Buca Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi, iki önemli etkinliğe ev sahipliği yaptı. Merkezde, önce Parkinson Hastaları Derneği tarafından gerçekleştirilen Maske Hayatlar Fotoğraf Sergisi’nin açılışı yapıldı.
Ardından Parkinson Hastalığı ile ilgili bilgilendirme toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya konuşmacı olarak nöroloji uzmanları Prof. Dr. Raif Çakmur, Doç. Dr. Özge Yılmaz Küsbeci, Fizyoterapist Kardelen Acar, Parkinson Hastaları Derneği Başkanı Gülnur Kelçe ve Parkinson Hastası Meliha Arslan katıldı. Dünya ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de günden güne nüfusun arttığını, buna bağlı olarak nöro-dejeneratif hastalıkların artış gösterdiği, giderek yaşlanan toplumumuzda hastalığının önümüzdeki 30 yıl içinde 3 katına çıkacağının öngörüldüğünü ifade eden uzmanlar, şunları söyledi: “Niçin ben demeyin, pozitif düşünün. Bu hastalığın sizin ve ailenizin yaşamının bir parçası ve sizin arkadaşınız olarak kabul edin. Ailenizle ve dostlarınızla paylaşın. Doktorunuzu seçin. İlaç ve tedavi konusunda soru sormaktan çekinmeyin. Kulaktan dolma bilgilere itimat etmeyin. İlaçlarınızı doktorunuzun önerdiği gibi doğru, zamanında almaya özen gösterin. Gerekli durumlarda psikolojik destek almaktan kaçınmayın. Gününüzü daha programlı ve dolu yaşayın. Mutlaka bir egzersiz programına zaman ayırın, kendinize dinlenme molaları vermeyi unutmayın. Günlük işlerinizi ve ihtiyaçlarınızı mümkün olduğu kadar kendiniz yapmaya çalışın. Kendinize seveceğiniz uğraşlar bulun ve zamanınızı değerlendirin. Mücadeleyi asla bırakmayın.”
MASKE HAYATLAR
Parkinson bir sinir sistemi hastalığıdır ve 1817’de yani bundan tam 200 yıl önce James Parkinson tarafından tanısı konmuştur. Bu hastalığın sebepleri tam olarak bilinmemekle birlikte, dopamin eksikliğinin bu hastalığa yol açtığı saptanmıştır. Belirtileri arasında titreme, denge kaybı, kas sertliği ve hareket yavaşlığı görülmektedir. Yüz ifadesindeki donuklaşma, yani “Maskeyüz” duygularını göstermede zorluğa yol açmakla birlikte, belirtilerin ilk ortaya çıkmasıyla kendini ifade etmekte zorlanan birçok Parkinsonlu hastanın sosyal ortama adaptasyon sürecini kendini dış dünyaya kapatarak geçirmelerine sebep olmuştur ki bu da “Maske Hayatlar”ın çıkış noktasını oluşturmuştur.