30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü, dün Birleşmiş Milletler dahil tüm dünyada çeşitli etkinliklerle kutlandı. İsrafın önlenmesini, kaynakların daha verimli kullanılmasını, atık oluşum sebeplerinin gözden geçirilerek atık oluşumunun engellenmesi veya minimize edilmesini sağlayan 'Sıfır Atık Projesi' dünya genelinde yaygınlaşıyor.
2017 yılından bu yana Türkiye’de uygulanan ‘Sıfır Atık Projesi’ kapsamında tek kullanımlık içecek ambalajlarında gelecek yıl başından itibaren ‘depozito yönetim sistemi’ne geçilecek. Hem ekonomi, hem çevre ve insan sağlığı açısından önemli olan sistemin hayata geçmesi için geri sayım başladı. Türkiye Çevre Ajansı’nın (TÜÇA) 30.12.2022 tarihli ‘Zorunlu Depozito Yönetim Sistemi Uygulamalarına İlişkin Duyurusu’na göre 1 Ağustos 2023 tarihinden itibaren içecek ambalajları üzerinde ‘Depozito Yönetim Sistemi İşareti (logosu)’ zorunlu olacak. Yani, ağustos ayından itibaren de özel güvenlikli mürekkep ile basılmış Depozito Yönetim Sistemi sembolünün yer aldığı etiketler içecekler üzerinde zorunlu olacak. Bu etiket olmayan içecekler satılamayacak.
Bu yılın "Sıfır Atık Yüzyılı" olacağını belirten Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Kurum, “Bu yıl itibarıyla 2 bin depozito iade makinesi, 5 bin depozito toplama noktasıyla, en az 7 bin noktada hizmet vereceğiz. 2024 yılı itibarıyla da zorunlu hale getireceğiz" demişti.
Peki nedir bu depozito yönetim sistemi? Tüketicileri çok yakından ilgilendiren ve gelecek yıl zorunlu olacak depozito yönetim sistemi’ni A’dan Z’ye sizin için araştırdık.
DEPOZİTO YÖNETİM SİSTEMİ (DYS) NEDİR?
Depozito Yönetim Sistemi (DYS) özetle, çevreyi kirletme olasılığı bulunan malların, ambalajların fiyatı üzerine ilave bir bedel konularak, bu ürünlerin çevreye kontrolsüz ve gelişi güzel atılmasının ya da bırakılmasının yerine tüketicilerin de katılımıyla kontrollü, sistemli bir şekilde toplanmasını sağlamak ve ilk baştaki ödenen bedelin tüketiciye iade edilmesi esasına dayanıyor. Sistem, merkezi bir yapı üzerinden yani Türkiye Çevre Ajansı tarafından yönetilecek.
HANGİ AMBALAJLAR İÇİN GEÇERLİ OLACAK?
Her ülkede, içeceklerin türüne, içerdiği maddelere ve özellikle de ambalajlarının şekillerine göre hangilerinin sisteme dahil olacağının belirlenmesi depozito sistemlerinin ilk adımı. Genellikle 0,1 litre ile 3 litre arasındaki plastik, metal ve cam tek kullanımlık ambalajda olan su, maden suları, meyve suları, gazlı içecekler, sporcu içecekleri gibi geniş bir yelpazeden içecek ürünleri ile sistem başlatılıyor. Ambalaj malzemelerinin çeşidine ve ürünlerin özelliklerine göre süt ürünleri, soslar, alkollü içecekler gibi bazı kategoriler genellikle ilk fazda kapsam dışında bırakılıyor ancak ilerleyen aşamalarda bu ürünler sisteme dahil ediliyor.
Türkiye’de de ilk başta insani tüketim amaçlı içeceklerin piyasaya sürülmesinde kullanılan cam, polietilen tereftalat (PET) türünde plastik ve alüminyum türünde metal malzemeden yapılmış olan tek kullanımlık satış ambalajlarının öncelikli olarak kapsama alınacak.
AMBALAJIN DEPOZİTO SİSTEMİNE DAHİL OLDUĞU NASIL ANLAŞILACAK?
