MENÜ
İzmir 22°
Gerçek İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Büyükşehir Meclisi'nde 4.5 saatlik gergin oturum: Cumhur İttifakı salonu terk etti!
Yerel Yönetimler
16 Eylül 2022 Cuma 21:09

Büyükşehir Meclisi'nde 4.5 saatlik gergin oturum: Cumhur İttifakı salonu terk etti!

Büyükşehir Meclisi'nde eylül ayı son oturumuna 'karar yeter sayısı' krizi damga vurdu. Gergin geçen oturumda yapılacak 'Aliağa önergesi' oylaması öncesi salondaki üye sayıları üzerinden 'karar yeter sayısı krizi' çıktı. Başkanvekili Özuslu tansiyonun yükseldiği tartışmada oturuma 1 saat ara verdi. Aranın ardından bu kez tansiyon usul tartışmasıyla yükseldi. İki grubun birbirinin üzerine yürüdüğü ve karşılıklı hakaretlerin edildiği gerginliğin sonunda Cumhur İttifakı Grubu oturumu terk etti.

GERÇEKİZMİR – Büyükşehir Belediye Meclisi eylül ayı son birleşimi Kültürpark’taki meclis salonunda Başkanvekili Mustafa Özuslu idaresinde gerçekleştirildi. 

'Önerge okuma/oylama' ve 'Aliağa önergesi' tartışmalarının yaşandığı oturuma 'karar yeter sayısı' krizi damga vurdu. CHP ile AK Parti Grubu'nun açılışta önergelerin okunma yöntemi ardından da Aliağa ilçesi için hazırlanan kirlilik raporları ekseninde bakanlıkla işbirliği de içeren 5 maddelik önerge üzerinden karşı karşıya geldiği oturumda 3.5 saat geride kalırken yapılacak oylama öncesi salondaki üye sayıları üzerinden 'karar yeter sayısı krizi' çıktı. Başkanvekili Mustafa Özuslu tansiyonun yükseldiği tartışmada oturuma 1 saat ara verdi. 

Aranın ardından bu kez tansiyon usul tartışmasıyla yükseldi. İki grubun birbirinin üzerine yürüdüğü ve karşılıklı hakaretlerin edildiği gerginliğin sonunda Cumhur İttifakı Grubu oturumu terk etti. Yaklaşık 4.5 saat süren gergin mesai CHP cephesinden yaşananlara ilişkin mesajlarla sona erdi. 

3.BİRLEŞİM RAPORU: NELER YAŞANDI? 

PERDE ‘ÖNERGE TARTIŞMASI’YLA AÇILDI! 
Oturumda perde önerge okuma/oylama tartışmasıyla açıldı. 

AK Parti’den ‘tamamı okunsun’ talebi 
AK Partili Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe grubu adına söz alarak önergelerin sayı ya da başlık şekliyle değil tamamının okunarak oylanmasını talep etti. AK Partili Boztepe, “Bunlar önergenin kısaltılmış. Konunun önergenin geldiği şekliyle, ekleriyle birlikte okunmasını öneriyoruz” dedi. 

Kökkılınç’tan yanıt 
Boztepe’ye yanıt veren CHP Grup Sözcüsü Nilay Kökkılınç’tan ise “Gündem hem yayınlandı hem de dağıtıldı. Bunların ne şekilde ele alacağı usule dair bir konu. 3.5 yıldır gündemden geldiği şekilde oylanması konusunda tüm parti gruplarıyla hem fikirdik. Ben de diyorum ki meclis çalışma yönetmeliğine göre gündemde yer alan metnin okunarak oylanmasını talep ediyorum. Biz bugüne kadar önerge numarasıyla okuyup oyluyorduk. Ama arkadaşlar şimdi önergenin tamamının okunmasını istiyor. Ben de diyorum ki gündem başlığında yazdığı halde okunarak oylansın. Çünkü yönetmelik yoruma açık…” açıklaması geldi. 

AK Partili Boztepe yeniden söz alarak “Yoruma açıksa biz de böyle tamamı okunsun diyoruz” dedi. 

Sevinç: Ara verip toplantı yapalım
Tartışmada İYİ Parti Grup Başkanvekili Kemal Sevinç de söz aldı. İYİ Partili Sevinç, “3.5 yıldır İzmirli’ye hizmet etmeye çalışıyoruz. Yüzde 95’in üzerinde kararlarla bu halka yardımcı olmaya çalıştık. Ama son dönemde biraz sorunlar var. Ben grup başkanvekilleriyle 5 dakikalık bir toplantı talep ediyorum” açıklamasını yaptı.

