GERÇEKİZMİR - Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, gazeteciler Sercan Avcı ve Mehmet İşler’e konuştu. Pandemi süreci, belediye faaliyetleri, kentle ilgili çalışmalar, kentsel dönüşüm projeleri üzerinden geniş yelpazede açıklamalar yapan Belediye Başkan Batur siyasi gündeme de değindi.
Olağanüstü salgın sürecindeki hizmet faaliyetlerini ‘kriz belediyeciliği’ çatısı altında özetleyen Başkan Batur, Basmane Çukuru, Kültürpark Projesi, imar planları, tarihi projeler için gerçekleşen kamulaştırmalar konularında da bilgiler verdi.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) iç yarışları, geride kalan kongre süreçleri noktasında açıklamalar yapan Batur, ekip anlayışına, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile ilişkisine dair net ifadeler kullandı.
Geride kalan yerel seçimlerde Büyükşehir Belediyesi yarışında öne çıkması ve yeni süreçte izleyeceği yol haritası için gelen soruyu da yanıtlayan Batur, çarpıcı açıklamalara imza attı.
Batur ayrıca, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel ve Parti Meclisi (PM) Üyesi ve İzmir Milletvekili Ednan Arslan için de flaş çıkışlarda bulundu.
KRİZ BELEDİYECİLİĞİ VURGUSU!
Gerçekizmir: Dünya bir pandemi sürecinden geçiyor… Kentte en uzun süredir yerel yönetici olarak görev yapan başkan sizsiniz. Pandemi belediyecilik açısından siz ne öğretti, ne gösterdi?
Abdül Batur: Dünyanın başına gelmiş en büyük felaket diye bakıyoruz. Bu felaketten ülkemiz de etkilendi. Geçen sene 11 Mart’ta ilk vaka ilan edilmişti. Bu süreçte özellikle sağlığın ne kadar önemli olduğunu herkese anlatan bir mesaj oldu. Yaşam biçimlerimizin yeniden şekillendiği bir dönem oldu. Sevdiklerimizle tam buluşamadık, çocuklarımızla bir araya gelemedik. Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımız ‘kriz belediyeciliği’ diyor. Gerçekten kriz belediyeciliğini uygulama önümüze geldi.
GERÇEKİZMİR: Belediye olarak siz bu süreçte neler yaptınız?
Abdül Batur: 11 Mart’tan 1 Haziran’a kadar tamamen pandemi süreci yaşandı. Pandemiden etkilenen vatandaşa gerek sosyal yardım gerek esnafa yardım kurumlara yardım ve hijyen konusunda belediyeler ellerinden geleni yaptılar. Özellikle Büyükşehir Belediyemiz başta olmak üzere yapılan kampanyalar, askıda faturalar, yeni yeni bulduğumuz olaylar bunlar. Vatandaşa ulaşma noktasına yapıldı. Biz de bu süreçte gerekenleri yaptık. En büyük sıkıntı esnafımızda var. Esnafımızla ilgili bazı çalışmalar yaptık. Bakkallar Odası ile ilgili esnaf birliği koordinesinde ‘ne yapabiliriz’ dedik. Erzak yardımı yaptık. Dezenfektasyon taleplerinin hepsini karşıladık. Mağdur vatandaşlarımıza zaten yapılan erzak programı vardı. Aşevimizi çalıştırdık. Özellikle yoksul ve sıkıntılı vatandaşlarımıza ulaştık. Uzun süre kepenk açamayan 2 bin 650’ye yakın restoran, lokanta türü esnafından pandemi başladığından bu yana hiç işgaliye almıyoruz. Açtıkları süre içinde de katkı olsun diye almadık. Konak Belediyesi için büyük bir rakam, 3-4 milyon civarında… Müzisyenler var. En büyük sıkıntılı gruplardan bir tanesi. Onların evlerine erzak paketleri dağıttık. Berberler, kuaförler açıldığında hijyen kiti dağıttık, dezenfektasyonlarını yaptık. Kahvehaneler çok önemli. Bin koli destek dağıtmıştık. Geçtiğimiz mecliste de maddi yardım kararı aldık.
ARKADAŞLARDA SİYASİ BİR AKIL TUTULMASI OLDU
Gerçekizmir: Kahvehanelere destek kararı çok ses getirdi… AK Parti’nin meclisteki tavrı tartışma konusu oldu. Tartışmaları nasıl yorumluyorsunuz?
