Can Radyo'da Gökhan Kafalı ile Egenin Gündemi Programının Konuğu Konak Belediye Başkanı Abdül Batur oldu. İzmir'i etkisi altına alan yoğun yağışta yaşanan olumsuzluklar üzerinden siyaset yapanlara cevap veren Batur, "Biz doğru işler yapıyoruz. Doğru işler yapanı hem Allah görür, hem kul görür." dedi.
Batur'un açıklamalarından öne çıkan mesajlar şöyle:
Pandemi sürecinde yaşananları anlatan Batur, "Umudumuz ve beklentimiz, bu aşı çalışmalarının hızlanarak normal hayata dönmemiz. İş yerini işini kaybeden çok insan oldu. Esnaf çok etkilendi. Eve kapanma noktasında insanların psikolojileri de olumsuz etkilendi. Bu konularda yerel yönetimler olarak elimizden geleni yapıyoruz. Son dönemde uygulanan sokağa çıkma yasağı etkili oldu. İzmir'de depreden sonra vaka artışında büyük bir artış oldu. Bu süreçte saat 21.00'den sonraki sokağa çıkma yasakları ve haftasonu uygulanan yasaklar etkili oldu. Vatandaşımız daha bilinçli. Artık maske takmayan çok az kişi görüyorum. " ifadelerini kullandı.
Halkın iradesine saygısızlık
Menemen'de itirazlar nedeniyle yinelenen kura seçimlerin sonucunda AKP'li başkanvekili seçilmesi konusuna değinen Batur,"Menemen'de içimiz yanıyor doğrusu. Yüzde 53 oyla kazandığımız bir ilçe var. Seçim kurayla yapıldı. Kuranın nasıl geliştiği hukuksal boyutlarının nasıl oluştuğunu tüm kamuoyu biliyor. Özellikle ilk kuranın seçimiyle tüm partilerin mutabakatı tüm meclis üyelerinin mutabakanın yapılmasıyla uygulandı ama daha sonra ben kazanamadım nerden itiraz edelim, şurdan itiraz edelim noktasında bir gelişme oldu. Maalesef hukuk da bunun yolunu açtı. Halkın iradesine saygısızlıktır. Dünkü tablodan sonra yılgınlık olmadan mücadeleye devam etmeli. Menemen 22 yıl sonra başka bir partiyle tanıştı. Umarım Menemen için hayırlısı olur. Parti bunun araştırmasını yapmalı neden böyle olduğuna dair. " şeklinde konuştu.
İzmir depreminden sonra Konak'ı bekleyen dönüşümle ilgili konuşan Batur,"30 Ekim saat 14.52'yi unutmamamız lazım. Konak'ta daha sıkıntılı bir süreç yaşanabilirdi bina envanterine baktığımız zaman. Kentsel dönüşüm diyoruz. Yıllardan beri benim hep ön planda tutttuğum çalışmalardandır. Kentin genel yapısına baktığımızda Karşıyaka, Buca, Konak gibi bölgelerdeki yapıların envanterlerindeki yapıların eskidiğini görüyoruz. 1999 yılından önce yapılan bina sayısının 2000 yılından sonra yapılan bina sayısından daha fazla. Bunu neden söylüyorum. 1999 dan önce yapılan binalar 1975 yönetmeliğine göre yapılan binalar o zamanın denetim şartlarına, inşa şartlarına göre yapılmış binalar.
Birinci öncelik olarak özellikle 99 yılından önce yapılmış ben binamı kentsel dönüşüme sokmak istiyorum diyen vatandaşa yardımcı olmalıyız. 1. Kordon'da ya da 2 . Kordon'da binasını yıkıp yeniden yapmak isteyen bir vatandaş bize geldiğinde kapladığı inşaat alanından yüzde 40 eksiğiyle inşaat ruhsatı veriyoruz. Bu durum insanları teşfik etmiyor. Bu konuyla ilgili önerimiz Büyükşehir'de. Bina inşaat ruhsatını aldığı dönemdeki yönetmelik kurallarını uygulamamız gerekiyor.
Biz gelir gelmez Gültepe planlarını gündeme aldık. İtirazlar oluyor yeşil alan diye benim alanıma girilmiş şeklinde. Bölgenin yeşil alanını arttırdık. Kentsel dönüşüm sadece bina dikmek değil. Şu anda Gültepe bölgesinde yaptığımız 300 hektarlık sınırları olan alanda kişi başına düşen yeşil alan 1 metrekare bile değil. Biz 13 metrekareye çıkardık. Biz kentin o bölgelerinin nefes almasını sağlayacağız. Yerinde dönüşüm yapıyoruz. Şimdi biz parsalesyon yapacağız. Asıl hisseler orada belli olacak. Tapun nerede, kaç dairen var ona göre hisseni alacaksın. En yakın imar adasından hisse alacaksın. Gerçekten yaşantıları değişecek. Değer kazanacak. Kimseye satmasınlar kimseyle anlaşmasınlar. Rahat olsunlar birlikte yapacağız.
Belediye bünyesinde afetten sonra bölgeye hızlı bir şekilde ulaşacak bir ekip kuaracağız. Onun hazırlığını yapıyoruz. Tesadüf biz AKUT'la bunun üzerine konuşmuştuk. Bizim önergemiz deprem olduğunda meclisteydi. Belediye bünyelerindede bu tür oluşumlar çok önemli. Afetten sonra bölgeye ilk anda ulaşmak için profesyonel çalışmalar çok önemli. " diye konuştu.
Oturdukları yerden felaket tellallığı yapıyorlar
Geçtiğimiz günlerde İzmir'i etkisi altına alan sağanak yağış sonucu oluşan sel ve su baskınları üzerinden yapılan eleştirilere cevap veren Batur,"Bunu bu hale biz getirdik. Yağmur bile eskisi gibi yağmur yağmıyor. Metrekareye 80 kilo yağmur yağdı. Alt yapının kaldıramayacağı bir yağmur siyaset tellallığı yapıyor. Oturdukları yerden felaket tellallığı yapıyorlar. Sahada çalışan arkadaşlarımızın hakkına giriyorlar. Bir afet olsunda bunun üstünden siyaset yapalım diye bekliyorlar. Yok gitsin bu başkan filan diyorlar. Bunun kararını halk verir. Ahkam kesmeye gerek yok biz doğru işler yapıyoruz. Doğru işler yapanı hem Allah görür, hem kul görür. Yapıcı olduktan sonra herkese olumlu yaklaşırız tabi ki. Bu siyaset doğru bir siyaset değil. Yüzde 64 oyla geldim buraya . Hükümetlerin enerji politikaları getirdi. 18 yılda doğanın dengesi bozuldu. Bol bol otoban yapacağınıza araba geçmeyen köprüler yapacağınıza doğanın dengesini koruyacak politikalar geliştirin." dedi.
185 milyarlık borç ödedik
Pandemi sürecinde vatandaşa ellerinden gelen desteği yaptıklarını söyleyen Batur,"Pandemi sürecinde en fazla etkilenen kesim küçük esnaf. Restoran kafeterya işgaliye aldığımız yerlerden marttan beri almıyoruz. 40'a yakın roman vatandaşımıza kiraladığımız ev var. Kira almıyoruz. Kahveciler odasıyla birlikte vatandaşımıza erzak konusunda yardımcı olduk. Bakkal arkadaşlarımızla bir araya geldik. Borcu olan vatandaşımızın borcunu ödedik. 185 milyarlık borç ödedik. Eczaneye borcu olanların borcunu ödedik. Bunlarla ilgili kampanyalar düzenledik. " şeklinde konuştu.
Sayfa başına git