Bu açıklamanın ardından oturuma grup başkanvekillerinin usul görüşmesi için 15 dakika ara verildi. 

Yörük: Meclis’e hakaret 
Aranın ardından söz alan CHP’li Meclis Üyesi Ufuk Yörük, “Bu mecliste aynı filmi 3.kez yaşıyoruz. 1 saat oldu, meclise başlayamadık. Sonu belli olan bir tartışmanın aynı şekilde yapılıyor olması, meclise bu şekilde ayar veriliyor olması hepimize bir hakarettir” diye konuştu. 

Hızal: Asıl saygısızlık… 
Yörük’e yanıt veren AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal ise şunları söyledi: Meclise kimin ayar verip kimin vermediği konusunda nasıl bir düşüncesi var bilmiyorum ama bir grup başkanvekilleri olarak bu tür toplantıları çok kez yaptık. Bugünkü toplantının amacı da meclisin daha sağlıklı işlemesi yönündeydi. Meclis toplantının amacı İzmir’in menfaatine karar almaktır, bunun da süresi yoktur. Bugün bu eleştiriyi yapan meclis üyesinin çok kritik konularda komisyon başkanı sıfatıyla buraya gelerek bilgilendirme yapmadığı günleri hatırlıyoruz. Asıl saygısızlık budur. Saygısızlık size bu meclisin verdiği görevi yapmamaktır. 

Aydın: Bu tartışmalar İzmir’in yararına 
Son açıklama ise CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın’dan geldi. Aydın, “Hukuk Komisyonu Başkanımızın görevini layıkıyla yerine getirdiği kanaatindeyim. Bu anlamdaki sözleri doğru bulmadığını söylemek isterim. Elbette mecliste zaman zaman siyasi tartışmalar, önergeler üzerine tartışmalar yaparız. Bazen bu tartışmalar sınırı da aşabilir. Bu tartışmalar belli bir noktaya gelip de meclis çalışmaları açısından bir huzursuzluk verir hale geldiği zaman grup başkanvekilleri olarak toplanıp çözüm ararız. Bugün de olabilen en açık fikirlilikle tartıştık ve değerlendirmelerimizi yaptık. Burada her grubun İzmir’in yararı için çalıştığı yönünde şüphemiz yok. Neyi tartışıyoruz? Bu yararın ne olduğunu tartışıyoruz. Bu tartışmaların yararına olduğunu düşünüyorum ve önergeyi verdiği için İYİ Parti’ye teşekkür ediyorum” diye konuştu. 

'ALİAĞA ÖNERGESİ' TARTIŞMASI 
Oturumun ana gündem maddesi Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi ile Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Marmara Araştırma Merkezi’nin (TÜBİTAK MAM) verileri doğrultusunda Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı’nın hazırladığı Aliağa Çevre Kirliliği Sonuç Raporu’ydu... Başkanlık makamından bu rapor ekseninde verilen ve Aliağa’daki kirlilik sorununun sürdürülemez boyuta ulaştığının altının çizildiği 5 maddelik önerge komisyonlardan oy çokluğuyla geçerken, oturumda da tartışmalara neden oldu. 

Aliağa ve yakın çevresinin küresel çevre kalite standartları doğrultusunda kontrol edilerek çevre ve halk sağlığı açısından risk yaratmayacak sınır değerlere uygun hale gelmesi için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan Büyükşehir ile iş birliği oluşturulmasını talep edilmesi, Aliağa’daki gemi söküm tesisleri için yine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan Çevre İzin ve Lisans Yönetmeliği başlığında usul ve esasların yayınlanmasının talep edilmesi, Büyükşehir Belediyesi’nin dolaylı ve dolaysız yetkilileri dahilinde kapasite artış ve yeni tesis gibi başvurularda ilgili raporları dikkate alması, sayıca fazla olmaları nedeniyle toplamda kirletici etkisi yüksek tesislerin de yine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından çevre izin ve lisans belgesi kapsamına alınmasının talep edilmesini ve Büyükşehir’in sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya gelerek bölgedeki kirlilik etkisinin azaltılmasına yönelik çalışmalar yapılmasını öngören önergeye muhalefetten ‘yasa vurgulu’ teklif gelirken, CHP’li üyeler de bu eleştirileri yanıtladı. 