Tüketiciler, hangi içeceklerinin depozitoya tabi olduğunu kolayca ayrıştırabilsin diye, sisteme dahil içeceklerin etiket veya ambalajlarına, depozito programına dahil olduklarını gösteren bir Türkiye Depozito Yönetim Sistemi sembolü ekleniyor. Depozito taşıyan içeceklerin etiketlerindeki veya kutularındaki depozito sembolleri özel ve kopyalanması güç bir mürekkeple basılacak. Bu durumu, ülkemizde akaryakıtta kullanılan özel formüllü ‘marker’a benzetebiliriz. Özel güvenlikli mürekkep kullanılarak basılan ‘Depozito Sembolü’nü taşıyan etiketler zorunlu olacak.
DEPOZİTO SEMBOLLÜ ETİKETLER NE ZAMAN PİYASADA OLACAK?
Türkiye Çevre Ajansı, Depozito Yönetim Sistemi Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esasları güncelleyerek yayınladı. Buna göre, ambalajlı içecek üreticisi işletmeler tarafından bu yıl başından itibaren DBYS üzerinden tescil sürecini başlattılar. Tescil edilmiş ambalajlı ürünlerini de 1 Ağustos 2023 tarihinden itibaren piyasaya sürülmeye başlanması zorunlu olacak.
SAHTE ETİKETLİ ÜRÜNLER PİYASAYA SÜRÜLEREK TÜKETİCİ ZARAR GÖREBİLİR Mİ?
Depozito Yönetim Sistemi (DYS) Logosu’nun ambalajlar üzerine uygulamasında kullanılan güvenlik mürekkebinin sahtesinin üretilmesi söz konusu değil. Güvenlik mürekkebi sahip olduğu ayrıştırıcı özellikler sayesinde özel cihazlarla kontrol edildiğinde, içecek ambalajının üstündeki DYS logosunun Depozito Sistemi özel mürekkebi taşıyıp taşımadığı anlaşılabiliyor. Mürekkep projeye özel tasarlandığı için piyasadan doğrudan veya dolaylı yöntemler ile temin edilmesi mümkün değil. Sadece yetki belgesine sahip ambalaj ve etiket üreticileri bu mürekkebi kullanma hakkına sahip.
Mürekkep tasarımı, üretim aşamaları ve mürekkebin dağıtılması ile kullanılması, kısaca tüm tedarik zincirinde çok az sayıda kurum yetkili. Üstelik mürekkebin şişe ve kutulara nasıl uygulanması gerektiği de yine bir ‘know-how’. Bu özel yöntemler ve kısıtlı erişim sayesinde Güvenlikli Mürekkep elde ediliyor. Logo üzerinde kullanılan Güvenlikli Mürekkep aynı zamanda tersine mühendislik yollarıyla da yeniden üretilemez özellikte.
DEPOZİTO ZORUNLU MU OLACAK?
Evet, depozito yönetim sistemi zorunlu olacak. Piyasaya sürenler dediğimiz bu ambalajlı ürünleri tüketicilere sunan firmalar, ambalajların ve üzerinde yer alacak işaretlemelerin Türkiye Çevre Ajansı tarafından geliştirilen standartları uygun olmak zorunda. Zorunlu Depozito Yönetim Sistemi, kanunen 1.1.2024 tarihinden itibaren devreye girecek.
NE KADARLIK BİR AMBALAJ GERİ DÖNÜŞECEK?
Türkiye’de yaklaşık yılda 50 milyar adet ambalajın piyasaya sürüldüğü tahmin ediliyor. DYS ile hedef yıllık 20-25 milyar adet ambalajın tekrar ham maddeye dönüşüp kullanılması. Hedef, piyasaya sürülen yıllık ortalama 40-50 milyar içecek ambalajının yüzde 50’sini geri toplayabilmek. Şu anda her 10 cam şişeden biri, her 10 pet şişeden 3’ü ve 10 alüminyum içecek kutusundan ancak 5’i geri dönüşebiliyor. Gerisi de maalesef gelişi güzel doğaya atılıyor.
SİSTEM NASIL İŞLEYECEK?