Abdül Batur: Bence siyasi bir akıl tutulması oldu Adalet ve Kalkınma Partili meclis üyesi arkadaşlarda! Çünkü biz Konak’ta kararları hep oy birliğiyle geçiririz. Bakın yüzde 99’u oy birliğiyledir. Planlarımız, kente değer katan çalışmalarımız… Orada bir çekinceleri oluştu. Zimmet çıkacak dediler. Belediye başkanlığı, meclis üyeliği kolay bir olay değil ki. Zimmet de çıkacak. Biz pandemide kahveciye, esnafa yardım ettik diye bize müfettiş gelecekse biz onun cevabını verir. Bize zimmet çıkarırlarsa onun politikasını da yaparız. Bu esnafa masumane yapılan bir de sembolik bir yardım. 350 lirayla kahveci bir şey mi yapacak? Onlara yardım ettik. Bu bölgedeki otel ve konaklama tesislerine yardım ediyoruz. Bakkallar Odası ile bir kampanya yaptık. Veresiye defterlerinin kapatılması için çalıştık. Özellikle sırt bölgelerdeki mahallelerde 400 bin liralık veresiye defterlerini biz kapatmadık, vatandaş kapattı. Askıda fatura gibi yaptık. Komşun gülsün esnafın yaşasın kampanyası… Bu ülkede o kadar duyarlı insanlar var ki, ondan zaten ayakta kalıyoruz herhalde. Denizli’den, Manisa’dan, kentin içinden, her yerinden yardım yağdı. Eczanelerde aynı şeyi yaptık. Kemeraltı’na çok önem veriyoruz, çünkü sıkıntı var. Oradaki esnaf birliğiyle çalışma yürüttük. Şoför ve taksici esnafıyla bu sürede devamlı beraberdik. Esnafı ayakta tutmaya çalışıyoruz ama sırf bizim, Büyükşehir Belediyesi’nin gayretiyle olacak şey değil. Esnafın çarkının dönmesi demek ülkede ekonominin çarkının yeniden harekete geçmesi demektir. Görüyoruz mitingler oluyor. ‘Ne güzel bu pandemi sürecinde salonu doldurmuşsunuz’ deniyor. AVM’ler ağzına kadar dolu. Esnafta da bir formül bulunabilir. HES koduyla lokantaya girilecek. Öncelikle onların harekete geçmesi lazım… Sınırlı sayıda müşteriyle bu iş çözülebilir. Artık bitti yani. Nefes alamıyorlar. Konak’ta dükkanlar, iş yerleri kapanıyor. Bu sıkıntılı bir süreç. Aşılama bu ay içinde etkili olursa, Sağlık Bakanlığı da kentlerin kendi karar vermesine döndü. Vaka sayısına göre ilerleyecek. Belki toparlanır.
RİZE’DE AFET, İZMİR’DE ALTYAPI YETERSİZLİĞİ OLUYOR!
Gerçekizmir: Pandemi dışında İzmir’de doğal afetler yaşandı. Yangın, deprem, tsunami, sel.... Altyapı eleştirileri ve belediyelerin yeterli refleksi gösteremediğine yönelik eleştiriler oldu…
Abdül Batur: Felaket üzerinden siyaset yapmak çok doğru bir yöntem değil. Felaket, afet diyoruz. Rize’de afet oluyor İzmir’de altyapı yetersizliği oluyor! Böyle bir kıyas olur mu? Şu anda yaşadıklarımız küresel ısınma ve iklim değişikliğidir. Bundan sonra bunları göreceğiz demek ki. Artık dünyadaki iklim değişikliği bizim ülkemizi etkileyen safhaya da geldi. Hortum, tsunami, deprem, yangın, pandemi dönemi… Hiç görmediğimiz şeyler. Bu dönem belediyeler, başta Büyükşehir Belediyemiz olmak üzere, ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Biz de yapıyoruz. Daha önce felakete alışmış bir durumumuz yoktu ama arka arkaya gelen bu felaketlerden ders çıkararak daha iyi organize olmaya başladık. Hızlı müdahale şansımız var. Geçtiğimiz haftalarda sel oldu. Sabah 07:00’de Büyükşehir ekipleri de Konak Belediyesi ekipleri de oradaydı. Anında refleks gösterebilen bir kriz belediyeciliğini yakaladık bence. O da bizim için avantaj diye düşünüyorum. Diğer kurumlarla, yereldeki dinamiklerle deprem öncesi deprem sonrası yapılacaklarla ilgili afet hazırlığı da başladı. Herkes daha ciddi yaklaşıyor. Gördük çünkü. 30 Ekim’İ, geçtiğimiz hafta 1 Şubat’ı yaşadık. Bundan sonra böyle olacak, buna alışmamız lazım. Afet olunca sadece İzmir için değil. Geçenlerde Almanya’da gördük. Almanya’da herkes botlarla geziyordu. Orada altyapı yok mu? Belki de dünyanın en iyi altyapılarından biri var. Ama afet olduğu zaman altyapı dayanamıyor. Çünkü doğa. Doğanın karşısında durmak çok zor…
BELEDİYELERİN KURUMLARA OLAN BORÇLARI 2 YIL ÖTELENMELİ!
Gerçekizmir: Tüm bu süreçler özellikle pandemi bütçe gerçeğini de ortaya koyuyor. Siz bir yerel yönetici olarak süreci bütçe anlamında nasıl götüreceksiniz? Belediye başkanları bu konuda sıkıntılarını dile getiriyor. Çözüm nedir?
