GERÇEKİZMİR - İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi eylül ayı birinci birleşimi Başkan Tunç Soyer idaresinde gerçekleştirildi.
Oturuma Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in İzmir’in 100.kuruluş yıl dönümü kutlamalarında yaptığı ve siyaset gündemine oturan konuşma yaşanan tartışma damga vurdu.
HARMANDALI SUNUMU
Büyükşehir Belediye Meclisi eylül ayı oturumu Hacettepe Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Candan Gökçeoğlu’nun heyelan tehdidi nedeniyle panik yaşanan Harmandalı depolama alanı bölgesi hakkkındaki sunumuyla başladı. Prof. Dr. Gökçeoğlu bölgenin tarihçesi hakkında detaylı bilgilendirmede bulunurken, 1988’den bu yana yaşanan kütle hareket değişimlerini özetledi ve çözüm için gerekli yol haritasından bahsetti.
56 önergenin oy birliğiyle kabul ederek meclisten geçtiği oturumun dilek ve temenniler bölümünde ise ‘Başkan Soyer’in 9 Eylül konuşması’ tartışması yaşandı.
Cumhur İttifakı cephesinden Başkan Soyer’e tarihi günde yaptığı konuşmaya yönelik eleştiriler geldi.
HIZAL’DAN ‘YUNANİSTAN’ ÇIKIŞI!
AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal konu hakkında, “9 Eylül çok önemli bir gün... Sizin iddia ettiğinizin aksine zaferin yıl dönümü... Aslında biz bu kutlamalarda yaşananı 1 hafta öncesinden tahmin etmiştik. (Barışın İkinci Yüzyılı afişlerini kastederek)” diyerek başladığı konuşmasında Başkan Soyer’i, “Suriye’de terör operasyonu yapıldığında ‘Bu savaş bitmeli’ dediğiniz gibi, İzmir’in bayrağı, İzmir’in parası dediğiniz gibi bunları da tahmin etmiştik” sözleriyle eleştirdi. Nutuk’un 5.sayfasından bir kesit okuyan AK Partili Hızal, “Kullandığınız sözcükler zihninizdeki gerçekleri ortaya koyuyor. İzmir 15 Mayıs 1919 günü Yunanlılar tarafından işgal edilmiştir. Kendince Avrupa başkentlerinde Türkiye Cumhuriyeti’ni şikayet eden, savaş uçaklarımıza uluslararası hava sahasında saldıran Yunanistan’ın isminden bir kez dahi bahsetmediniz. Bütün bu sorunlar yaşanırken siz Atina Belediye Başkanıyla görüşmeye gittiniz. Bu bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının içini acıtmıştır. Poz verdiğiniz Atina Belediye Başkanı densizce bir tweet atarak Sayın Cumhurbaşkanımıza dil uzatma cüretinde bulunmuştur” dedi.
”VAHDETTİN NE HAİNDİ NE DE KAHRAMAN”
MHP Grup Başkanvekili Selahattin Şahin de, Başkan Soyer’i, “Ecdadımızı hedefe koymasını kınıyorum. En büyük öksüzlük köksüzlüktür. Nutuk’tan ilham aldınız. Atatürk orada memleketin içinde yaşadığı durumu özetlemiş ama Vahdettine’e asla hain dememiş. Son padişah Vahdettin ne bir hain ne bir kahramandı. İçinde bulunduğu olumsuz koşullarda başarılı olamadı. İmkan ve zemin dahilinde politikalar üretti. Bunlardan en önemlisi de Osmanlı Subayı Mustafa Kemal’i geniş yetkilerle Anadolu’ya göndermekti. Sizin haddinizi aşarak hain ettiğiniz Vahdettin 1926 yılında San Remo’da vefat ettiği zaman borçlarından dolayı tabutuna haciz konmuştu” diye konuştu.
