CHP’de gözler 7 Ocak’ta gerçekleşecek il kongresine çevrilirken, Ankara’ya giderek Kılıçdaroğlu’yla görüşen ardından il başkan adaylığı için ‘varım’ diyerek örgütleri tura çıkan PM eski Üyesi Saygılı, 2 yol önceki süreçte yayınladığı kongre manifestosunu bir kez daha yayınladı. Saygılı “Örgütümüzün, delegemizin iradesini etkileyecek hiç bir dayatma yapılmamalıdır. Dayatmalar asla kabul edilmemelidir” çağrısında bulundu.
GERÇEKİZMİR - CHP İzmir’de 1 Numaralı gündem il kongresi…7 Ocak’ta gerçekleşecek kongreye 15 gün kala örgütte hareketlilik arttı.
Gözler 'uzlaşı' gündemiyle İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun vekiller, belediye başkanları ve il yönetimiyle yapacağı görüşmede...
Potansiyel adaylar çalışmalarını sürdürürken, Ankara’ya giderek CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’yla görüşen, ardından il başkan adaylığı için ‘varım’ diyen ve örgütün nabzını tutmak için tura çıkan PM Eski Üyesi Hüseyin Saygılı, sosyal medyadan kongre manifestosu yayınladı.
2 yıl önceki il kongresi sürecinde yayınladığı mesajı aynen paylaştığını duyuran Saygılı, belediye başkanlarının sürece müdahil olmaması gerektiğini söyledi, “Örgütümüzün, delegemizin iradesini etkileyecek hiç bir dayatma yapılmamalıdır. Dayatmalar asla kabul edilmemelidir” ifadelerini kullandı.
İŞTE O MESAJ:
CHP İZMİR İL KONGRESİNE GİDERKEN ÖRGÜTE DÜŞEN GÖREVLER...
Değerli CHP li örgüt emekçileri ve il kongre delegeleri il kongremiz var ve bu süreçte neler oluyor,kongremizden neler bekliyoruz bunu irdelememiz gerekmektedir. Bu herşeyden önce CHP üyesi olmanın görevi ve sorumluluğudur. Bir süre önce sürecin nasıl işlemesi gerektiği ile ilgili değerlendirmelerimi sizlerle paylaşmıştım.
Kongre sürecinin temel aktörleri öncelikle İlçe Başkanlarımız başta olmak üzere il delegelerinindir. Geçmişte partimize emeklerini koymuş parti emekçilerinin,kadın kollarımızın,gençlik kollarımızın süreçte yer almaları çok çok önemlidir.
Herşeyden önce nasıl bir il Başkanı sorusuna , gerek Partimizin İzmir il örgütünün ihtiyaçlarına,İzmir'mizin sorunlarını ve çözüm imkanlarını değerlendirerek, gerekse Ülkemizin içinde bulunduğu duruma göre ve giderek ağırlaşan koşullara karşı nasıl bir mücadele bizi bekliyora göre cevap verilmelidir. Bu değerlendirmeyi yaparak İl Başkanını seçmemiz çok önemlidir.Peki bunu nasıl yapacağız? O zaman demokratik geleneklerimiz,Parti kültürümüz ve birikimlerimiz ışığında aşağıdan yukarıya değerlendirmelerle, toplantılarla bu süreci işleterek doğru adayı bulma ve örgüte mal ederek kalıcı ve sahiplenilmesini sağlayabiliriz. Olması gereken,bu sürece partimizin bütün organlarını katarak örgüt iradesinin ortaya çıkmasını sağlayabiliriz. Gerçek irade ancak bu şekilde yöneticilerini ortaya çıkarır. Bu süreç böylemi işliyor? buna vereceğim cevap HAYIR! Son zamanlarda bu tersine işletilmektedir.
Yukarıdan bir aday çıkarılarak örgüt o adaya göre şekillendirilmektedir. Bu belli güçlerin egemenliği altında yürüyen zaaflarla dolu,ne yöne gideceği bilinmeyen her an değişkenlik gösteren , o mu aday bu mu aday,ne zaman aday,çekilirmi? kim kimle birleşir vb yorumların havada uçuştuğu kafaların karıştığı bir sürece hapsolmamızı getirmektedir. Bu durum büyük bir bilgi kirliliğine ister istemez neden olmaktadır.kim hangi hesabı yapıyor yok 2019 hesabi içindedir gibi değerlendirmelerin malzemesi olmaya devam edecektir.