Abdül Batur: 11 Mart’ta pandemi açıklandı, tüm belediyeler ‘kontağı kapatıyoruz’ dedik. Vitesi boşa aldık. 1 Haziran’dan sonra biz Konak Belediyesi olarak yatırımlarımıza, projelerimize devam ettik. Şimdi de ediyoruz. Pandemi sürecinde belediyelere yük bindi. Dezenfektasyon, yardımlar gibi durumlarla giderle 2-3 katına çıktı. Sahada çalışan işçilerimizin mesaisi falan da konulup alt alta toplanınca bayağı çok tutuyor. Maske var, dünya para. Pazar yerlerinde vatandaşa maske dağıttık, kurumlara dağıttık, halen daha dağıtıyoruz. Türkiye Belediyeler Birliği’nde yönetimdeyim. Orada hep konuşuyoruz; belediye gelirleri yasası… 22 senedir yapıyorum ben bu işi, belediye gelirleri yasası hep gelir, bir türlü kanun şekline gelmez. Bu arada 20 yıl içinde kaç tane belediye yasası değişti. Hepsinde belediyelerin görevleri, yetkileri, sorumlulukları ve bütçe sorumluluğu arttı. Ama gelirlerle ilgili hiçbir şey yapılmadı. Çoğu belediyenin kurumlara borcu var. Kesinti yüzde 40’tan fazla olamıyor. Bunu yüzde 50’ye çıkardılar. Yüzde 25 kesilen belediyeyi de yüzde 50’ye çıkardılar. Bizim bu süreçte talebimiz şu; tüm belediyelerin vergi, SSK borcu, kurumlara borçlarını 2 sene ötelesinler. Nefes alalım. Geçtiğimiz encümen toplantısında da söyledim. Kıyı Ege Belediyeler Birliği olarak da talebimizi ilettim. Tam aksi yapılıyor. Şimdi Çeşme… Orada yaz nüfusu kış nüfusu vardı. Pandemi sürecinde kış ve yaz aynı oldu. Şu anda Çeşme’de 250 bin kişi yaşıyor. Kaç nüfusa göre pay alıyor İller Bankası’ndan? 46 bin kişiye göre. 46 bin kişiye göre tahakkuku yapılıyor, ona göre pay alıyor ama 250 bin kişiye hizmet veriyor. Özellikle bu belediyelerin korunması lazım… Pandemi bitene kadar bu belediyelerden kesintiler yapılmamalı. En azından küçük bir damla olur.
Gerçekizmir: Sizce bürokratik bir engel mi yoksa siyasi bir manevra mı var?
Abdül Batur: Siyasi… Ülkedeki ekonomik sıkıntının hepsi bize yansıyor.
YEPYENİ BİR KONAK OLACAK!
Gerçekizmir: Kentsel dönüşüm çalışmaları hangi aşamada? Nasıl bir Konak göreceğiz?
Abdül Batur: Kentsel dönüşüm zaten Konak için bizim de yola çıktığımızda en fazla önem verdiğimiz olaydı. Birinci önceliğimiz. Konak geçmişten bu yana böyle bir beklenti içinde. Seçim sürecinde de vatandaşlarımız önümüze geçti. Özellikle Gültepe, Beştepeler bölgelerinin dönüşümü, değişimi için, ‘Bir şeyler yapacak mısınız? Narlıdere gibi yapacak mısınız?’ dediler. Beklenti var. İlk işimiz Gültepe oldu. 300 hektarlık bir alan, 14 mahalleyi kapsıyor. Bununla ilgili planlama çalışmalarını bitirdik. Planlamayı yaparken sadece bina dikmek değil, sosyal donatı alanı, yeşil alanı, yaşayacak vatandaşın da sosyal düzeyini belli bir noktaya getirmek için planlar hazırladık. Hızlı bir süreç yaşadık. Konak Belediyesi imar bölümünde çok tecrübeli arkadaşlar var, ben sadece hızlandırdım. Her gün takip ettik, arkadaşların ellerine sağlık. Hem bizim meclisimizden hem de Büyükşehir’den oy birliğiyle geçti. Askıdan indik. İtirazlar oldu. ‘Benim yerim yolda, yeşil alanda’ gibi itirazlar oldu. Parselasyon planında yeşil alanda olanların en yakın imar adasında hissesi olacak. Asıl 7-8 ay sonra askıya çıktığımızda net bir şey görülecek. Bu işi yaparken de şeffaf olmaya çalışıyoruz. Konak Belediyesi’nde ilk defa hazırlanan imar planları mahalleye taşındı. Mahallelerde askıya çıktık. Web sayfasında herkes planı gördü. Parselasyon planından sonra asıl iş başlayacak. Yılbaşına kadar sözleşmelere başlamış olacağız. Belediye olarak vatandaşla sözleşmeyi biz yapacağız. Başka hiçbir kurum, müteahhit gibi şeylerle işi yok. Gültepe planları böyle devam ederken Beştepeler’i de bitirdik. 200 hektarlık bir alan. Yeşildere Caddesi’nde maskın karşısındaki alan. Cicipark’a kadar uzanan bir alan ve 14 mahalleyi kapsayan bir alan. Güzel bir çalışma oldu, heyecan verici bir çalışma. Görünce herkes anlayacak. Kent mobilyası olarak da yeni yeni şeyler denedik. Maskın tam karşısındaki alanı düşünün, en düşük kotlu yeri düşünün, en yüksek alana füniküler hattı yaptık. Hollanda’da ve diğer ülkelerde görülmüştür. Vatandaşın buradan bindireceğiz ve yukarıdaki alanlara taşıyacağız. O bölgeyi değerlendirecek bir çalışma oldu. Mart ayında geçiriyoruz. Şu anda Gürçeşme planları hazırlanıyor. Bu arada da sondaj çalışmalarına başladığımız Yenişehir-Hilal ve Mersinli’ye kadar ters L şeklindeki alanı da bitirdik mi kentin anayasası belli olur. Yepyeni bir Konak olacak. Zaten Büyükşehir’in de Konak içinde yaptığı dönüşüm alışmaları var. Bir tanesi Ege Mahallesi, Ballıkuyu, Yeşildere var. Yeşildere için çok güzel bir proje yarışması yapıldı. O proje hayata geçtiğinde kentin çehresi değişecek.
