Gizem TABAN/GERÇEKİZMİR - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir eğitim sekreterlerinin düzenlediği, Türkiye’de eğitim politikalarında yapılan hataların açıklanarak ve çözüm önerilerinin sunulacağı basın toplantısı CHP İzmir İl Binasında gerçekleşti. Toplantıya İl Eğitim Sekreteri Binali Gül ve bazı ilçe eğitim sekreterlerinin yanı sıra İl Sekreteri Birgül Değirmenci de katıldı. Toplantı sonunda eğitimde tespit edilen sorunlar ve çözüm önerilerine yönelik 12 maddelik bir bildiri sunuldu.
Toplantının açılış konuşmasını yapan İl Eğitim Sekreteri Binali Gül, "2018-2019 Eğitim ve Öğretim yılı dağ gibi biriken bu sorunlarla bu hafta başladı. 16 yıldır iktidarda bulunan AKP Hükümeti bildiğiniz gibi 7 Milli Eğitim Bakanı değiştirdi. AKP’nin iktidara geldiği 2002’den bu yana en büyük tahribat eğitimde yaşanmış siyasi iradenin beklentileri doğrultusunda, planlı bir şekilde laik, bilimsel ve demokratik eğitim politikasından uzaklaşılmıştır. Bakandan bakana değişen eğitim politikaları ve sınavlarla yapılan değişiklikler nedeni ile öğrencilerimiz, velilerimiz ve öğretmenlerimiz bu sistem değişikliklerinin altında ezilmiş, moral ve motivasyonları sıfırlanmış ve başarı oranları sistematik olarak sürekli düşmeye başlamıştır" dedi.
"EĞİTİM SİYASETE KURBAN EDİLİYOR"
Eğitimin siyasete kurban edildiğini belirten Gül, ‘’Eğitim 81 milyonun sorunudur, gelecek planıdır, umududur. AKP’ye ve tek adamların insiyatifine bırakılmayacak kadar hayati bir konudur. Yapılması gereken çağdaş ve bilimsel yaklaşımla ulusal bir eğitim politikasını kalıcı kılmaktır. Tam tersine karma eğitim yönetmeliğindeki değişiklikler ile eğitim yine politik tartışmaların içine çekilmektedir. Eğitimin siyasete kurban edilmesi, bu ülkenin geleceğine, çocuklarına ve gençlerine yapılmış en büyük kötülüktür. İlçelerde eğitim masası var olan emekli olmuş öğretmenlerimiz tüm okul önlerinde karma eğitime karşı eylemlerimizi gerçekleştireceğiz. Eğer ısrarcı olurlarsa Türkiye genelinde okul önünde eylemlere başlayacağız. 2018-2019 eğitim ve öğretim yılı karma eğitimi tartışmaya açma çabaları ile başladı. Cemaat ve tarikatların talepleri ve baskıları doğrultusunda karma eğitime ilişkin düzenlemeler yönetmelikten çıkarıldı. FETÖ’den ders almayanların ahmakça çabaları geleceğimizi tehdit etmeye devam ediyor’’diye konuştu.
‘’BU ZİHNİYET KADIN DÜŞMANIDIR’’
Karma eğitimin kaldırılmasına yönelik tartışmalar konusunda iktidarı eleştiren Gül ‘’Karma eğitime karşı çıkan zihniyetin gerekçesi ne? Daha iyi bir eğitim mi? Kadın erkek eşitliği mi? Kız çocuklarının okutulması mı? Kadın hakları mı? Hayır! Bu iktidarın ve zihniyetin kadının okumasına da çalışmasına da, eğlenmesine de karşıdır… Kadını hep cinsel obje olarak görürler! Sokakta yürümesini dahi istemezler. Çünkü bu zihniyet kadın düşmanıdır! Bu zihniyet hayatın hiçbir alanında kadınla erkeği eşit görmemiştir. Kadın ve erkeğin aynı sınıflarda okumasına karşı oldukları gibi medeni kanuna da karşıdırlar. Kadına mirastan daha az pay verilmesini savunurlar. Bu nedenledir ki kadını özgürleştiren, eğitim hakkını, seçme ve seçilme hakkını veren en büyük kadın hakları savunucusu Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimlerini ortadan kaldırma gafleti içindedirler. Karma eğitim zorunluluğu, Anayasa ve Milli Eğitim Temel Kanunu’nda yer almaktadır, yönetmeliklerle değiştirelemez. Çünkü Anayasa, Yasa , Tüzük ve Yönetmelik hiyerarşine aykırı düzenleme yapılamaz. Yönetmelikler kanuna aykırı düzenlenmez. Biliniz ki karma eğitimden vazgeçmek, Türkiye Cumhuriyetinin temellerini yıkmak demektir. Cumhuriyet değerlerinden vazgeçmektir. Eğitim sistemini felç edenler boşuna heveslenmesinler, karanlık hedeflerine ulaşamayacaklar. Kimse umutsuzluğa kapılmasın. Biz varız, Cumhuriyet Halk Partisi var’’ifadelerini kullandı.