CHP’li üyelerden kümülatif kirlenme vurgusu! 
Önerge hakkında CHP Grubu adına konuşan Meclis Üyesi Saadet Çağlın, süreçte hazırlanan rapor verileri eşliğinde Aliağa için mevcut kirliliğin çevre ve insan sağlığı için büyük tehdit haline geldiğini ifade ederken; hava, su ve deniz suyu analizlerinin sonuçlarının durumun giderek kötüye gittiğini gösterdiğini belirtti. Sanayi tesisleri nedeniyle arsenik ve kurşun kirliliği nedeniyle bölgenin toprağının tarım verimliliğine de giderek kapandığını ifade eden Çağlın, bölgedeki tesislerin mevzuatın izin verdiği sınır dahilinde atıklarını bölgeye boşalttıklarını ancak bunun oluşturduğu kümülatif kirliliğin mevzuat anlamsız kıldığını da söyledi.  Çağlın sözlerini bölgede kümülatif değerlerin hesaplanarak hareket edildiği kontrol mekanizmaları üretilmesi gerektiğini ve açık atık ithalatından ülkeyi ve kenti korumak gerektiğini belirterek tamamladı. 

Yine önerge hakkında CHP Grubu adına söz alarak konuşan Meclis Üyesi Hakan Barçın da rapordan detaylı bilgiler verirken, alınacak önlemlerle hem sanayi hem tarımsal üretim hem de yaşanabilir bir Aliağa’yı korumanın mümkün olduğunu söyledi. Barçın bunu sağlamak için de kümülatif etkilerin hesaplanması ve sektörü yoğunluklarının bu anlamda sınırlandırılması gerektiğini söyledi. 

AK Partili Hızal’dan ‘siyasi şov’ çıkışı! 
Önerge hakkında söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal’dan yasalara uygunluk vurgusu ve ‘siyasi şov’ çıkışı yaptı. AK Partili Hızal açıklamasında şu ifadelere verdi:  Gerçekten mecliste ne yaptığımızı neyin kararını aldığımızı şaşkınlıkla izliyorum. Biz burada yasaların el verdiği ölçüde kararlar alıyoruz. Bu konunun da altını sıklıkla Nilay Hanım çiziyor. Şehir yaşamını direkt ilgilendiren verilmiş onlarca önergemiz var. Ve bu önergeler ne yazık ki CHP Grubu’nun oylarıyla, bu konuda karar alınmasına bir yer olmadığına dair bir gerekçeyle gündeme alınması engellenmiştir. Bir önerge verilmiş, bu doğrultuda da bir rapor düzenlemiş. Güzel bir çalışma ama ben bu raporu Büyükşehir’den almadım. Gönül isterdi ki hazırlanması sürecinde de en azından grup başkanvekillerine verilmesini isterdik. Ben bu raporu Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden aldım. Bununla birlikte biraz daha kapsamlı bir rapor var. Komisyon üyesi arkadaşlara sorduk, size rapor verildi mi? diye… 630 sayfalık rapor önümüze bırakıldı dediler. Bunun 5 dakikada incelenmesi mümkün değil diye düşünüyorum. Burada bir gariplik var. Az önce bu raporu önümüze getiren hukuk komisyonu başkanı usulü anlamda yapmış olduğumuz bir toplantıyı bence haddi olmayarak eleştirdi ama aynı hukuk komisyonu başkanı çok iyi biliyor ki İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nin böyle bir karar alma yetkisi yok. Yasalar Büyükşehir’e belli yetkiler vermiş. Büyükşehir’in bu yasal mevzuat gereği çevre ile ilgili hakları ve yükümlülükleri var. Şimdi ben bu raporun bugün burada gelip görevi olmaksızın oylanmasını samimi bulmuyorum. O zaman adama, ‘Ey İzmir Büyükşehir Belediyesi sen o bahsettiğin tesislerin hangisine cezai bir işlem uyguladın?’, ‘ Ey Büyükşehir Belediyesi sen görev ve yetkin olan Körfez temizliği ile ilgili raporları buraya getirdin mi?’ ‘Ey Büyükşehir Belediyesi sen arıtma tesisi ile ilgili olumsuz raporları bu meclise sundun mu?’ ‘Ey İzmir Büyükşehir Belediyesi sen Tire’de mera alanı içindeki vahşi çöp depolama alanları için bir rapor hazırladın mı?’ Hayır. Asli görevleriniz bunları. Bunların tamamını yapmıyorsunuz ama Büyükşehir’in bakanlıkla işbirliği olsun diye bir rapor çıkarıyorsunuz. Sayın Tunç Soyer bakanlığı ziyaret etmek istedi de geri mi çevrildi. Bir kere yasaya aykırı, sizin tahammüllerinize aykırı… Selahattin Bey Bozyaka’daki Gaziemir’deki çevresel sorunlar nedeniyle önerge verdi, tamamı bu gerekçelerle reddedildi.  Bu raporu hazırlayan bilim insanları çıkıp burada saatlerce sunup yapsaydı başımızın üzerinde yeri vardı. Karar ne? Bakanlıkla işbirliği yapacağız. E zaten bu hak belediyelere verilmiş, kamu kurumlarıyla işbirliği yapın diye. Son 2 meclis toplantısında çok büyük gariplikler oluyor, şaşkınlıkla izliyorum. Bu kararı alan komisyonun başındaki de bir hukukçu. En azından şunu yapmasını beklerdim, eline telefonu alır, Tunç Bey’i arar, ‘Sayın Başkan elimizde böyle bir karar var ama hukuken yapılması mümkün değil’ demesini beklerdim. Raporun hazırlanmasına asla bir şey demiyoruz. Ancak bu rapor üzerinden bir takım siyasi kazanımlar elde etmek adına çıkıp şov yapmanın hiçbir anlamı yok. Bu meclisin böyle bir karar alma hakkı yoktur. Rapor meclis üyelerine verilmemiş, rapor meclisten saklanmış. Bu da yeni bir alışkanlık haline geliyor. Yollarla ilgili ifadeler var, o yolları kim yapacak? Allahtan Aliağa Belediyesi yapıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi yollarla ilgili ne yapıyor? Mesela neden İzmir’in çöp sorunuyla ilgili bir rapor hazırlanmadı? Bir kez daha altını çizerek söylüyorum bu çalışma elbette ki kıymetli ve değerli ama bu rapor üzerinden siyasi prim elde etmek için bu meclisin şov aracı olarak kullanılmasını asla kabul etmiyorum. Bu alınmak istenen karar doğru bir karar değildir. Sunumun başında bir fotoğraf yayınlandı. Öyle bir fotoğraf ki sanki Aliağa’nın hiçbir yerinde denize girilmiyor, hiçbir noktasında su içilmiyor, her noktasında balıklar ölüyor, her noktasında nefes alınamaz hale gelmiş gibi… Bu fotoğraf muhtemelen Türkiye’de bile çekilmemiş. Balık ölümleri olan bir fotoğraf var. Biz bu şehirde balık ölümlerini Körfez’de gördük. Ne yapıldı? Hiç… Bunun samimi olmadığını, bunun hukuki olmadığını ve buraların şov noktaları olmadığını düşünüyorum.

