İzmir’de 13 yıl önce ortaya çıkan tehlikeli atık ve radyoakif maddeler hala temizlenmedi. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) Gaziemir’deki eski kurşun döküm fabrikasının 70 dönümlük bahçesinde 100 bin ton nükleer atık tespit etmişti. Ölçümlerde radyasyon miktarı normal değerin 219 katı çıkmıştı. Uzmanlar tehlikeli atıkların toprak, hava ve suya karışarak hala ölüm saçtığını belirtirken, Yeşil Sol Parti İzmir İl Örgütü, atıkların bulunduğu Emrez Mahallesi’nde basın açıklaması düzenledi. Açıklamada atıkların bölgeden temizlenmesi için yetkililer bir kez daha göreve çağrıldı.
SÜREÇ HAKKINDA BİLGİ VERDİ
Parti üyeleri atıkların bulunduğu arazi önünde pankart açarken, grup adına açıklamayı Yeşil Sol Parti İzmir İl Eşsözcüsü Hüseyin Çağlar yaptı. Çağlar, “Burası; Gaziemir-Karabağlar sınırları içindeki Aslan Avcı Kurşun Fabrikası sahası... 1940’lı yıllardan 2010 yılına kadar atıklardan kurşun üreten fabrika atıklarını bu sahaya gömmüştür. Oysa kanserojen ağır metaller içeren kurşun atıklarının böyle bir meskun mahalde depolanmasına izin verilmesi burada yaşayan insanların ve diğer canlıların sağlığını hiçe saymaktır. Olay sadece kurşun atıklarıyla sınırlı kalmamıştır. 2007 yılında, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün denetimi sonunda, İzmit’te bulunan tehlikeli atık bertaraf tesisi İZAYDAŞ’da fabrika sahasından götürülen atıklarda radyasyon tespit edilmesi üzerine sorunun boyutu değişmiştir. Radyoaktif kirliliğin ortaya çıkması üzerine, Gaziemir, Karabağlar Kaymakamlığı, Belediye Başkanlıkları, İzmir Valiliği, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) ve ilgili diğer kurumlar bilgilendirilmiştir. Kamu idare ve kurumları bilgilendirilmiş ancak burada yaşayan insanlar, İzmirlilere kimse bilgi vermemiştir. Ta ki; 2012 yılının Aralık ayında olayın ‘İzmir’in Çernobili’ manşeti ile haber olana dek. Olaya ilk olarak henüz bir ay önce kurulan partimiz müdahale etmiş, kirliliğe yol açanlar ve bunlara göz yuman kamu görevlileri hakkında suç duyuları yapmıştır. Yeşil Sol Parti, mahalle sakinleri ve ilgili ekoloji ve çevre örgütleri ile olayın takipçisi olmuştur. Ceza davaları, çevresel etki değerlendirme davalarında iç hukuk yollarından sonuç alınmadığından son olarak AİHM’e başvuru yapılmıştır” dedi.
YAŞAMI TEHDİT EDİYOR
Bölgedeki nükleer atıkların temizlenmesi için yetkililere bir kez daha çağrıda bulunan Çağlar, “Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK), buradaki radyoaktif kirliliğin, Europium- 152 (EU 152) radyoaktif kaynaklı, nükleer yakıt çubuklarının ergitilmesiyle oluştuğunu tespit etti. Radyoaktif atıkların Türkiye'ye ithali ve ticareti yasak. yani yaşadışı yollarla getirilmiş bir atıkla karşı karşıyayız. Bu radyoaktif artıkların nereden, hangi yollarla, kimler tarafından getirildiği ortaya çıkartılmış değil. Düzenlenen raporlara göre alanda yaklaşık 10.125 m3 radyoaktif element ile birlikte kurşun, arsenik, çinko ve mangan gibi toksik elementler bulunuyor. Yeraltı sularında yüksek konsantrasyonlara sahip arsenik, kurşun, demir ve mangan gibi elementler var. Europium 152 (Eu-152) radyoaktif maddeleri yeraltı sularına temas edecek şekilde toprak yığının altına depolanmış vaziyette. İzmirlilerin sağlığı için ciddi risk oluşturan atıkların alandan uzaklaştırılması ve bertarafı için bir türlü çalışmalar başlatılmadı. Radyoaktivite Bulaşmış Atıkların Fiziksel Yöntemlerle Ayıklanması, Sahanın Temizlenmesi ve Elde Edilen Kurşunun Geri Kazanımı projesi için hazırlanan ÇED raporuna eksikleri olmasına rağmen 10 Ağustos 2017 tarihinde ÇED olumlu kararı verildi. Ancak aradan geçen 3,5 yıllık süre içinde hiçbir çalışma yapılmadı. Türkiye’nin 3. büyük kenti nereden, hangi yasa dışı yollarla, kimler tarafından getirildiği bilinmeyen nükleer santral atıklarıyla yaşamaya devam ediyor. Atıklar İzmir’in ve İzmirlilerin yaşamını tehdit ediyor. Atıkların bir an önce bölgeden uzaklaştırılması için Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu (TENMAK), Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İzmir Valiliği, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilgili kurumlara çağrıda bulunuyoruz. Atıkların nereden, kimler tarafından, hangi yollarla getirildiğinin tespit edilmesi, sorumluların cezalandırılmaları için soruşturma makamlarını göreve çağırıyoruz. Yeşil Sol Parti olarak, atıklar buradan gidene, sorumlular gereken cezalara çarptırılıncaya kadar olayın takipçisi olacağımızı bir kez daha kamuoyuna duyuruyoruz. Buradaki atıklardan kurtulamazken, siyasi iktidarın akıllara durgunluk veren nükleer santral macerası devam ediyor. Şimdiden yörede yaşayan yurttaşların can ve mal emniyetini tehlikeye sokan Akkuyu Nükleer Santralı inşaatından ve Sinop Nükleer Santral Projesi’nden vazgeçilmesi çağrısında bulunuyoruz” ifadelerini kullandı.