, bu teknik bir mesele. Size 'hükümete, bakanlığa gidelim, rezerv alan ilan etsinler' denebilir. Bütün samimiyetimle söylemek istiyorum. 40 kurumdan görüş alınması gerekiyordu, geçen 3 yıl içinde bunun 37’sini tamamladık. Diğerleri de alınacak ve bu iş bitecek. 40 kurumun da olumlu görüşünü almış olarak bir yola çıkıyoruz. Bu hikâyede sonuna kadar sizin yanınızda yer alacağım. Hakkınızı hiç kimsenin gasp etmesine izin vermeyeceğim ” dedi.
Konutları belediye yapacak
Tapu sahibi olanlar ve olmayanlar ile ilgili de çalışmaların sürdüğünü açıklayan Başkan Soyer, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Elinde makbuz olanlarla ilgili ayrıca bir çalışma yapacağız. Çünkü bu tamamen siyasi bir çalışma. İzmir milletvekillerinden, hükümetten, bakanlıktan hepsinden talep edeceğiz. Acil bir yasal düzenleme yapılması lazım. Bu çok elzem bir çözüm gerektiren bir mesele. Çünkü mevcut yasal düzenleme içinde buna çözüm getirilmesi mümkün değil. Bu siyasi bir iş. Ama planlama meselesi siyasi bir mesele değil. Burada sonuna geldik. Biz üç aşağı beş yukarı şunu da söyleyeyim; biz Ağustos veya Eylül ayı içinde planımızı meclise getirmiş olacağız. Ve bu yıl içinde, 2023 yılı bitmeden de mutlaka orada imalatla ilgili ilk adımı atmış olacağız. Ne demek imalat? Her bir parsel sahibine bir konut yapacağız. 'Konut hakkı vereceğiz' demiyorum. Konut yapacağız. Belediye şirketiyle, kamu eliyle yapacağız, bir müteahhit pazarlığıyla sizi baş başa bırakmadan belediyenin yüzde 1 karla imalat yapacağı konutlarla sizi buluşturacağız.”
“50 senedir kimsenin yapmadığı bir şeyi yapıyoruz”
En küçük parsel sahibinin dahi konuta kavuşacağını ifade eden Soyer, “Biz bunu dert edindik. 50 senedir kimsenin yapmadığı bir şeyi yapıyoruz. Olabildiğince sizin mağduriyetinizi ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. Burada maksimum emek harcadığımızı ve gayret gösterdiğimizi bilmenizi istiyorum. Hiçbir şey beklemeksizin, siyasi hesap olmaksızın bunu söylüyorum. Sadece bu memlekette yaşayan bir İzmirli olarak ve vicdan sahibi bir insan olarak bunu söylüyorum. Yaşadığınız mağduriyet bizim vicdanımızı sızlattığı için buradayım. Ve 4 senedir de buna emek veriyoruz” şeklinde konuştu.
Kooperatifçilik modeli
Depremden sonra uygulanan kooperatifçilik modelini örnek gösteren ve burada da bu modeli uygulamak istediklerini söyleyen Başkan Soyer, “Adeta her vatandaş kendi evinin müteahhidi oldu. Sizi müteahhitlerle baş başa bırakmak, pazarlık edecek noktaya getirmek istemiyoruz. Bu bizim tercihimiz. Siz başka bir şeyi tercih edebilirsiniz, buna saygı duyarım. Yaklaşık bin kişinin burada olduğu bir toplantı. 50 yılın birikimi var. 50 yıldır hakkınız gasp edildi. Biz büyük bir iyi niyetle yaptığımız çalışmayı sizlerle paylaşmak istiyoruz. Hem Balçova Belediyemiz hem biz emrinize amadeyiz. Bir daha söylüyorum; Ağustos, Eylül ayı içinde meclise getireceğiz, geçireceğiz. 50 yılın meselesini bu sene içinde çözeceğiz. Eksik kalabilir, beğenmediğiniz bir şey olabilir, bunları da gidermek için ne gerekiyorsa yapacağız” dedi.
“Ortak aklın savunucularıyız”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile birlikte konu ile ilgili 2019 yılından itibaren çalışmalara başladıklarını belirten Balçova Belediye Başkanı Fatma Çalkaya, “Hepimiz hak mücadelesi için buradayız. 50 yıldır bir hak mağduriyeti var ve bunu çözmek için bir araya geldik. 2011 yılında yapılan bir plan uygulanamamış ve uygulanması mümkün değil. Plan revizyonunun yapılması gerekiyor. Ortak aklın savunucularıyız. Tunç Başkanımızla Halk Konut örneğini burada yapmak istedik. Gelinen nokta; herkese bir daire verilecek bir plan” diye konuştu.
Teknik ve yasal bilgilendirme
İzmir Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanı Yağmur Han Şenel, teknik bir sunum yaparak katılımcıları bilgilendirdi.
Balçova Arsa Mağdurları olarak bilinen grubun avukatlığını üstlenen Mustafa Kemal Turan da yeni sürecin önemine dikkat çekerek 2011’de hazırlanan planı eleştirdi ve alan ile ilgili ilk defa plan yapıldığını hatırlattı. Balçova Arsa Mağdurlarının Sesi Derneği (BAMSES) Başkanı Koral Özdemir ise yasalardan örnekler vererek süreci özetledi.
Süreçte yaşananlar
Balçova arsaları olarak bilinen bölge 1943 yılında yapılan tesis kadastrosu sonucunda 2.859.124 metrekare alanı kapsıyor. 1970'li yılların başında Balçova Belediye Başkanlığı tarafından bu alanda taşınmaz satışları gerçekleştirildi. Bu kapsamda değişik yıllarda yapılan uygulama işlemleri sonucunda güncel kadastral doku oluştu. Ancak bu süreçte satışı yapılan taşınmazların sadece bir kısmının tapu tescil işlemleri tamamlandı.
2019 ve 2020 yıllarında Balçova Arsa Mağdurlarından tapusu olmayanlara ilişkin olarak hak sahipliliği ve içeriğinin belirlenmesine yönelik çalışmalarının yapılması amacıyla Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü koordinasyonunda bir komisyon kuruldu. Söz konusu komisyona İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Balçova Belediye Başkanlığı, İzmir Milli Emlak Dairesi Başkanlığı, Balçova Tapu Müdürlüğü, İzmir Kadastro Müdürlüğü katıldı.
Söz konusu komisyon tarafından gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda; tapu sahibi vatandaşlara ilişkin İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Balçova Belediyesi tarafından koordinasyonlu olarak imar planının zayiat oranlarını, yasal orana düşürmeye yönelik çalışmalar sürdürüldü. Tapusu olmayan vatandaşlara ilişkin ise mülkiyet hakkının verilebilmesine yönelik yasal düzenlemelerinin yapılarak tamamlanmasının ardından çalışma yapılabilecek.