''KHK'lar ile Kanun Hükmünde Kadrosuzluk yapılmıştır" diyen CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, yaptığı yazılı açıklamada, kapsam dışı bırakılan taşeron işçiler için iktidara kadro talebinde bulundu.
KHK ile 900 bin taşeron işçisi kamu işçisi yapılırken, 80 bin civarında işçinin kapsam dışında bırakılmasının kabul edilemez olduğunu ifade eden CHP'li Beko, işçilerin kendisini telefonla aradığını, birebir görüşerek ve mesaj yazarak kadro taleplerini dile getirdiklerini söyledi. Beko, kapsam dışı bırakılan kesimlerin; Öğretmenevleri, Polis evleri, Kamu Kurumlarındaki sosyal tesislerin çalışanları, KİT'ler, BİT'ler, HBYS, Kiralık Araç Şoförleri, Yemekhane, PTT, Orman işçileri, Karayolları, Müşavirlik, İl Özel İdaresi, Milli Eğitim (TYP, Piktes-Okul aile birliği, temizlik görevlisi ve güvenlik görevlileri) Şeker fabrikası, Geçici İşçiler, Jokerler gibi büyük bir kesimden oluştuğunu kaydetti.
TAŞERONLUK AKP'NİN TERCİHİDİR
AKP iktidarının, "Tüm taşeron işçilere kadro vereceğiz. Dışarıda tek bir işçi bile kalmayacak” diye söz verdiğini anımsatan Beko, "Ancak KHK ile saray iktidarı Kanun Hükmünde Kadrosuzluk yapıyor. On binlerce işçi yerel yönetimlerde, il özel idarelerinde taşeron kapsamı dışı bırakılan işçiler, kadro hakkından yoksun bırakıldı ne yazık ki. Türkiye'deki kamu sektöründe taşeron sisteminin gündeme gelmesi ve yaygınlaşması, ekonomi politiğe ilişkin bir tercihtir. Sosyal devlet politikalarının ülkemizde önemini sürdürdüğü dönemde, kamu alanındaki kadrolu, örgütlü işgücünün yerini; neoliberal politikalarla birlikte iş güvencesinden yoksun, örgütsüz ve gelecek endişelerini derin bir şekilde yaşayan işgücü almıştır. Böylece Türkiye’de yoksulluk, işsizlik ve gelir uçurumunu derinleştiği dönemle çakışan taşeron işçilik, kamuda gittikçe yaygınlaşan bir çalışma biçimine dönüşmüştür. Söz vermelerine rağmen ne yazık ki hala işçiler lehine hiçbir çalışma da yapılmamaktadır" sözleriyle tepki gösterdi.
KADROSUZLUK HUZURSUZLUĞA NEDEN OLUYOR
Kadrosuzluğun çalışan işçiler arasında ayrımcılığa ve huzursuzluğa neden olduğunu vurgulayan Beko, "Kamu kurum ve kuruluşlarında başlangıçtan itibaren kadrolu çalışanlar, 696 sayılı KHK ile kamu kurum ve kuruluşlarının sürekli işçi kadrolarına geçişi yapılanlar ile mahalli idarelerin sürekli işçi kadrolarında çalışmakta olan işçilere 52 günlük ilave ödeme yapılmasına rağmen, bu işyerlerinde, şirketlerde, aynı görevi yürüten işçilere ilave ödeme yapılmaması doğru değildir, işçiler arasında haksızlığa sebebiyet vermektedir. İşçiler arasında haksızlığa; ayrımcılığa, iş barışının bozulmasına neden olan bu düzenlemeden vazgeçilmeli, mahalli idarelerin şirketlerinde çalışan işçilere de 6772 sayılı kanun kapsamında ilave ödeme yapılması konusunda gerekli yasal düzenlemenin acilen yapılması gerekmektedir. Uzun süredir işçilerin de talepleri budur" ifadelerini kullandı.
TAŞERONLAŞMA YOKSULLUĞU GETİRDİ
KHK'nın Anayasaya aykırı olduğunu ifade eden Beko, sermayeden yana olan saray yönetiminin, emek kesiminin taleplerine kör ve sağır olduğu eleştirisinde bulundu. Taşeron çalıştırmanın, kamu kurumlarının piyasaya açılmasını sağlayan özelleştirmeden sonraki ikinci adımı olduğuna dikkat çeken Beko, "Sadece kamu kurumlarının kendisi değil, kamu kurumundaki iş ve hizmetler de özelleştirilmekte. Yani taşeronlaştırılmaktadır. Gerek kamu kurumlarının özelleştirilmesi gerekse de kurumdaki hizmetlerin taşeronlaştırılması; çalışanlara yoksulluk, borçlanma ve umutsuzluk olarak yansımaktadır. Yeter artık; kapsam dışı bıraktığınız işçilere kadrolarını verin" diye seslendi.
KADROLARINI ALANA KADAR YANLARINDAYIZ
İktidarı taşerona verdiği kadro sözünü yerine getirmemekle eleştiren Beko şöyle konuştu: "Dağ fare doğurdu. “Tüm taşeron işçilere kadro” vaadi suya düştü. AKP iktidarı ve Saray yine bildiğini okudu. Meclisten kaçırdığı, Anayasaya da aykırı bir KHK ile taşeron işçilerin çoğunu kadro hakkından yoksun bıraktı, kadro kapsamına giren işçilere de taşeronda ki hak ve ücretlerini reva gördü. Oysa taşeron işçiler, şartsız kadro ile eşit hak ve ücret istiyordu. İşte tam da bu yüzden “herkese kadro ve eşit hak” talebinden vazgeçmeyeceğiz. İşçiler kadrolarını alana kadar taleplerini her platformda dile getireceğiz ve beraber mücadele etmeye devam edeceğiz."