Mehmet İŞLER/ GERÇEKİZMİR - İzmir Büyükşehir Belediyesi ve tarımsal kalkınma kooperatifleri arasında 2021 yılı ürün alım sözleşmesi imzalandı.
Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) gerçekleşen törene Cumhuriyet Halk Partili (CHP) vekiller, belediye başkanları, ilçe başkanları ve kooperatiflerin temsilcileri katıldı. Programda konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer önemli mesajlar verdi. Ayrıca sözleşme kapsamında 40’ın üzerinde ürünün alımının yapılacağı belirtildi.
KURAKLIK TEHLİKESİNE BİR KEZ DAHA DİKKAT ÇEKTİ: REZERVİN 3 KATI SU ÇEKİYORUZ!
Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, “Geçtiğimiz hafta Ödemiş’te Küçük Menderes Havzası’nın tamamında tüm Büyükşehir Belediyesinin yönetici kadrosuyla tarım yaklaşımımızı 6 ana başlıkta detaylarıyla anlatmıştık. Bu tarım politikamızın Türkiye’de uygulanandan ayıran iki temel fark var. Birincisi kuraklıkla, ikincisi yoksullukla mücadele. İzmir’de tarımda kullanılan yüzde 77 oranındaki suyun yüzde 50 oranında azaltılmasını hedefliyoruz. Yüzde 10 civarında evsel tüketim, yüzde 13 civarında da sanayide kullanılıyor. Asıl büyük miktar su tüketimi tarımsal üretimle gerçekleşiyor. Burada uygulayacağımız tasarruf suyun kullanımıyla ilgili büyük ölçüde rahatlama getirecek. Küçük Menderes Havzası’ndan işe başladık. Çünkü orası tümüyle İzmir sınırları içinde... Her şeyinden biz sorumluyuz. Orada politikamızı hayata geçirmek anlaşılır bir şey. Burada çok çarpıcı bir rakam vereceğim. Küçük Menderes Havzası’nda yaklaşık yer altı rezerv 290 hektometreküp civarında. Biz 900 hektometreküp civarında su çekiyoruz. Biz yer altındaki kaynağımızın 3 misli su çekiyoruz. Bu kadar büyük bir su çekme karşısında aşağıda su seviyesinde azalma kaçınılmaz. İşin dramatik boyutunu ifade etmek istiyorum. Çok ciddi bir kuraklık tehdidiyle karşı karşıyayız. Ürün desenini değiştirmeliyiz. Tek çaremiz suyun kullanımını azaltmak. Çok su tüketen ürünler yerine, iklime, sıcaklığa ve toprağa uygun, yağmurla büyüyen ürünleri tercih etmek zorundayız. Tarım politikamız sadece İzmir için değil tüm Türkiye’ye ilham verecek. Tarımı sadece tarlada başlayıp biten bir faaliyet olarak görmüyoruz. Lojistik, işleme, markalaşma satışı, Ar-Ge eğitim faaliyetleriyle bir bütün olarak tarif ediyoruz. Böylece yoksullukla mücadele ediyoruz” dedi.
140 MİLYON LİRALIK ALIMI İKİ MİSLİ ÜZERİNE ÇIKARACAĞIZ
Soyer ayrıca, “Bugün bu politika çerçevesinde kooperatiflere verdiğimiz alım sözünün yerine getiriyoruz. İş birliğimizi pekiştiriyoruz. Fidan, çiçek, lavanta, tarhana gibi 40’a yakın ürünü satın alarak üreticilerimize destek olmaya devam ediyoruz. 2019 yılında 125 milyon 377 bin,
2020 yılında 144 milyon 762 bin liralık alım gerçekleştirmişiz. 2021’de de bunu arttıracağız. BAYSAN şirketimizle 10 bin dönüm araziyi de susuz yem bitkisiyle sözleşmeli alım gerçekleştireceğiz. 15 milyon liralık alım yapacağız. Beydağ’dan 100 ton kestane, Bayındır’dan 200 ton salçalık biber, Ödemiş’ten 300 ton patates alımı gerçekleştireceğiz. Her yeni havza ziyaretimizde alım yapacağımız ürünleri açıklayacağız. 2021 yılında 140 milyon liralık alımı iki misli üzerine çıkararak, 338 milyon liralık bir alım yapmayı hedefliyoruz. 338 milyon liralık alımın 154 milyon lirası süt ve süt ürünleri için ayrıldı. 97 milyon liralık bölümü et ürünleri, 15 milyonu yem bitkilerine, 72 milyon da diğer ürünlere tekabül ediyor. Başka bir tarım mümkün mantığıyla inşa ettiğimiz bu tarım politikamız İzmir’den başlayarak tüm Türkiye’de yerli ve milli bir politika inşa etmenin mümkün olduğunu gösterecek. Üreticimizin doğduğu yerde doymasını sağlamak istiyoruz. Çiftçimiz destek göremezse bize miras kalan bu topraklarda üretim yapılamaz hale geliyor. Türkiye’de tarım son 20 yılda küçüldü. Tarımsal alan miktarı, çiftçi sayısı ve tarım ekonomisinin büyüklüğüne bakınca bunlar anlaşılıyor. Bu noktalarda ciddi düşüşler var” ifadelerini kullandı.
MALLAR GERİ GELMEYECEK AMA SAHİP ÇIKACAĞIZ
Geride kalan yıllarda değiştirilen büyükşehir yasasına değinen ve köylerin mahalleye dönüşmesine ayrı bir parantez açan Soyer, “O gün o karardan dönmediler. Tarım sürekli gerilemeye başladı. Geçen aylarda bir geri dönüş sinyali gördük. Kırsal mahalleye dönüştürebiliriz dediler. Tüm muhtarlarımıza sesleniyorum, gelin tekrar kırsal mahalle statüsü altında size tanınan hakları kullanın, o mahalleler tekrar köy olarak hayatlarına devam etsin. İmar ruhsat harçlarından muafiyet, su giderlerinde yüzde 50 indirim, vergiler anlamında fayda sağlanır. Birçok mallar gitti, onlar geri gelmeyecek. Ama hiç olmazsa şimdi buna sahip çıkacağız” dedi.
BAŞARILI OLMAK ZORUNDASINIZ, BU BİR MEMLEKET MESELESİ!
Konuşmasının son bölümünde, imza töreni öncesinde kooperatif başkanlarına hitap eden Soyer, “İzmir Büyükşehir Belediyesi yeniden ‘köylü milletin efendisidir’ dedirtene kadar çalışmasına devam edecek. Başarılı olmak zorundayız, zorundasınız. Bu sadece sizin kooperatifinizle ilgili bir mesele değil. Bu bir memleket meselesidir. Bu memlekette şikayet ettiğimiz ne varsa değiştirmek boynumuzun borcu. Buna tarımdan başlıyoruz. Başarılı olacağız. Daha çok üreteceğiz. İzmir Büyükşehir Belediyesi de kooperatiflere sonuna kadar sahip çıkacak” ifadelerini kullandı.
Süt süt 27 Ocak 2021 Çarşamba 14:53
|