 

Özuslu’dan ‘görsel’ uyarısı! 
Bu mesajların ardından AK Partili Hızal’ın gösterilen fotoğraf üzerine eleştirilerine yanıt veren Başkanvekili Özuslu, “Görsel enstürmanın kullanılmayan hali kaldı mı? Hatip ben bu şekilde derdimi anlatmak istiyorum derse anlatabilir. Bin türlü sunum aracı kullanıldı bu mecliste. Herhangi bir önerge konusunda söz almış bir hatibi ve CHP adına söz almış bir arkadaşımızı siyaseten eleştirebilirsiniz ama siz de aynı eleştiriyi alabilirsiniz. Dolayısıyla burada hatiplerin kullandığı görselleri içeriğine bakarak değerlendirmek meclis adına daha evla bir davranıştır. ‘Karar alamaz’ eleştirisini de anlıyorum. Olabilir, bu konuşulur, burada bir sıkıntı yok ama hatibin konuşmasının başka türlü algılamanın bir gereği de yok” diye konuştu. 

Kökkılınç: Bunda ne beis var? 
CHP Grup Sözcüsü Kökkılınç, AK Partili Hızal’ın mesajlarına yanıt verdiği konuşmasında, “Aliağa İzmir’in en önemli ilçelerinden birisi. Hem ağır sanayinin hem de turizmin olduğu bir ilçe. Bu ilçede çevreye duyarlı örgütlerin de hassasiyetleri çok yüksek. Belediyenin görevleri bellidir. Çevre konularında daha çok bakanlığın düzenleyici etkileri var. İzmir Büyükşehir’in de dolayısıyla sadece cezalar vererek etkin olmasının imkanı yok. Burada gemi söküm tesislerinin de insan sağlığına kötü etkileri de defalarca ortaya konmuş. Bizim hep birlikte iş birliği içerisinde çalışmamız gerekiyor. Elbette biz işbirliğini Sayın Bakan’dan talep ederiz bunda bir beis yok. Ama arkadaşlarımız üniversitelerle işbirliği yaparak çok değerli bilimsel raporlar ortaya koymuşlar, bugün de burada sunum yaptılar. Bunda gocunacak ne var? Büyükşehir’e çevre üzerinden özel yetki ve görevler de verilmiş. Bakanlığın da görevleri arasında yerel yönetimlerle işbirliği var. Biz bu işbirliğinin çoğaltılmasını istiyoruz. 2016’dan bu yana bakanlık tarafından çıkarılmayan bir yönetmelik var. Demişiz ki bu yönetmeliği çıkarın, biz de burada sizinle iş yapalım. Yani bunda ne beis var? Maddeler arasında bazı cezaların caydırıcı olması ve gemi söküm tesisleri için de bazı tedbirlerin alınması isteniyor. Biz çoğulcu demokrasiyi önemsiyoruz, birlikte çalışmayı önemsiyoruz, bu kararlar da tümüyle bunları içerir. Meclisin yetkisinde olan bir konuda karar alıyoruz” ifadelerine yer verdi. 

Şimşek: Verin bize o yetkilerin yüzde 10’nu… 
Tartışmada söz alan MHP Aliağa Meclis Üyesi Hakan Şimşek de CHP’li Barçın’ın sunumunda kullandığı fotoğrafı eleştirerek, “Aliağa’yı hiçbir şekilde yansıtmayan bir fotoğraf 2 dakika boyunca ekranda kaldı. Algı yaratmak için, Aliağa’yla hiçbir ilgisi yok. Arkadaşımızın hayal ettiği dünyaya dönmek için avcı ve toplayıcı toplum devrine dönmemiz lazım. Dünyayı en az kirleten ülkelerden biri Türkiye… Aliağa’da 55 yıldır sanayi var, Aliağa’yı biz MHP olarak sadece 8.5 yıldır yönetiyoruz ve gururla şunu söylüyorum: Bizden önce de sanayi vardı, bizimle de sanayi var. Biz yola çıktığımızda ‘Bu kadar bacanın burada işi ne?’  demedik. Yine gururla söylüyorum, hangi çevre örgütü ölçecekse ölçsün, şuanda Aliağa’da aktif kişi başına düşen yeşil alan 13 metrekareye çıkmıştır. Bu Türkiye ortalamasının çok üzerinde. Bazı arkadaşlar öyle sunumlar yapıyor ki, ‘Aliağa sanki İzmir’i kirletti, İzmir'in Körfezi’ni kokutan bir hale getirdi. 30 ilçe içinde İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden medet ummayan tek ilçedir Aliağa… Büyükşehir’in çevre mevzuatı yetkilerinin yüzde 10’nu bize verin görün bakalım bir cüruf depolama alanı oluyor mu?” diye konuştu. 

İYİ Partili Sarı’dan AK Partili Hızal ve MHP’li Şimşek’e yanıt 
AK Partili Hızal ve MHP’li Şimşek’e yanıt veren İYİ Parti Aliağa Meclis Üyesi Sedat Sarı, “Özgür Bey fotoğrafa takılmak suretiyle ‘Sanki Aliağa’nın her yerinde balıklar ölüyor, ormanlar yanıyor, su içilmiyor, denize girilmiyor’ dedi. Aliağa’da bizim yaşadığımız kaygının kaygı olarak görülmesi için bütün balıkların ölmesi, bütün ormanların yanması mı gerekiyor? Hakan Şimşek’e de soruyorum. Emperyalist güçlerin sözcülüğünü yapan insanlardan bahsetti. Aliağa’daki kirliliği bu kadar yaşıyorken, bunu İzmir halkına anlatmak emperyal güçlerin sözcülüğünü yapmak mı? Aliağa’da bu kirlilik varken, bilimsel raporlarla da ortaya konmuşken bunu konuşmanın ne kötü yanı var? Ayrıca bu konuda konuşurken Aliağa Belediyesi’ni cilalayıp parlatarak bu yönde söylemlerde bulunmanın ne anlamı var?” diye konuştu. 

Çalışkan: Yetkimiz olmayan bir konuyu 1.5 saat konuşurken… 
Tartışmada AK Partili Erhan Çalışkan’dan ise yasa-yetki vurgusu geldi. AK Partili Çalışkan, “Meclisin etkin çalışması için yönetmelikler var, bir de ilke kararları var. Burada birçok önergede ne dedik, ‘Bu idarenin yapabileceği şey, meclisin karar almasına gerek yok’ dedik. Bakanlığa şu yönetmeliği çıkarın diyen bağlayıcı bir karar alabilir miyiz? Yetkimiz olmayan ancak tavsiye kararı alabileceğimiz bir konuyla 1.5 saat konuşurken, milyonlarca para harcadığımız şeyleri burada 5 dakikada karar alıp geçiriyoruz” dedi. 