3-5 DÖNEM DAHA YAPMAMIZ LAZIM
Gerçekizmir: Bu söyledikleriniz kaç yılda hayata geçecek? Konak’taki ikinci döneminizde mi olacak?
Abdül Batur: (Gülerek) 3-5 dönem daha yapmamız lazım.
Gerçekizmir: Keşke Konak’a daha önce gelseydim dediğiniz oldu mu?
Abdül Batur: Konak bana heyecan verdi. Yeniden bir motivasyon oldu. Heyecanımı arkadaşlarım görüyor. Sahadayız, bir şeyler üretmek çabasındayız. Konak’ı zaten İZBETON döneminden de biliyorum. Ben çok eskiyen, eskimiş bir Konak buldum. Sadece tarihi ve binaları olarak değil. Konak’ın bina envanterine bakarsanız, gerçekten bitik. Depremden sonra binayı değiştirelim, bir yere taşınalım dedik. 2000 yılından sonra yapılan bina bulamadık. 3-5 tane iş hanı var, o kadar. Bir değişime, dönüşüme Konak’ın ihtiyacı var.
Gerçekizmir: Geç kalınmışlık mı var?
Abdül Batur: Biraz geç kalınmış tabii. Daha önceden biraz başlasaydı… Kentin en önemli merkezi burası, kalbi... Gündüz nüfus 1 buçuk milyonu buluyor. Onun için özellikle 30 Ekim’den sonra bu şart oldu. Sırf Konak için değil kentin her tarafında başlamamız lazım.
BELEDİYECİLİK KANIMIZA İŞLEMİŞ
Gerçekizmir: Belediye binasında yıkıma geçildi, yeni binanın yapım sürecinde belediye nerede hizmet verecek?
Abdül Batur: 4-5 tane binada şu an hizmet veriyoruz. Yağhaneler’deki teknik bölüm var. Müdürlüklerin olduğu kısım var. Mali hizmetleri Selahattin Akçiçek Salonu’na aldık. Vatandaşımız daha rahat ulaşsın diye. Ruhsat ve diğer müdürlükler şu anda eski binada. Benim oturduğum, eski binada herhangi bir şey yok. Belki biraz bazı kolonlarda güçlendirme yapabiliriz. Sıkıntımız yok. Türkan Saylan Salonu’nda kültür müdürlüklerini alacağız. Asıl hedefimiz; hepsini tek yerde toplamak. Kente yakışır bir şey yapmak. 2 tane parseli de belediye hizmet alanı yapmıştık. Geçtiğimiz günlerde de kamulaştırmayı bitirdik. Bir taraftan yıkım bir taraftan projeleri hazırlıyoruz. 6 ay sonra kazmayı vururuz. Yıllardır çözülemeyen sorunları çözeceğiz. Bizim işimiz bu, sorun çözmeye geldik. Belediyecilik kanımıza işlemiş. Heyecan veriyor. Ben geldiğimde 33 müdür arkadaşımız vardı. 3 arkadaşla yolları ayırdık, diğerleriyle devam ediyoruz. Başkan yardımcılarıyla aynen devam ediyoruz, sıkıntı yok.
HER BELEDİYE BAŞKANI BİR ÇİVİ ÇAKMIŞ
Gerçekizmir: Bu tercihin sebebi nedir? Belediye başkanlarının geldikten sonra her şeyi değiştirdiğine şahit oluyoruz.