Türkiye Çevre Ajansı tarafından yönetilecek sistem, tek kullanımlık ambalajlı ürünleri piyasaya sürecek firmalar, perakende sektörü oyuncuları ve tüketiciler gibi çoklu bir yapıdan ve çeşitli süreçlerden oluşuyor. Süreç, depozitolu ambalajın Ajans tarafından belirlenen kriterlere uygun üretilerek piyasaya arz edilmesi ile başlayıp boş ambalajın toplanarak geri dönüşüm tesislerine gönderilmesi ile biten bir döngüde işleyecek.
Sistem şöyle işleyecek:
Özetle anlatmak gerekirse ambalajlı içeceği piyasa süren firmalar, ilk önce Türkiye Çevre Ajansı’na kayıt olacaklar. Bu firmalar, Türkiye Çevre Ajansı’nın belirleyeceği işareti, özel mürekkep ve basım tekniğiyle ambalaj üzerindeki etiketlere uygulayacaklar.
Firma, piyasa sürdüğü her ürünün depozito bedelini Türkiye Çevre Ajansı’na ödeyecek. Firma sisteme aktarmış olduğu bu depozito bedelini market, bakkal gibi satış noktalarından ürün satışı sırasında tahsil edecek.
Market, bakkal gibi satış noktaları da depozito ücretini ödeyerek aldıkları ambalajlı ürünleri, tüketicilerden depozito ücretini ayrıca alarak ve satış belgesinde göstererek satacak.
Depozito Yönetim Sistemi’nin sağlıklı işlemesi için en önemli aşama olan tüketicilerin sisteme katıldığı bölüm olacak. Tüketiciler, depozito ücretini ödeyerek aldığı tek kullanımlık ambalajlı ürünleri tükettikten sonra, boş ambalajları iade ettiklerinde depozito bedelini geri alabilecekler.
Sürecin bundan sonraki bölümü tabii ki biraz daha teknik ve tüketicilerden bağımsız işleyecek. Ama asıl ekonomiye katkı burada başlıyor.
Tüketicilerden gelen boş ambalajların teslim alındığı ve depozito bedellerinin iade edildiği noktalarda Depozito İade Makine’leri olacak. Makineler, ambalajları ayrıştırarak alacak. Depozitolu boş ambalajlar, Ajansın yetkilendirmesiyle boş ambalaj taşıyıcıları tarafından depo/aktarma merkezlerine, doğrulama tesislerine ve son olarak da geri dönüşüm tesislerine teslim edilecek. Sistem dahilinde geri dönüşümü sağlanan malzemelerin türü ve miktarına göre belirlenen hurda geliri ise sisteme gelir olarak aktarılacak.
TÜKETİCİLER ÖDEDİKLERİ DEPOZİTO ÜCRETİNİ NASIL GERİ ALACAKLAR?
Depozito İade Makineleri’ne tükettiği ürünü getiren tüketiciler, iade işlemini yaptıklarında cep telefonu uygulamasına alışveriş puanı aktarılacak. Bu puanları alışverişlerinde kullanabilecekler. Depozito bedelinin alışveriş puanı olarak geri iadesi konusunda genç, orta, yaşlı her kesime, her şarta uygun opsiyon planlanıyor.
DEPOZİTO FİYATI BELLİ Mİ?
Hayır, belli değil. Türkiye Çevre Ajansı fiyatla ilgili düzenlemeyi yapacak ve kamuoyuna açıklayacak.
DEPOZİTO FİYATININ ENFLASYONA ETKİSİ OLACAK MI?
Depozito bedelinin ürünün fiyatını artırıcı etkisi yok. Bu yüzden enflasyona negatif ya da pozitif herhangi bir etkisi olmayacak.
SİSTEMİN GETİRİLERİ, EKONOMİYE SAĞLADIĞI FAYDA NELER OLACAK?
