Bayraklı Belediyesi Mustafa Kemal Atatürk Spor Salonu’nda düzenlenen programa Başkan Karabağ, eşi Bahriye Karabağ, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Tuncay Özkan’ın yanı sıra CHP Bayraklı ve Çiğli ilçe başkanları, meclis üyeleri, muhtarlar, sivil toplum örgütü temsilcileri, Bayraklı Belediyesi personeli ve çok sayıda vatandaş katıldı. Etkinlikte Tepecik Senfoni orkestrası da canlı müzik eşliğinde katılımcılara keyifli anlar yaşattı. Törende konuşan CHP Bayraklı ilçe başkanı Cemalettin Alper, Bayraklı’da kavgasız, ayrımcılık olmadan birlik, beraberlik ve dayanışma içinde bütünleşerek, kol kola girerek, belediye başkanından çalışanlarına kadar tüm personelin ve CHP örgütünün uyum içinde çalıştığını belirterek, katılımcıların bayramını kutladı.
ÖZKAN: KOMŞUNUZU SANDIĞA GÖTÜRÜN
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, “Hepimizin üzerine düşen görev komşumuzu oy kullanmaya ikna etmek. Çıraklık dediler, kalfalık dediler, ustalık dediler artık onları emekli etme zamanına geldik. Türkiye’nin önünde bir kazan kazan seçimi var. Sizi çok seviyorum. Bizim işimiz aşk. Aşk eksiğin tamamlanması demektir ve aşkın, umudun kaybetmesi mümkün değildir. Hepinize mutlu bayramlar diliyorum” dedi.
YAŞASIN TÜRK BAYRAĞI
Bayraklı’da bayramların hayal edilen gerçek bayramlar gibi coşkuyla kutlandığını belirten Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ ise “Bayram kutlamalarımız artık Bayraklı’da gelenek hale geldi. Bu tür salonlara sığmayan bayramlaşmaları Türkiye’ye yaymak lazım. Türkiye’de taşerona ilk sözleşme yapan, sendika getiren, kurulduğu günden sonra memura 2. ayda sözleşme ve sendika hakkı veren belediyeyiz. Çalışanlar açısından "Maaşlar yattı mı?" diye sorulmayan bir belediyeyiz. Geriye dönüp baktığımızda 10. yıla giriyoruz. Bayraklı kırsal bir gecekondu bölgesinden cumhuriyeti, bayrağı, cumhuriyet değerlerini ve Atatürk’ü Türkiye manşetine taşımış ulusal haberler olmuş hatta uluslararası gösterilerde haber olmuş bir marka kent olma yolunda ilerliyor. Eskiden Bayraklı deyince dudak bükülürken şimdi 'Nerelisin?' dendiğinde 'Hangi ilçede oturuyorsunuz?' dendiğinde "Bayraklı" demek gurur vesilesi haline geldi. Çünkü gerçekten Bayraklı giderek İzmir’i temsil eden bir isim oldu Türkiye’de. Yaşasın 29 Ekim etkinliklerine katılanlar. Yaşasın Türk Bayrağı” diye kaydetti.
“TEK ÇARE CUMHURİYET VE ÇAĞDAŞLIK”
“Sizlerin sayesinde Atatürk'ü ağzına almayanlar Atatürkçü olmaya başladı” diyerek sözlerine devam eden Karabağ, “Onlara da Atatürk’ü öğreteceğiz. Öğrenmek zorundalar. Doğru tek. Cumhuriyet ve çağdaşlık yolunda yürümekten başka çaremiz yok. Dolayısıyla küçük hesaplar peşinde koşanlar bu hassas dengeyi bir an önce düşünsünler. Benim 9 yıllık yaşantım içinde o kadar çok ihanet vefasızlık ve kadirbilmezlik yaşadım ki; bunu bir gün hatıralarımda yazarsam öğreneceksiniz. En çok kötülüğü de en çok iyilik yaptıklarınızdan buluyorsunuz bu da bu işin talihsizliği. Ama iyilik yap denize at demişler. Biz insanlara iyi olmaya elinden tutmaya zor günde yardım etmeye bir yere getirmeye devam edeceğiz. İçeriden ve dışarıdan muhalefeti marifet sayanlar seçim de göremeyecekler bu gidişle. Eğer biz bu kadar birbirimizi zayıflatırsak yarın "ben seçimleri iptal ettim" diyen bir başkan gelebilir. Dolayısıyla Türkiye böyle bir yol ayrımında. Şimdiye kadar yapılan hatalar buydu. En acımasız eleştirileri ve saldırılara maruz kaldık. Bu hem adli oldu, hem siyasi oldu, hem insani oldu. Ayrıntılara girmeyeceğim ama bir gün hatıramı yazarsam bu işler bittiğinde inanılmaz saldırılara maruz kaldığımızı göreceksiniz. Ama bu noktaya gelinceye kadar hiç kimseye gidip, beni aday yapın demedim. Genel merkeze bir gün gitmedim. Hiçbir genel başkan yardımcısına beni aday yapın demedim. Hiçbir siyasiye yalvarmadım. Hiç kimseye de diz çökmedim. Eğer sen kendine güveniyorsan, hizmet ettiğin halka güveniyorsan, gidip genel merkez kapılarında onun bunun kapısına diz çökmezsin. Bugün diz çökersen yarın da onlar seni diz çökertir. Yanlış işler yapmanı sağlarlar” dedi.