‘’ISRARCI OLUNURSA EYLEMLERE BAŞLAYACAĞIZ’’
Karma eğitimin kaldırılması konusunda ısrarcı davranılması halinde alanlara çıkacaklarının belirten Gül, ‘’ Tüm CHP örgütleri olarak ilçelerde eğitim masası kuruyoruz. Karma eğitimden vazgeçilmesinde ısrarcı olunursa, Türkiye’de tüm okullarda ve okul önlerinde eylemlere başlayacağız’’dedi.
CHP İzmir İl Eğitim Sekreteri Gül, eğitimde tespit ettikleri 12 soruna yönelik çözüm önerilerini şöyle sıraladı
Eğitimde Fırsat-İmkan Eşitliği Sağlanmalıdır. Okullar açılmadan önce, devlet okullarında okuyan her çocuğa, eğitime katkı payı olarak 500 TL verilmelidir. Özel okuldaki çocuğumuza 5000-TL verildiğine göre bu da verilebilir. Taşımalı eğitime son verilmelidir. İkili eğitim sistemi kaldırılarak, tam gün eğitim sistemine geçilmelidir. Birleştirilmiş sınıf uygulaması sonlandırılmalıdır. Her okulda öğle yemeği ücretsiz verilmelidir. Velilerden kayıt parası ve okul masrafları alınmamalıdır.
•Ülkemizin Kıt Kaynaklarını Betona Değil Beyne Kanalize Etmeliyiz. Tasarruf tedbirleri kapsamında Milli Eğitime ayrılan bütçeden kesinti yapıldı. Hiçbir medeni ülkede eğitim bütçesinden kısılarak tasarrufa gidilemez. Ülkenin can damarları kesilerek tasarruf yapılamaz. Aksine krizlerin pençesinden kurtulmak için eğitime daha fazla bütçe ayırmak gerekir. Çünkü eğitime ayrılan pay geleceğe yapılan yatırımdır. SEKA’yı özelleştirip kağıt ihtiyacımızı dışardan karşılamaya başladık. Şimdi çocuklarımızın kitaplarını basacak kağıt sıkıntısı yaşıyoruz.
•Eğitimin Bilimsel Niteliğini Korumalıyız. Laik, bilimsel, demokratik ve herkese parasız eğitim verilmelidir. Milli Eğitim Bakanlığı tarikat ve cemaatlerin eğitimle olan ilişkisini kesmeli, kimi vakıf ve derneklerle yaptığı protokolleri derhal iptal etmelidir.
•Eğitimde Paradigma Değişikliğine İhtiyaç Vardır. Sadece piyasacı, pragmatik ve çağ dışı eğitime dayalı öğretim programı anlayışı ile öğrenci yetiştirilemez. Eğitim felsefemiz çağdaş eğitim anlayışına dayanmalıdır. Çocuklarımızı geleceğe hazırlayan, geleceğin dünyası ile buluşturan, çağdaş, demokratik, laik ve bilimsel öğretim programları oluşturulmalıdır.
•Eğitimde Dönüşüm Yaparken Partizanca Davranmamalıyız; Eğitim sisteminin siyasallaşmasının önüne geçilmelidir. Talimatla değil liyakat esasına göre atama yapılmalıdır. Mülakat sistemine son verilerek, hak edenlerin ataması yapılmalıdır. KPSS’de yüksek puan alıp atamaya hak kazanan, ancak mülakatta çok düşük puan verilerek elenen öğretmenlerin haklarının iadesi yoluna gidilmelidir. Okul türleri Türkiye’nin ihtiyaçlarına göre belirlenmelidir. Talep edilmeyen çok az sayıda öğrencisi olan okul türleri, talep fazlası olan okul türlerine dönüştürerek sorun çözülmelidir.