Abdül Batur: Biz sosyal demokrat görüşteki, aynı partidaşımız olan arkadaştan görevi devraldık. Onun da kendine göre projeleri vardı. Bazı noktalarda yaptıklarından yararlandık. Sema Hanım’a teşekkür ediyorum. Sadece Sema Hanım’a değil, ondan önceki de bütün belediye başkanlarına teşekkür etmek lazım. Her belediye başkanı bir çivi çakmış, bir hizmeti yerine getirmiş. Konak Belediyesi’nin zaten eskiden beri oturmuş bir kadrosu vardır. Fazla oynamaya gerek yok. Mühim olan, arkadaşları aktif hale getirdik. Benim heyecanımı onlara aktardık, böyle devam ettik.
VALİ BEY’E TEŞEKKÜR EDİYORUM
Gerçekizmir: Konak kentin kalbi… Sizin seçim vaatleriniz arasında öne çıkan kentsel dönüşüm ve tarihi noktaları öne çıkarmaktı. Tarihi noktalar için turizm için ne gibi çalışmalar yapılıyor.
Abdül Batur: Basmane, Agora ve Kemeraltı altın üçgen. Her taraftan tarih fışkırıyor. Her köşesinde tarih var. Özellikle Kemeraltı noktasında hem Büyükşehir Belediyemiz hem Kemeraltı Esnaf Derneğimiz hem TARKEM var. Hep birlikte güzel işler yapmaya çalışıyoruz. Kıllıoğlu Hamamı ve bir binada kamulaştırma yaptık. İkisinin de restorasyonuna başladık. Bir tanesinin kültür merkezi diğerini semt merkezi yapacağız. İkiçeşmelik var, ismi veriliyor ama çeşme yok. Üstünde gecekondular var, onları kamulaştırdık. Yıktık, çalışmaya başlayacağız tarihi eserler çıktı, müze bakıyor. İstiklal Okulu var, gençlere dönük inovasyon merkezi yapıyoruz. Roman Kültür Merkezi var Hilal’de, Nisan başında tamamlanıyor. Kurslar açacağız. Kemer istasyonunu aldık ve boş durmadık. Konak Belediyesi gençlik destek merkezi için harekete geçtik. Nedir? O bölgenin en büyük sıkıntısı uyuşturucu… İstihdam, eğitim sıkıntıları var. Sağlık müdürlüğümüz, emniyetteki narkotik bölümü ve biz hep birlikte çalışma yapacağız. Pandemiden sonra yapacağız. Mimarlarla toplanıyoruz, hangar binasında mimarlık mesleğini gençlere sevdirecek bir çalışma yapıyoruz. Çok güzel bir mekan yapacağız. Heyecanlıyız. Alanyalı Konak restorasyonunu bitirdik. Tunç Başkan ile gezdik. Kurtuluş Müzesi yapacağız. 2023’e yetiştireceğiz. Vali Bey’e de teşekkür ederiz. Yaptığımız her proje için katkı sunuyorlar. Meclis binası da Anıtlar Kurulu’ndan onaylandı. Yeni binaya yapacağız. Küçük havagazı orası. Sergi salonları, toplantıların yapılacağı çok güzel bir mekan. İçi harika taş bir bina. Sokak zaten sanat sokağı olacak. Yaşar Grubu da o binaları müze olarak yapıyor. Sokağı da tanzim edeceğiz.
KÜLTÜRPARK PROJESİ DOĞRU, HERKESİ MEMNUN ETMEK ZOR, DUVARLAR YIKILABİLİR!
Gerçekizmir: İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yeniden hazırladığı bir Kültürpark planları var. Mecliste kabul edildi. Direkt sorunun muhatabı siz değilsiniz ama Konak sınırları içinde kalan önemli bir yer. Siz planları ve tartışmaları nasıl buluyorsunuz? Sizce nasıl bir Kültürpark olmalı?
Abdül Batur: Hazırlanan projede bir kere bina olarak mevcudun eksiltildiğini görüyorsunuz. Özellikle beton olarak duran alanlarda holler var. 60 bin metrekareden 12 bin metrekareye düşüyor. En fazla tartışılan konu buydu zaten. Celal Atik Spor Salonu ve fuar içinde nostaljisi olan eski binalar var. Fuarda bir anımız vardır, gazinolardan birine gitmişizdir. Fuarın tarihi misyonunu da korumak lazım. Bu doğru bir karardı. Ama herkesi memnun etmek çok zor. Büyükşehir Belediyesi’nden büyük bir uzlaşıyla, odalarımızın da katkısı ve onayıyla geçti. Konsensüsle geçti.
Gerçekizmir: Siz bu konsensüste var mıydınız? Masada oldunuz mu?