DYS’nin çevre başta olmak üzere insan sağlığı ve ekonomiye önemli katkıları var. Döngüsel ekonominin önemli oyuncularından atıkların, geri dönüşümü ve geri kazanımı tüm dünyada artık çok önemli hale geldi. Hatta atıklar, ülkelerin ekonomileri için önemli bir kaynak olarak değerlendiriliyor. Depozito Yönetim Sisteminin hayata geçmesiyle ilk etapta 20-25 milyar şişe geri dönüşüme kazandırılacak. Bu sayede 37 bin ton sera gazı emisyonu azaltılırken, 1,3 milyar kilowatsaat enerji, 3,6 milyon varil petrolden tasarruf sağlanacak. Sanayide ise temiz bir geri dönüşüm imkanı sağlayacak. DYS ile tasarruf ederken, ham maddeleri yeniden üretimde kullanması nedeniyle de üretime ve istihdama katkı sağlanacak. Bu proje kapsamında , 20 yıllık süreçte 100 milyar lira tasarruf ve 20 bin vatandaşa da doğrudan istihdam alanı açılacak.
CARİ AÇIĞA NE KADARLIK KATKI YAPACAK?
DYS’nin ekonomiye birçok yönden katkı sağlayacak. Bunların başında da cari açık geliyor. Piyasaya sürülen içecek ambalajlarının hammaddesi için yılda 150-200 milyon dolara yakın ithalat yapılıyor. DYS ile bu ithalatın önüne geçileceği gibi ayrıca malzeme ve enerji ithalatı da göz önüne alındığında cari açığa katkısı daha da fazla olacak.
SİSTEMİN DEZAVANTAJI VAR MIDIR?
DYS’nin dezavantajı söz konusu bile olamaz. Aksine faydaları saymakla bitmiyor. Kaynakların ülkemiz içinde değerlendirilmesi ile hem ekonomik hem de çevresel yönden avantajları nedeniyle ülkenin zararına değil, önemli ölçüde yararına bir sistemdir.
SİSTEMDE SAHTECİLİĞİN ÖNÜNE NASIL GEÇİLECEK?
Sistemin işleyişinde en önemli ve kritik nokta tek kullanımlık içecek ambalajlarının etiketlerinde yer alacak işaret/barkod olacak. Bu işaretin basımında özel ve yüksek güvenlikli mürekkep kullanılacak. Böylece sahtecilik ve kayıt dışılığın da önüne geçilecek.
Depozito yönetim sisteminin sürdürülebilirliğinin sağlanması ile sistemin denetim mekanizmasının etkinliği ve izlenebilirliğinin sağlanması açılarından bilişim altyapısı da oldukça önemli bir konu. Bu bilişim altyapısı ile malzeme, veri ve para akışı kapalı bir sistem döngüsü içerisinde tek bir platform üzerinden yönetilebilir olacak.
DÜNYADA BUNU BAŞARILI BİR ŞEKİLDE UYGULAYAN ÜLKELER VAR MI?
Çevre bilincinin yükseldiği dünyamızda toplam 350 milyon nüfusa ulaşan 20’den fazla ülkede ulusal yönetmeliklerle belirlenmiş resmi depozito sistemleri işlemekte. Yeni ülkeler de benzer sistemleri hayata geçirmek üzere hazırlıklarını sürdürüyorlar. 2026 yılında 70 ayrı ülke veya eyalette yaklaşık 750 milyon nüfusu kapsayacak şekilde depozito sistemlerinin kapsamının hızla genişlemesi, yayılması bekleniyor. Avurupa Birliği’nde 2027’ye kadar tüm ülkelerin depozito iade sistemine geçmesi hedefleniyor. Almanya başta olmak üzere Finlandiya, Norveç, Hollanda, Danimarka gibi ülkeler sistemi hayata geçirdi. Amerika Birleşik Devletleri’nde bazı eyaletlerde, Kanada’nın bazı bölgelerinde ve Avustralya’da sistem işliyor.
Dünyada bu sistemi en başarılı uygulayan ülkelerin başında Almanya geliyor ve 2003 yılından bu yana depozito iade sistemini kullanıyor. Almanya’da hem nüfus olarak hem de üretmiş olduğu içecekli ambalaj olarak Türkiye’deki rakamlara çok yakın. Almanya’da toplam iade oranı yüzde 98.4 gibi yüksek bir düzeyde. Kutu iadeleri yüzde 99, pet şişe iadeleri yüzde 98.