“ELİNİZDEN GELENİ ARKANIZA KOYMAYIN”
Belediye başkanlığının meslek olmadığını vurgulayarak konuşmasını sürdüren Başkan Hasan Karabağ, “Ben makine mühendisiyim. Hayatımı makinacılıkla kazandım. Belediye başkanlığı meslek değil. Yaşam biçimi de değil. Bu bir manevi görev. Bu işi bir müddet yaparsın ondan sonra bırakır gidersin. Siyaset seni bırakmadan sen siyaseti bırakacaksın. Yoksa örnekleri var. Fenerbahçe’de oldu. Ticaret Odası’nda oldu. Şimdi yakında inşallah bir daha öyle seçim olur. Yani bu işi meslek haline getirmemek lazım. İllaki ben böyle başkan olarak yaşayayım 4 dönem, 5 dönem. Ben olmazsam bu işler olmaz diye bir şey yok. Ama bunu yaparken de sonuna kadar eğilmeden bükülmeden adam gibi yapmak lazım. Şimdi bize bulunduğumuz süre içerisinde saldırılar oluyor, biraz önce söylediğim gibi. “Yahu kardeşim Bayraklı'yı alamıyoruz. Şu iki mahalleyi bölelim Bornova'ya bağlayalım. Manavkuyu ve Mansuroğlu'nu. Yahu Hasan Karabağ tehlike. Burada Hasan olursa seçimleri alamıyoruz. Veya İzmir kongrelerinde sürekli karşımıza çıkan adam Hasan Karabağ. Bir şekilde halledelim” diyenler olabilir. Ben size söyleyeyim. Dışarıdan, içeriden, polis, savcı, müfettiş. Hepinize meydan okuyorum. Hepinize meydan okuyorum. Elinden geleni arkasına koymasın kimse. Hasan Karabağ'ın başına bir şey gelirse aynı çizgide bir insan mı gelecek acaba Bayraklı'ya yaşanan süre içinde. Bugünü düşünmeyen içimizde cahiller var. Dolayısıyla gemileri sağlam tutmamız lazım. Dönem bir arada olma dönemi. Hataları affetme dönemi. Bugün varız, yarın yokuz. Bu işin sahibi değiliz. Bu işin görevlisiyiz halkın emrindeyiz” diye konuştu.
“EN BÜYÜK KAZANCIM…”
“Halkçı başkan”, “Gençlik seninle durma ilerle”, “Büyük başkan” gibi sloganlarla sık sık konuşması bölünen Karabağ, sözlerini şöyle tamamladı: Bayraklı'da bu kadar yoğun Anadolu kültürünün yaşandığı bir yerde bu kadar güzel Atatürk sevdalısını yeşertmek bayrak sevgisini çoğaltmak cumhuriyet sevdalısını çoğaltmak en büyük kazancım olmuştur. Hiç kimse bu koltukların kalıcı olduğunu düşünmesin. Ben bu işleri bıraktıktan sonra nasıl anılmak istiyorsun diye sorulduğunda 'cumhuriyetçi, Atatürkçü, laik ve bayrağını seven bir belediye başkanı olarak anılmak isterim. İlk kurucu belediye başkanı veya değil. Bunlar tarihe geçecektir ama sonuç itibarıyla bıraktığın siyasi ve insani çizgidir. Çalışanlarını üzmeden şimdiye kadar maaşlarını yatırabiliyor. Haklarını verebiliyorsak ne mutlu. Her şeyden daha çok omuz omuza olmak zorundayız. Çalışanlar, çalışmayanlar emekliler cumhuriyetçiler dikkatli olmak zorunda. Bundan sonraki süreçte 10 aylık bir süre kaldı bilmiyoruz kafalarda ne var. Daha erkene de alınabilir. Bilmiyorum yapacaklar mı bu seçimi. Ama şunu söyleyeyim Bayraklı'da genel seçimlerde yüzde 50'yi kabul etmiyorum. Ona göre hareket edin. Yüzde 50 hedefimiz olmalıdır. Yüzde 43.5 1 Kasım seçimleri. Yüzde 50'ye dayanmamız gerekiyor. İnşallah öyle olacak. Bir şey söyleyeyim size pazarcılarla pazar yeriyle pazar yeri krizleriyle falan Hasan Karabağ ismini ve CHP'yi yıpratamazlar. Kimlerin yaptığını biliyorsunuz. Kötüler bir gün karşılığını bulur. Bu bayramı da birlikte geçiriyoruz. Sizleri seviyorum. Çalışanlar sizler pırıl pırıl insanlarsınız. Güzel işler yapıyoruz. Kıskananlar çatlasın. İzmir’de bir numarasınız. Bunu ben söylemiyorum. Başka ilçelerde gittiğim insanlar söylüyor. Bayraklı Belediyesi İzmir'in göz bebeği. Çalışanları, memuru işçisi ve örgütüyle sizlerle gurur duyuyorum. Ne mutlu Bayraklılıyım diyene. Ne mutlu İzmirliyim diyene. Ne mutlu Türkiyeliyim diyene. Ne mutlu Cumhuriyetçiyim diyene. Ne mutlu laikim diyene. Ne mutlu Atatürkçülere, Ne mutlu Türkiyelilere.
Konuşmaların ardından protokol üyeleri sahneye çıkarak tek tek personel ile tokalaşarak bayramlarını kutladı ve bol bol hatıra fotoğrafı çektirdi.