Sürekli bir yerlerin yönlendirilmesini bekleyen bir örgüt yapısıyla bir yere gitmemiz mümkün değildir. Kendi kendimizi kandırıyoruz.sürekli Genel Başkan'a , Aziz Başkan'a muhtaç onların işaretini bekleyen bir örgüt haline getiriliyoruz. Örgüt olarak Kendi işimizi kendimiz yapamadığımız için Belediye Başkanımız ne diyor ona soralım davranışları örgütümüzün gerçek iradesinin ortaya çıkmasına engel olacağı gibi aynı zamanda tembelleştiren ayakları üzerinde duramayan, dayanıksız ,insiyatifi körelmiş bir örgüte işaret ederki buda bizim felaketimiz demektir. Bu süreçte şahit olduğumuz,en çok eleştiri konusu yapılan şey Aziz Başkan ne diyor? Bu hem Başkanlarımızı yıpratmakta hemde onlara muhtaç,onlar olmadan bir iş yapamaz,iradesini başkanlara hapsetmiş bir örgütü tarif eder. Bundan kurtulmak gerekir. Hem eleştiriyoruz hemde onlara gidip onların görüş oluşturmasına göre hareket ediyoruz. O zaman herkes kendi durumunu gözden geçirmelidir.
Gelelim bu tespitimden sonra Belediye Başkanlarımızın tutumuna. Hiçte biz karışmıyoruz demesinler hepside bal gibi karışıyorlar. Elbette CHP li bir üye olarak görüşleri önemlidir. Ancak Belediye Başkanı olarak konumunu pozisyonunu kullanarak örgüt üzerinde hakimiyet sağlamayı doğru bulmuyorum. Kısaca Örgüt kendi asli görevlerini yapmalı ,Belediye Başkanlarıda kendi görevlerini hizmetlerini projelerine odaklanmalılar. Eğer örgüt boşluk yaratırsa,başka aktörler bu boşluğu doldurur. Zor süreçlerden geçmekteyiz.
Hükümetin baskılarının arttıracağı sıkıntılı günler bizi beklemektedir. Belediye Başkanlarımıza baskıların artacağı günlere işaret etmektedir. Bu durum Belediye Başkanlarımızı endişelendirmiş olabilir. Güçlü bir il örgütü ihtiyacını hissetmiş olabilirler. Her türlü baskıya kendilerinin cevap vermesi yerine siyasi önderliğin bu mücadeleyi vermesini bekleyebilirler. Bu nedenle bu endişeyi taşıyarak hareket ediyor olabilirler. Bu olsa bile bu onların bir araya gelip bir aday üzerinden değerlendirme yapıp örgüte dayatma yetkisi ve haklılığını vermez. Ellerinde bulundurdukları güçten güç alarak baskıcı ve dayatmacı örgüt iradesine müdahaleci anlayışı kabul etmemiz mümkün değildir. Partiyi gereksiz tartışmaların odağı haline getirir ve birbirimizi yıpratır,Yakın gelecekte bunun sancılarını hep birlikte yaşarız. Partimize zarar verdiğimiz,örgüt belediye çekişmesine fırsat verdiğimiz bir sürecin önünü açmış oluruz.
İl Başkan adaylarımız belediye başkanlarının desteğine ihtiyaç duymamalıdır,gereğide yoktur. Örgüte,delegelere gitmeleri,mücadelelerini kendi doğal mecrasında yürütmelidirler.Partililerimiz nasıl bir aday olmalıya yoğunlaşmalıdırlar. Aksi taktirde abi formülü,genç formülü kadın olsun formülleri iki gün geçmeden etkisizleşir ve değersizleşir anlamını yitirir sizi çelişkili duruma düşürür.
Son söz olarak çağrıda bulunmak istiyorum.
Örgütümüzün, delegemizin iradesini etkileyecek hiç bir dayatma yapılmamalıdır. Dayatmalar asla kabul edilmemelidir.
SÖZ VE KARAR DELEGENİNDİR,ÖRGÜTÜNDÜR...
Belediye Başkanlarımız delege iradesini etkilyecek hal ve davranışlardan uzak durmalıdırlar. Bu herşeyden önce hem partimiz hemde kendilerinin yıpranmamaları için önemlidir. Kongre sürecini kendi dinamiklerine bırakmak gerekir. Yanlış yapacağını düşünseniz dahi doğruyu bulmasına olanak tanınmalıdır. Delege ne eylerse doğru eyler.
Kongremizin, bugüne kadar demokratik kazanımlarından, tüzüğümüzün gereği olan çarşaf listeyle seçimlerin yapılmasından asla taviz verilmemelidir.
Başta Aday olan arkadaşlarımı kutlar başarılar dilerim.
Kongremizin başarılı sonuçlar getirmesini diliyor tüm partili arkadaşlarıma saygılarımı sunarım.
(Not: İki yıl önce yayınladığı görüşlerimdir... Aynen katılıyorum)