Aydın: İsterdim ki oy birliği verilsin ama Allah’tan… 
CHP Grup Başkanvekili Aydın ise şu açıklamayı yaptı: Belediye meclislerinin görev ve yetkileri tartışması yapılıyor zaman zaman… Bakın mesela Hakan Şimşek Bey, ‘Kömür ruhsatı almayacağımıza dair meclis kararı aldık’. Doğru bir karar ama meclis kanunda yer almıyor. Bu meclisteki hiçbir arkadaşımızın bu çalışmaya verdikleri siyasi kazanım ya da şov üzerine kurgulanmamıştır. Hepsi İzmir’in temel bir sorununa dikkat çekmeye çalışmıştır. Bizim çevre birimlerimiz yasal zorluklara rağmen görevlerini yerine getiriyorlar. Zaman zaman yetki tartışmaları yapsak da temel amaç İzmir halkına yarar sağlamak. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı şey bu bilimsel rapora ve ciddi tehdide dikkat çekmek ve kentin en yetkisi kurumu olarak bir duruş ve görüşü ortaya koymaktır. Bu görüş ve duruş ne bakanlığa ne de iktidara karşıdır. Burada bir çağrı yapılıyor. ‘Aliağa için birlikte çalışalım’ deniyor. Bu meclisteki arkadaşlarımız dertlerini şehre ve meclise anlatabilme adına söz aldılar. İYİ Partili Meclis Üyem o kentte yaşayan biri olarak açıkladı yaşadığı sorunları… Ben isterdim ki bu önergeye oy birliği verilsin çünkü bu şehrin çok temel bir sorunuyla ilgili çok temel bir yaklaşım ortaya koyuyoruz. Ama Allah’tan içeriğe değil yönteme bir itirazları var. 

‘KARAR YETER’ SAYISI KRİZİ! 
Aydın’ın açıklamalarının ardından CHP Grup Sözcüsü Kökkılınç, “Biz tüm meclisin huzurla hareket etmesi için komisyon aldığı kararın bakanlığa bir tavsiye kararı olarak gönderilmesinin oylanmasını talep ediyoruz” dedi. Kökkılınç'ın ardından söz alan AK Parti Boztepe'den, "Gördüğüm kadarıyla mecliste karar yeter sayısı yok. Yeterli sayı yok. Lütfen ona göre oturuma devam edelim ya da kapatalım. Eğer ara verirseniz 89 kişiyle toplamanız gerekir" çıkışı geldi. 

Bu çıkışın ardından karşılıklı atışmaların yaşandığı bir tartışma patlak verdi. CHP'li Kökkılınç, "Bir meclis üyemiz yeter sayısı olmadığından bahsediyor. Yönetmeliğe göre sayım yapılması gerekiyor. Karar alma yeter sayısı için dörtte bir gerekir. Karar yeter sayısı 44’ün bir fazlası 45’tir. Eğer bu sayı varsa meclis devam eder" dedi. 



Bu açıklama sonrası yapılan sayımda salonda 48 meclis üyesinin olduğu tespit edildi. Öte yandan sayım sonrası AK Partili Boztepe'nin divan kürsüsüne çıkarak salonun fotoğrafını çekmesi nedeniyle gergin anlar yaşandı. 

Yeniden söz alan Kökkılınç, "176 meclis üyemiz var. Yarının bir fazlasıyla toplantıya açma hakkına sahiptik. Toplantı yeter sayısıyla açılan bir mecliste bu sayı düşse de dörtte birden bir fazla meclis üyesi sayısı karar yeter sayısıdır. Dolayısıyla oylama yapılabilir" derken, AK Partili Hızal'dan, "Toplantı elbette devam edebilir. Oylamaya geçtiğimizde 44 arkadaşımızın evet oyu olması gerekir ki karar yeter sayısı olsun" sözleriyle itiraz geldi. 

Kökkılınç bu çıkışı, "Yönetmelik çok açık, karar verebilmek için karar yeter sayısının 45 olması gerekiyor. 45 oydan yarıdan bir fazlası da evet derse geçer zaten" sözleriyle yanıtladı. AK Partili Hızal ise, "Bir karar için olumlu ya da olumsuz oy kullanılması gerekiyor. Yönetmelikteki sınır altında olursa zaten karar çıkartamıyorsunuz. Karar alabilmeniz için 44 arkadaşım olumlu yönde oy kullanması gerekir" dedi. 