Abdül Batur: Hayır ben yoktum. Biz Konak Belediyesi olarak yoktuk ama projeyi takip ettik. Bize de sunum yapıldı. Neticede karar doğru bir karar, mimar olarak söylüyorum. Daha iyisi olabilir miydi? Belki binaları biraz daha azaltabilirsek daha iyi olabilir. Binaların ortadan kalkmasıyla daha iyi, nefes alınabilir olacak. Kentin en önemli merkezlerinden bir tanesi…
Gerçekizmir: Her dönem duvarlar yıkılmalı, yıkılmamalı tartışması oluyor. Siz bu konuyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Abdül Batur: Yıkılabilir. Neden yıkılabilir? Özgürlük diyoruz, insanlar özgürce yaşasın diyoruz. Bu sembol bir hareket olabilir. İzmir’den böyle bir mesaj verilebilir. Güzel bir mesaj olur, İzmir’in mesajı olur. Ben bu konuda olumlu bakıyorum.
‘GRUŞÇU’NUN KARŞISINDA BAŞKA BİRİNİ DESTEKLERSEM AYNAYA BAKAMAM’ DEMİŞTİM, AHDE VEFA OLACAK!
Gerçekizmir: Geçmiş dönemlerde Konak meclislerinde CHP içinde ‘çatlak’ görmeye alışmıştık. Krizler oluyordu, 2 yıldır böyle bir şey yok.
Abdül Batur: (Araya girerek ve gülerek) Tahtaya vurun…
Gerçekizmir: Bunun sırrı nedir? Konak geçmiş yıllarda çeşitli grupların olduğu bir ilçeydi. Bu dönemde kamuoyuna yansıyan parti içi kriz, çatlak yok. Bir de ilçedeki AK Parti ve MHP’den oluşan muhalefeti nasıl buluyorsunuz?
Abdül Batur: Önce kendi partimizle olan ilişkileri anlatayım. Birincisi; Konak’a atandığımızda, Konak’ta çok hareketli olan ve parti içi muhalefetin oluştuğu, muhalif grupların olduğu bir anlayış vardı. Özellikle geldiğimizde İlçe Başkanımız Çağru Gruşçu ile oturduk. Narlıdere’den gelen siyasi bir geleneğimiz var bizim. Ben hep örgütle beraber çalıştım. Örgütü kırmadım. CHP ilçe ve il örgütüyle hep uyumlu, ılımlı oldum. Zaten vatandaş onu gördüğü zaman iyi oluyor. Kavgalı eve kız verilmez! Vatandaş bunu gördüğü zaman seninle beraber olur. Çağrı Başkan’a da teşekkür ederim. Bizi bağrına bastı. Örgüt ve ilçe başkanım… Sahada beraber basmadık yer bırakmadık. 5 dakika yanımdan ayrılmadı. Kadın kollarımız, gençlik kollarımız öyle. Meclis üyelerimizin çoğunu da tanımıyordum, burada tanıştık. Onlar bizi tanıdı, biz onları tanıdık. Örgütle beraber, örgütü bilgilendirerek çalışmalarımızı yürütüyoruz her konuda. Örgütün sıkıntısı olduğunda bir ağabey, belediye başkanı olarak hep onların yanında olmaya çalışıyoruz. İlçe kongresini yaşadık. Kongre öncesi çıktım, ‘ben Çağrı’nın karşısına çıkarsam veya başka bir adayı desteklersem aynaya bakamam’ dedim. Doğrusu bu. Ahde vefa olacak biraz. Bir ilçe başkanı belediye başkanıyla sahada omuz omuza çalışmış, uyumlu, birlikte çalışmış, ben onun yanında olmazsam yazık.
Gerçekizmir: Anladığımız siz aslında kriz ortamının oluşmasına en baştan izin vermiyorsunuz....
Abdül Batur: Kriz olursa da olur. Masada oturur konuşursunuz. Ben her şeye açığım. Meclis üyesi arkadaşlarıma da teşekkür ediyorum. Bazı arkadaşlar diğer arkadaşı destekledi. Pazartesi günü hiçbir şey olmamış gibi çalışmalarımıza devam ettik. Bir rövanş oluşmadı. Partide yine muhalefet vardır belki ama ben herkese aynı mesafede ve içtenlikle yaklaşıyorum. Parti içindeki arkadaşlarımıza kucağımızı açtık. O şöyle bu böyle diye bir şey yok. Büyümemiz lazım. AK Partili, MHP’li, İYİ Partili meclis üyesi arkadaşlarımızın da yüzde 99’uyla oy birliğiyle geçiyor kararlarımız. En önemlisi Gültepe planlarıydı, oy birliğiyle geçmesi kamuoyuna verilen mesaj açısından da çok önemliydi. Mesela; bakanlıklardan tahsisler aldık. Bir tanesi; Aydın Erten Rekreasyon Alanı, Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan alındı. Yıllardır alınamamıştı. Kemer tren istasyonu ve yanındaki hangar binasının tahsisini aldık. Hepsini AK Partili meclis üyesi arkadaşların desteğiyle aldık. Teşekkür ediyorum. Geçen günkü olayı (kahveci esnafına yardım üzerinden yaşanan tartışma) fazla büyütmeye gerek yok. O anda karar verme noktasında belki siyasi bir sıkıntı yaşadılar. Bundan sonra yine aynı anlayışla devam edeceğiz.
