Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, 24 Haziran seçimleri sonrasında Türkiye'de yaşananlar ve CHP'deki kurultay söylemleri ile ilgili olarak, kamuoyunu bilgilendirmek ve CHP örgütlerine çağrıda bulunmak için yazılı bir açıklama yayınladı.
Başkan Yücel, parti içi meselelerin basın ve kamuoyu önünde tartışılmamasını istedi. Yücel, " İmza toplayıp olağanüstü kurultayı toplamaya çalışmak ne yazık ki parti kültürü ve sorumluluğuyla bağdaşmamaktadır. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile Cumhurbaşkanı adayımız sayın Muharrem İnce'yi karşı karşıya getirip yarıştırmaya çalışmak ancak 16 yıldır süregelen dinci-despotik düzenin sorumlularını mutlu eder" mesajını verdi.
Yücel'in açıklaması şu şekilde;
Bugün 16 yıllık AKP iktidarının Türkiye’yi getirdiği noktada Cumhuriyetin temel kazanımları, hızla yok edilmektedir. Demokrasi, kişilerin temel hak ve özgürlükleri, hukuk ve adalet sistemi Cumhuriyet tarihimiz boyunca hiç olmadığı kadar gerilemiş, Hukukun üstünlüğü ilkesi tamamen çökmüş, yargı saraya bağımlı hale getirilmiştir. Laiklik ilkesi tahrif edilerek toplum dinselleştirilmiştir. Başta eğitim olmak üzere neredeyse tüm toplumsal hayat, dini esaslara göre yeniden kurgulanmaktadır. Demokratik hukuk devletinin temeli olan denge ve denetim mekanizmaları bütünüyle yok edilmiş, devletin demokratik kurumsal yapısı hızla çökertilme aşamasına gelmiştir.
Ülkenin bu hale getirildiği bir dönemde, OHAL koşulları, yandaş medya ve kamunun tüm olanakları iktidar lehine kullanılarak adil olmayan bir seçim neticesinde Sayın Recep Tayyip Erdoğan'’ın Cumhurbaşkanı seçilmesi sağlanmıştır. Referandumdan önce fiili olarak yürürlüğe giren tek adamlı saray rejimi, 16 Nisan referandumu ve 24 Haziran seçimlerinin ardından kurumsallaşmış, devletin yasama, yürütme ve yargıdan doğan tüm güçleri sarayın elinde toplanmıştır.
Geldiğimiz noktada politik ve toplumsal alanda yaşanan tüm tahribatlara, toplumumuzu oluşturan kesimlerin inanç ve her türlü farklılıklarını siyaset malzemesi yaparak toplumu ayrıştıran ve kutuplaştıran uygulamalara karşı, örgütlü bir şekilde mücadele veren ve saray rejiminin karşısında umut yaratabilecek, muhalefet bloğunu bir arada tutabilecek yegane siyasi güç ülkemizin kurucu partisi, aydınlanmanın öncüsü Cumhuriyet Halk Partisidir.
Ülkemizin ve milletimizin geleceği için hayati öneme haiz 24 Haziran seçimleri öncesinde de, bu mücadele genel başkanımız Sayın Kemal Kılıcdaroğlu liderliğinde kararlılıkla sürdürülmüştür. Nitekim adalet yürüyüşü ardından adalet kurultayı, İYİ partinin seçime girebilmesi için demokrasi adına 15 vekilimizin verdiği destek, seçimde 3 siyasi partinin bir araya gelmesi sağlanarak millet ittifakının oluşturulması ve genel başkanımızın karşısında iki kez aday olan Sayın Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanı adayı gösterilmesi sayın genel başkanımızın liderliğinde gerçekleşmiş doğru ve özverili adımlardır.
Seçim çalışmaları, genel başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Muharrem İnce ve CHP örgütleri tarafından fedakarca yürütülmüştür. Bu demokrasi yarışının üzerinden daha 10 gün geçmeden, tabiri caizse terimiz soğumadan, bu durumu başarısızlık olarak göstermek ve genel başkanımızı tartışmaya açmak, kamuoyu önünde partimizi tartışmaya açmak demektir. Birbirimize en çok kenetlenmemiz, soğukkanlı ve itidalli davranmamız gereken şu süreçte bu tartışmaları yaratmak, üstelik imza toplayıp olağanüstü kurultayı toplamaya çalışmak ne yazık ki parti kültürü ve sorumluluğuyla bağdaşmamaktadır.
İçişleri bakanının "Valilere şehit cenazelerine CHP İl başkanları alınmasın talimatı verdim" dediği, küçücük çocuklarımızın, kadınlarımızın katledildiği, ekonomik krizin toplumun tüm kesimlerini yoksullaştırdığı, topluma ait tüm değerlerin iktidar eliyle erozyona uğratıldığı bir ortamda, Genel başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile Cumhurbaşkanı adayımız sayın Muharrem İnce'yi karşı karşıya getirip yarıştırmaya çalışmak ancak 16 yıldır süregelen dinci-despotik düzenin sorumlularını mutlu eder.
Cumhuriyet Halk Partisi ülkemizde tam demokrasiyi hedefleyen ve parti içerisinde demokrasiyi işleten bir partidir. Herkes siyaset etiği çerçevesinde, tüzüğümüze uygun olarak hareket edebilir. Bu koşullarda kimin kimi desteklediği ya da desteklemediğinden ziyade, öncelikle Altı Ok'a ve partimize taraf olmamız bilhassa önemli ve gereklidir. Genel başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu da, Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Muharrem İnce de, partimiz için ve ülkemiz için birbirinden kıymetli iki değerdir. Sonuç olarak her birimizin tarafı bellidir; tarafımız Cumhuriyet Halk Partisi ve Altı Ok'tur.
Değerli Cumhuriyet Halk Partililer,
Bugün yapılması gereken aklı selim, sağduyulu bir şekilde davranmaktır. TBMM’de milletvekilleri, Cumhurbaşkanı yemin etmeden, verdiğimiz demokrasi mücadelesinin üzerinden 10 gün geçmeden parti içinde bir iktidar mücadelesinin fitilini ateşlemek doğru bir siyasi tutum değildir. Her sorumluluk sahibi partilinin yapması gereken parti içi iktidar mücadelesini bir kenara bırakıp saray rejimi karşısında muhalefet bloğunu bir arada tutan, partimizi kamuoyunda tartıştırmadan yerel seçimlere taşıyacak bir olgunluk içinde davranmaktır. Parti içinde kırılganlıklara, ayrışmalara, duygusal kopmalara neden olacak tutum ve davranışlardan kaçınılmalıdır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak önce ülkemize, sonra partimize karşı sorumluluğumuz bulunmaktadır.
Bu anlamda Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl başkanı olarak, bu tartışmaların kamuoyu önünde daha fazla sürdürülmemesi, tüm örgütlerimizin sağduyulu ve itidalli olmaları, birlik ve beraberliğimizi bozmadan seçim sonuçlarının bir an önce il ve ilçe örgütlerimiz ve genel merkez düzeyinde analiz edilerek mücadelemize devam edilmesi konusunda tüm örgütlerimize, üyelerimize ve yöneticilerimize çağrıda bulunuyorum.
Hasan bağlarbunarı 4 Temmuz 2018 Çarşamba 23:20
|
Hanım Koçer 4 Temmuz 2018 Çarşamba 22:27
|
selçuklu 4 Temmuz 2018 Çarşamba 21:17
|
4 Temmuz 2018 Çarşamba 14:54
|
Murat kara 4 Temmuz 2018 Çarşamba 14:50
|
BUCALI 4 Temmuz 2018 Çarşamba 14:27
|