•Eğitim Siyasetinizin Uygulama Alanı Değildir; Eğitime siyaset sokulmamalıdır. Siyasetin etkisindeki eğitim bilimsellikten uzaklaşır. Kadrolaşmayı hedefleyen atamalar sonlandırılmalıdır. AKP'li eski milletvekillerinin Rektör olarak atanmaları kamu vicdanını yaralamıştır. Rektörlük için 3 yıl profesörlük şartının kaldırılarak, kişiye özel atama yapılması kabul edilemez. Üniversitelerin siyasallaşması yanlıştır. Üniversiteler özgür üretim ortamları olmalıdır. Rektör ve dekanlar atamayla değil, öğretim üyeleri tarafından seçimle belirlenmelidir.
•Sınav Odaklı Eğitim Derhal Terkedilmelidir; Çocukların yeteneklerini ve ilgi alanlarını ortaya çıkartacak eğitim modellerinin hayata geçirilmesi gerekir. Ezberci ve sınav odaklı eğitimden vazgeçilmelidir. Çocuklarımızı istemedikleri okul türlerinde okumaya zorlayan LGS sistemi kaldırılmalıdır. Çocuklarımız ilgi alanlarına ve yeteneklerine göre yönlendirilerek, istedikleri lise türünde okumaları sağlanmalıdır. Başarının sırrı, öğrencilerin ilgi alanlarının ve yeteneklerinin tespit edilerek o alana yönlendirilmesinde gizlidir.
•Darbeci Eğitim Zihniyetinden Vazgeçilmelidir; 12 Eylül zihniyetiyle eğitimde yola devam edemezsiniz. Bir an önce erişilebilir, bölgesel farklılıkları giderilmiş, küresel düzeyde iddialı ve bilimsel eğitime geçilmelidir.
•Eğitimde 1+8+4 Sistemine Geçilmelidir; Eğitim sistemi, 1 yıl okul öncesi eğitim olmak üzere, 13 yıla çıkartılmalıdır. Eğitim yapısının ürettiği temel sorunlardan birisi de açık liselerdir. Bugün bu liselerde 1.586.823 öğrenci bulunmaktadır. Bu gidişle önümüzdeki yıl bu sayı 2 milyonu aşacaktır. Eğitimin toplumla, ekonomiyle ve bilimle ilişkisini yeniden kurmalı ve ona göre etkin yapılanma, çağdaş-bilimsel içerik, yetişmiş öğretmen, güçlendirilmiş okul ve edilgen olmayan öğrenci dikkate alınarak eğitim yeniden yapılandırılmalıdır.
•Öğretmenlere Hak Ettikleri Değer Verilmelidir. 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü ve 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde birer maaş ikramiye verilmelidir. Öğretmenlerin ek göstergeleri 3600’e çıkartılmalıdır. Öğretmenlerimizi az da olsa rahatlatmak için 2018 Eylül ayında ödenecek 1.121.- TL’lik hazırlık ödeneği de bir maaş seviyesine çekilmelidir. Tüm öğretmenler kadroya alınarak, ücretli öğretmen, sözleşmeli öğretmen, kadrolu öğretmen ayrımına son verilmelidir. Öğretmenlik Meslek Kanunu Çıkarılmalıdır. Bizim bu konudaki çalışmalarımız devam etmektedir.
•Karma Eğitimden Vazgeçilemez; 1739 sayılı kanunda tanımlanmış olan karma eğitim Cemaat, tarikat ve kimi oluşumların baskısıyla Kurum Açma Kapatma Yönetmeliğinden çıkarılarak tartışmaya açılmıştır. Anayasa ve Milli Eğitim Temel Kanunu’ndaki “karma eğitim” zorunluluğunu görmezden gelenler, kafalarını kuma gömüyorlar. Milli Eğitim Bakanlığı karma eğitimden vazgeçilemeyeceğini, Cumhurbaşkanlığı ise karma eğitiminde esneklik sinyalleri veriyor. Eğitimde çocuklarımızın üstün yararı söz konusudur. Pedagojik olarak doğru olan karma eğitim uygulamasıdır. Bunu da en iyi Milli Eğitim Bakanı bilir.