SADECE PARTİNİN DEĞİL, ÜLKENİN DE KEMAL KILIÇDAROĞLU’NA İHTİYACI VAR
Gerçekizmir: Olağanüstü kurultay için imza toplama sürecinde, 2018’de Genel Merkez için yazılı açıklama yaparak net tavır koyan 2 belediye başkanı vardı. Biri Tunç Soyer biri Abdül Batur… Net olarak değişim hareketine karşı olduğunuzu söylediniz. 2 yıl geçti ve Muharrem İnce partiden istifa etti, yeni parti kuruyor. Süreci nasıl yorumlarsınız? CHP’den kopuşlar bekliyor musunuz?
Abdül Batur: Muharrem Bey zaten cumhurbaşkanı adaylık süreci ve seçim bittikten sonra maalesef bu süreçleri iyi yönetemedi. Seçim gecesinden bu yana grafiğinde düşüş var. Genel başkanın danışmanı olacağım dedi, ilk kongrede rakip oldu. Özel toplantıda konuşulanları medyada paylaştı. Artık partide bir kopuş noktasına geldiğini herkes biliyordu. Ama yaptığı açıklamada nezaketin daha iyi bir noktada olmasını beklerdim. Çok tecrübeli, partiye yıllarca hizmet etmiş, 42 senelik partili, ‘tabela partisi oldu’ dememeliydi. En büyük sıkıntı bence cümleydi. Bu tabela partisi Muharrem Bey’i 2018’de cumhurbaşkanı adayı yaptı. Hiçbir partide böyle bir şey olmaz. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, kendisine rakip olan arkadaşın elini kaldırdı, cumhurbaşkanı adayımız dedi. Var mı böyle bir şey? Bundan sonraki süreçte ittifakların önde olduğu seçimler olacak. Artık model bu… 50 artı 1’i alan bu işi bitirecek. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu da bu ittifakların bir arada olması adına hakikaten ehil bir noktada. Bunu kime başaramaz. Sadece partinin değil, ülkenin de Kemal Kılıçdaroğlu’na ihtiyacı var. Muharrem Bey’in partiye zarar vereceğini düşünmüyorum. Muharrem Bey açıkladı, Cumhur İttifakı’na gitmeyeceğim dedi. Onu zaman içinde göreceğiz. Cumhur İttifakı’na oy vermediği sürece, taban Millet İttifakı’nın ortaya çıkardığı ikinci turdaki adayına verecektir. Ben öyle bakıyorum. İzmir’de de Türkiye’de de etkisi olacağını zannetmiyorum.
TMSF BASMANE ÇUKURU İÇİN KULAĞININ ÜZERİNE YATMIŞ!
Gerçekizmir: Utanç olarak görülen bir Basmane Çukuru var. Akıbeti ne olacak?
Abdül Batur: Basmane Çukuru için biz de, Tunç Başkan da uğraşıyoruz. Özellikle Tunç Başkan çok gayret sarf ediyor. Onu buradan söylemem gerekir. Özellikle depremden sonra TMSF’ye teklifler götürdü başkan. ‘Burayı İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne verin, biz belediye binamızı yapalım, size de kentin içinde Büyükşehir’e ait başka bir alan gösterelim’ dedi. Kasım ayının ilk haftalarından beri maalesef bir cevap yok. Şu çukurun buradan artık kalkması lazım! TMSF kulağının üzerine yatmış. Yani burada imar konusunda da bir uzlaşıya ihtiyaç var. Yüksekliği de Hilton diyoruz ya, bizim ölçümüz şu an o. Onu geçmeyecek, kentin silüetini bozmayacak bir çalışma yapmak lazım. Öyle bir çalışma da yapılabilir. Ama karşılıklı bir türlü olmuyor. Başkan çok iyi niyetli, heyecanlı... Büyükşehir binasının sıkıntı yaşadığı o günlerde çok uğraştı ama son durumu bilmiyorum.
GÖKDELEN HİLTON’U GEÇMEYECEK!
Gerçekizmir: Gökdelenle ilgili süreç nasıl ilerliyor?
Abdül Batur: Hilton’un seviyesini geçmeyecek. O şekilde bir karar verildi. Aynı noktadayım, değişen bir şey yok. Sırf orası değil. Alsancak, Konak’ın tüm bölgeleri için… Zaten yeni yönetmelik çıktı. Buna göre tüm belediyeler kat yüksekliklerini yazmak mecburiyetinde.
Gerçekizmir: Bu süreçte tartışmalar ilk çıktığında Büyükşehir ve Konak Belediyesi farklı düşünüyor gibi bir durum çıktı ortaya. Bununla ilgili ne söylersiniz?
Abdül Batur: Büyükşehir Belediyesi de bizimler beraber, aynı noktada. Alsancak planları da geçtiğimiz günlerde geçti. Hiçbir sıkıntımız yok.