Tartışma büyüyünce Başkanvekili Özuslu oturuma 1 saat ara verdiğini duyurdu. 



ARANIN ARDINDAN ORTALIK KARIŞTI! 
Aranın ardından çok sayıda CHP’li meclis üyesi salona dönüş yaparken, sayım bu kez imza föyüyle yapıldı. 

Hızal ile Özuslu arasında ‘meclis tatil’ atışması 
Oturumun ara sonrası bölümü AK Partili Hızal’ın usul hakkında söz istemesiyle başladı. Hızal, “Aranın öncesinde karar yeter sayısı 45’ti… Sayı bulunamadığından ara verildi” dedi. Hızal’ın bu sözlerine başkanlıktan itiraz geldi. Özuslu, “Durum öyle olmadı. Oturuma ara verildi ve karar yeter sayısı sayılmadı. Oylamayı yapmadım, kimin ‘evet’, kimin ‘hayır’ diyeceğini nereden bilebilirim ki? Bizim ara öncesi yaptığımız sayım meclis üyesi sayısıydı” dedi. AK Partili Hızal da bu kez, “Neden 89 kişiyi çağırdınız o zaman? Bir kişiyi çağırsanız yeterdi” çıkışını yaptı ve “Karar yeter sayısının olmamasından dolayı siz meclisi tatil ettiniz. 1 saat ara verdiğinizi söylüyorsunuz ama meclis tatil edildi. Yönetmeliğin ilgili maddesi aynen şunu söyler: Yapılacak yoklamada karar yeter sayısının bulunmadığının anlaşılması durumunda meclis başkanı en geç 3 günde toplanmak üzere meclisi tatil eder. Bu toplantının günü ve saati üyelere bildirilir ve gündem de ilan edilir… Bu meclis şuandaki haliyle toplanabiliyor, ondan sorun yok. Ama başka bir sorun var.  Gündem ilan edildi mi arkadaşlar? Edilmedi. Önce bir 89’u bulma ihtiyacı duydunuz, sonra anladınız 45’i bulmaya çalıştınız. Ama bu meclisin yeniden toplanabilmesi için bir de gündemin ilan edilmesi gerekiyor” diye konuştu. 

Hızal’a yanıt veren Özuslu da, “Meclis tatil falan ilan edilmedi, bir tutanak yok. Kayıtlar çok açık, isteyen döner tekrar bakabilir. Ben üstüne basa basa dedim ki, ‘Şuan da yaptığım salonda kaç meclis üyesi bulunduğunun tespitinden ibarettir’ dedim. Ondan sonra da birleşime 1 saat ara verdim” ifadelerini kullandı. 

Kökkılınç: Ara verme yetkisi başkanvekiline ait 
CHP Sözcüsü Kökkılınç, “AK Parti Grup Başkanvekili arkadaşımız mecliste 48 kişi olduğunu söyledi. Meclis başkanımızın da bununla ilgili kayda geçen beyanı var zaten. Demek ki ara vermeden önce karar yeter sayısı var. Ara verme yetkisi sadece başkan ve başkanvekiline ait. Siz bu yetkinizi kullandınız ve sonrasında imza föyünü dağıttınız. Meclis sayısı da 63 çıktı. Dolayısıyla bu mecliste şuan da karar yeter sayısı var. Siz ara vermeden önce de vardı, ara verdikten sonra açılan salonda da bu sayı mevcut. Şimdi gündeme devam edilir ve önergelerde de salt çoğunlukla karar alınır” diye konuştu. 

Kökkılınç’ın bu açıklaması sonrası AK Parti ve MHP sıralarından itirazlar yükseldi. Cumhur İttifakı sıraların oturumu terk edeceklerini açıkladı. 

'Meclisi yönetemiyorsunuz' gerginliği! 
Başkanvekili Özuslu önergelerin oylamasına geçileceğini duyururken, AK Partili Hızal söz aldı. Hızal, “Önerge için değil usul için söz aldım” deyince ortalık karıştı. CHP sıralarından bu çıkışa sert tepki geldi. CHP’li ve AK Partili üyeler birbirlerinin üzerine yürüdü. Yaşanan gerginlikte Hızal, Özuslu’ya, “Şuanda meclisi yönetemiyorsunuz” diye seslenirken, Özuslu da bu sözlere, "Sizin sayenizde yönetilemiyor. Sayın Hızal, 'Aradan sonra usulle ilgili söz istiyorum' dedi... Verdim. Şimdi maddelere geçtik yeniden usule dönüyoruz" sözleriyle yanıt verdi. 