SOYER’DEN ELEŞTİRİLERE TOPLU YANIT
Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer ise konuşmasında eleştirilere tek tek yanıt verdi. Soyer açıklamasında, “Yüzyıl, ülkelerin tarihinde çok önemli bir zaman dilimidir. Mutlaka hatırlanması, hatırlatılması lazım. Ülkeler, cumhuriyetlerinin, zaferlerinin yüzüncü yıllarını her zaman görkemli bir şekilde kutlamak istemiştir. Ben daha seçim kampanyam döneminde şunu demiştim; bu memleketin, kurtuluş zaferlerinin 100’üncü yılında belediye başkanlığı yapacağım. Çok mutlu ve gururluyum. Çünkü bu memlekette o hafızayı tazelemezsiniz bir gün birileri vatan hainlerini kahraman yapmaya kalkar. Biz hafızamızı tazelemek mecburiyetindeyiz. Hain Vahdettin vatanını terk etti, ilkokul 3’üncü sınıf bilgisi…. Başka bir tarih yazmaya kalkışılabilir ama gerçekler değişmez. Çanakkale, geçilmez denilen, binlerce şehit verilen Çanakkale geçildi, nasıl geçildi? Vahdettin ve Damat Ferit Paşa sevri imzaladılar. Fatih Sultan Mehmet Han, İstanbul’u almış, dünyanı en karizmatik, vizyon sahibi genç bir lideridir, atamızdır, iftihar ediyoruz. Atalarımızla iftihar etmek birilerinin tekelinde değil… Piri Reis, Mimar Sinan, Barbaros Hayrettin Paşa…. Selçuklu’ya, Sümerler’e kadar hepsi bizim atamız. Vatan hainleri ile vatan kahramanlarını ayrıştırmak lazım. Eğer ikisini aynı yere koyarsanız şehitlerin ruhunu incitirsiniz. Bizim milli kahramanımız Mustafa Kemal Atatürk’ü, beş tane idam fermanı çıkarıp öldürmek istemişler, suikast düzenlemişler. Kim? Vahdettin, Damat Ferit Paşa… Ne yapmışlar? İngiliz zırhlarına binip gitmişler. Ben bunun nesini savunayım?” ifadelerini kullandı.
Soyer sözlerini şöyle sürdürdü: Milliyetçilik de yurtseverlik de ecdada saygı da kimsenin tekelinde değil... Bizler, atamızı saygıyla anmaya devam edeceğiz, tek bir şey var; hırsızlarla ve haramilerle yolumuzu ayırmak mecburiyetindeyiz. Tarih bize bunu söylüyor. ‘Eğer geçmişimize sahip çıkmazsak sağlıklı bir gelecek inşa edemeyiz’ dediğimiz için 100’üncü yılında 9 Eylül’ü böyle kutluyoruz. Biliyorsunuz ki Zafer Yürüyüşü’ne çıktık, ben ilk iki gününe katıldım. Yol boyunca dedelerimiz, atalarımız buradan geçmişler diye aklınızdan geçiriyorsunuz, sabah 5.30’da top ateşi başladı. Nasıl tüyleriniz diken diken oluyor biliyor musunuz? Çünkü 100 yıl önce tam o sırada top atışıyla başladı Büyük Taarruz. Atalarımız gerçekten büyük kahramanlık yapmışlar ve bize bu vatanı emanet etmek için yalın ayak ölüme koşmuşlar. Biz ne yapsak eksik… Dünyaya büyük bir ders vermişler, sadece Yunan’a değil, İngilizlere, Fransızlara, bütün dünyanın emperyalist güçlerine… Mısırlı bir gazeteci, Atatürk’ü ziyarete geliyor ve ‘Sizin adınızın Atatürk olması doğru değil; siz sadece Türklerin değil bizim de atamızsınız’ diyor. Bütün mazlum milletlere tam bağımsızlığın, özgürlüğün mümkün olduğunu gösteren bir milli mücadele… Emperyalizmin yediği en büyük tokat, bizim atalarımız tarafından atılıyor. Bizim ecdadımızla hiçbir problemimiz yok, Osmanlı da bizim Cumhuriyet de bizim. Ama Vahdettin ama Damat Ferit Paşa, o vatan hainlerinin çektirdikleri acı, ızdırap asla unutulmaz...
Büyükşehir Belediye Başkanı sözlerini şöyle tamamladı: Son günlerde kendisine yöneltilen eleştirilere de yanıt veren Başkan Soyer, “İzmir parası, İzmir bayrağı… On kere açıkladım, ayıptır yahu! Cevap vermeyeceğim. Barış meselesi… Öylesine kutuplaştırıcı bir iklim var ki barış sözcüğünden ayrıştırma yaşanıyor. Barışı, kim, neden savunmaz? Yunan’a gerektiğinde ders verilir. Varsa bir işgal, tehdit yine biz karşı dururuz, ilk kurşun da son kurşun da yine İzmir’den çıkar. Kimsenin tereddüdü olmasın. Ama bu barışa karşı çıkmak anlamına gelemez. Biz bu topraklarda yaşayan insanlar olarak barışı savunmak mecburiyetindeyiz. Atamız, dünyanın en büyük barış kahramanıdır. Savaştığı o Yunanlı komutan savaş bittikten sonra Mustafa Kemal Atatürk’ü Nobel’e aday göstermiştir. Böylesine büyük bir barış kahramanıdır, dâhidir, önderdir. Biz de onun torunları olmaktan iftihar ediyoruz.
Sayfa başına git