SOYER İLE ARAMIZDA KAVGA BEKLEYEN ÇOK BEKLER!
Gerçekizmir: Başkan Soyer ile uyumunuz nasıl?
Abdül Batur: Gayet iyi.
Gerçekizmir: Yerel seçim sürecinde Büyükşehir için öne çıkan iki belediye başkanıydınız. Rakiptiniz yani… Soyer’le yerel seçim sonrası didişmenizi, aranızın soğuk olmanızı bekleyenler vardı…
Abdül Batur: Kavga etmemizi bekleyen daha çok bekler. Çok beklerler! İkimiz de kavgadan hoşlanmıyoruz. Tunç Başkan’ın da naif kişiliği vardır. Siyaseti de öyle yapmaya çalışıyoruz. Tunç Başkan’a Konak ile ilgili ne götürdüysem şimdiye kadar hiçbir şekilde olumsuz ayrılmadım. Bunu gerçek olarak söylüyorum. Anında çözüm oldu. (tahtaya üç kere vurarak) Bilmiyorum Tunç Başkan bizden memnun mu? Biz de özellikle saygıda, sevgide hiç kusur etmeden davranıyoruz. Siyasi olsun, Büyükşehir Belediyesi çalışmaları olsun, hep yanında durmaya devam ediyoruz, yanındayız.
Gerekizmir: 2019’daki Büyükşehir talebinizi, isteğinizi içinizde bastırdınız mı? Aklınızın bir köşesinde duruyor mu?
Abdül Batur: Ben Konak’ta çok memnunum. Konak’tan çok büyük heyecan aldım. Hiç kafamda öyle bir tasarımım yok. Konak’ta güzel işler yapmamız lazım. Konak’ta yapılacak o kadar çok iş var ki. O konuda kafam dinç. Hiç öyle bir beklentimiz yok. Doğru işler yapacağız. Başkan ile omuz omuzayız. Hiç kimse ne kavga beklesin bizden ne ayrışma beklesin!
DENİZ YÜCEL’İ DESTEKLEDİM, DESTEKLEMEYE DEVAM EDECEĞİM!
Gerçekizmir: Parti içi yarışlarda, kongre süreçlerinde hep ekip siyaseti olup olmadığı tartışılır. İzmir’de bir ekip siyaseti var mı? Sizin bir ekibiniz var mı?
Abdül Batur: Öyle bir şey yok. Kongre süreçlerine bakıldığında il başkanıyla ilgili tavrımız var tabii! Onu da net olarak kongrede ortaya koyduk. Ben siyasi anlayışımda, ‘şunu destekliyorum’ derim ve açık ve net olurum. Şöyle olsun, başka bir yol çevireyim yapmam. İl Başkanımız Deniz Bey’in desteklenmesi noktasında elimden gelen her şeyi yaptım, yapmaya da devam edeceğim!
EDNAN ARSLAN ÖRGÜTÜN CİĞERİNDEN GELİYOR!
Gerçekizmir: Siyasetetn uzun yıllardır yol yürüdüğünüz Ednan Arslan önce milletvekilli ardından Parti Meclisi(PM) Üyesi oldu. Sizin de desteğiniz konuşuldu. Bu bir ekip siyaseti değil mi? Ah de vefa mı?
Abdül Batur: Ben taşımadım. Sayın vekilimizle 22 yıldır beraberiz. Narlıdere’de gençlik kollarındaydı, beraberdik. İl gençlik kolları, il yönetimi, Güzelbahçe ilçe başkanlığı, il yönetimi görevlerinde bulundu. Bu örgüte çok emeği olan bir arkadaşımız. Örgütün ciğerinden geliyor! Ednan Arslan benim sevgili dostum zaten. Onun bu noktalara gelmesi bize gurur veriyor, bana bir kere gurur veriyor. Partimizi de en iyi şekilde temsil ediyor. Ondan hiç kuşkum yok. Hem PM’de hem kentte hem de parti organlarında Ednan Arslan gibi arkadaşların olması bizim için onur verici bir şey. Biz onun daha da yükselmesini daha iyi yerlere gelmesini isteriz.
2023’TE DE DOSTLARIMIZLA BERABERİZ!
Gerçekizmir: İlçede ittifak kapsamında ilişkiler nasıl?
Abdül Batur: Hiçbir çatlak yok. Gayet güzel anlaşıyoruz. Özellikle İYİ Parti meclis üyesi arkadaşımız, ilçe başkanımız, Saadet Partisi’nin hem il hem ilçe başkanıyla sıkıntı yaşamıyoruz. Özellikle ilçe başkanımız, yöneticiler, dinliyoruz, sıkıntı olduğunda çözmeye çalışıyoruz. Çünkü biz 2023’te de birlikte olacağız. Bir amacımız var. Ne diyor genel başkanımız? ‘Bu işi dostlarımızla yapacağız’ diyor. Onlar bizim dostlarımız. Dostça yaklaşmaya devam ediyoruz.