Oturumda tansiyon bir kez daha yükseldi. Üyeler birbirlerinin üzerine yürürken, iki gruptan ‘terbiyesiz, hadsiz’ gibi hakaretler yükseldi. 

Cumhur İttifakı salonu terk etti! 
CHP Grup Başkanvekili Aydın yaptığı uyarıyla sıralarını sakinleştirirken, AK Partili Hızal yeniden söz aldı ve "Şimdi biz usulü anlamda bu meclisin toplanamaması gerektiğini söyleyip mecliste kalacak değiliz elbette ki. Şunun tutanağa geçmesini istiyoruz, ‘Cumhur İttifakı olarak bu oturumda bulunmayacağız’ dememin tutanağa geçmesini istiyorum" dedi. Bu açıklamanın ardından Cumhur İttifakı salonu terk etti. 

Özuslu sonra gündem maddelerinin sıralanması konusunda ‘Sayın Kökkılınç ne yapacağız?’ diye sordu. Salonda gülüşmelere yol açtı. Bu gelişmenin ardından komisyonlardan gelen tüm önergeler katılanların oy birliğiyle meclisten geçti. 

Aydın: Meclisler kilitleniyorsa demokrasi kilitleniyordur
Oturumun sonunda söz alan CHP'li Aydın yaşanan gerginliğe ilişkin olarak şu açıklamayı yaptı: İzmir Büyükşehir Belediyesi ve demokrasi adına çok üzücü bir akşam yaşadık. Bir yönetmelik hükmünün bu kadar kötü yorumlanarak önümüze konması üzücü. Başkanvekili olarak sizin de söylediğiniz gibi ara verme söz konusuydu bir tatil söz konusu değil. Arkadaşlarımız buna rağmen bu tartışmayı yaptı. Ama biz isterdik ki ne tartışacaksak bu mecliste tartışsaydık. Şuanda muhalefet sıraları boş ve muhalefet İzmir halkının kendilerine verdiği bu görevi yerine getiremiyor. Mecliste üye olarak hepimizin birincil görevi bu meclisin çalışmasını sağlamaktır. Çünkü meclisler bazı usul tartışmalarıyla engellenip kilitleniyorsa orada demokrasi kilitleniyordur. Bugün İzmir halkının oylarıyla seçilen bu meclisin çalışmasını engellemeye çalıştılar. Yapılacak tartışmanın içeriği konusunda farklı değerlendirmeler olabilir elbette… CHP Grubu olarak diliyoruz ki bundan sonraki meclislerde daha doğru daha içten tartışmalar yapalım. Ben hem grup arkadaşlarımıza hem de İYİ Parti de DEVA Partisi’nden arkadaşlara bu yönde şükranlarımı sunuyorum. 

"'Meclisi yönetemiyorsunuz' eleştirisi safsatadır"
Oturumda son sözü alan Özuslu ise, "Ben de meclisteki tüm arkadaşlarıma teşekkürlerimi bir borç biliyorum. Demokrasi varsa muhalefet vardır. Demokrasinin esası muhalefetin söz hakkını kullanabilmesidir. Bütün 3.5 yıllık geçmişine tüm İzmirlilerin bakmasını istiyorum. Gerek Sayın Başkanım gerek benim yönettiğim oturumlarda demokratik yönden aykırı bir durum olmuş mudur bu mecliste? Herhangi bir söz hakkı engellenmiş mi? Biz iktidar partisinin üyeleri olarak görev yapıyoruz. Meclis Başkanvekili olarak ben bu meclisin sağlıklı yürütülmesinden ve sağlıklı kararlar almasından sorumluyum. Ama sizlerin de bu sorumluluk bilinci içinde bulunma zorunluluğunuz var. Salonu terk ederek, ‘Ben bu oturumu uygun bulmuyorum’ diyerek gitmek onların demokrasiye ne kadar inandığının da kanıtıdır. Demokrasi aynı zamanda meclis iradesinin tecellisine saygı göstermektir. Meclisi terk etmeleri elbette kendilerinin takdiridir. Ben bunu İzmir halkına havale ediyorum ama bunu söylemek mecburiyetindeyiz ki bu meclisi bugün de yönetmeliklerin çizdiği çerçeveye göre hakla ve hukukla yönettik ve karar aldık. 'Meclisi yönetemiyorsunuz' eleştirisi safsatadır" diye konuştu. 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gerçek İzmir